Davulculardan, toplu iftarlara, sokakları aydınlatan ramazan süslemelerine ve aileler arasında değiş tokuş edilen kahvaltı tabaklarına kadar el-Hâra olarak isimlendirilen “Mahalle” kavramı, bir Ramazan simgesi ve aynı mahalle topluluğu arasındaki dayanışma imajını yansıtan birçok sosyal ritüel ve adetin yer aldığı bir kap gibi. Ramazan ayıyla birlikte mahallenin önemi yeni bir boyut kazanıyor.
Pek çok değişikliklere rağmen Arap mahallesi, sembolizmiyle toplum vicdanında ve Arap sosyal zihninde varlığını sürdürdü. Popüler folklor mirası ile Mısır mirası arasındaki Mısır mahallelerinden ve buradaki yaşamın renklerinden, dam pencerelerinin Ramazan fenerleri ile aydınlatıldığı tarihi Cidde'ye ve insanların sahurlarda bir araya geldiği Kuveyt ve Irak sokaklarına kadar bazı mahalleler eski kimliklerini koruyor. Ramazan ayının gelişiyle birlikte bu mahallelerin evleri ve duvarları neşeyle süsleniyor. Ramazan'da sofralarda buluşup sohbet eden mahalle sakinleri, zamanın ve insanın kokusunu içine çekiyor.
Kırk yıl önce Ramazan, toplumsal ruhu içinde, mekanın doğasıyla bağlantılıydı. Şarku’l Avsat’a konuşan Suudi sosyal tarihi araştırmacısı Mansur el-Âsaf, bu konuda o geçmiş ile ilgili şunları anlattı: “Klasik mahalle evleri ve sakinleri, iftar saatini bekliyordu. Radyo ve televizyon ailenin bir ferdi gibiydi. Riyad'da İbn Mecid ve Mekke'de Abdul Hafız Hoca'nın el-Hâra Camii’nde ezan okuması üzerine Suudi aileleri, geleneksel Ramazan sofralarındaki ürünleri sıcak ve sakin bir atmosferde paylaşırdı. Sonra herkes, birden fazla seçenek veya başka alternatif olmaksızın herkesin izlemeyi kabul ettiği bir şeyi yayınlayan televizyonun karşısına geçerdi. Hareket ve hayatla gelişen mahallenin sokaklarında, büyük Müslüman konuğun gelişiyle sevinen ve el-Hâra (Mahalle Merkez) Camisinde namaz ve itikaf için toplanan yaşlılar, annelerin karşılıklı ziyaretleri, teravih namazının yankıları, mahalleyi oyun sesleriyle dolduran çocuklar vardı. Sokakta mutlaka fener veya ışıklardan oluşan şerit, bunların yanında, gençlerin iki takıma ayrılarak oynadığı voleybol için iki direk bulunurdu. Voleybol, köyde ve şehirde mutlaka oynanırdı. Bütün bu anılar hala anne babaların kalbinde.”
Arap bölgesindeki sosyal fenomenleri takip etmekle ilgilenen Ahmed İbrahim, geleneksel bir sosyal alan olan mahallenin son yıllarda birçok dönüşüm geçirdiğini söyledi. Ayrıca, “Bu dönüşümün, şehir etkisi, ekonomik koşullar ve mekanın kimliği ve işlevi ile ilgili birkaç nedenden kaynaklandığını, Ramazanın, sosyal ve simbiyotik doğası gereği mahalleye antik tarihte çok önemli bir rol verdiğini ve Mahallenin, Arap toplumunun uygar bileşimi içinde değerini yitirdikten sonra zorunlu olarak geri çekildiğini” belirtti.
İbrahim, konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam etti: “Babu’l Hâra (Mahalle Kapısı) adlı TV Dizisi, mahallenin Arap vicdanındaki imajını hala yüceltiyor ve anlattığı unutulmaz hikayeler ve deneyimlerle toplumsal tarihi sorguluyor. Birçok Arap dizisi, başlıklarında veya içeriklerinde birbirine bağlı evler ve yakın girişlerle karakterize edilen yapısından kaynaklanan sosyal bir alan olan ve kendi hikayeleri ve tutumları ile özel bir toplum yaratan el-Hâra kavramına odaklanıyor.
İbrahim, “Ramazan ayını birçok Arap ülkesi ve Suudi şehrinde geçirme fırsatı buldum ve Arap toplumları arasındaki gelenek ve göreneklerde büyük benzerlikler sezdim. Cami, Arap ve Müslüman mahallesinin ilk yapı taşıydı ve içinde ilişkiler örülür, belgelenir ve aralarındaki bağlantılar, şefkat ve karşılıklı bağlılık temelinde inşa edilirdi. Tüm bunlar insanların namaz, tilavet ve ibadet etmek için toplandıkları ayın gündüz ve gecelerinde çoğalırdı.
İbrahim, mahallenin doğasını ve işlevini değiştiren ekonomik ve kentsel faktörlerden etkilenmeyen kırsalın, geleneksel rollerini ve atmosferini, özellikle dini zamanlarda ve sosyal olaylarda koruduğuna dikkat çekti. Birçok şehir sakini, ya geçmişin kokusunu, içinde büyüdüğü çocukluk ve gençlik anılarını yeniden kazanmak, ya da şehirde kaybettiği ramazan ruhunu ve maneviyatını bulduğu gecelerin tadını çıkarmak için göç etmeyi ve küçük köylerde ve kırsal alanlarda kalmayı tercih ediyor.
İbrahim, Cidde kentindeki tarihi bölgenin (veya Cidde El-Beled olarak bilinir) özellikle tarihsel olarak Cidde'nin eski duvarının çerçevelediği dört ana yolun kesiştiği alanda bulunduğu için kentsel doğasını ve içindeki mekânın ruhunu hala koruyan eski bir tarihi alan olduğunu belirtti. İbrahim ayrıca Suudi kültür kurumlarının "Tarihi Cidde"yi canlandırmak için düzenlediği sezonluk etkinlik ve aktivitelerin olduğuna dikkat çekti. Burası, mahallenin ruhunu tazeler ve yeni nesillere hayatın doğasını düşünme fırsatı veriyor.
Arap mahallesi: Geleneksel atmosferi canlandıran Ramazan simgesi ve sosyal bir ritüel
Arap mahallesi: Geleneksel atmosferi canlandıran Ramazan simgesi ve sosyal bir ritüel
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة