Yemen'deki sahte ilaç pazarı: Husi sponsorluğunda yolsuzluk ve kaos

Son kullanma tarihi geçmiş ve kaçak ilaçlar ve kötü saklama koşulları

Başkent Sana'daki bir gıda ve sebze mağazasında denetim olmadan satılan ilaçlar (Facebook)
Başkent Sana'daki bir gıda ve sebze mağazasında denetim olmadan satılan ilaçlar (Facebook)
TT

Yemen'deki sahte ilaç pazarı: Husi sponsorluğunda yolsuzluk ve kaos

Başkent Sana'daki bir gıda ve sebze mağazasında denetim olmadan satılan ilaçlar (Facebook)
Başkent Sana'daki bir gıda ve sebze mağazasında denetim olmadan satılan ilaçlar (Facebook)

Yemen’in Husi kontrolündeki bölgelerinde eczacılık mesleği artık sadece bu alanda yetkin kişilerle sınırlı değil. Sana sokaklarında gıda ve deterjanların yanı sıra ilaçlar da marketlerde satılıyor. Özellikle sakinleştiriciler, cinsel uyarıcılar, anti-anksiyete ve antidepresanlar gibi yaygın olarak kullanılan ilaçlar marketlerde bulunabiliyor. Bu arada kaçak, sahte ve son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar da oldukça yaygın olup, denetimsiz ve tehlikeleri bilinmeden dolaşıma sokulmakta.

Yemen’in başkenti Sana'daki doktorlar, Husi yetkililerinin sağlık ve yüksek öğrenim sektörlerini kontrol etmesiyle, eczacılık öğrencilerinin araştırmalarının tartışıldığı bir konferans düzenlemesiyle ve ilaç üretimine yönelik yaptıkları bir ilaç sergisiyle alay ediyor. Çünkü aynı yetkililer çocuk aşılarına karşı savaş yürütüyor ve ilaç pazarındaki kurcalamaları kasıtlı olarak görmezden geliyor, hatta bunlara katılıyor.

rgthy
Başkent Sana'da eczanelerde satılan son kullanma tarihi belirsiz ilaç (X)

Husi yetkililerinin sağlık alanında uyguladığı söz konusu bu iki faaliyet, Kuveyt Üniversitesi Hastanesi'ndeki kanser hastası çocukların, bir yıl önce başka 21 çocuğu etkileyen semptomlara benzer ciddi semptomlardan mustarip olduklarının ve bunlardan 11'inin bir doz kontamine ilaç nedeniyle öldüğünün keşfedilmesinden haftalar sonra gerçekleşti. Bu, bir Husi mahkemesinin birkaç gün önce olayın sorumlularını beraat ettirdiği dava.

Geçerliliğin bitmesi

Fatıma Gaylan, çeşitli eczanelerde uzun süre arama yaptıktan sonra annesinin yüksek tansiyonunu tedavi etmek için kullanılan "Combipress" ilacını buldu ve paketindeki son kullanma tarihi hala geçerliydi. Parasını ödedi ve eve döndü, ancak kız kardeşi ilaç şeridinin üzerindeki son kullanma tarihinin bir süre önce dolduğunu fark etti.

Fatıma Gaylan ilacı ararken, son kullanma tarihi geçmiş veya anlaşılmaz son kullanma tarihi olan birden fazla paket buldu ve bazı eczacılar ona aradığı ilaca göre daha ucuz ve daha az etkili alternatifler sundu. Ancak, yüzlerce sahte ve son kullanma tarihi geçmiş ilacın yayılmasından sonra, annesinin ilaçlarından birinin bir süpermarkette satıldığını fark edene kadar, doktorun söylediği ilacı arama tavsiyesine uymakta ısrar etti.

Son kullanma tarihi geçmiş ilacı Fatıma'ya satan eczacı özür diledi, ödediği tutarı iade etti ve ilacı Husi kontrolündeki bölgeler dışındaki akrabalarından veya tanıdıklarından ya da ülke dışından sipariş etmesini tavsiye etti.

Kontrolün olmaması

Yemen’in başkenti Sana'da çalışan eczacılar sahte ilaçların piyasaya sürülmesine katılmayı reddediyor, ancak bazıları son kullanma tarihi geçmiş ilaçların satıldığından haberdar olduklarını itiraf ediyor. Bu yaptıklarını, son kullanma tarihi geçmiş ilacın hastaya zarar vermediğini ve en kötü durumlarda, çok sayıda ilacın tedariğinin kesilmesi nedeniyle bu ilaçların yalnızca etkinliğinin azaldığını söyleyerek savunmaya çalışıyorlar. Son kullanma tarihi geçmiş ürünleri satmayı zorunluluk olarak görüyorlar.

Ancak Eczacı Asım Hazza bu iddiaları yalanlayarak, son kullanma tarihi geçmiş ilaçların en tehlikeli zehirler arasında yer alabileceği, pek çok rahatsızlık ve hastalığa yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar nedeniyle sağlık durumları kötüleşen veya başka semptomlar geliştiren hastaların yanı sıra, bunların kaçırıldığı veya kötü koşullarda saklandığına dair pek çok kanıt ve tanık da var.

(Fotoğraf)

Hazza, pek çok kullanıcısının kötüleşen koşullar ve ciddi semptomlardan şikayetçi olduğu "CellCept" ilacını örnek veriyor. Bu ilaç, organ nakli yapılan hastalar için büyük öneme sahip olmasına rağmen Yemen'e kaçakçılık yoluyla giriyor. İlaç, kaçakçılık sırasında kötü depolama ve taşıma koşullarına maruz kalmakta, son kullanma tarihi yaklaşan büyük miktardaki mallar birçok ülkeden kaçırılmakta.

hty
Sana'da kaçak ve son kullanma tarihi geçmiş ilaçların bulunduğu bir depo ele geçirildi (X)

Tıp ve eczacılık kaynakları, Husi grubunu kaçak, sahte ve son kullanma tarihi geçmiş ilaçların yayılmasına neden olmakla suçluyor. Eczacı Cihad Abdu’l-Varis’e göre (takma adı) bu gruba iyi niyetle yaklaşılacak olursa, kontrol altındaki sağlık sektörünün hayat kurtaran ilaçları sağlamadaki başarısızlığı, ilaç kaçakçılığının tartışmasız ana nedeni.

Cihad, Husi grubunun kaçakçılıkla mücadele için yeterli çabayı gösterdiğini reddediyor, aksi takdirde Yemen ilaç pazarında kaçak, sahte ve son kullanma tarihi geçmiş ilaçların yayılmasına izin verilmezdi. Eczacı, sakinleştirici, hipnotik, kalp ve mide ilaçları gibi yaygın olarak kullanılan çok sayıda ürünün çeşitli mağazalarda, hatta bazı sokak satıcıları tarafından satıldığını belirtti.

Eczacı Abdu’l-Varis, çok sayıda ilacın reçetesiz alındığına veya yanlış reçeteler ve tıbbi teşhisler nedeniyle alındığına dikkat çekiyor. Bu da insan vücudunda ciddi zararlara ve yan etkilere yol açar. Eczacı, “Bu durumun hastalık riskini artırdığı veya başka hastalıklara neden olduğu, birçoğunun bağımlılığa yol açtığı ve bunun da onları almayı bırakmayı zorlaştırdığı konusunda” uyarıda bulundu.

Husi grubunun kontrolü altındaki bölgelerde kaçak ve sahte ilaç ticaretine ilişkin herhangi bir veri veya istatistik bulunmuyor. Husi grubunun kontrolü altındaki Yüksek İlaç Kurumu’nun çalışmaları da durduruldu. İçeriden kaynaklar da ilaç piyasası üzerinde herhangi bir izleme veya denetleme çalışması yapılmadığını, vergi toplamak amacıyla Husi yöneticileri tarafından yönetilen bir kuruluşa dönüştüğünü doğruluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Eczacı Nazım el-Akhali, cinsel uyarıcıların her yerde satıldığını, kalp ve böbrek sağlığı açısından büyük risk oluşturmasına rağmen birçok erkeğin bunları denetimsiz kullandığını söylüyor. Bu arada doğum kontrol hapları kadınların çalıştığı mağazalarda ya da eve teslimat yoluyla satılıyor.

rbt
Husi liderleri, iddia edilen ilaçları tanıtmak için bir etkinlikte (Husi medyası)

Nazım el-Akhali, doğum kontrol haplarının, Husi grubu üyelerinin bunları teşvik etmenin amacının ahlaki çöküşü yaymak olduğu yönündeki yorum ve suçlamalarından korktuğu için gizlice dağıtıldığını, grubun kendisinin ise nüfusu artırmaya istekli olduğunu ve bunun için politikalar benimsemeye çalıştığını belirtiyor.

Aşılarla savaş

Başkent Sana'daki eczacılar, Husi grubu tarafından kontrol edilen düzenleyici otoritelerin görevlerinin, kendilerine uygulanan vergileri ödemeyen veya ödemeyi reddedenlere şantaj yapmakla sınırlı olmasından duydukları öfkeyi dile getiriyor. Bu kuruluşlar, mağazalarını denetlememek karşılığında eczanelerden yüklü miktarda para toplamakla yetiniyor.

fh
Yemen'in başkenti Sanaa'da yaygın olarak kullanılan bir ilaç kapsülünün yanında yabancı bir cisim (X)

Husilerin, Kuveyt'teki bir hastanede kanser hastalarına verilen ve çocukların ölümüne yol açan kanser ilaçlarının kaçakçılığına karıştıkları zaten kanıtlanmış durumda. İlgili kişiler için bir duruşma yapıldı, ancak Husi grubunun bu konuda çekinceleri olması nedeniyle hükümetin sağlık yetkilileri bilgiyi doğrulayamıyor.

Bekri, Husilerin çocuk aşılarını önlemesine odaklanılması çağrısında bulundu. Çünkü aşılamayla önlenebilecek hastalık vaka sayıları Yemenlileri, komşu ülkeleri ve dünyayı ilgilendiren bilgi, veri ve istatistikler sağlayabilir.

cfgthy
Husi kontrolündeki bölgelerde ilaçların sahtesini yapmak ve son kullanma tarihlerini tahrif etmek yaygın hale geldi (X)

 



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.