İnsanların barış zamanı sıkıntılar çektiği, savaşta ise katliamlara uğradığı yer: Cibaliye Mülteci Kampı

İsrail’in dün Cibaliye Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırısından sonra yaşanan yıkım (DPA)
İsrail’in dün Cibaliye Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırısından sonra yaşanan yıkım (DPA)
TT

İnsanların barış zamanı sıkıntılar çektiği, savaşta ise katliamlara uğradığı yer: Cibaliye Mülteci Kampı

İsrail’in dün Cibaliye Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırısından sonra yaşanan yıkım (DPA)
İsrail’in dün Cibaliye Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırısından sonra yaşanan yıkım (DPA)

Gazze Şeridi dün, İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nı hedef alması sonucu en az 400 kişinin öldüğü ve yüzlerce kişinin de yaralandığı yeni bir katliama tanık oldu.

İsrail, Cibaliye Mülteci Kampı’nın merkezinde yer alan bir mahalleyi tamamen yok ederek, ceset ve moloz yığını haline getirdi. Gazze'deki İçişleri Bakanlığı, kurbanların çoğunun çocuklar ve kadınlardan oluştuğunu açıkladı.

Peki Cibaliye Mülteci Kampı hakkında ne biliyoruz? İsrail neden burayı hedef aldı?

Gazze Şeridi'nde bulunan sekiz mülteci kampının en büyüğü olan Cibaliye Mülteci Kampı, 1948 yılında aynı adı taşıdığı Cibaliye köyü yakınlarında Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) tarafından kuruldu.

UNRWA’nın resmi internet sitesinde kampla ilgili verilen bilgilerde, 1948 savaşından sonra çoğunluğunu Filistin’in güney köylerinden kaçanların oluşturduğu mültecilerin kampa yerleştirildiği belirtiliyor.

Kampta yalnızca 1,4 kilometrekarelik bir alanda yaşayan yaklaşık 116 bin mülteci bulunuyor. Bu nedenle de dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor.

Kampta UNRWA’ya ait 32 tesis, 16 okul, 1 gıda dağıtım merkezi, 3 sağlık merkezi, 7 su kuyusu, 2 yardım ve sosyal hizmetler ofisi bulunuyor.

Kamp, yıllardır sık sık yaşanan elektrik kesintileri, kirli su kaynakları, yüksek nüfus yoğunluğu ve kötüleşen işsizlik krizi gibi birçok büyük sorunla boğuşuyor.

UNRWA, İsrail'in 2007 yılında Gazze'ye uygulamaya başladığı ablukanın, Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki yaşamı daha da zorlaştırdığını söylüyor. İşsizlik oranlarının önemli ölçüde arttığı kampta çoğu aile artık kendi geçimini sağlayamıyor. UNRWA, başlarda geçimlerini sağlayabilenlerin de son dönemde temel ihtiyaçlarını karşılamak için gıda ve nakit yardımlarına bağımlı hale geldiklerini belirtiyor.

UNRWA, tüm bunlarla birlikte kamptaki suyun yüzde 90'ının da temiz ve insan tüketimine uygun olmadığının altını çiziyor.

Cibaliye Mülteci Kampı, 1987 yılı sonlarında başlayan Birinci İntifada’nın başlangıç ​​merkezi olmasından dolayı büyük önem taşıyor.

Bunun yanında, Gazzelilerin İsrail'e tek çıkış noktası olan Erez Sınır Kapısı’na en yakın kamp olmasıyla biliniyor.

Filistin direnişinin merkezlerinden biri olarak bilinen kamp, birçok kez Gazze Şeridi'ne komşu olan yerleşim birimlerini hedef alan roketlerin fırlatıldığı nokta konumunda. Bu nedenle de İsrail açısından endişe kaynağı.

Cibaliye Mülteci Kampı’na daha önce düzenlenen katliamlar

Kamp, başta 2004 yılında yaşanan ve ‘Pişmanlık Günleri Operasyonu’ olarak adlandırılan katliam olmak üzere çok sayıda katliama ve bombardımana uğradı.

İsrail, 17 gün süren bu operasyonda 100 tank ve onlarca savaş uçağı kullandı. İsrail, o dönemde yaptığı açıklamada, operasyonun amacının ‘Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan yerleşim birimi Sderot'a roket fırlatılmasını engellemek’ olduğunu söyledi.

UNRWA tarafından yayınlanan bir rapora göre, operasyonda 100'den fazla Filistinli öldürüldü, 600'den fazla Filistinli yerinden edildi ve 3 milyon doların üzerinde maddi zarar oluştu.

İsrail, 2005 yılında Hamas'ın Cibaliye Mülteci Kampı’nda düzenlediği askeri geçit törenini füzelerle hedef almış, en az 19 kişiyi öldürmüş, yaklaşık 80 kişinin de yaralanmasına neden olmuştu.

İsrail, 2014 yılında ise kamptaki UNRWA’ya bağlı bir okulu bombalamış, saldırıda 16 kişi hayatını kaybetmişti.

İsrail ordusu, 9 Ekim'de Cibaliye Mülteci Kampı'ndaki bir pazar yerini ağır bombardımanlarla hedef alarak çoğu çocuk 50 kişiyi öldürmüştü.



Edebiyat klasiğinin beklenen Netflix uyarlaması tepki çekti

Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)
Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)
TT

Edebiyat klasiğinin beklenen Netflix uyarlaması tepki çekti

Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)
Gurur ve Önyargı'nın çekimlerinin bu yılın sonunda Birleşik Krallık'ta tamamlanması planlanıyor (Netflix)

Netflix'in yeni Gurur ve Önyargı (Pride & Prejudice) dizisine dair oyuncu kadrosunu paylaşması sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bazı izleyiciler, dizi daha başlamadan boykot çağrısı yapmaya başladı.

6 bölümlük mini dizi, Jane Austen'in 1813 tarihli klasik romanı Aşk ve Gurur'daki Elizabeth Bennet ve Bay Darcy'nin unutulmaz aşk hikayesini merkezine alıyor.

Romanın 1995 tarihli BBC uyarlamasıyla 2005 yapımı beyazperde versiyonu, hem edebiyat tutkunları hem de sinemaseverler tarafından hâlâ büyük bir sevgiyle anılıyor.

Ancak bu yeni uyarlama, şimdiden bazı hayranları hayal kırıklığına uğrattı.

Netflix dün, sosyal medya hesaplarında Bennet ailesinin kadınlarını sette gösteren bir kareyi paylaşarak şöyle yazdı:

Bu anı sabırsızlıkla beklediğinizi biliyoruz. Gurur ve Önyargı'nın çekimleri resmen başladı! İşte Emma Corrin, Freya Mavor, Olivia Colman, Hopey Parish, Rhea Norwood ve Hollie Avery'nin Bennet kadınlarını canlandırdığı ilk kare.

Dizide, The Crown'la çıkış yapan Emma Corrin zeki ve asi Elizabeth Bennet'a hayat verirken, Bay Darcy rolünü casus dizisi Slow Horses'la tanınan Jack Lowden üstleniyor. Olivia Colman ise endişeli anne Bayan Bennet'ı canlandırıyor.

Netflix Türkiye de aynı kareyi paylaşarak takipçilerine şu notu düştü:

Zamanın silemeyeceği bir aşk hikayesi. Başrolde Emma Corrin, Jack Lowden ve Olivia Colman. Mini dizi Gurur ve Önyargı'nın çekimleri başladı.

Ancak paylaşımların hemen ardından bazı izleyiciler, oyuncu kadrosuna dair tepkilerini yorumlarda dile getirdi. Bir kullanıcı, "Kendime not: Bugün Netflix aboneliğimi iptal et" diye yazdı.

Başka biri, "Bu oyuncu kadrosu korkunç, ne halt etmişsiniz böyle?" dedi.

Bir başka yorumda "Ciddi olamazsınız" ifadesi yer aldı.

Bir izleyici ise, "Aslında boşverin, bu bana abonelikten çıkmam gerektiğini hatırlattı" dedi.

Az da olsa, Netflix Türkiye'nin yaptığı paylaşıma gelen olumsuz yorumlar da dikkat çekti. Bir kullanıcı "Filmi izleyen, filmdeki karakterleri benimseyen aynı tadı alabilir mi bilmiyorum, muhteşem kadrosu vardı..." yorumunu yaptı.

Bir diğeriyse ekledi:

Elizabeth hangisi? Hiçbiri olamaz gibi.

Variety'nin haberine göre dizide ayrıca Rufus Sewell, Freya Mavor, Jamie Demetriou ve Daryl McCormack gibi isimler de yer alıyor.

Dizinin yönetmen koltuğunda Heartstopper'la tanınan Euros Lyn otururken, senaryoyu Dolly Alderton kaleme alıyor.

Alderton, Variety’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Bu hikayeyi yeniden anlatmak, insanın hayatında bir kez karşılaşabileceği bir fırsat. Bu projenin parçası olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Jane Austen'in Aşk ve Gurur'u romantik komedi türünün temelini oluşturuyor. Bu sevilen eseri hayata geçirmenin hem tanıdık hem de yeni yollarını bulmak için sayfalarına geri dönmek bir zevkti.

Independent Türkçe, Daily Mail, Mint, Variety