ABD Hazine Bakanı’nın değerlendirmelerine göre, ABD’li yasa koyucular ve Beyaz Saray, ‘ABD’nin temerrüde düşme’ tarihinin yaklaşmasıyla, kamu borç tavanını yükseltmek için bir anlaşmaya varma çabalarını yoğunlaştırıyor. Başkan Joe Biden’ın salı günü kongre liderleriyle bu konuda ikinci kez bir toplantı düzenlemesi bekleniyordu ancak cuma günü diyalog için ortak zemin aramak üzere iptal edildi. Toplantının iptal edilmesine rağmen, her iki tarafın müzakerecileri, ülkeyi gölgede bırakan ve ABD’nin yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyeti konusunda şüphe uyandıran bu krize bir çözüm bulmak için gece gündüz çalışıyor. Söz konusu kriz, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında çözüm yaklaşımındaki derin bölünmeleri vurguluyor. Cumhuriyetçi Parti, borç tavanında herhangi bir artış yapılmasını harcama kesintileri yapmaya başlamakta ısrar ederken, Beyaz Saray tavanın hiçbir koşul olmaksızın yükseltilmesi yönündeki yaklaşımını koruyor. Şimdiye kadar, anlaşmazlıklar bir çözüme ulaşacakmış gibi görünmüyor.
ABD Başkanı çarşamba günü G7 zirvesine katılmak üzere Japonya’ya giderken iki taraf zamana karşı yarışıyor. Senatonun, müzakerelerde bir ilerleme olmazsa perşembe günkü oturumlarını yaklaşık iki haftalığına ertelemesi planlanıyor.
Biden pazar günü yaptığı açıklamada, bir anlaşmaya varma konusundaki ‘iyimserliğini’ dile getirerek “İyimserim çünkü bu benim doğamda var. Onların ve bizim açımızdan ortada bir anlaşmaya varma arzusu olduğuna gerçekten inanıyorum. Bence bunu yapabiliriz” ifadelerine yer verdi. Ancak iyimser üslup, bir yandan iki parti arasındaki derin anlaşmazlıkların gerçekliğini, diğer yandan da Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy’nin partisinin saflarında karşı karşıya olduğu ciddi zorlukları yansıtmıyor.
Cumhuriyetçi bölünmeler
Sorunun kaynağı burada bulunuyor. Muhafazakarların üzerinde uyguladığı muazzam etkisi nedeniyle McCarthy’nin manevra alanı daraldı. Bu durumu, ısrarları ABD’nin temerrüde düşmesine yol açsa bile harcama kesintileri yapılmasını dayatmaya devam eden muhafazakarlara verdiği büyük tavizlerin ardından geldi. Eski Başkan Donald Trump kriz hakkında “Büyük harcama kesintilerini kabul etmezlerse, temerrüde düşmek zorunda kalacaklar. Bu, şu anda devam eden devasa para harcamalarından daha iyi” ifadelerini kullandı.
Temsilciler Meclisi’ndeki radikal Muhafazakârlar bu tutumu savunuyor. Söz konusu yaklaşımlar, göreve gelmesi için yaptığı anlaşmanın şartlarına göre McCarthy’yi zorlu bir duruma sokuyor. Bu da McCarthy’den memnun olunmaması ve konumundan alınması anlamına gelebiliyor. Bu noktada, Temsilciler Meclisi’nde bir anlaşmaya varmayı destekleyen önde gelen Cumhuriyetçi seslerin varlığı gölgesinde, bir anlaşmaya varılmasında belirleyici bir rol oynayabilecek olan Senato’daki Cumhuriyetçi lider Mitch McConnell'in rolü burada öne çıkıyor. Zorlu durum, Senato’daki Cumhuriyetçilerinin Trump’a açıklamaları sebebiyle yönelttiği sert eleştirilerde açıkça görüldü. Zira Cumhuriyetçi Senatör Lisa Murkowski, “Temerrüde düşmeyi önermenin akıllıca bir politika ve ülke için iyi bir strateji olduğunu düşünmüyorum. Şu anda devam eden müzakereler var ve bizim yapmamız gereken de bunları her adımda teşvik etmek” ifadelerini kullandı.
Çözüm önerileri
Konuya yönelik tutumlarda herhangi bir çözüm beklenirken, Senato Demokratları, Biden'ı 2011 krizine benzer herhangi bir krizden kaçınmak için kamu borç tavanını tek taraflı olarak yükseltmek için Anayasa’nın 14. Değişikliğini kullanmaya çağırdı. Söz konusu krizde, dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile dönemin ABD Başkanı Barack Obama arasındaki derin anlaşmazlık, benzer bir krize yol açarak piyasaları alt üst etmiş ve ABD'nin kredi notunda bir derecelik düşüşe neden olmuştu. O dönemde Temsilciler Meclisi’nde ‘Çay Partisi’ olarak bilinen durum, Boehner’ın hızlı bir anlaşmaya varmakta elini kolunu bağlıyordu. Demokrat Senatör Elizabeth Warren, 14. Değişikliğin kullanılması yönündeki baskı hakkında “14. Değişiklik ilk seçenek değil. Cumhuriyetçiler için ilk seçenek borç tavanını yükseltmek çünkü ABD hükümeti asla yasal yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Bununla birlikte Kevin McCarthy ülkeyi uçurumun eşiğine getirirse alternatif bir çözüm bulmak ABD başkanının sorumluluğundadır” ifadelerini kullandı.
Ancak, bu değişikliğin kullanılması Beyaz Saray için birçok yasal zorluğun önünü açacak ve Biden da bundan endişe ediyor. Kongre, herhangi bir isyanı kontrol altına almak amacıyla İç Savaş’tan sonra 1866’da söz konusu değişikliği kabul etmişti. Hukuk uzmanları, bunun aynı zamanda ABD Başkanına, Hazine Bakanlığı’na borç para almaya devam etmesi ve kamu borç tavanını göz ardı etmesi yönünde emir verme yetkisi verdiğini söylüyor. Uzmanlar bu değerlendirmelerini, Değişikliğin Dördüncü Bölümünde yer alan maddelere dayandırıyor. Zira bu bölümde “Herhangi bir isyanı veya devrimi durdurma çerçevesinde tazminat ve garantilerin ödenmesinden kalan borçlar da dahil olmak üzere, kanunla onaylanan ABD kamu borcunun meşruiyeti sorgulanmamalıdır” ifadeleri yer alıyor.