MEB, siber zorbalık ve akran zorbalığını müfredata aldı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaokullarda seçmeli dersler kapsamına alınan "okul temelli sosyal sorumluluk çalışmaları" kapsamında siber zorbalık ve akran zorbalığıyla mücadeleyi öğrencilere anlatacak

(AA)
(AA)
TT

MEB, siber zorbalık ve akran zorbalığını müfredata aldı

(AA)
(AA)

AA'nın MEB yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan "okul temelli sosyal sorumluluk çalışmaları" dersinin müfredatı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının onayından geçti.

Ortaokul 6, 7 ve 8. sınıflarda her bir düzeyi 72 saatlik öğretim programını içeren ders, 2023-2024 eğitim öğretim yılında seçmeli dersler kapsamına alınmıştı.

Dersin müfredatı ile öğrencilere toplumsal duyarlılık ve sorumluluk bilinci kazandırmak, toplumsal sorunlara farkındalık oluşturmak amaçlanıyor.

Öğrencilerin sosyal sorumlulukları anlamalarını ve bu sorumlulukları etkili şekilde yerine getirmelerini sağlayacak içeriklerin yer aldığı müfredatta, öğrencilere sadece teorik bilgi değil aynı zamanda günlük yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı etkileşimli eğitim ortamları oluşturulacak.

Teoriden uygulamaya geçilecek

Dersin 6. sınıflara yönelik müfredatı, "sosyal sorumluluk", "toplumsal farkındalık oluşturma", "toplumsal değerler ve ahlak", "çevre ve sürdürülebilirlik", "toplumsal sağlık" ve "sosyal yardımlaşma" ünitelerinden oluştu.

Derste, ileri kademelerde teorinin yanında uygulamaya dönük kazanımlara ağırlık verildi. Bu kapsamda mevcut ünitelere ek olarak 7. sınıflarda "toplum hizmeti ve gönüllülük" ünitesi, 8. sınıflarda ise "sosyal girişimcilik ve inovasyon" ile "küresel sorunlara bakış" üniteleri de okutulacak.

"Sosyal sorumluluk" ünitesinde, gönüllülük, empati, diğerkamlık, toplumsal farkındalık, sürdürülebilirlik, toplumsal fayda ve sosyal girişimcilik kavramları üzerinde durulacak.

Öğrencilerin toplumsal yardımlaşma ve dayanışma kapsamında bir sosyal yardımlaşma projesi tasarlayarak projelerini uygulamaları, ardından bunları toplum yararı açısından değerlendirmeleri beklenecek.

Öğrenciler toplumsal farkındalık için kampanyalar düzenleyecek

"Toplumsal farkındalık oluşturma" ünitesinde ise öğrencilerin çevresindeki toplumsal sorunlara karşı farkındalık oluşturması sağlanacak.

Öğrenciler bu derste, yakın çevresindeki sosyal sorumluluk çalışmalarını araştıracak.

Üst kademelerde öğrenciler, toplumsal farkındalık için kitle iletişim araçlarını da kullanabilecekleri proje tasarlayacaklar. Projede, kampanya ve etkinliklerle toplumsal farkındalığa katkı sağlanması beklenecek.

Siber zorbalık ve akran zorbalığı müfredata girdi

"Toplumsal değerler ve ahlak" ünitesinde, toplumsal değer, etik, ahlak, toplumsal sorun, akran zorbalığı, dijital güvenlik, dijital değer gibi kavramlar üzerinde durulacak.

Dijital güvenlik, dijital bağımlılık, siber takip, siber dolandırıcılık, siber tehdit, siber zorbalık, siber taciz, siber istismar kavramları üzerinde durulacak derste, dijital şiddet türleriyle baş etme yolları üzerinde tartışmalar yapılacak.

Toplumsal değerlerin toplumsal bütünleşmedeki rolünün açıklanacağı derste, sevgi, saygı, eşitlik, doğruluk, çalışkanlık, şefkat ve merhamet sahibi olmanın toplumsal hayata katkısı üzerinde durulacak. Sosyal sorumluluğun temel değerlerinin ve ahlak ilkelerinin tanımlanacağı derslerde, sosyal sorumluluk sahibi bireyin özellikleri örnekler üzerinden açıklanacak.

Çevre sorunlarına çözüm için projeleri hazırlayacaklar

"Çevre ve sürdürülebilirlik" ünitesinde de öğrencilerin, çevre sorunlarını fark ederek bu sorunlara sürdürülebilir çözümler önermesi sağlanacak.

Üst kademelerde de öğrencilerin çevre sorunlarına çözümler üretecekleri proje geliştirmeleri ve proje sonuçlarını sürdürülebilirlik açısından değerlendirmeleri sağlanacak. Arkadaşlarıyla birlikte çevre duyarlılığına yönelik projeler tasarlayacak öğrenciler, bunun için uygulama planı da hazırlayacaklar.

Obeziteyle mücadele için çözüm önerileri geliştirecekler

"Toplumsal sağlık" ünitesinde de öğrencilerin beslenme, hijyen ve bağımlılığın sağlık ile ilişkisini açıklayabilmeleri ve sağlıklı yaş alma ile ilgili çıkarımlarda bulunmaları amaçlandı.

Sağlıklı beslenme, hijyen, sağlıklı yaş alma, bağımlılık, okul sağlığı ve hijyeni gibi kavramlar üzerinde durulacak müfredatta, diyabet ve obezitede fiziksel aktivite ve beslenmenin önemine değinilecek.

Üst kademelerde de öğrencilerin beslenme, hijyen ve bağımlılık kaynaklı toplumsal sağlık sorunlarına çözüm önerileri geliştirmeleri sağlanacak.

Gönüllüğün toplumsal gelişime faydaları anlatılacak

"Toplum hizmeti ve gönüllülük" dersinde de öğrencilerin toplum hizmetlerinde gönüllülüğün bireysel ve toplumsal önemini fark etmeleri, sosyal sorumluluk çalışmalarında teknolojinin etkisini değerlendirerek konuyla ilgili projeleri araştırmaları amaçlandı.

Toplum hizmeti, gönüllülük, bireysel gelişim, toplumsal değişim gibi kavramların yer aldığı derste, öz saygı, öz güven, yaşam doyumu kavramları üzerinde durulacak.

Derslerde öğrencilerin toplum hizmetlerinde gönüllülüğün toplumsal gelişime olan faydalarını anlamaları ve yaptıkları projelerin toplumda değişime katkı sağlayıp sağlamadığını değerlendirmeleri sağlanacak.

Girişimcilik ve inovasyon öğrenecekler

"Sosyal girişimcilik ve inovasyon" dersinde de öğrencilerin sosyal girişimcilik ve sosyal inovasyon kavramlarının birbiri ile olan benzerlik ve farklılıklarını belirleyerek yaratıcı fikirler geliştirmeleri sağlanacak.

Öğrenciler derste, sosyal inovasyon alanında yeni fikirler üretecek ve yaşadığı çevreyi iyileştirmeyi amaçlayan sorunlara karşı yeni çözümler üretmeye teşvik edilecek.

Küresel sorunlar için öneriler geliştirecekler

"Küresel sorunlara bakış" ünitesinde de küresel sorunlar tanımlanacak ve yoksulluk, açlık, göç, afet, salgın hastalık, iklim değişikliği ve nesli tükenen canlılar gibi sorunlara vurgu yapılacak.

Öğrenciler, derslerde küresel sorunlara çözüm sağlayabilecek öneriler geliştirecekler. Derslerde özellikle "ikiz dönüşüm" kavramı üzerinde durulacak ve uluslararası ölçekte yapılan projeler incelenecek.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.