Siyasi parti genel başkanları, İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısına tepki gösterdi

Saadet, Gelecek, Demokratik Sol Parti (DSP), HÜDA PAR, DEVA, Demokrat Parti, Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Memleket Partisi genel başkanları, İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısını lanetledi

(AA)
(AA)
TT

Siyasi parti genel başkanları, İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısına tepki gösterdi

(AA)
(AA)

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yaptığı açıklamada, "Söz bitmiştir artık. İsrail kana doymuyor, vahşete devam ediyor, dünya kamuoyu ise sadece seyrederek bu suça ortak oluyor. Sözde 'demokrasi ve insan hakları' diyen Batı ülkeleri ne zaman uyanacak acaba?" ifadelerini kullandı.

İsrail'in, Gazze'de bir kez daha hastane bombaladığını, yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini belirten Karamollaoğlu, "İslam dünyası da sadece kınayarak bu vebale ortak oluyor. Zalimin zulmüne engel olmak için Müslüman ülkeler ve Türkiye derhal harekete geçmelidir. Mazlumların uğradığı bu soykırıma son vermek için dünyayı ayağa kaldırmak hepimizin görevidir." değerlendirmesini yaptı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da "Hastane bombalamak da mı terörle mücadele? Gazze'de hastane bombalayarak 500 masum canı katleden eli kanlı İsrail'i lanetliyorum. Bunun adı savaş suçudur, bunun adı katliamdır, bunun adı devlet terörüdür. Son nefesime kadar Filistinli kardeşlerimin yanındayım." açıklamasında bulundu.

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in bir hastaneyi hedef alan saldırısında en az 500 kişinin yaşamını yitirmesinin, savaşların da saygınlığını öldürdüğünü belirtti. Bunun, benzeri az görülen vahşetlerden biri olduğunu ifade eden Aksakal, şu değerlendirmede bulundu:

Dünyanın gözü önünde gerçekleşen Gazze'deki bu saldırılar milliyeti ve inancı ne olursa olsun bütün insanlarca lanetlenmelidir. İsrail'i ziyaret eden kan emici emperyalist sistemin önde gelen liderleri küçücük çocukların cesetleri karşısında hangi duyguyla durabilecek merak etmiyorum, çünkü biz onları çok iyi tanıyoruz. Ama insanlık onuru mutlaka galip gelecektir.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

Bütün İslam ülkelerinin ve soykırıma karşı insani değerlerden yana olan diğer ülkelerin hep birlikte ayağa kalkmasının zamanı gelmedi mi? Siyonist terör şebekesinin devlet değil, bir terör örgütü olduğu gerçeği görülmeli, devlet olarak tanınmasından vazgeçilmelidir. 'Normalleşme' hokkabazlığından vazgeçilmelidir. Siyonist işgal rejimi ile diplomatik ilişkisi olanlar bu ilişkilerini derhal kesmeli, diplomat kılıklı siyonistleri derhal sınır dışı etmeli, kendi diplomatlarını geri çağırmalıdır.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yaptığı açıklamada, İsrail'in hastaneye düzenlediği hava saldırısının açık bir savaş suçu olduğunu kaydetti. Babacan, "Gazze'de yaşanan insanlık suçlarına tepki göstermeyen herkes bu katliamın sorumlusu konumundadır. Uluslararası kamuoyu hiçbir gerekçe ve bahaneye sığınmadan acilen tek ses olup bu kıyıma dur demelidir." değerlendirmesini yaptı.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, şu an Gazze'de insanlığın yüzünü kızartacak katliamlar yapıldığını belirterek, dünyanın gözünün içine baka baka masum sivillerin hastanede hedef alındığını kaydetti.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, yaptığı yazılı açıklamada, "İsrail, dünyanın en zalim, en acımasız, en pervasız, en katil terör örgütüdür. Bugün Gazze'de bombaladığı hastanelerde hayatını kaybeden, şehit olan masumlar bunun en büyük ispatlarından olmuştur. Başta siyonist İsrail, onu destekleyen Yahudiler ve diğerleri bilsin ki bunun bedelini mutlaka ama mutlaka misliyle ödeyeceklerdir." ifadelerini kullandı.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de "İsrail Devleti'nin Gazze'de içinde sivillerin, hastaların ve çocukların bulunduğu hastaneyi vurması savaş suçudur ve asla kabul edilemez. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlar bu katliamı durdurmak adına bir an önce harekete geçmelidir." değerlendirmesini yaptı.



Türkiye ve Suriye arasında güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesine ilişkin görüşmeler

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Ankara'da Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ile bir araya geldi (SANA)
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Ankara'da Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ile bir araya geldi (SANA)
TT

Türkiye ve Suriye arasında güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesine ilişkin görüşmeler

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Ankara'da Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ile bir araya geldi (SANA)
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Ankara'da Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ile bir araya geldi (SANA)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ile iki bakanlık arasında, özellikle güvenlik alanında iş birliği fırsatlarını görüştü. Anadolu Ajansı'nın (AA) haberine göre görüşme dün Ankara'da gerçekleşti.

Bakan Yerlikaya, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, iki bakanlık arasında, özellikle güvenlik alanında ve Suriye İçişleri Bakanlığı ve bağlı birimlerine gerekli desteğin sağlanması konusunda iş birliği olanaklarını ele alındığını belirtti.

İki bakan ayrıca tecrübe paylaşımı, Suriye İçişleri Bakanlığı güvenlik ve bağlı birimlerine gerekli desteğin sağlanması ve yoğunlaştırılmış eğitim programının verilmesi, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri ile ilgili iş birliği yapılması gereken konularda değerlendirmelerde bulundular.

Suriye İçişleri Bakanı Hattab, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada İçişleri Bakanı Yerlikaya ile ‘Suriye ve Türkiye arasında güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını’ görüştüğünü açıkladı. Suriyeli Bakan, “Türk kurumlarının tecrübelerinden yararlanarak Suriye’deki güvenlik kurumlarının desteklenmesi ve geliştirilmesi için mekanizmaları araştırdık” ifadelerini kullandı.

Hattab, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ayrıca Türkiye'de ikamet eden Suriyelilerin durumunu ele aldık. Onların güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmelerini sağlamak ve işlerini kolaylaştırmak için ortak taahhüdümüzü teyit ettik.”

Suriye İçişleri Bakanı, Ankara'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile de görüştü. Yılmaz, Suriyeli bakanla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştükten sonra X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Suriye'de iç huzurun, ekonomik kalkınmanın ve sosyal refahın pekiştirilmesi için güvenliğin güçlendirilmesinin önemini vurguladı. Yılmaz, “Türkiye Cumhuriyeti olarak Suriye’nin istikrarına, kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine ve her kesimi kapsayan yönetişimine destek vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“Temennimiz, kapsayıcı ve meşru yönetim altında Suriyeli kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerden eşit şekilde yararlandıkları bir ortamın tesisidir.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı ayrıca Türkiye'nin Suriye'nin istikrarına, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine güçlü desteğini sürdüreceğini vurguladı.

hh
Türkiye'den ülkelerine dönen Suriyeli bir aile (AP)

Suriye'deki yeni yönetim, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana ülkede güvenliği sağlamak için yoğun çaba sarf ediyor.

Türk kaynaklar, Ankara ile Şam arasında ağustos ayı sonlarına kadar Suriye'deki geçiş dönemi yönetimine yeni ordunun kurulması ve eğitilmesi konusunda yardım sağlamak amacıyla bir askeri anlaşma imzalanabileceğini açıklamıştı.

Vatan Partisi’ne yakınlığıyla bilinen Aydınlık gazetesi, Türkiye ve Suriye'nin ağustos ayı sonlarına kadar askeri iş birliği anlaşması imzalamayı planladığını ve anlaşmanın Türkiye'nin Suriye'deki yeni yetkililere ordu kurma ve asker yetiştirme konusunda yardım etmesini öngördüğünü yazdı.

Kaynaklardan biri, Türkiye'nin bu talebe dayanarak, Şam hükümetinin talebi üzerine Suriye'nin savunma kapasitesini güçlendirmek için eğitim, danışmanlık ve teknik destek sağlama çabalarını sürdürdüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile geçtiğimiz mayıs ayında İstanbul'a yaptığı ziyaret sırasında Suriye ve Türkiye arasında askeri iş birliğini görüşmüştü. Şara ayrıca Türkiye'deki bir dizi savunma sanayi tesisini ziyaret etti.

Aydınlık gazetesi, söz konusu anlaşmanın Türkiye’nin Suriye'de üç askeri üs kurmasını öngördüğünü, bunlardan birincisinin Palmira'da (Tedmur), ikincisinin Humus’taki Tifor Askeri Hava Üssü’nde, üçüncüsünün ise Halep kırsalındaki Minniğ Hava Üssü’nde kurulacağını bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Aydınlık gazetesinden aktardığına göre anlaşma çerçevesinde ayrıca Suriye ordusuna danışmanlık desteği sağlanacak ve kapasitesi güçlendirilecek.