Dünya Gıda Programı'ndan Gazze ve Batı Şeria'da 800 bini aşkın kişi için acil yardım operasyonu

BM Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze ve Batı Şeria'da zor koşullarla karşı karşıya olan ve gıda, su ile diğer temel ihtiyaç malzemelerine erişimi olmayan 800 binden fazla kişiye gıda tedariki için acil yardım operasyonu başlattığını bildirdi

Dünya Gıda Programı Filistin'de 800.000'den fazla insana gıda sağlamayı amaçlıyor (EPA)
Dünya Gıda Programı Filistin'de 800.000'den fazla insana gıda sağlamayı amaçlıyor (EPA)
TT

Dünya Gıda Programı'ndan Gazze ve Batı Şeria'da 800 bini aşkın kişi için acil yardım operasyonu

Dünya Gıda Programı Filistin'de 800.000'den fazla insana gıda sağlamayı amaçlıyor (EPA)
Dünya Gıda Programı Filistin'de 800.000'den fazla insana gıda sağlamayı amaçlıyor (EPA)

Merkezi Roma'da bulunan WFP'den yapılan yazılı açıklamada, "BM Dünya Gıda Programı, Gazze ve Batı Şeria’da zor koşullarla karşı karşıya olan, gıda, su ve temel ihtiyaç malzemelerine erişimi olmayan 800 binden fazla kişiye kritik gıda yardımı sağlamak için bir acil operasyon başlattı." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, WFP'nin insani yardımların Gazze'ye girişini sağlamak için insani koridorların kurulması ve WFP personeli ile temel ihtiyaç malzemelerinin güvenli ve herhangi bir engel olmadan geçişi için çağrı yaptığı belirtildi.

Açıklamada, "WFP, ihtiyaç sahiplerine ulaşabilmesi için acil, finansmana ve erişime gereksinim duyuyor. Bu kritik durumu yönetebilmek için gelecek 4 hafta içinde toplam 17,3 milyon ABD dolarına ihtiyaç var." ifadesi de yer aldı.

WFP'nin ayrıca, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ile beraber pazartesi günü 73 bin kişiye hazır gıda dağıttığı, yine Gazze'de ve Batı Şeria’da 164 bin kişiye nakdi yardım yapmaya başlayacağı da belirtildi.

Bu arada WFP'nin, stokların tükenmesi nedeniyle yerel dükkanlarda gıda ürünleri bulunup bulunmadığı konusunda da endişe duyduğu kaydedildi.

Açıklamada, "Batı Şeria ile Gazze arasındaki tüm sınırlar ve kontrol noktalarının kapalı olması, ihtiyaç duyulan yardımın girişini engelleyerek krizi daha da kötüleştiriyor." ifadesi kullanıldı.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.