Türkiye depremden etkilenen bölgelerde yeniden inşa için çalışmaları hızlandırıyor

Depremde evini kaybedenler için Hatay’da kurulan kamptaki bir çocuk (EPA)
Depremde evini kaybedenler için Hatay’da kurulan kamptaki bir çocuk (EPA)
TT

Türkiye depremden etkilenen bölgelerde yeniden inşa için çalışmaları hızlandırıyor

Depremde evini kaybedenler için Hatay’da kurulan kamptaki bir çocuk (EPA)
Depremde evini kaybedenler için Hatay’da kurulan kamptaki bir çocuk (EPA)

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelerek, 11 ilin yanı sıra komşu Suriye’yi de vuran ve iki ülkede toplam 50 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan depremin ardından yeniden inşa süreci için güçlü bir kararlılıkla adımlar hızlanıyor.
‘Asrın afeti’ olarak tanımlanan depremden 20 gün sonra, taşınması uzun zaman gerektiren milyonlarca ton molozu kaldırmanın zorluklarına rağmen, Türkiye bir an önce afetten etkilenen şehirlerde yeniden yapılanma sürecini başlatmaya kararlı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, dün kalıcı konut çalışmalarına ilişkin Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı;
“Tüm çabamız, vatandaşlarımızı bir an önce evlerine kavuşturmak için. Sözleşmelerini imzaladığımız, zemin etüt çalışmaları tamamlanmış alanlarda hemen işe koyuluyoruz. TOKİ eliyle Nurdağı ve İslahiye’de ilk etapta yapacağımız 855 konutumuz için ilk kazmayı vurduk.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, “Mart ayında 200 bini konut, 70 bini köy evi olmak üzere 270 bin vatandaşımızı ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için bismillah demiş olacağız” dedi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) tahminlerine göre, deprem yaklaşık 520 bin daireyi içeren 160 binden fazla binanın yıkılmasına veya ciddi şekilde hasar görmesine yol açtı ve 1,5 milyon kişi yerinden oldu.
UNDP, 1999’da meydana gelen Gölcük depreminde ortaya çıkan 13 milyon ton moloza kıyasla, Kahramanmaraş merkezli iki depremin geride 116 milyon ila 210 milyon ton moloz bıraktığını tahmin ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cuma günü imzaladığı bir kararnameye göre, yerli veya yabancı kişiler, kurumlar ve kuruluşlar, deprem bölgesindeki konut ve işyeri ihtiyacını karşılamak ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na hibe edilmek üzere Bakanlıkça gösterilecek yerlerde ve Bakanlıkça belirlenecek tip projelere uygun konut ve işyeri yapabilecek veya yaptırabilecek.
Yetkililer, depremzedeleri barındırmak için etkilenen bölgelere 300 binden fazla çadır gönderildiğini bildirdi.
Ancak bazı depremzedeler ve muhalefet partilerinden, ısıtıcılar ve çocuklu annelerin ihtiyaçlarının yanı sıra özellikle tuvaletler olmak üzere temel hizmetler ve çadırların ciddi şekilde eksik kaldığına ilişkin şikayetler artmaya devam ediyor.
Hükümet, depremin neden olduğu yıkıma tepkisi, bina kalite kontrollerini yıllardır uygulamaması ve 1999’dan beri toplanan 38 milyar dolarlık deprem vergisini başka şekillerde kullandığı iddialarıyla eleştirildi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, felaketin ardından üç hafta geçmesine rağmen çadır temininde sorunun devam ettiğini öne sürdü.
Babacan konuya ilişkin açıklamasında, kırsala önem verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Çiftçilerimizin sıkıntılarının bir an önce giderilmesi gerekiyor ki, tarımsal üretimle ilgili bir aksama meydana gelmesin. Özellikle tarım sektörüne, çiftçilerimize, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza dönük özel programlar gerekiyor. Bu ihtiyaçların tek tek tespit edilip hızlı bir şekilde giderilmesi için çözümler gerekiyor” dedi.
AFAD, deprem nedeniyle yaşanan can kaybının 44 bin 218’e yükseldiğini bildirirken, Suriye’de 5 bin 914 kişi yaşamını yitirdi.
Depremlerden etkilenen Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’da tahliye edilenlerin sayısı 528 bin 146 kişiye ulaştı.
Öte yandan, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinin Belediye Başkanı Ökkeş Kavak tutuklandı. Kavak’ın, belediye başkanı seçilmeden önce, deprem soruşturmasında tutuklanan Belediye Meclis Üyesi müteahhit Yunus Kaya ile ortak inşaat yaptığı ortaya çıktı.
Deprem felaketinde birçok yakınını kaybeden Kavak verdiği ifadede, daha önce müteahhitlik yaptığını ancak belediye başkanı olduktan sonra şirketi kardeşi Osman Kavak’a devrettiğini söyledi.
Gaziantep’in Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde yıkılan bazı binalarla ilgili soruşturma kapsamında 22 kişi tutuklandı. Müteahhit ve yapı denetim görevlilerinin de arasında olduğu 80 kişiye yönelik aramalar devam ediyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise, Diyarbakır’daki AFAD Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı açıklamada, “Deprem bina soruşturmalarının dökümüne baktığımızda bugüne kadar 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldı. Bunlardan 184’ü hakkında tutuklama, 214’ü hakkında adli kontrol, 71’i hakkında yakalama kararı verildi. 55 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, şu anda 2 kişi gözaltında. Hakkında işlem başlatılan kişilerden 16’sı da vefat ettiği için ona göre işlem yapıldı” dedi.
Suudi Arabistan’ın, Türkiye ve Suriye’ye depremden etkilenenler için yaptığı yardım kapsamında 40 ton yardım taşıyan 14. uçak dün yardımları ulaştırdı.



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.