Bir NATO yetkilisi, Ukrayna’nın NATO üyeliği karşılığında Rusya’ya toprak vermesini önerdi

27 Haziran’da Bahmut’ta Ukrayna bayrağını dalgalandıran bir genç (Reuters)
27 Haziran’da Bahmut’ta Ukrayna bayrağını dalgalandıran bir genç (Reuters)
TT

Bir NATO yetkilisi, Ukrayna’nın NATO üyeliği karşılığında Rusya’ya toprak vermesini önerdi

27 Haziran’da Bahmut’ta Ukrayna bayrağını dalgalandıran bir genç (Reuters)
27 Haziran’da Bahmut’ta Ukrayna bayrağını dalgalandıran bir genç (Reuters)

NATO Genel Sekreteri Kabine Direktörü Stian Jenssen’in ‘Ukrayna’nın topraklarının bir bölümünü Rusya’ya vermesi karşılığında NATO üyesi olabileceğine’ dair ifadeleri Kiev’den tepki gördü.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, Jenssen dün Norveç’te düzenlenen bir etkinlikte yaptığı açıklamada, herhangi bir barış anlaşmasının Ukrayna için kabul edilebilir olması gerektiğini, ancak NATO üyelerinin 18 aydır süren savaşın nasıl sona erdirileceğini tartıştığını söylemişti.

Jenssen, Ukrayna’nın savaş sonrası statüsüne ilişkin diplomatik çevrelerde tartışmaların sürdüğünü belirterek, “Ukrayna’nın bu bölgelerden vazgeçip karşılığında NATO üyeliği alması çözüm olabilir” ifadelerini de kullanmıştı.

Ukrayna, sürekli olarak, uluslararası kabul görmüş 2014 öncesi sınırlarına geri dönülmesi için çağrısında bulundu ve Rusya tarafından ele geçirilen topraklarının büyük bir bölümünü geri almak için bir karşı saldırı başlattı.

Jenssen, sadece bir fikir ortaya koyduğunu ve ‘ne zaman ve hangi şartlarda müzakere etmek istediklerine Ukrayna’nın karar vermesi gerektiğini’ vurgulayarak dikkatli davrandı.

Bu da NATO’nun ‘Ukrayna’nın katılımı olmadan’ Ukrayna ile hiçbir barış anlaşmasına varılmaması gerektiği yönündeki tutumunu yansıtıyor.

Ancak bu, Jenssen’in öneriyi kamuoyu önünde tartışıyor olmasından bile rahatsız olan Kiev için yeterli olmadı.

Kiev, NATO üyeliği karşılığında toprak tavizi verecek herhangi bir anlaşmanın Rus saldırganlığını ödüllendireceğini vurguladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in danışmanlarından Mihaylo Podolyak kısa bir süre önce konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“Bir NATO şemsiyesi için bölge ticareti mi yapıyorsunuz? Saçma. Bu, kasıtlı olarak demokrasiyi yenilgiye uğratmak, küresel bir suçluyu teşvik etmek, Rus rejimini korumak, uluslararası hukuku yok etmek ve savaşı diğer nesillere aktarmak anlamına geliyor.”

Podolyak, Rusya’nın savaşta ağır bir kayıp yaşamaması halinde bunun Batı için uzun vadeli sorun olmaya devam edeceğini vurgulayarak, şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü;

“Putin ezici bir yenilgiye uğramaz, Rusya’daki siyasi rejim değişmez ve savaş suçluları cezalandırılmazsa, savaş kesinlikle Rusya’nın daha fazla iştahıyla geri dönecektir.”

Ancak Ukrayna’nın bu duruşu, Haziran ayında başlayan karşı saldırının yavaş ilerlemesiyle sınanıyor.

Kiev, Batı’dan tanklar, uzun menzilli roketler ve topçular almış olsa da, Ukrayna kuvvetleri, şimdiye kadar Rusya’nın yoğun şekilde savunulan mevzilerine karşı yalnızca sınırlı bölgesel kazanımlar elde etti.

NATO, Jenssen’in tepki çeken ifadelerinin ardından dün akşam ortalığı yatıştırmak için bir açıklama yaptı.

Söz konusu açıklamada, “NATO’nun konumu net ve değişmedi. Ukrayna’yı ne kadar sürerse sürsün desteklemeye devam edeceğiz. Adil ve kalıcı bir barışa ulaşma konusunda kararlıyız. Barışın ne zaman ve hangi şartlarda sağlanacağına Ukrayna karar verecek” denildi.



Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
TT

Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)

ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçiler dün, Donald Trump'ın kampının prestijli eğitim kurumuna yönelik son saldırısında, eşitlik yasalarını ihlal etmekle suçladıkları Harvard Üniversitesi hakkında soruşturma başlattıklarını duyurdular.

Trump yönetimi birkaç haftadır, Gazze Şeridi'ndeki savaşa karşı öğrenci hareketleri sırasında antisemitizmin tırmanmasına izin vermekle suçlanan bazı Amerikan üniversiteleriyle mali bir çatışmaya girmiş bulunuyor. Trump yönetiminin hedef aldığı üniversiteler arasında, ABD hükümetinin taleplerini reddetmesinin ardından 2.2 milyar dolarlık hibesi dondurulan Harvard Üniversitesi de bulunuyor. Trump, “nefret ve aptallık” yaymakla suçladığı Harvard Üniversitesi'ne tanınan vergi muafiyetini iptal ederek daha da ileri gitmekle tehdit ediyor.

“Harvard'ın bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Bence yaptıkları şey bir rezalet,” diyen Trump, dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘avukatlar tarafından ele alınan’ davayla ilgisini küçümsedi.

Cumhuriyetçi yetkililer, bir meclis soruşturması başlatıldığını duyurdukları mektuplarında, üniversite yönetimine, özellikle ırk temelinde ayrımcılık olmak üzere “medeni haklar yasalarına uyumsuzluğunu” izleyeceklerini bildirdiler. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komitesi Başkanı James Comer ve Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik, “Harvard Üniversitesi, sizin talimatınızla, Harvard'ı yasalara uygun hale getirmeyi amaçlayan federal yetkililer tarafından önerilen makul bir uzlaşma anlaşmasını değerlendirmeyi reddettiği ölçüde yasadışı ayrımcılığı önleyemiyor ya da önlemek istemiyor gibi görünüyor” diye yazdı. Üniversite Başkanı Alan Garber'a hitaben “Hiçbir kurumun yasaları çiğneme hakkı yoktur” ifadelerini kullandılar.

Bu tehdit, çarşamba günü Trump yönetimi tarafından yapılan ve üniversitenin kabul, işe alım ve siyasi yönelim alanlarında incelemeye tabi tutulmayı kabul etmemesi halinde, yabancı öğrenci kabulünü engellemeyi düşünen bir başka tehdidin ardından geldi. Birçok profesör ve öğrenci, üniversitenin Trump yönetiminin taleplerini reddetmesini nadir görülen bir direniş işareti olarak memnuniyetle karşılarken, New York'taki Columbia Üniversitesi Cumhuriyetçilerin baskısı altında reformları kabul etti.

Araştırmacı Avi Steinberg, Harvard Üniversitesi personeli ve öğrencilerinin dün Boston yakınlarındaki Cambridge'de bulunan kampüste, Trump yönetimine karşı gösteri düzenlediklerini söyledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Steinberg, “Harvard'ın öğrencilerine ve öğretim üyelerine verdiği sözleri yerine getirmesini, kampüsteki her öğrenciyi korumasını, öğretim üyelerini ve özellikle de ifade özgürlüğünü korumasını istiyorlar” ifadelerini kullandı.

30 bin öğrencili kurum yıllardır Şangay Dünya Üniversiteleri Sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor. Diğer üniversitelerde olduğu gibi, bu üniversite de yıllardır büyük ölçüde sol görüşlü olduklarını düşündükleri Amerikan üniversitelerine karşı saldırıya geçen muhafazakarların hedefindeydi.

Bu saldırı, Filistin halkına destek ve Gazze'deki savaşa karşı düzenlenen öğrenci protestoları sırasında yoğunlaşmış ve üniversite kampüslerinde Yahudi öğrencilerin korunmamasına yönelik yaygın eleştirilere yol açmıştır.