Suriye devlet televizyonu, ülkenin kuzeydoğusundaki Suriye Ceziresi’nde bulunan Tay, Şerabiyyin ve Es-Sedetu’l-Muamera kabilelerinin “Suriye topraklarındaki her türlü işgal gücünün varlığına karşı olduklarını” ve bölgedeki bütün Suriyelileri “buradaki halk direnişi çerçevesinde işgale hayır kampanyasına” katılmaya çağırdıklarını bir kez daha vurguladıklarını aktardı.
Suriye devlet televizyonuna göre Arap kökenli Tay kabilesinin meclisi tarafından “Suriye topraklarındaki her türlü işgal gücünün varlığının reddedildiği” bir bildiri yayınlandığını belirtti. Aşiretleri, Suriye Ceziresi’ndeki halk direnişi kapsamında Suriye topraklarındaki her türlü “işgale hayır” kampanyasına katılmaya çağırıyoruz denilen bildiride ve Ceyş Suriye el-Cedid gibi Washington tarafından desteklenen bütün oluşumlara karşı çıkmaları çağrısında bulunuldu.
Açıklamanın devamında, Suriye Ceziresi’ndeki tüm kabilelere, aşiretlere ve toplumsal kesimlere “fitneci projeleri reddetmeleri ve işgalcilere direnip onları geri çekilmeye zorlayarak varlıklarına karşı çıkma çağrısı yapan ‘işgale hayır’ kampanyasını desteklemeleri” çağrısında bulunuldu.
Devlet medyası, Arap kökenli Şerabiyyin kabilesi tarafından yapılan benzer bir açıklamayı daha yayınladı. Söz konusu açıklamada “içme suyunun kesilmesi sonucunda susuzluk çeken sivillere karşı tekrar eden işgalci Türk uygulamaları” kınanarak, bütün kabilelere ve aşiretlere işgalcilerin kovulması için safların birleştirilmesi, “işgale hayır” kampanyasının desteklenmesi ve her türlü halk direnişine omuz verilmesi çağrısında bulunuldu. Ayrıca kabile, “Suriye egemenliğini” savunmada Suriye güçlerinin arkasında olduklarını vurguladı.
Öte yandan Es-Sedetu’l-Muamera kabilesi de bir açıklama yayınlayarak, Arap kabilelerinin mensuplarını, “ABD işgalini reddeden halk kampanyalarını desteklemeye, her türlü işgal karşısında direnişin sesini yükseltmeye” ve Suriye topraklarında gayrimeşru bir şekilde bulunan her türlü yabancı askere karşı çıkmaya çağırdı. Ayrıca “tüm biçimleri ve tezahürleriyle halk direnişinin saflarında yer almaya” davet etti.
Suriye Cumhurbaşkanlığı Medya Danışmanı Luna eş-Şibil, Facebook hesabından daha önce yaptığı bir açıklamada, “İşgalci ABD’nin üslerine karşı halk direnişi, önceden hazırlanmış bir plana göre her an Şam ile koordineli olarak başlayabilir” ifadelerini kullanmıştı. Danışman “ABD helikopterinin düşmesinin başlangıç olduğunu” söylemişti. Aynı zamanda “birden fazla cephede işgale karşı büyük bir askeri hareketlilik olduğunu ve bu yüzden Suriyeli askerlerin terhisine ilişkin talimatların verilmesinin geciktiğini” kaydetmişti. Danışman “Suriye liderliğinin ve güçlü halkının kararlılığını hedef alan çok büyük” bir planın varlığından söz etmişti.
Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev dün Rus medyasına yaptığı açıklamalarda, Rusya’nın elinde “ABD’nin uzun süredir yasadışı olarak işgal ettiği Tanf’ın yanı sıra kuzeydoğu Suriye’deki askeri birliklerini güçlendirdiğine” dair bilgilerin olduğunu söyledi. Rus temsilci, ABD’nin Suriye’ye yönelik tutumunu sertleştirdiğini ve “oradaki durumu istikrarsızlaştırmaya” çalıştığını da işaret etti.
Anadolu Ajansı (AA), 19-20 Haziran tarihlerinde 75 araçtan oluşan bir ABD askeri konvoyunun Irak’tan Haseke’ye girdiğini ve Haseke’nin doğusunda kalan Eş-Şeddadi ve Rumeylan bölgelerindeki ABD askeri üslerine doğru ilerlediğini bildirmişti. Konvoyda zırhlı araçlar, petrol tankları, topçu teçhizatı ve büyük miktarlarda mühimmat bulunuyordu.
Geçen hafta ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Rus uçaklarının Ortadoğu’da “giderek daha güvensiz ve profesyonelliğe aykırı hale gelen” davranışlarının ardından F22 Raptor savaş uçaklarının 94. Avcı Filosu’ndan görevlendirildiğini duyurmuştu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ABD kuvvetlerinin bölgedeki savaşçılar tarafından birçok defa hedef alınmasından sonra bu karar alındı.