Kıbrıs ile Gazze arasına, ablukayı kıracak güvenli bir deniz koridoru

İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı katı kısıtlamaları sona erdirmeye yönelik uluslararası bir adım olurken tüm taraflar, bu alternatif limandan memnun

Uluslararası Gazze Ablukasını Kırma Komitesi, Gazze Şeridi’ndeki limanın yeniden açılması için uluslararası bir baskı kampanyası yürütüyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Uluslararası Gazze Ablukasını Kırma Komitesi, Gazze Şeridi’ndeki limanın yeniden açılması için uluslararası bir baskı kampanyası yürütüyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
TT

Kıbrıs ile Gazze arasına, ablukayı kıracak güvenli bir deniz koridoru

Uluslararası Gazze Ablukasını Kırma Komitesi, Gazze Şeridi’ndeki limanın yeniden açılması için uluslararası bir baskı kampanyası yürütüyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Uluslararası Gazze Ablukasını Kırma Komitesi, Gazze Şeridi’ndeki limanın yeniden açılması için uluslararası bir baskı kampanyası yürütüyor / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

İzzeddin Ebu Ayşe 

Avrupa Birliği (AB) Filistin Temsilcisi Sven Kühn von Burgsdorff, Gazze Şeridi ablukasını yeniden gündeme getirmek için kumsalda deniz paraşütünü uçurdu.

Burgsdorff, ancak bu şekilde dünyanın dikkatini İsrail'in Gazzelilere uyguladığı ve tüm denizcilik faaliyetlerine getirdiği kısıtlamalara çekebildi. 

Avrupalı yetkilinin bu adımı, İsrail'i kızdırsa da özellikle Avrupalı parlamenterlerin Gazze Şeridi'yle dayanışma içinde olduğu bir dönemde uluslararası sahnede büyük ilgi gördü.

Avrupalı parlamenterler, Tel Aviv'i 'deniz ablukasını' kırmaya ve Gazze limanını yeniden açmaya çağırdılar.

Gazze Şeridi'ne 16 yıldır uygulanmaya devam eden ablukanın kaldırılmasına yönelik uluslararası ve bölgesel çabalar çerçevesinde İsrail'e yönelik bu baskıyla Tel Aviv'in söz konusu kısıtlamaları yasa dışı kabul eden Birleşmiş Milletler'in (BM) çağrısına yanıt vererek ablukaya son vermesi isteniyor.

Gazze limanının açılması

Gazze Şeridi'ne 2006 yılından bu yana uygulanan ablukaya karşı Ramallah'taki Filistin Yönetimi de dahil olmak üzere uluslararası taraflar, İsrail'e ablukayı sona erdirmesi için baskı yapıyorlar.

BM'ye söz konusu kısıtlamaların sona erdirilmesi çağrısında bulunan birçok dosya sunulduysa da Tel Aviv, bunların hiçbirine yanıt vermedi ve güvenliğini gerekçe göstererek ablukayı savundu.

Gazze'ye uygulanan abluka, çok sayıda kısıtlamayı içeriyor. İsrail, balıkçıların açılabileceği bölgeyi kontrol ederken bu bölgeyi önceden ayarlıyor.

Bunun yanında teknelerin yedek parçalarının ve tamir ekipmanlarının Gazze Şeridi'ne girişine izin vermiyor.

Filistinlilerin Gazze limanını yeniden açmalarına izni vermediği için ticaret, denizcilik ve seyahat faaliyetlerini de engelliyor.

Dünyada çeşitli ülkeler Gazze ablukasını kırmaları için deniz konvoyları göndermeye çalışsa da bu konvoylar, Gazze'ye ulaşmayı başaramadılar / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Dünyada çeşitli ülkeler Gazze ablukasını kırmaları için deniz konvoyları göndermeye çalışsa da bu konvoylar, Gazze'ye ulaşmayı başaramadılar / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Dünyada çeşitli ülkeler Gazze ablukasını kırmaları için deniz konvoyları göndermeye çalışsa da bu konvoylar, Gazze'ye ulaşmayı başaramadılar / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Esasında Gazze Şeridi'nin 1967 yılından önce ürün ihraç ve ithal ettiği bir limanı vardı. Fakat İsrail, Filistin topraklarını işgal ettikten sonra bu limanı yok etti.

Liman dosyası, ilki 1993 yılında Oslo Anlaşmaları sırasında ikincisi ise 1999 yılında Şarm eş-Şeyh Anlaşması sırasında olmak üzere daha önce iki kez çözüm süreci gündemine geldi. 

Liman, uzlaşı anlaşmaları çerçevesinde 2000 yılında Avrupa'nın sağladığı fonla yeniden inşa edildi.

Ancak İsrail üç ay sonra limanı yeniden havaya uçurdu. Filistin Yönetimi'nin havaya uçurulmayacağına dair garanti almasıyla 2005 yılında yenilendi.

Son olarak ise İsrail'in Gazze'ye abluka uygulamaya başlamasıyla limanı dosyası bir daha gündeme gelmedi.

Böylece Filistin'in kalkınma süreci de dondurulmuş oldu. Ancak ekonomik durumun kötüleşmesiyle birlikte ablukanın kırılması açısından mı, yoksa hayat şartlarının iyileştirilmesi açısından mı bilinmez limanla ilgili tartışmalar yeniden başladı. 

Uluslararası kampanya

Gazze Şeridi'nin bu limana çok ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden uluslararası çerçevede İsrail'e Gazze limanını yeniden açması yönünde baskı yapmak için 'Gazze limanını açın' adıyla bir kampanya başlatıldı.

Kampanyanın amacı, Tel Aviv'e, BM'nin ablukayı kırma çağrısına kulak vermesi için baskı yapmak. 

Uluslararası Gazze Ablukasını Kırma Komitesi Başkanı Zaher Birawi, 'Gazze limanını açın!' sloganı altında, dünyanın birçok ülkesindeki limanlarda amacı Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın kırılması için uluslararası baskıyı etkinleştirmek olan ve Avrupalı parlamenterler, insan hakları kuruluşları ve hukuk kurumlarının katıldığı denizcilik etkinlikleri düzenlediklerini söyledi.

Birawi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Etkinliklerimiz arasında, ablukayı ve bunun ekonomik, sosyal ve siyasi hayatın çeşitli alanlarındaki etkilerini anlatmaya yönelik medya kampanyaları yer alıyor. Ayrıca Arap ve Avrupa ülkelerinin başkentlerinden aynı anda başlayan deniz gösterilerinin yanı sıra bir halk hareketi ve büyük bir medya kampanyası yürütülüyor.

Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı kırmaya yönelik uluslararası çabalardan en çarpıcı olanlarından biri, ablukanın kaldırılması için seferber olan ve halen Avrupa kıyılarında seyreden 15 ülkenin limanlarında durdurulan Hanzala gemisi.

Birawi, ablukayı kabul etmenin ve bunu normal bir mesele olarak görmenin mantıksız olduğunu belirterek, "Bu yüzden Gazze limanına uygulanan kısıtlamaların durdurulması için Avrupa ülkelerini İsrail'e baskı yapmaları için teşvik etmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Hanzala adı verilen Norveç gemisinin yola çıkmasındaki amacın yalnızca İsrail üzerinde baskı oluşturmaktan ibaret olmadığını belirten Birawi, "Gazze Şeridi için bir liman açılması da dahil olmak üzere çeşitli çözümler bulmaya ve Tel Aviv'i uluslararası yasaları ihlal eden abluka politikasından geri adım atmaya zorlamaya çalışıyoruz" dedi.

Birawi, ablukayı kıracak geminin ileride Gazze'ye doğru yola çıkacağını da sözlerine ekledi.

Gazze ablukasının uygulanmaya başlanmasından bu yana Arap, Avrupa ve Asya ülkelerinden Gazze Şeridi'ne ablukayı kırmak amacıyla konvoylar yola çıktı.

Ancak hiçbiri Gazze limanına ulaşamadı. Ancak bu konvoyların bir kısmı Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı aracılığıyla Gazze Şeridi'ne yardım göndermeyi başardı.

Güvenli deniz koridoru

Ne olursa olsun Filistinliler, dünyaya bağlanabilecekleri çözümler bulunmasını istiyorlar.

Bunun için Gazze'de bir limanı inşa edilmesi, deniz hatları oluşturulması, mevcut bir limanda iskele kiralanması ve Gazze kıyısı açıklarında bir ada inşa edilmesi gibi önerilerde bulunuldu.

Tüm öneriler İsrail'e ve Filistin Yönetimi'ne iletildiyse de taraflardan hiçbiri bunlara yanıt vermedi.

Güvenli bir deniz koridoru kurma önerisi, İsrail'in üzerinde çalıştığı önerilerin uygulanabilirliği en yüksek olan öneri olarak öne çıktı.

İsrail, Kıbrıs'ta bir limanın inşa edilmesi ve Kıbrıs ile Gazze Şeridi arasında ürünlerin teknelerle Gazze'ye taşınacağı bir deniz koridoru oluşturulmasını önerdi.

Öneri, henüz siyasi düzeyde ele alınmazken ne Hamas ne de Filistin Yönetimi'nden itiraz gelmedi.

Böyle bir çözüme tarafların siyasi olarak onay vermeleri ve ayrıca uluslararası bir anlaşmayla sonuçlanması gerekiyor. 

  

Kendilerini dünyaya bağlayacak güvenli bir deniz koridoru oluşturulması çağrısında bulunan Gazzeliler / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Kendilerini dünyaya bağlayacak güvenli bir deniz koridoru oluşturulması çağrısında bulunan Gazzeliler / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Gazze'deki Filistin Yönetimi kurumları ve Hamas, bu konuda hemfikir gibi görünüyorlar.

Bu da Gazze limanında balıkçılara ayrılan bir deniz koridorunun ilk temel taşı olarak görülüyor.

Filistin Yasama Konseyi (parlamento) Başkan Vekili Ahmed Bahar, güvenli bir deniz koridorunun açılması ve Gazze ablukasının kırılması için harekete geçilmesi gerektiğini ve böylece Gazze Şeridi'ndeki yaşam kalitesinin artırılacağını söyledi. 

Öte yandan Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, şunları söyledi:

Özgürce dış dünyaya açılmamızı sağlayacak bir deniz koridoruna sahip olmak bizim hakkımız. Gazze ablukasının kırılması meselesi güncel bir meseledir. İsrail'in bize şantaj ve haklarımız üzerinde pazarlık yapmasını reddediyoruz.

Independent Türkçe - Independent Arabia



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.