Wagner’in Belarus’taki varlığına dair gizem sürüyor: Yeni kurulan kamp paralı askerler için mi?

Belarus’taki Tsel köyü yakınlarındaki kamp (EPA)
Belarus’taki Tsel köyü yakınlarındaki kamp (EPA)
TT

Wagner’in Belarus’taki varlığına dair gizem sürüyor: Yeni kurulan kamp paralı askerler için mi?

Belarus’taki Tsel köyü yakınlarındaki kamp (EPA)
Belarus’taki Tsel köyü yakınlarındaki kamp (EPA)

Belarus’ta inşa edilen ve geçtiğimiz ay Rus askeri liderlerine karşı kısa süreli isyanlarının ardından Wagner savaşçılarının evi haline gelebilecek bir kamptan taze kesilmiş odun kokusu geliyor.

Belarus Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko'nun arabuluculuğunun ardından Kremlin, Wagner lideri Yevgeny Prigojin ile isyanı sona erdirmek ve onu bazı komutanlarıyla birlikte komşu Belarus'a taşımak için bir anlaşma imzaladı.

Ancak önceki gün Lukaşenko’nun Prigojin ve savaşçılarının Belarus topraklarında olmadığını söylemesinden sonra söz konusu anlaşmadan şüphe duyuldu.

Belarus Savunma Bakanı danışmanı Leonid Kasinsky yabancı gazetecilerle birlikte Belarus’un merkezindeki alanı dolaştığı sırada, “Onları arıyorsanız burada bulamazsınız” dedi.

Belarus’ta yaklaşık 5 bin kişiyi barındırabilecek 300 çadır bulunan alan bulunuyor.

Kasinsky, sonbaharda yapılması planlanan tatbikatlara hazırlık amacıyla çadırların kurulduğunu söyledi.

Wagner savaşçılarının kampı kullanma olasılığına ilişkin spekülasyonlar, isyan sırasında medyada inşaat çalışmalarını gösteren uydu görüntülerinin ardından arttı.

Belarus Savunma Bakanlığı yetkilisi Tümgeneral Leonid Kasinsky, kampta gazetecilerle birlikte (EPA)
Belarus Savunma Bakanlığı yetkilisi Tümgeneral Leonid Kasinsky, kampta gazetecilerle birlikte (EPA)

Lukaşenko, Belarus'un yeni bir tesis inşa ettiği bilgisini yalanladı, ancak Zell'deki de dahil olmak üzere eski askeri bölgeleri Wagner'e teklif ettiğini söyledi.

Kasinsky ise açıklamasında "Üs hazır olduğuna göre Wagner'e sunulabilir" dedi.

Wagner’in binlerce savaşçının bu bölgeye gelme olasılığı, Zell yakınlarındaki Asipovichi kasabasındaki yerel nüfusu ikiye böldü.

Wagner savaşçıları, aralarında Ukrayna, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Suriye'nin de bulunduğu birçok ülkede çeşitli suçlardan hüküm giymiş kişiler. İsmini paylaşmak istemeyen bir kadın, "Korkuyorum. Barış istiyorum ve çocuklarımın büyümesini istiyorum. Söyleyebileceğim tek şey bu” dedi.

Öte yandan, diğer bazı sakinler ise endişelenmediklerini ifade etti. 54 yaşındaki Yelena Finglinskaya, "Hiç korkum yok. Olacaksa, olması gerekir” dedi.

Belarus'un Wagner ile tartışmalı bir geçmişi var. 2020'de Lukaşenko'nun yeniden seçilmesi öncesinde Belarus, ülkeyi istikrarsızlaştırmayı planlamakla suçlanan yaklaşık 30 Wagner savaşçısını tutukladı.

 O dönemden sonra Wagner, özellikle Ukrayna’ya yapılan saldırının ardından gölge olmaktan çıktı.

Prigojin sonunda bu özel orduyu kurduğunu itiraf etti.

Wagner güçleri, Ukrayna'nın doğusundaki Bahmut şehri için savaşa öncülük etti ve bu sırada Prigojin ile ordu arasındaki farklar ortaya çıktı. Bu gerilimler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in otoritesine şimdiye kadarki en büyük meydan okuma olan, 23-24 Haziran tarihlerinde Prigojn'in silahlı isyanıyla doruğa ulaştı.

Kasinsky ayrıca, "Nereye yerleştirileceklerine ilişkin nihai karar, Wagner ve komutanlarına aittir" dedi.



İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)
TT

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama

Kudüs (DPA)
Kudüs (DPA)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bin 200'den fazla yerleşimcinin eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenledi. Bu hareket ‘provokasyon’ ve kutsal mekandaki tarihi ve yasal statükonun bariz bir ihlali olarak nitelendirildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.

Filistin Devleti Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.

zdfgth
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, işgal güçlerinin yoğun koruması altında avlularında Talmud ritüelleri gerçekleştirdiğini ve mescidin kutsallığına karşı ‘sistematik saldırganlık’ olarak tanımladığı eylemin tekrarlandığını bildirdi.

Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.