Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci tur seçimlerinden zaferle çıkmasının ardından Kısıklı’da vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı oy kullanan tüm vatandaşlara teşekkür ederek, “Yaptığı tercihle önümüzdeki 5 yıl boyunca ülkeyi yönetme sorumluluğunu bir kez daha bize tevdi eden milletimizin her bir ferdine teşekkür ediyorum. İnşallah sizlerin güvenine layık olacağız. 21 yıl layık olduğumuz gibi layık olacağız” dedi.
Gelecek dönemde millete ne söz verdilerse onu yapacaklarını, yerine getiremeyecekleri hiçbir sözü vermeme prensibine de bağlı kalacaklarını söyleyen Erdoğan şu ifadelerle devam etti;
“Seçim sonuçları bir kez daha göstermiştir ki, hiç kimse bu ülkenin kazanımlarına göz dikemez. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”
Cumhurbaşkanı daha sonra Ankara’ya geçerek, Beştepe’de toplanan 320 bin kişiye hitaben şunları söyledi;
“Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Artık milli hedeflerimiz, milli hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları, çekişmeleri bir kenara bırakarak milli hedeflerimiz, milli hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir.”

Konuşmasında Suriyeli mülteciler konusuna da değinen Cumhurbaşkanı şunları söyledi;
“Biz milletimize yakışır yol ve yöntemlerle vatandaşlarımızın beklentilerini karşılamak görevimizdir. Suriye topraklarındaki güvenli bölgelere 600 bine yakın kişinin gönüllü olarak geri dönmesini sağladık. Şimdi Katar ile iş birliği yaptık yeni bir iskan projesi ile birkaç yıl içinde 1 milyon kişinin dönüşünü temin edeceğiz.”

Ekonomi için güvenlik ve istikrarın önemini vurgulayan Erdoğan, “Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntıları gidermek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı, partisinin 2024’te yapılması planlanan yerel seçimleri kazanmak için çok çalışacağını da açıkça belirtti.
Anadolu Ajansı’na (AA) göre, oyların yaklaşık yüzde 99’u sayıldıktan sonra, Erdoğan oyların yüzde 52,14’ünü alarak seçimi kazanırken, Millet İttifakı’nın adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise 47,86 oy aldı.

Türkiye’nin en uzun süre görev yapan lideri Erdoğan benzeri görülmemiş bir sınavdan geçti ve bu seçim, bir asır önce ilan edildiğinden bu yana cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi olarak görülüyor.
Seçmenlerin bir kısmının duyduğu değişim arzusu, artan enflasyon, özgürlüklere getirilen kısıtlama iddiaları ve cumhurbaşkanının aşırı yetkileri Erdoğan’ın zafer kazanmasını engellemedi.
Başarısız manevra
Şubat ayında en az 50 bin kişinin ölümüne ve 3 milyon kişinin yerinden olmasına neden olan yıkıcı depremin yansımaları da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülaritesindeki düşüşe neden olmadı.
Erdoğan, depremden etkilenen şehirlerden gelen seçim sonuçlarında zirveye oturdu.
Kemal Kılıçdaroğlu ise, ikinci tur seçim kampanyasında daha fazla seçmen çekmeye çalışmasına rağmen yenilgiye uğradı.
İlk turda sosyal birlik ve özgürlüklerden bahseden Kılıçdaroğlu, ikinci turda mültecileri ülkeden gönderme ve terörle mücadele konularına değindi.
Bunu yaparak, milletvekilliği seçimlerinden galip çıkan milliyetçi sağcı seçmeni kutuplaştırmayı amaçladı.
Ancak analistlere göre, Kılıçdaroğlu’nun HDP ile gayri resmi ittifakı, onu ‘teröristlerle’ çalışma suçlamalarına karşı savunmasız bıraktı ve bu manevrası başarısız oldu.
Kazanımları korumak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dini özgürlüğü getirmesi ve Anadolu’nun iç kesimlerinde bir zamanlar harap olan şehirleri modernleştirmeyi başarması nedeniyle Türk toplumunun daha kırsal kesimlerinde geniş bir desteğe sahip.
Mehmet Emin Ayaz (64) isimli bir vatandaş AFP’ye konuşarak, “Türkiye’de son 20 yılda elde edilen kazanımları korumak benim için önemliydi. Türkiye eski günlerdeki gibi değil. Bugün yeni bir Türkiye var” dedi.
Erdoğan, muhalefete yönelik baskıları ve güçlü bir dış politika izlemesi nedeniyle Batı dünyasında eleştirildi.
Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile güçlü kişisel ilişkileri Ukrayna savaşından da etkilenmedi.
Cumhurbaşkanı ayrıca, İsveç’in NATO’ya katılmasına hala izin vermiyor.