İsrailli siyasi ve askeri yetkililer acil bir toplantı yaptı: İsrail Lübnan’ı Hizbullah'ın faaliyetleriyle ilgili uyardı

İsrail Savunma Bakanı Gallant: İsrail ordusu provokasyonlara karşı bazı operasyon planlarını onayladı

Lübnan-İsrail sınırı yakınlarında Lübnan’ın el-Adise köyünde Hizbullah Örgütü Lideri Hasan Nasrallah’ın bir posterinin yanından geçen UNIFIL barış güçlerine ait bir araç, 12 Temmuz 2023 (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırı yakınlarında Lübnan’ın el-Adise köyünde Hizbullah Örgütü Lideri Hasan Nasrallah’ın bir posterinin yanından geçen UNIFIL barış güçlerine ait bir araç, 12 Temmuz 2023 (Reuters)
TT

İsrailli siyasi ve askeri yetkililer acil bir toplantı yaptı: İsrail Lübnan’ı Hizbullah'ın faaliyetleriyle ilgili uyardı

Lübnan-İsrail sınırı yakınlarında Lübnan’ın el-Adise köyünde Hizbullah Örgütü Lideri Hasan Nasrallah’ın bir posterinin yanından geçen UNIFIL barış güçlerine ait bir araç, 12 Temmuz 2023 (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırı yakınlarında Lübnan’ın el-Adise köyünde Hizbullah Örgütü Lideri Hasan Nasrallah’ın bir posterinin yanından geçen UNIFIL barış güçlerine ait bir araç, 12 Temmuz 2023 (Reuters)

İsrail ordusunun Hizbullah'ın provokasyonlarına ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın tehditlerine yanıt vermekten kaçınma kararı alsa da İsrailli siyasiler ve güvenlik yetkilileri, askeri operasyon için aralarında doğrudan Lübnan devletinin tehdit edilmesinin de yer aldığı birtakım önlemlere başvurdular.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada, ülkenin kuzey sınırlarındaki gerilimle ilgili güvenlik istişareleri’ için öğleden sonra acil bir toplantı yapılacağını belirterek, “Nasrallah'ın sığınaktan yaptığı tehditler bizi etkilemiyor. Bizi boşuna sınıyor, zira sınav günü geldiğinde bizi karşısında omuz omuza bulacak” ifadelerini kullandı.

Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant, yargı reformu maddelerinin oylandığı oturum öncesi konuşurken, 24 Temmuz 2023 (EPA)
Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant, yargı reformu maddelerinin oylandığı oturum öncesi konuşurken, 24 Temmuz 2023 (EPA)

Şarku’l Avsat’ın İsrailli askeri kaynaklardan aktardığına göre Savunma Bakanı Gallant'ın geçtiğimiz günlerde ülkenin güvenliğinde bir bozulma durumunda gerçekleştirilecek bazı operasyon planlarına onay verdiğini açıkladılar. Gallant'ın İsrail İç Cephe Komutanı Uri Gordin ile görüştüğünü aktaran kaynaklar, Gordin’in Gallat’a İsrail ordusunun Hizbullah'ın son faaliyetlerine yanıt vermeye hazırlandığı planlar hakkında bilgi verdiğini ve söz konusu provokasyonların durmaması halinde yalnızca Hizbullah'ın değil, Lübnan'ın tamamının vurulması planını konuştuklarını aktardılar. Bu arada Bakan Gallant, İsrail ordusunun ülkenin kuzeyinde Lübnan'a karşı askeri operasyonlar için çeşitli senaryoların ele alındığı tatbikatlarının meyvelerini topladığını söyledi.

İsrailli bir askeri yetkili, Hizbullah’ın provokasyon olarak nitelendirdiği faaliyetlerini şöyle sıraladı:

  • Lübnan'dan sızan Filistinli bir unsur, sınırı geçerek İsrail'in 70 kilometre içerideki Megiddo Hapishanesi’ne ulaşmayı ve burada bir patlayıcıyı infilak ettirmeyi başarması
  • İsrail sınırına iki çadırın kurulması
  • İsrail'e bakan gözlem noktaları kurulması
  • İsrail sınırındaki tel örgütlerde bulunan kameraların çalınması
  • Özel birlik Rıdvan Gücü'ne askeri eğitim verilmesi
  • İsrail kasabalarına baskınlar düzenlenmesi
  • İsrail askerlerinin kaçırılması
  • İsrail askerlerine havai fişekler ve maytaplar atılması

Geçtiğimiz haziran ayında roket atarını, topçu namlusunu kendisine doğrultan bir İsrail tankına doğrultan Lübnan askeri (Şarku’l Avsat)
Geçtiğimiz haziran ayında roket atarını, topçu namlusunu kendisine doğrultan bir İsrail tankına doğrultan Lübnan askeri (Şarku’l Avsat)

İsrail ordusunun halen bu tür provokasyonları kontrol altına alma sürecinde olduğunu ve bunlara henüz Lübnan topraklarında yanıt vermediğini, fakat son zamanlarda Hizbullah'ın çok ileri gittiğini ve yeni bir terör dengesi yaratmaya çalıştığını düşündüğünü belirten aynı yetkili, “Hizbullah Lideri (Nasrallah), İsrail hükümetinin yargı reformu planına karşı, iktidar sistemine darbe yapma ve yargıyı zayıflatma planı olduğu gerekçesiyle düzenlenen protesto gösterileri ve yedek orduda askerlik hizmetine karşı isyan başlatılması nedeniyle İsrail’in eskisinden daha zayıf hale geldiğini düşünerek risk almaya karar verdi, ama bunu yaparken İsrail haritasını yanlış okuyor. İsrailliler dışarıdan olası saldırılar karşısında tek vücut olmaya devam edecekler. Hizbullah'ın bu koşullarda İsrail'e yaptığı en iyi hizmet, İsrail'i yeniden birleştirmek olabilir” ifadelerini kullandı.

İsrail’in kuzeyine takviye güç

Öte yandan Hizbullah Lideri Nasrallah'ın cumartesi günü İsrail'e kuzey cephesini hareketlendirecek ‘aptalca’ bir adım atmaması tehdidinde bulunmasının ardından İsrail ordusu, Hizbullah'ın olası provokasyonlarına karşı yapılan hazırlıklar çerçevesinde kuzeyde konuşlu güçlerine takviye gönderildiğini açıkladı. Ordu komutanları ile Başbakan Netanyahu ve güvenlik yetkilileri arasında pazar akşamı yapılan toplantıda ordu, İsrail topraklarında kurulan çadırlarla ilgili son olaylardan sonra birtakım senaryolar, durum değerlendirmesi ve bir istihbarat tablosu sundu.

Ordu yetkilileri siyasilere kuzeyde gerilim riskinin arttığını ve Nasrallah'ın İsrail’de yaşananları ‘tarihi bir zayıflık’ olarak yorumladığını söylediler. Ancak İsrail ordusu askeri istihbarat birimi AMAN’ın başkanı, raporlarının Hizbullah'ın geniş çaplı bir tırmanışla ilgilenmediğini ve söz konusu çadırların güvenlik tehdidi oluşturmadığını gösterdiğini vurguladı.

İran kimlik avı amaçlı bilgilerin peşinde

Diğer taraftan AMAN, İran’ın Lübnan’ı İsrail’le savaşa girmeye zorladığını, çünkü İsrail'in iç arenasındaki olayları iyi okuyamadığını açıkladı. Başbakan Netanyahu’nun ofisinden yapılan, AMAN’ın açıklamasını teyit eder nitelikteki açıklamada, “Şin Bet (İsrail İç İstihbarat Örgütü), birkaç ay önce başlayan ve çeşitli araştırma enstitülerindeki memurları ve araştırmacıları kapsayan bir operasyonla, İran'ın bilgisayarlarına sızdığı İsrail vatandaşlarının bilgilerini çalmak amacıyla kimlik avı girişimlerinde bulunduğu ip adreslerini çözmeyi başardı” denildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“İsrailli siyasetçiler, memurlar ve İsrail vatandaşları hakkında bilgi toplamak amacıyla İsrail vatandaşlarını taklit eden sahte profiller kullanılarak temasa geçildi. Profesyonel ya da kişisel olarak temas kurdukları vatandaşların tanıdıkları kişileri taklit ettiler.”

Edinilen bilgilere göre İranlı ajanlar başlangıçta hedef aldıkları İsrail vatandaşlarıyla temas kurmak için bu kişilerin LinkedIn profilini kullanıyor ve ardından mesajlaşmalar e-posta yoluyla devam ediyor.

İsrail ordusunun siber departmanı (İsrail Başbakanlık Ofisi)
İsrail ordusunun siber departmanı (İsrail Başbakanlık Ofisi)

Daha sonra taraflar arasındaki mesajlaşmalar sırasında İsrail vatandaşına bir konferansa katılma daveti gönderiliyor. Davetiye, e-postaya bir dosya olarak ekleniyor. Ayrıca İsrail vatandaşının ilgisini çekebilecek bir yazının ya da çalışmanın dosyası da gönderiliyor. Ancak hedefteki kişi bu dosyayı açtığında, bilgisayarına kötü amaçlı bir dosya yükleniyor ve karşı taraf hedefteki kişinin bilgisayarına erişebiliyor.



Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ çabalarını engelleyen 3 unsur

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye'deki Zikim Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarından aldıkları un çuvallarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye'deki Zikim Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarından aldıkları un çuvallarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ çabalarını engelleyen 3 unsur

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye'deki Zikim Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarından aldıkları un çuvallarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye'deki Zikim Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarından aldıkları un çuvallarını taşıyan Filistinliler (AFP)

Kısmi ateşkes müzakerelerinin duraklamasının ardından, Gazze Şeridi krizini çözmek için ‘kapsamlı bir anlaşmaya’ varma çabaları giderek artıyor. Bu müzakereler, ABD ve İsrail'in temmuz ayı sonlarında Doha'da Hamas ile yaşanan anlaşmazlıkların ardından yaklaşık üç hafta süren görüşmelerden çekilmesi sonrası sekteye uğradı.

Kısmi müzakereleri engelleyen önceki anlaşmazlıklar, Hamas'ın silahsızlanmayı kabul etmemesi ve İsrail'in savaşın kesin olarak sona ermesine dair garantiler olmaması nedeniyle, Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmeyi kabul etmemesinden kaynaklanıyordu. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, Washington'un Binyamin Netanyahu hükümeti ile son zamanlarda yürüttüğü kapsamlı anlaşma çabalarının önünde bazı engeller olacak.

Monte Carlo Doualiya’nin (MCD) dün bildirdiğine göre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Donald Trump arasında görüşmeler devam ediyor ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmaya varılması için çalışmalar sürüyor.’

Söz konusu anlaşma, ‘tek bir takas işlemiyle tüm İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını, Hamas'ın silahsızlandırılmasını ve ABD liderliğinde Gazze Şeridi'ne uluslararası kontrolün getirilmesini’ içeriyor. Şayet Hamas bu teklifi reddederse, ABD, İsrail'e Gazze Şeridi'ne kapsamlı bir saldırı düzenlemesi için yeşil ışık yakacak.

Bu, Washington ve İsrail'in istişare için geri çekilmesinin ardından kısmi ateşkes müzakerelerinin durma noktasına gelmesi üzerine İsrail medyasında bu yeni gidişatla ilgili haberlerin çıkmasıyla eş zamanlı olarak geldi. İsrail'in Kanal 14 televizyonu, siyasi bir kaynağın şu ifadelerini aktardı: “İsrail ve ABD, gidişatlarını değiştirmeleri gerektiğini fark etmeye başladılar: Bazı esirlerin serbest bırakılması için bir anlaşma peşinde koşmak yerine, tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin silahtan arındırılmasını içeren bir plana yöneldiler.”

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Hamas'ın elinde tutulan esirlerin ailelerine, İsrail hükümeti ile Gazze Şeridi'ndeki savaşı fiilen sona erdirecek bir plan üzerinde çalıştığını bildirdi.

Witkoff'un perşembe günü İsrail'e varmasından bu yana ‘kapsamlı bir anlaşma’ yönündeki bu yeni eğilim giderek güçleniyor. Witkoff'un Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından üst düzey bir İsrailli yetkili, “İsrail ve Washington arasında, bazı esirlerin serbest bırakılması planından tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin silahtan arındırılması planına geçilmesi gerektiği konusunda mutabakat sağlandı” dedi.

Bu koşullar ışığında Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, kısmi ateşkesin önündeki engellerin, çözülmemiş olduğu için kapsamlı bir anlaşma çabalarında da tekrarlanacağını düşünüyor. Bunların başında İsrail'in Hamas'ın silahsızlandırılmasını talep etmesi ve Hamas'ın İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesini ve esirlerin teslim edilmesinden önce savaşın kesin olarak durdurulacağına dair garantiler talep etmesi geliyor. Hasan, Filistinli tarafın kendi gerekçeleri olduğunu ve İsrail'in bunları reddetmesinin güvensizlik uçurumunu daha da derinleştirdiği değerlendirmesinde bulundu.

frgty6
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı'na düzenlediği hava saldırısı sonucu yıkılan binanın enkazını inceleyen insanlar (AFP)

Filistinli siyasi analist Nehru Cumhur, Reha Ahmed Hasan ile aynı görüşte. Bu engellerin Gazze savaşının başından beri var olduğunu ve değişmediğini vurgulayan Cumhur, İsrail'in, savaşta gerçekleştiremediği halde Hamas'ın silahsızlandırılmasını talep ederek, müzakere masasında teslim şartları dayatmaya çalıştığını ve bunun kısmi ya da kapsamlı herhangi bir anlaşmayı engellediğini ve müzakereleri bozduğunu ifade etti.

Hamas aylardır kapsamlı bir anlaşma çağrısında bulunuyor. Ancak hareket cumartesi günü yaptığı basın açıklamasında, silahlarını teslim etmeyeceğini yineledi. Hamas tarafından cumartesi günü yayınlanan açıklamada, “Bazı medya kuruluşlarının Witkoff'un sözlerini aktararak, hareketin silahlarını teslim etmeye hazır olduğunu yayınladığı haberlere ilişkin olarak, işgal devam ettiği sürece direniş ve silahların ulusal ve yasal bir hak olduğunu bir kez daha yineliyoruz. Bu, sözleşmeler ve uluslararası normlarla onaylanmıştır. Başta başkenti Kudüs olan tam egemenliğe sahip bağımsız bir Filistin devletinin kurulması olmak üzere ulusal haklarımızın tamamı geri kazanılmadan, bu haklardan vazgeçilemez” denildi.

Bu yeni süreç, İsrail sokaklarında bir kargaşanın ve üç video yayınlandıktan sonra tüm esirlerin bir an önce serbest bırakılması için bir anlaşmaya varılması talebinin ortaya çıkmasıyla eş zamanlı olarak meydana geldi. Hamas ve İslami Cihad hareketleri, Evyatar David ve Rom Braslavsky adlı iki esirin videolarını yayınladı. Videoda çok zayıf olduğu görülen esirlerden biri, kürekle tünelin zeminini kazarken ‘kendi mezarını kazdığını’ söylüyor. Bu olay, İsrail içinde ve dışında öfkeli tepkilere neden oldu.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas dün, ‘İsrailli esirlerin korkunç görüntülerini’ kınayarak, Gazze Şeridi'ndeki tüm esirlerin ‘derhal’ serbest bırakılmasını talep etti. Kallas, “Hamas silahlarını bırakmalı” dedi. İsrail gazeteleri ise dün manşetlerinde esirlerin durumuna yer verdi. Haaretz gazetesi, “Netanyahu esirleri kurtarmak için acele etmiyor” diye yazdı.

Bu yeni girişimlere ve ateşkes müzakerelerinin çıkmaza girmesine rağmen, Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü yetkililerinin açıklamasına göre, İsrail ordusunun dünkü saldırıları sonucu en az 26 Filistinli hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı. Bunların 14'ü yardım dağıtım merkezlerinin yakınında öldürüldü.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün düzenlediği basın toplantısında, Gazze Şeridi'ndeki insani ve tıbbi durumun ‘felaket’ olduğunu belirterek, uluslararası toplumun bu durumdan utanması gerektiğini ifade etti.

frgt
Yardım kamyonlarının Zikim Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne girdiği bölgeden dönerken tahta bir palet taşıyan Filistinli bir genç kız (AFP)

Abdulati dün, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi'ndeki insani felaketi ve bölgedeki sistematik açlık politikası karşısında bununla mücadele etmenin önemini ele aldı. Abdulati, Türk mevkidaşına Mısır'ın, Katar ve ABD ile iş birliği içinde ateşkesin yeniden sağlanması için gösterdiği çabaları, insani, tıbbi ve barınma yardımlarının ulaştırılması için sürdürdüğü gayretleri ve yardım kamyonu sayısının artırılması için baskı yapmaya devam etmenin önemini aktardı.

Reha Ahmed Hasan, Washington'un İsrail'e engellerini ve katliamlarını durdurması için açık bir baskı uygulamadığı takdirde tarafların kapsamlı bir anlaşmaya varmasını beklemiyor. Filistin devleti kurulmadan önce Hamas'ın silahsızlandırılmasından bahsetmenin herhangi bir anlaşmaya yol açmayacağını ve anlaşmazlığı daha da artıracağını belirten Hasan, net ve gerçekçi bir yol izlemek için çözümlerin makul bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.

Hasan, Washington’un taraflı tutumu nedeniyle durumun belirsiz olduğunu, ABD'nin mantıklı çözümler için herhangi bir baskı uygulamadığını ve kendisini krizin bir tarafı haline getirerek sonraki görüşmeleri zorlaştırdığını ifade etti.

Nehru Cumhur, kapsamlı bir anlaşmadan söz edilmesinin, direnişin esirlerin durumunu kamuoyuna açıklamasından sonra, sadece baskıyı azaltmak amacıyla gerçekleştiğini düşünüyor. Cumhur, İsrail'in kapsamlı bir anlaşmaya varmayacağını, İsrail halkının öfkesini yatıştırmak için kısmi bir anlaşmayı kabul etmeye geri döneceğini değerlendiriyor.

Cumhur, Netanyahu iktidarda olduğu sürece kapsamlı bir anlaşmanın çok uzak olduğunu vurgulayarak, İsrail'in Washington ile koordineli olarak Filistinlileri yerinden etmek için planlar yaptığını ve ortaya atılan planların, Gazze Şeridi halkını zorla yerinden etme planını tasarlamak için yapılan manevralar ve oyunlardan ibaret olduğu değerlendirmesinde bulundu.