Avustralya'da Aborjinlerin anayasal olarak tanınması için referandum yapılacak

Ülke, 1999'dan sonra ilk kez bir referandum için sandık başına gidecek.

Son anket sonuçlarına göre halkın yüzde 59'u yeni düzenlemeyi destekliyor (Reuters)
Son anket sonuçlarına göre halkın yüzde 59'u yeni düzenlemeyi destekliyor (Reuters)
TT

Avustralya'da Aborjinlerin anayasal olarak tanınması için referandum yapılacak

Son anket sonuçlarına göre halkın yüzde 59'u yeni düzenlemeyi destekliyor (Reuters)
Son anket sonuçlarına göre halkın yüzde 59'u yeni düzenlemeyi destekliyor (Reuters)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, ülkedeki yerli halklar olan Aborjinler ve Torres Boğazı Adalıları'nın anayasal olarak tanınması için bir referandum düzenleneceğini açıkladı.
Duygusal bir konuşma yapan ve zaman zaman gözyaşlarını tutmakta zorlanan Albanese, Avustralyalıları "geç kalınmış" referanduma destek vermeye çağırdı.
Referanduma konu olan düzenlemenin birçok kişi için uzun zamandır beklendiğini vurgulayan Avustralya lideri, işbirliği ruhu ve saygılı diyaloğun varılan nokta için çok önemli olduğunu söyledi.
Albanese, referandumu "Şimdi değilse, ne zaman?" sorusuyla duyurdu.
Referandumda Avustralyalıların önüne, "Avustralya'nın İlk Halkları'nı tanımak için anayasa değiştirilecek ve Aborjin ve Torres Boğazı Adalılarının Sesi kurulacak. Bu değişikliği onaylıyor musunuz?" sorusu konulacak.
Referandumdan onay çıkarsa, anayasaya eklenen maddeyle parlamentoda "Aborjin ve Torres Boğazı Adalılarının Sesi" isimli bir danışma komitesi kurulacak.
Komite, yerel halkları etkileyen konularda parlamentoya bağlayıcılığı olmayan öneriler sunacak.
Herhangi bir anayasal değişikliğin referanduma tabi olduğu ülkede, halk oylamasının gelecek ekim ile aralık ayları arasında yapılması planlanıyor.
26 milyon nüfuslu Avustralya'da nüfusun yüzde 3,2'sini oluşturan Aborjinler, Britanyalı sömürge yönetimi tarafından ötekileştirilmiş ve 1960'lara kadar seçme hakkında dahi kavuşamamıştı. Aborjinler, uzun yıllar boyunca birçok sosyo-ekonomik ölçümde ülke ortalamasının altında kalmıştı.
Torres Boğazı'ysa Avustralya ile Papua Yeni Gine arasında kalan bölgeye verilen isim. 300 kadar ada ve adacığın bulunduğu bölgede yaşayan yerli halk kendilerini Torres Boğazı Adalıları olarak tanımlıyor. Avustralya'nın yerlilerinden olan adalıların, Aborjinlerden farklı dil, inanç ve kültürleri var.

Muhalefet detayları bekliyor
Ana muhalefet lideri Peter Dutton, danışma komitesinin nasıl çalışacağına ilişkin sorularına hükümetten yanıt gelmediğini ve daha fazla detaya ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Dutton, "Destekleyip desteklemeyeceğimize zamanı gelince karar vereceğiz" dedi.
Kırsal bölgelerde faaliyet gösteren, muhalefet bloğunun küçük ortağı Ulusal Parti düzenlemeye karşı olduğunu açıklarken, Yeşiller ve bazı bağımsız vekiller değişikliğe destek vereceklerini duyurdu.
Guardian'ın salı günü yaptığı bir ankete göre düzenlemeye destek verenlerin oranı 5 puan azaldı ama yine de seçmenin yüzde 59'u anayasal değişikliği destekliyor.
Uzmanlar Albanese'in referandum kararıyla birlikte siyasi bir kumar oynadığını düşünüyor. Zira Avustralya tarihinde şu ana kadar 19 referandumda önerilen 44 değişikliğin sadece 8'i halktan onay alabildi.
Ülkede en son 1999'da yapılan referandumda, anayasayı değiştirerek Britanya monarşisinin yerine cumhuriyet ilan etme önerisi halka sorulmuş ancak öneri kabul edilmemişti.
Birçok kişi son referandumda sorulan soru için seçilen ifadeleri eleştirmişti. Albanese bu nedenle gelecek referandumdaki soruyu olabildiğince basit ve anlaşılır tuttuklarını söyledi.
Independent Türkçe, Reuters, CNN



BM: Afganistan'da DEAŞ Horasan'a bağlı 2 bin savaşçı faaliyet gösteriyor

11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)
11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)
TT

BM: Afganistan'da DEAŞ Horasan'a bağlı 2 bin savaşçı faaliyet gösteriyor

11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)
11 Aralık'ta Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde Afgan polis memurları (EPA)

Birleşmiş Milletler’in (BM) yayımladığı bir raporda, DEAŞ Horasan örgütünün Afganistan’da yaklaşık 2 bin savaşçıyı bünyesinde barındırdığı, 14 yaşın altındaki çocuklara ideolojisini aşıladığı ve sürdürdüğü terör eylemleriyle bölgesel güvenliği tehdit ettiği belirtildi.

Raporda, Peştunların Afganistan’daki DEAŞ unsurlarının lider kadrolarında ağırlıkta olduğu, buna karşılık çok sayıda militanın Orta Asya ülkelerinden geldiği kaydedildi. Şarku’l Avsat’ın Khaama Press’ten aktardığına göre, örgütün yapısı ulusötesi bir nitelik taşıyor.

Rapora göre, DEAŞ Horasan’ın temel hedefleri arasında küresel ölçekte geniş çaplı saldırılar düzenlemek, savaşçı devşirme kapasitesini göstermek ve mali destek sağlamak yer alıyor. Analistler, örgütün etki alanını genişletmesinin Afganistan ve genel olarak bölge için kalıcı bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulunuyor.

BM raporunda ayrıca, örgütün Afganistan’ın kuzeyindeki bazı bölgelerde ve Pakistan sınırına yakın alanlarda okullar kurduğu, bu merkezlerde 14 yaşın altındaki çocuklara ideolojik eğitim verildiği ve intihar saldırıları için hazırlandıkları ifade edildi. BM, çocukların bu şekilde kullanılmasını son derece tehlikeli olarak nitelendirdi.

Uzmanlar, söz konusu raporun Afganistan’ın hâlen birçok aşırılık yanlısı örgüt için güvenli bir sığınak olma özelliğini koruduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor. Bölgesel ve uluslararası otoriteler, terörle mücadelede eşgüdümlü adımlar atılmaması halinde bu örgütlerin nüfuzlarını genişletebileceği ve bölgenin farklı noktalarında yeni saldırılar gerçekleştirebileceği endişesini dile getiriyor.


Pakistan: İmran Han ve eşi yolsuzluk davasında 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)
Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)
TT

Pakistan: İmran Han ve eşi yolsuzluk davasında 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)
Eski Pakistan Başbakanı İmran Han'ın Mart 2023 tarihli bir fotoğrafı (Reuters)

Pakistan merkezli Geo News televizyonu, bir mahkemenin bugün eski Başbakan İmran Han ve eşi Büşra Bibi hakkında, devlete ait hediyelerin gerçek değerinin altında elden çıkarılmasıyla bağlantılı bir yolsuzluk davasında her biri için 17 yıl hapis cezası verdiğini duyurdu.

Han ailesinin avukatı Rana Mudassir Umar, Reuters’a yaptığı açıklamada, mahkemenin savunmayı dinlemeden karar verdiğini belirterek, “Mahkeme, İmran Han ve Büşra Bibi’yi yüksek para cezalarıyla birlikte 17’şer yıl hapis cezasına çarptırdı” dedi.

Eski bir uluslararası kriket oyuncusu olan İmran Han, daha sonra siyasete atılarak öne çıkan bir isim olmuş ve Ağustos 2018 ile Nisan 2022 arasında Pakistan Başbakanı olarak görev yapmıştı.

Han, 10 Nisan 2022’de mecliste yapılan güven oylaması sonucunda görevden alınmış ve Pakistan tarihinde bu yöntemle görevden düşürülen ilk başbakan olmuştu.

2024’ün başlarında ise İmran Han hakkında birden fazla yolsuzluk davasında hapis cezaları verilmişti. Han ve eşi, halen Ravalpindi’de tutuklu bulunuyor.


Trump’ın Asya’daki ateşkesi saatler içinde çöktü

ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
TT

Trump’ın Asya’daki ateşkesi saatler içinde çöktü

ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD ve Malezya'nın arabuluculuğuna rağmen Kamboçya-Tayland hattında çatışmalar sürüyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Tayland ve Kamboçya'nın ateşkesi kabul ettiğini duyurmasına rağmen Bangkok yönetimi saldırıları sürdüreceğini bildirdi.

Trump, sosyal medyadan dün paylaştığı yazılı açıklamada, Tayland Başbakanı Anutin Charnvirakul ve Kamboçya Başbakanı Hun Manet'le "verimli bir görüşme yaptığını" ifade etmişti.

ABD Başkanı, Malezya Başbakanı Enver İbrahim'in de arabuluculuğuyla tarafların ateşkesi kabul ettiğini söylemişti.

Ancak Tayland Başbakanı Charnvirakul, Trump'la görüşmesinin ardından yayımladığı mesajda "Toprağımıza ve halkımıza yönelik tehdit olmadığını hissene kadar askeri operasyonlara devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Charnvirakuli, Kamboçya sınırdaki mayınları temizleyip askerlerini çekene dek ateşkesin mümkün olmayacağını da ekledi.

Trump'ın ateşkes açıklamasına rağmen iki taraftan da saldırı haberleri geldi.

Tayland ordusu, Kamboçya'ya ait iki askeri hedefe sabah saatlerinde iki F-16'yla harekat düzenlendiğini duyurdu.

Sınırdaki Ban Nong Ya Kaeo ve Ban Nong Chan yerleşimlerine yakın noktadaki silah ve mühimmat depolarının vurulduğu aktarıldı.

Ayrıca Kamboçya'daki Thma Da bölgesinde yer alan Zafer Köprüsü'nün de vurulduğu belirtildi. Punom Pen yönetimi bölgedeki sivillerin tahliye edildiğini duyurdu.

Diğer yandan Tayland, Kamboçya'dan bugün düzenlenen roket saldırısında bazı sivillerin yaralandığını bildirdi.

Kamboçya-Tayland çatışmaları

İki ülke arasındaki sınır ihtilafı, Kamboçya'nın Fransız sömürgesi olduğu dönemde çizilen ve bölgenin Tayland'dan ayrılması için kullanılan 1907 tarihli haritadan kaynaklanıyor.

Kamboçya toprak talebinde bulunmak için bu haritayı referans alırken, Tayland haritanın yanlış olduğunu savunuyor.

Son dönemdeki gerginlikse 28 Mayıs'ta sınırda çıkan çatışmalarda bir Kamboçyalı askerin öldürülmesiyle başlamıştı. Taylandlı 5 asker de geçen hafta mayına basarak yaralanmıştı. 

Bunun üzerine 24 Temmuz'da taraflar arasında sıcak çatışma başlamıştı. 5 günlük çatışmalarda toplamda en az 38 kişi yaşamını yitirirken, her iki ülke de bölgeden binlerce kişiyi tahliye ettiğini duyurmuştu.

Taylandlı askerler geçen ay Kamboçya sınırında mayına basıp yaralanmış, Bangkok yönetimi de barış anlaşmasının askıya alındığını açıklamıştı.

Geçen ay tekrar başlayan çatışmalarda şimdiye dek en az 21 kişi öldü, 700 bin kişi tahliye edildi.

Independent Türkçe, CNN, BBC