Suriyelileri zorla sınır dışı etmeye karşı olan Türkiye, kanser hastalarını yeniden ülkeye getiriyor

Kanser hastalarının Türkiye'de tedavisinin kabul edilmesini talep etmek için Kuzeybatı Suriye'deki Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında oturma eylemi düzenlendi. (DPA)
Kanser hastalarının Türkiye'de tedavisinin kabul edilmesini talep etmek için Kuzeybatı Suriye'deki Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında oturma eylemi düzenlendi. (DPA)
TT

Suriyelileri zorla sınır dışı etmeye karşı olan Türkiye, kanser hastalarını yeniden ülkeye getiriyor

Kanser hastalarının Türkiye'de tedavisinin kabul edilmesini talep etmek için Kuzeybatı Suriye'deki Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında oturma eylemi düzenlendi. (DPA)
Kanser hastalarının Türkiye'de tedavisinin kabul edilmesini talep etmek için Kuzeybatı Suriye'deki Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında oturma eylemi düzenlendi. (DPA)

Türk makamları, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de aylardır sayısı artan kanser hastalarının Bab el-Hava Sınır Kapısı’ndan girişine izin verdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Geçici koruma kimliği olmayan Suriyeli sığınmacıları sınır dışı edeceğiz” vurgusunda bulundu.  Diğer yanda Türk kuvvetleri, Suriye'nin kuzeydoğusunda yer alan Haseke’deki Kürt guruplara yönelik operasyonlarını sürdürdü.

Türkiye'de tedavi görecek kanser hastalarının nakli dün erken saatlerde Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı’ndan başladı.

Suriye'nin kuzeyinde çoğu çocuk olan 3 bin 100 hastanın haftalık 100'er kişilik gruplar halinde ülkeye getirilmesine karar verildi.

Fotoğraf Altı :Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında oturma eylemi düzenleyen Suriyeliler. (DPA)
Bab el-Hava Sınır Kapısı yakınlarında oturma eylemi düzenleyen Suriyeliler. (DPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu gelişme, aktivistler tarafından başlatılan büyük kampanya ve Bab el-Hava bölgesinde hastalar, vatandaşlar ve aktivistler tarafından gerçekleştirilen oturma eyleminin ardından yaşandı. Nitekim 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından hastaların alımları durdurulmuştu.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türkiye'den sınır dışı edilen Suriyeli mültecilerin Barış Pınarı bölgesinde ve Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolündeki alanlarda Tel Abyad bölgesini ayıran geçişten geçmeye çalıştıkları sırada Suriye Ulusal Ordusu’na bağlı gruplar tarafından doğrudan hedef alındığını öne sürdü.

160 kişilik Suriyeli grubun Halep'in kuzeyindeki Azez geçidinden zorla gönderildiği, ağır silahlarla hedef alınmaları ardından ikisinin yaralandığı öne sürüldü.

SOHR, deport edilenlerin akıbetlerinin halen belirsiz olduğunu, bilinmediğini, Tel Abyad bölgesine veya Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin etki alanlarına geçip geçemediklerinin bilinmediğini aktardı.

Diğer yandan Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise, geçici koruma kimlik belgesine sahip Suriyelilerin başka bir ilde ikamet etmesi nedeniyle sınır dışı edilme vakasının olmadığını yineledi. Dün katıldığı bir televizyon programında açıklamalarda bulunan Yerlikaya, bu konuda bir sorun yaşamadığını kaydetti.

Göç alanında oldukça hassasiyetle çalıştıklarına dikkat çeken Yerlikaya, yasa dışı göçe müsamaha göstermediklerini, başta İstanbul olmak üzere şehirleri yasa dışı göçmenlerden temizlemek için çalıştıklarını, 16 bin düzensiz göçmenin sınır dışı edildiğini belirtti.

Bugün Türkiye’de 4 milyon 888 bin 286 göçmenin bulunduğuna dikkat çeken Yerlikaya, yabancı sayısının Türk vatandaşın sayısına oranla yüzde 20’yi aştığı mahallelere ikamet izni verilmediği bilgisini paylaştı.

Şu ana kadar 562 bin Suriyelinin Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan güvenli bölgelere gönüllü ve güvenli bir şekilde gönderildiğini de sözlerine ekledi.

Fotoğraf Altı: Yerlerinden edilenleri Suriye'nin kuzeyinde Ankara yanlısı grupların kontrolündeki bölgelerde bulunan yerleşim birimlerine taşıyan bir konvoy-Şubat 2022 (AFP)
Yerlerinden edilenleri Suriye'nin kuzeyinde Ankara yanlısı grupların kontrolündeki bölgelerde bulunan yerleşim birimlerine taşıyan bir konvoy-Şubat 2022 (AFP)

Diğer yandan Türk kuvvetleri ve Barış Pınarı bölgesinde konuşlu bağlı gruplar, Haseke’nin kuzeybatısında SDG kontrolündeki alanlar içinde yer alan Tel Tamr kırsalında yer alan Kabur el-Karacna, ed-Dardara ve Tel Kara köylerine operasyon düzenledi.

Fotoğraf Altı: Türk-Rus ortak güçleri, kısa süre önceye kadar Haseke'de, Türkiye sınırına yakın Derbasiye belgesinde devriyeler gerçekleştirdi. (AFP)
Türk-Rus ortak güçleri, kısa süre önceye kadar Haseke'de, Türkiye sınırına yakın Derbasiye belgesinde devriyeler gerçekleştirdi. (AFP)

Rus kuvvetleri salı günü Haseke'nin kuzeyindeki Derbasiye kırsalında, bölgedeki hareketleri takip etmek için askeri devriye gerçekleştirdi. Devriyeye Türk kuvvetleri katılmadı.

İki ülke arasındaki son ortak devriye, Ankara ile Moskova arasında 22 Ekim 2019'da imzalanan Soçi Mutabakatı kapsamında 13 Temmuz'da Derbasiye'nin batı kırsalında gerçekleşti. Söz konusu mutabakatın amacı, Suriye'nin kuzeydoğusunda SDG’ye yönelik Türk askeri harekatı Barış Pınarı kapsamında ateşkes sağlanmasıydı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.