Ankara-Şam diyaloğunda beş gündem maddesi masada

Erdoğan yönetimi Suriye ile normalleşme konusunda Suudi Arabistan ve Arap ülkeleriyle temaslar yürütüyor

Suriye’nin kuzeydoğusunda, Türkiye sınırına yakın Rumeylan kırsalında bir ABD devriyesi (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusunda, Türkiye sınırına yakın Rumeylan kırsalında bir ABD devriyesi (AFP)
TT

Ankara-Şam diyaloğunda beş gündem maddesi masada

Suriye’nin kuzeydoğusunda, Türkiye sınırına yakın Rumeylan kırsalında bir ABD devriyesi (AFP)
Suriye’nin kuzeydoğusunda, Türkiye sınırına yakın Rumeylan kırsalında bir ABD devriyesi (AFP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Ankara kaynakları, Erdoğan yönetimi ile Şam rejimi arasındaki normalleşme süreci çerçevesinde Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının Mayıs ayı başında Moskova’da yapacağı dörtlü toplantıda Ankara’nın gündemine alacağı beş konuya değindi.
Kaynaklar ayrıca, Türkiye’nin başta Suudi Arabistan olmak üzere Suriye ile ilişkileri normalleştirme yönünde adım atan Arap ülkeleriyle koordinasyon için çalıştığını açıkladı.
Türkiye hükümetine yakın Hürriyet gazetesinin haberine göre normalleşme müzakerelerinin ilerleyişi hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Türkiye’nin Moskova’daki dörtlü toplantıdaki gündem maddeleri şöyle:

  • Suriye’deki siyasi süreci ilerletmek
  • Bir sonraki aşamada muhalefetin temsilini sağlamak
  • Terörle mücadele
  • Mültecilerin dönüşü
  • İnsani yardım

Anayasa Komisyonu’nun aylardır toplanmadığını, daha önceki görüşmelerinden bir sonuç çıkmadığını ve gerekirse farklı formatlarda sürecin yeniden canlandırılması gerektiğini aktaran kaynaklar, Suriye muhalefetiyle temasların devam ettiğini, rejim ile muhalefeti Astana platformu çerçevesinde bir araya getirmenin mümkün olduğunu, ancak bu sürecin sağlıklı bir şekilde inşa edilmesinin zaman alacağını vurguladı.

Türkiye’nin önceliği YPG
Kaynaklar, Türkiye’nin Esed rejimi ile iş birliği yaparak Suriye sınırlarına komşu bölgeleri Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) en büyük bileşeni olan YPG’den temizlemek istediğini belirtiyor. Türkiye için terörle mücadele masadaki en önemli konu.
Kaynaklar ayrıca, Türkiye’nin bu konudaki mesajının “Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye için çok önemlidir. YPG dahil tüm terör unsurları Suriye’nin kuzeyinden tasfiye edilmelidir” şeklinde olduğunu kaydetti.

Mültecilerin geri dönüşü
Siyasi sürecin canlanmasıyla mültecilerin geri dönüşünün tamamlanacağına işaret eden Ankara kaynakları, Şam yönetiminin şimdiden adımlar attığını belirterek, şu ana kadar tutuklular hakkında 20’den fazla af çıkardığını söyledi. Kaynaklara göre Astana sürecinin garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran, bu süreçte de garantör olacak ve bu sefer yeni ve daha geniş bir af çıkarılabilir.

İnsani yardım
Suriye’de insani yardıma ilişkin olarak ise kaynaklar, Türkiye’nin bu yardımları sınır kapılarından kesintisiz olarak Suriye’nin her yerine ulaştırmak için esneklik göstermeye hazır olduğunu söylerken, özellikle Türkiye’nin güneyi ve Suriye’nin kuzeybatısındaki bölgeleri vuran yıkıcı 6 Şubat depreminden sonra bu konuya olan ihtiyaca vurgu yapıldığını kaydetti. Kaynaklara göre Türkiye’nin Şam ile normalleşme yol haritası kapsamındaki güven artırıcı adımlarla, yardımın gelmesi desteklendi.

Normalleşme için Türkiye-Arap ülkeleri koordinasyonu
Kaynaklar, Türkiye’nin Suriye ile normalleşme süreci çerçevesinde Arap ülkeleriyle koordinasyon sağlamaya çalıştığını ve şu anda Suudi Arabistan ve Katar ile görüşmelerde bulunduğunu ortaya koydu. Öte yandan Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ın çarşamba günü Suudi Arabistan’a ziyarette bulunduğuna dikkati çekerek, 2011’de Suriye’de çatışmanın patlak vermesinden bu yana bir Suriyeli yetkilinin ilk kez Suudi Arabistan’ı ziyaret ettiğini vurguladı.

Esed rejimi: Türkiye Suriye’den çekilmeli
Kaynaklar, Şam’ın Türk güçlerinin Suriye’nin kuzeyindeki operasyon alanlarından çekilmesini istediğini ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne ilişkin daha spesifik taahhütler talep ettiğini belirtti. Ankara’nın, Rusya, Suriye ve İran ile yoğun bir iletişim hamlesi yürüttüğünü dile getiren kaynaklar, Türkiye’nin Arap ülkeleriyle temaslarını sürdürdüğünü ve Suriye ile ilişkileri normalleştirmeye çalışan ülkelerle koordinasyon içinde olduğunu vurguladı.

ABD normalleşmenin önünde engel
Ankara ile Şam arasındaki normalleşme sürecinin ilerlemesini engelleyen unsurlardan biri de ABD’nin bölgedeki politikası ve kuzeydoğu Suriye ile ilgili gelecek planları. Öyle ki Washington, NATO müttefiki Türkiye’den gelen sert tepkiye rağmen PYD ile saha iş birliğine tüm hızıyla devam ediyor.
Kaynaklar, iki komşu ülkenin süreç sonunda elde edebileceği önemli kazanımlar olduğunu vurguladı. Ayrıca Türkiye açısından mültecilerin dönüşü öne çıkan konulardan biri ve Ankara, bu adımı atarken mültecilerin ülkelerine en güvenli şekilde dönebilmeleri için temkinli davranıyor. ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik gelecek planlarına gelince, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme bu planları bozacak en güçlü unsur.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamasına göre, dörtlü dışişleri bakanları toplantısı Mayıs ayı başında Moskova’da yapılacak. Bu görüşmenin Türkiye, Suriye, Rusya ve İran cumhurbaşkanları arasındaki bir görüşmenin önünü açması bekleniyor.
 



Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) cesaretini İsrail'den aldığını belirterek, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine karşı muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket etmediklerini kaydetti.

Suriye'nin güneyinde yaşananlar hakkında Fidan şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil. O da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir. "

PKK'nın silahsızlanma sürecinin "Türkiye tarafından çok şeffaf ve çok iyi bir şekilde" yönetildiğini  vurgulayan Fidan “Ancak örgütün ne yapmayı planladığı konusunda henüz bir kelime bile duymadık” dedi.

Türkiye Savunma Bakanlığı sözcüsü Zeki Aktürk cuma günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin SDG'yi silahsızlanmayı reddetmeye ve Suriye ordusuna entegre olmamaya teşvik ettiğini belirterek, ülkesinin Suriye'de askeri bir operasyon başlatma niyetinde olmadığını söyledi.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü, "SDG'nin zaman kazanma girişimleri boşuna ve Suriye ordusuna entegre olmaktan başka seçenekleri yok" diyerek, SDG’nin faaliyetlerinin Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabalara zarar verdiğinin altını çizdi.

Sözcü, Türk ordusunun Suriye'de askeri bir operasyona hazırlandığı iddialarını yalanlayarak, Türk ordusunun son hareketlerinin "rutin birlik rotasyonlarının" parçası olduğunu belirtti.

Sözcü, Türkiye'nin daha önce SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu istediğini ifade ettiğini ve SDG'nin hareketlerinin ve Suriye ordusunun faaliyetlerinin izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Mart'ta SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumları entegre etme konusunda bir anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşma henüz uygulanmadı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.