Dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu hizmete girdi

231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip TCG Anadolu'nun uçuş güvertesinde 11 adet SİHA konuşlandırılabiliyor, hangarında ise 30 SİHA taşınabiliyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu hizmete girdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi ve Türkiye'nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu, İstanbul Tuzla'daki Sedef Tersanesi'nde düzenlenen törenle Türk donanmasının hizmetine girdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen TCG Anadolu'nun Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim törenine; TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Sedef Tersanesi İcra Kurulu Başkanı Metin Kalkavan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
TCG Anadolu'nun teslim töreninde, geminin uçuş güvertesinde, Baykar tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma ve kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA da yer aldı.

- "Türk Silahlı Kuvvetleri için çok önemli bir güç çarpanı"
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en büyük ve kapsamlı gemisi olan TCG Anadolu'nun, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde yer alan gemiler içerisinde bir ilk niteliği taşıdığını söyledi.
TCG Anadolu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri için çok önemli bir güç çarpanı olduğunu belirten Demir, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanım, uçak gemisi vizyonunu da siz koydunuz. Savunma sanayimizin gelişmesinde zatıalinizin şahsi destekleri ve kararlılığı bizim için en büyük güç oldu. Uçak gemisi vizyonunu koyduğunuzda, Anadolu gemimizi, uçak gemisine nasıl yaklaştırabiliriz diye düşündük. Baykar firmamızın da destekleriyle önce TB2'nin TB3 versiyonu daha sonra da inşallah Kızılelma bu geminin üzerinden operasyon yapabilecek hale getirilecek ve uçak gemisine doğru adım adım giden bir yolculuğu gerçekleştirmiş olacağız.
İnşallah ileride diğer uçaklarımızı da bu hale getiririz. Bu sektör içinde en büyük güç aslında bir koordinasyon ve iş birliği. Askeri fabrika ve tersanelerimiz, devlet şirketlerimiz, vakıf şirketlerimiz, özel tersane ve fabrikalarımız, araştırma kuruluşlarımız, TÜBİTAK'ımız ve enstitüleri, üniversitelerimiz toptan bir iş birliği içinde, omuz omuza vererek çalışmakla savunma sanayimizi çok daha ileri ufuklara taşıyabileceğimize inanıyoruz."
Demir, bugün başka bir olayın da 3 tane MİLGEM sınıfı fırkateynin kaynak töreninin yapılması ve 3 geminin birden özel tersanelerde 36 ay içinde inşa edilerek hizmete girmesinin başlangıç adımlarının atılması olduğunu vurgulayarak, "Savunma sanayimizin katettiği mesafelerde sizlerin kararlılığı ve desteklerine her zaman için şükranlarımızı sunuyoruz. Bu projeler sırasında bütün paydaşlara, başta Milli Savunma Bakanlığımız, Deniz Kuvvetlerimiz, Savunma Sanayii Başkanlığımız, Sedef Tersanemiz, diğer tersanelerimiz ve diğer bütün paydaşlara içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu süreç içinde zatıalinizin desteklerinden dolayı bütün sektör adına bir kez daha zatialinize hürmet ve desteklerimi sunarken, gemilerimizin donanmamıza, vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum." diye konuştu.

- "Dünyanın en büyük elektrikli çift pervanesine sahip"
Sedef Tersanesi İcra Kurulu Başkanı Metin Kalkavan da hayallerinden bir tanesini gerçekleştirdiklerini aktararak, "Biz tersaneler bir iş aldığımızda, bir de tesliminde seviniriz. Arada hep acı, problem, zahmet vardır ama teslimde her şeye değer, her şeyi unuturuz." dedi.
TCG Anadolu'nun kendi sınıfının dünyada en iyisi olduğunu vurgulayan Kalkavan, "En büyük sanayi ürünümüz, en karmaşık, yapımı en uzun süren 8,5 milyon adam/saat, 1 milyon adam/gün ile yapılan, tek parçada ülkemizin ürettiği en değerli sanayi ürünü. 1200 kilometre kablo ile buradan Rize'ye kadar kablo döşenmiş. Bu kabloları döşerken 35 bin ekipman 70 bin uç doğru yere bağlanmak zorundaydı." ifadelerini kullandı.
Kalkavan, TCG Anadolu'nun çok akıllı bir eser olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"40 bin tane sensörden gelen bilgilerle komuta merkezinde o bilgilerin analiziyle nerede, nasıl, ne yapıldığını her an öğrenebilirsiniz. Bu, modern, çok maksatlı bir uçak gemisi. Helikopterin rampaya ihtiyacı yok ama bunda rampamız var. Bu geminin dümeni yok. Dünyanın en büyük elektrikli çift pervanesi, aynı zamanda dümen görevi görür ve üstün manevra kabiliyeti sağlar.
Bu gemi, testler zamanında 60 gün seyir yaptı. Bu, Türkiye'nin en büyük askeri gemisi. amiral gemisi. Ülkemde savunma sanayi sizden (Cumhurbaşkanı Erdoğan) önce ve sizden sonra diye anılacaktır. Bu konuda yaptıklarınız unutulmaz. Bu gemi yüzde 100 milli gemi. Gemi inşa sanayi olarak yapamayacağımız gemi yok. Uluslararası uzmanların söylemiyle artık şampiyonlar ligindeyiz. Bu gemiyi anlatmaya ne dakikalar, ne saatler, ne günler yeter. Bu gerçekten herkesin yapabileceği bir şey değil."

- Dünyada bu ölçekte gemiye sahip olan 12 ülke bulunuyor
Verilen bilgiye göre, TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 2015 yılında Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyaçları doğrultusunda başlatıldı. Mayıs 2019'da denize indirilen gemi, Haziran 2022'de deniz kabul testlerine başladı.
TCG Anadolu, İstanbul Tuzla'daki Sedef Tersanesi'nin ana yükleniciliğinde inşa edildi. Yerlilik oranı yaklaşık yüzde 70 olan projede, 131 alt yüklenicinin yanı sıra üniversiteler ve araştırma merkezleri görev aldı.
Dünyada bu ölçekte gemiye sahip olan sadece 12 ülke bulunuyor. TCG Anadolu, Türk donanmasının gücüne güç katacak ve caydırıcılığını artıracak.
TCG Anadolu, üzerine iniş-kalkış yapacak SİHA'larla dünyanın "ilk SİHA gemisi" olacak. Bunun için de Baykar tarafından kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA geliştiriliyor. Ayrıca, gemiye yine Baykar tarafından geliştirilen muharip insansız uçak sistemi Bayraktar Kızılelma ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen Hürjet Hafif Taarruz Uçağı'nın iniş-kalkış yapabilmesi için çeşitli çalışmalar devam ediyor.
TCG Anadolu; Ege, Akdeniz ve Karadeniz'de asgari 1 tabur büyüklüğündeki bir kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin, kendi lojistik desteği ile kriz bölgesine intikal ettirebilecek kapasitede bulunuyor. Gemideki silah sistemleri, savaş yönetim sistemi, elektronik harp sistemleri, kızılötesi arama ve takip sistemi, elektro-optik arama sistemi, lazer ikaz sistemi, torpido savunma sistemi, radarlar, muhabere sistemleri, seyir sistemleri, bilgi dağıtım sistemleri yerli ve milli imkanlarla geliştirildi.

- 231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip
Gemi, gerektiğinde doğal afet yardım görevleri çerçevesinde de kullanılabilecek. Bünyesinde yer alan tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkanları sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekatlarında tıbbi destek sunabilecek.
TCG Anadolu, 231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip bulunuyor. Tam yük deplasmanı en fazla 27 bin 436 ton olan gemi, bu haliyle en az 20,5 knot azami sürat ve 16 knot ekonomik süratle görev yapabiliyor.
Ekonomik sürati ile tam yükte en az 9 bin deniz mili seyir siasına sahip TCG Anadolu'nun içindeki su alabilen havuza her biri 1 tank taşıyan 4 mekanize çıkarma gemisi girebiliyor. Gemi, araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı, 33 muhtelif araç, 15 römork olmak üzere toplamda 94 araç taşıyabiliyor.
Geminin uçuş güvertesinde 10 helikopter veya 11 adet SİHA konuşlandırılabilecek, hangarda ise 19 helikopter veya 30 SİHA taşınabilecek. Gemi, 1.223 personele ev sahipliği yapacak. Gemide, tam teşekküllü hastane imkanı ve 2 ameliyathane de bulunuyor.
Sözleşme tarihi 1 Haziran 2015 olan TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Projesi'nde sac kesim başlangıcı 30 Nisan 2016'da yapılmıştı. İlk blok kızağın 5 Şubat 2018'de yapıldığı projenin denize inişi 4 Mayıs 2019'da, geçici kabulü 14 Aralık 2022'de, geçici teslimi ise 21 Ocak 2023'te gerçekleştirilmişti.

- 3 yeni milli fırkateynin sac kesimi yapıldı
TCG Anadolu'nun teslim töreninin ardından 3 yeni MİLGEM fırkateyninin sac kesimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Böylece Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından Deniz Kuvvetleri için yürütülen MİLGEM Projesi'nin devamı niteliğindeki İSTİF Sınıfı Fırkateynler kapsamında 3 yeni fırkateynin inşa süreci başladı.
STM-TAİS iş ortaklığında yürütülecek projede, Anadolu, Sedef, ve Sefine tersanelerinin her birinin eş zamanlı olarak 1 adet İSTİF sınıfı fırkateyni 36 ayda inşa etmesi planlanıyor.
Tüm sensör ve silah sistemi milli olarak geliştirilen İSTİF sınıfı fırkateynler, milli hava savunma kabiliyetleri ile donatılacak. Ek olarak baş top, helikopter yakalama sistemi ve ana tahrik sisteminin muhtelif bileşenleri gibi birçok alanda da millileştirme faaliyetleri sürdürülecek.
3 yeni MİLGEM fırkateyninin sac kesiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, TCG Anadolu’nun önünde hatıra fotoğrafı çekildi, çekimin ardından gemiyi ziyaret etti ve incelemelerde bulundu.



Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
TT

Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)

Mahmud Ebu Bekir

Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının, Ankara ile Mogadişu arasında artan askeri iş birliğini yansıtacak şekilde, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını bildirdi.

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Türk medya kaynakları bu yıl toplam asker sayının 5 bini bulabileceğine işaret ediyor.

Bu kuvvetler, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Mogadişu’ya ulaştı. Hükümet, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle harekete ait hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.

Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Somali'de iki yıl süreyle konuşlanmasına izin veren tezkereyi onaylamıştı. Bu adım, bölgesel ve uluslararası ortaklarla iş birliği yaparak, Somali Federal Hükümeti'nin terörle mücadele çabalarına destek sağlamayı amaçlıyor.

Mogadişu ile Ankara arasında son dönemde imzalanan anlaşmaların özellikle bir yandan Somali-Etiyopya anlaşmazlığının, diğer yandan da Kızıldeniz Havzası'ndaki bölgesel gerginliğin yaşandığı bir döneme denk geldiği göz önüne alındığında gözlemciler, Türk kuvvetlerinin misyonunun yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, bunun siyasi, askeri ve ekonomik sonuçları da olduğunu düşünüyor.

Addis Ababa'nın Somaliland bölgesi ile denize erişim ve iki askeri üs kurmak amacıyla imzaladığı mutabakat zaptının ardından Mogadişu, Etiyopya'nın Somali kıyılarına yönelik müdahalelerinin önüne geçmek için bölgesel ittifaklar kurmaya çalışıyor. Mutabakat zaptı Etiyopya’nın bunlar karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanıyıp, uluslararası alanda tanınmayan bu Somali bölgesinin uluslararası toplum tarafından mümkün olan en üst düzeyde tanınması için uluslararası forumlarda çaba göstermesini öngörüyor.

Güvenlik endişeleri

Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid ise Türk kuvvetlerinin Mogadişu'ya gelişinin, son dönemde Somali devletine karşı bir dizi askeri eylem düzenleyen Somalili terör örgütü Şebab'ın ilerleyişini durdurmak amacıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un acil talebi üzerine gerçekleştiğini düşünüyor.

Seyyid, bu hareketin yönetimin dizginlerini ele geçirmesinin Somali'nin ulusal ve bölgesel istikrarının daha da kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki Türk çıkarlarını, özellikle madencilik ve Somali kıyılarında petrol arama faaliyetlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Ona göre Ankara, altyapı yatırımlarına katkıda bulunarak ve ekonomiyi canlandırarak Somali hükümetinin güvenlik, askeri ve ekonomik alanlardaki çabalarını desteklemekten de çekinmedi. Ayrıca Somalili öğrencilere Türk üniversitelerine kayıt imkânı sağlanarak iki ülke arasında bilimsel alanda da iş birliği bulunuyor. Buna bir de 2 bin 500 askere varan askeri iş birliği anlaşması ekleniyor. Seyyid, Türkiye'nin hayati jeopolitik ve ekonomik çıkarları olan bölgesel bir güç olduğunu, Akdeniz, Kızıldeniz, Ortadoğu ve Orta Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde fırsatları değerlendirip nüfuzunu artırmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Boynuzu uzmanı, Somali'nin Hint Okyanusu'na en uzun kıyı şeridine ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi bölgesine kadar uzanan stratejik bir coğrafi alana sahip olduğunu belirtiyor. Bunun da bilhassa uluslararası seyrüsefer açısından stratejik bir geçiş noktası olan Kızıldeniz havzasında yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, uluslararası ve bölgesel planlarda stratejik önemini iki katına çıkardığını ifade ediyor.

Seyyid’e göre Somali birçok alanda Türkiye'nin desteğine ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Mogadişu ayrıca Türkiye'yi, özellikle Etiyopya ve Kenya'nın yayılmacı emelleri karşısında Somali çıkarlarını savunmada güvenilir ve sadık bir müttefik olarak görüyor. Zira Türkiye'nin müttefiklerini savunma konusunda ciddi bir geçmişi var. Trablus'taki Libya hükümetinin Halife Hafter güçlerinin eline geçmesini engellemedeki rolü, Azerbaycan'ın 30 yıllık Ermeni işgali sonrasında Dağlık Karabağ'daki topraklarını geri almasına verdiği destek buna örnek verilebilir.

Güvenli ittifak

Seyyid, Ankara'nın Suriye, Azerbaycan ve Libya gibi çatışma bölgelerinde koordinasyon yeteneğini kanıtladığını, başka ülkelerle karşı karşıya geldiğinde bile, çoğu zaman bir iş birliği ve çatışmasızlık formülü bularak, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında herhangi bir çatışma ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyor. Dahası anlaşma iki bağımsız devlet arasında yapılmış olup, belirli bir devleti hedef almıyor ve güvenliğin sağlanması ile terörle mücadele alanlarında iki başkentin hayati çıkarlarına odaklanıyor.

Seyyid, son dönemde Kızıldeniz ülkelerinde bölgede artan yabancı askeri varlığına ilişkin bir hassasiyet oluştuğunu ve bu hassasiyetin, onları Kızıldeniz Ülkeleri Forumu adı altında bir oluşum kurmak zorunda bıraktığını belirtiyor. Ancak forum henüz kuruluş aşamasında ve bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacak çerçeve ve yapılar henüz tamamlanmadı. Ayrıca Türkiye, Etiyopya'da ekonomik varlığı, Sudan'da güvenlik ve askeri varlığı ve Somali ile yıllardır süren kapsamlı iş birliği ile bölgedeki nüfuzunu pekiştirme konusunda bu forumdan önce davrandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bundan dolayı Türkiye’yi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu denkleminin dışında tutmak zor. Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, hayati çıkarları ile çatışmadığı sürece Türkiye’nin katılımının bu ülkeler için doğrudan bir endişe yaratmasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Jeopolitik etkiler

Somalili siyasi analist İdi Muhammed ise Mogadişu'yu Ankara'ya bağlayan stratejik çıkarlar göz önüne alındığında, Türk askeri misyonunun görevinin terörizm ve organize suç ile mücadeleye odaklandığını düşünüyor. Somali'de inşaat ve altyapı gelişimine yönelik katkılarına ilave olarak, özellikle petrol arama ve madencilik alanlarında artan Türk yatırımlarına dikkat çekiyor.

Muhammed, Türk askeri varlığının misyonunun terörle mücadele ve Somali'deki Türk çıkarlarını koruma gibi güvenlik boyutuyla sınırlı olmasına rağmen, Somali kıyılarını bölgesel emellerden korumak da dahil olmak üzere birçok jeopolitik anlamı olduğunu da vurguluyor. Etiyopya'nın, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölge ile imzaladığı mutabakatla Somali kıyılarını işgal etme ve kalıcı askeri üsler kurma çabaları da bu emellere dahil.

Muhammed, Türk askeri gücünün Somali'nin birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini korumaya katkı sağlayacağını vurguluyor. Buna ilaveten, Somali egemenliğindeki liman hizmetlerinden Etiyopya'nın yararlanmasını öngören Addis Ababa ile Mogadişu arasındaki Ankara Anlaşması'nın aslına sadık bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yönelik katkısının da altını çiziyor.

Siyasi analist, Türk askeri varlığının, Kızıldeniz'de bulunan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Cibuti'deki yabancı üslerle, uluslararası nakliye yolu olarak Kızıldeniz'in girişlerini güvence altına almak amacıyla, koordinasyon fırsatları yaratabileceğini ifade ediyor. Zira dünya deniz ticaretinin yüzde 12'si, Asya-Avrupa ticaretinin ise yaklaşık yüzde 40'ı buradan geçiyor.

Muhammed, Türk kuvvetlerinin Somali'ye konuşlandırılmasının, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki aşırılıkçı grupların oluşturduğu tehdidi azaltacağına dikkati çekiyor. Nitekim el-Kaide örgütünün Doğu Afrika'daki bir kolu olan Somalili Şebab hareketi son dönemde varlığını güçlendirdi ve eylemlerini artırdı. Bu eylemlerinden biri de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in orada bulunduğu bir sırada Mogadişu Havaalanı’nı hedef alan saldırısıydı. Bu da Somali hükümetinin Türk kuvvetleriyle koordineli olarak hareketin mevzilerine karşı şiddetli saldırılar düzenlemesini gerektirdi. Zira hareketin askeri kabiliyetlerini geliştirdiği ve birçok cephede ilerlediği yönünde haberler geliyor.

İdi Muhammed, Türk kuvvetlerinin Kızıldeniz Havzası'nda yaşanan gerginlikte olumsuz bir rolünün olduğu iddialarını reddediyor. Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Ürdün, Eritre ve Sudan ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ayrıca Mısır ile de yakın zamanda ilişkilerini normalleştirdiğini belirtiyor. Dahası Etiyopya'nın Kızıldeniz'de askeri üs kurma planlarına karşı çıkan kararlı duruş ile kıyaslandığında, Somali ile Türkiye arasındaki Türk kuvvetlerinin konuşlandırılması anlaşmasının, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerde herhangi bir sonuca ve tepkiye neden olmadığını söylüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.