AB'de otomobil krizi: Karbon emisyonlu motorların yasaklanma kararı Berlin'den döndü

AB ülkelerinin bakanlarının bugün bir araya gelerek 2035'ten itibaren karbon emisyonlu araç satışını yasaklayan düzenlemeye onay vermesi bekleniyordu

Yanmalı motorlu araçlar Alman ekonomisi için güçlü bir sembol olmanın yanı sıra ciddi bir istihdam kaynağı olarak da görülüyor (Reuters)
Yanmalı motorlu araçlar Alman ekonomisi için güçlü bir sembol olmanın yanı sıra ciddi bir istihdam kaynağı olarak da görülüyor (Reuters)
TT

AB'de otomobil krizi: Karbon emisyonlu motorların yasaklanma kararı Berlin'den döndü

Yanmalı motorlu araçlar Alman ekonomisi için güçlü bir sembol olmanın yanı sıra ciddi bir istihdam kaynağı olarak da görülüyor (Reuters)
Yanmalı motorlu araçlar Alman ekonomisi için güçlü bir sembol olmanın yanı sıra ciddi bir istihdam kaynağı olarak da görülüyor (Reuters)

Avrupa Birliği'nin blok içinde karbon emisyonlu araç satışlarını 2035'ten itibaren yasaklama kararı Almanya'nın vetosuna takıldı.
Almanya'nın vetosu, Avrupa Birliği'nin sera gazı salınımını ulaşımdan hariç tutmak ve 2050'ye kadar iklim nötr hale gelme hedeflerini de belirsizliğe düşürdü. Ekonomisinde otomotiv sektörünün lokomotif rolü üstlendiği Almanya'nın konu hakkında agresif bir politika izlemesinin, blok içindeki diğer ülkelere kötü örnek oluşturabileceğinden ve bazı ülkelerin ulusal çıkarlarını iklim hedeflerinin önünde tutabileceğinden endişeleniyor.
Almanya'nın vetosu öncesinde Avrupa Birliği'nin 'yanmalı motor yasağı' için anlaşma tamamlanmış gibi görünüyordu. Hem Avrupa Parlamentosu hem de AB Konseyi'ndeki ülkeler, 2035 itibariyle karbon salınımı yapan araçların satışını yasaklamak üzerinde anlaşmış ve AB içinde elektrikli araçları bir norm haline getirme kararı almıştı. 
Ancak AB ülkelerinin bakanlarının bugün son onay için yapacağı toplantı öncesinde Almanya hükümeti karar değiştirerek düzenlemeyi engelledi.

Almanya ne istiyor?
Almanya'nın düzenlemeyi engellemesinin en büyük nedenlerinden biri olarak, koalisyon hükümetinin ortaklarından Hür Demokrat Parti'nin (FDP) düzenlemede bir boşluk yaratılması talebi gösteriliyor.
Hür Demokratlar, düzenlemede hukuki bir boşluk bırakılmasını istiyor ve 'e-yakıt' kullandığı sürece yanmalı motorlu araçların satışına devam edilmesi gerektiğini savunuyor. 'E-yakıt' olarak bilinen sentetik yakıt iklim nötr olsa da, üretilmesi için elektrikli bir aracı şarj etmekten daha fazla enerji harcanması gerekiyor.
FDP düzenlemede yapılacak değişiklikteki ısrarını, Avrupa Birliği'nin yeni teknolojilere açık olması gerektiği argümanıyla savunuyor. Ancak siyasi uzmanlar, FDP'nin geçtiğimiz yıl boyunca yerel seçimlerde peş peşe aldığı yenilgilerin, Almanya'da belirgin bir sanayi sembolü ve istihdam kaynağı olan yanmalı motorları siyasi öncelik haline getirdiğini vurguluyor.

Blok içerisinden Berlin'e tepkiler
Almanya'nın sıfır emisyonlu araba düzenlemesine son anda engel koyması Avrupa Birliği başkentlerinin de tepkisini çekti.
Macron'un partisine mensup olan Fransız vekil Pascal Canfin'e göre durum 'kabul edilemez'. Avrupa Parlamentosu'nun çevre komitesine de başkanlık eden Canfin, Alman hükümetinin politikasıyla ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Bir ülkenin sözünden dönmesi kabul edilemez. Olaf Scholz hükümeti Avrupa tarihine Yeşil Anlaşma'yı öldüren hükümet olarak geçmemeli."
Almanya'nın düzenlemeye sıcak bakmayan Polonya, Bulgaristan ve İtalya gibi ülkelerle bir blok oluşturarak düzenlemeyi engelleyebileceği belirtiliyor. Ancak Scholz hükümetine AB içerisinden olduğu kadar Berlin'den de tepki var.
Koalisyon hükümetinin bir diğer ortağı olan Yeşiller, düzenlemeyi savunuyor. Almanya Parlamentosu'nun Avrupa İlişkileri Komitesi'nde başkanlık yapan Yeşiller vekili Anton Hofreiter, Alman hükümetinin anlaşmanın son metrelerinde farklı bir fikirle ortaya çıkmasını eleştirdi ve bu yaklaşımın Avrupa'daki güven ortamıyla kumar oynamak olduğunu söyledi. 

Independent Türkçe, Politico, Reuters, AP



ABD-Birleşik Krallık ticaret anlaşmasında neler var?

Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)
Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)
TT

ABD-Birleşik Krallık ticaret anlaşmasında neler var?

Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)
Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)

İngiliz yetkililer, ABD ile yapılması beklenen bir ticaret anlaşmasının, ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel ekonomiyi sarsan gümrük vergilerinin etkilerini hafifleteceğini umuyor.

Trump bu yılın başlarında, ABD'ye ithal edilen tüm otomobillere yüzde 25 gümrük vergisi uygulanacağını açıklamış ve bu önlem Rolls-Royce ve Aston Martin gibi İngiliz lüks otomobil üreticilerini olumsuz etkilemişti.

Bu vergiler, 2 Nisan'da yürürlüğe giren ve aralarında İngiliz ürünlerine yönelik yüzde 10'luk genel gümrük vergisinin de bulunduğu bir dizi gümrük vergisine ek olarak uygulanıyor.

Downing Street bugün yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık ile ABD arasındaki ticaret görüşmelerinin ‘hızlı bir şekilde devam ettiğini’ ve bugün ilerleyen saatlerde bir güncelleme beklendiğini bildirdi. Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘son derece saygın bir ülke’ ile ‘büyük bir ticaret anlaşması’ yapıldığını duyurmasının ardından geldi.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın Sözcüsü, “Başbakan her zaman Birleşik Krallık'ın ulusal çıkarları doğrultusunda hareket edecektir. ABD hem ekonomik hem de ulusal güvenliğimiz için vazgeçilmez bir müttefiktir... İki ülke arasındaki anlaşma görüşmeleri hızla devam etmektedir ve Başbakan bugün ilerleyen saatlerde konuyla ilgili bilgi verecektir” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Independent'tan aktardığına göre anlaşma, İngiliz otomotiv ve çelik endüstrilerine uygulanan yüzde 25'lik gümrük vergisinin tüm etkilerinden belirli sayıda İngiliz ihracatını muaf tutan kotalar içerebilir.

Bunun karşılığında Birleşik Krallık, Meta ve Amazon gibi büyük ABD teknoloji şirketlerini etkileyen dijital hizmetler vergisi konusunda taviz verebilir.

2020'de yürürlüğe giren yüzde 2'lik vergi, Birleşik Krallık'a yılda yaklaşık 800 milyon sterlin (yaklaşık 1 milyar dolar) gelir sağlıyor.

Anlaşmanın bir parçasını oluşturabilecek diğer hususlar arasında ABD otomobillerine uygulanan gümrük vergilerinde taviz verilmesi ve ABD tarım ürünlerine uygulanan vergilerin azaltılması da yer alıyor.