Avustralya, Thalidomide skandalındaki rolünü ilk kez üstlendi

Başbakan Anthony Albanese, resmi özür açıklaması yaptı

Thalidomide içerikli ilaçların kullanımı kol, bacak, göz, kalp ve damar gelişim bozukluklarına yol açmıştı (AP)
Thalidomide içerikli ilaçların kullanımı kol, bacak, göz, kalp ve damar gelişim bozukluklarına yol açmıştı (AP)
TT

Avustralya, Thalidomide skandalındaki rolünü ilk kez üstlendi

Thalidomide içerikli ilaçların kullanımı kol, bacak, göz, kalp ve damar gelişim bozukluklarına yol açmıştı (AP)
Thalidomide içerikli ilaçların kullanımı kol, bacak, göz, kalp ve damar gelişim bozukluklarına yol açmıştı (AP)

Avustralya, çocuklarda gelişim bozukluğuna yol açan Thalidomide ilacının yarattığı skandalla ilgili ailelerden özür diledi.

Başbakan Anthony Albanese, bugünkü parlamento oturumunda ilacın yarattığı etkilerden mustarip aileleri ve çocuklarını ağırladı.  

Konuşmasında, ilaç skandalının ülke tarihindeki en karanlık dönemlerden birini oluşturduğunu belirten Albanese, "Thalidomide yüzünden her gün yaşadığınız acılar için sizlerden özür diliyoruz. Çok üzgünüz" dedi.

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin aktardığına göre, bu resmi özürle Avustralya devleti faciadaki rolünü ilk kez kabullenmiş oldu. 

Alman firması Chemie Grünenthal, hamile kadınlarda sabah bulantısı, uykusuzluk ve diğer rahatsızlıkların tedavisi için kullanılan ilacı 1953'te üretmişti. Başlarda sakinleştirici olarak kullanılan ilaç, 1957'de dönemin Batı Almanya'sında reçetesiz satılmıştı.

Ancak Avustralyalı bilim insanlarının da katıldığı bir araştırmada, ilacın gebeler üzerindeki ciddi olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasıyla Thalidomide, 1961'de Avrupa'da piyasadan toplatılmıştı. Buna rağmen Avustralya hükümeti Thalidomide içeren ilaçların zararını ilk 8 ay kamuya yansıtmamış, bunların satışını da ülkede resmen 1962'de durdurmuştu.  

1950-1960'lı yıllarda satılan ilaç nedeniyle dünya çapında 10 binden fazla çocuk ciddi gelişim bozukluklarıyla doğdu. Bebeklerin yaklaşık yüzde 40'ıysa doğumdan kısa süre sonra yaşamını yitirdi.

Avustralya ilaç skandalından etkilenenlere finansal destek sağlamaya yönelik ilk adımı ancak 2019'da attı. 

BBC'nin aktardığına göre, Avustralya'da ilacın yan etkilerinden zarar gören kişi sayısı tam bilinmese de finansal destek programına şimdiye dek 140 kişi başvurdu. 

Independent Türkçe



Axios: Biden, İran'ın nükleer tesislerini vurma planlarını görüştü

 ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Axios: Biden, İran'ın nükleer tesislerini vurma planlarını görüştü

 ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Başkan Joe Biden'a Donald Trump'ın 20 Ocak'taki yemin töreninden önce İran’ın ‘nükleer silaha sahip olma yolunda hızlanması’ halinde İran'ın nükleer tesislerine yönelik ‘potansiyel bir ABD saldırısı’ için seçenekler sundu.

Konu hakkında bilgi sahibi üç kaynağın Axios'a verdiği bilgiye göre Sullivan, Biden'a saldırının detaylarını birkaç hafta önce yapılan ve şimdiye kadar gizli tutulan bir toplantıda anlattı.

Kaynaklar, Biden'ın toplantı sırasında saldırıya ‘yeşil ışık yakmadığını’ ve ‘o zamandan (toplantı gününden) beri de bunu yapmadığını’ söyledi. Kaynaklara göre Biden ve ulusal güvenlik ekibi yaklaşık bir ay önce gerçekleşen toplantıda çeşitli seçenekleri ve senaryoları tartıştı, ancak Başkan nihai bir karar vermedi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir ABD'li yetkili Beyaz Saray'daki toplantının ‘yeni bir istihbarattan kaynaklanmadığını ve Biden'ın evet ya da hayır kararıyla sonuçlanmasının amaçlanmadığını’ bildirdi.

Yetkili, bunun İran'ın 20 Ocak'tan önce uranyumu yüzde 90 saflıkta zenginleştirmek gibi adımlar atması halinde ABD'nin nasıl karşılık vereceğine ilişkin ‘ihtiyatlı senaryo planlaması’ tartışmasının bir parçası olduğunu açıkladı.

Bir başka kaynak ise şu anda Beyaz Saray'da İran'ın nükleer tesislerine karşı olası bir askerî harekât konusunda aktif bir tartışma olmadığını söyledi.

Sullivan kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Biden yönetiminin zayıflamış bir İran'ın nükleer silah edinmeye çalışabileceğinden endişe duyduğunu belirtmiş ve Trump ekibini bu risk konusunda bilgilendirdiğini ifade etmişti.

İran'ın Ortadoğu'daki etkisi, İsrail'in Hamas ve Hizbullah’a yönelik saldırıları ve ardından Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından gerileme yaşadı.

CNN'e konuşan Sullivan, İsrail'in füze üretim fabrikaları ve hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere İran tesislerine yönelik son saldırılarına atıfta bulunarak, Tahran'ın ‘konvansiyonel kabiliyetlerinin’ azaldığını söyledi. Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre Sullivan şu ifadeleri kullandı: “İran'da ‘Belki de artık nükleer silah peşinde koşmalıyız… Belki de nükleer doktrinimizi yeniden gözden geçirmeliyiz’ diyen seslerin çıkması şaşırtıcı değil.”

Dün Axios'a konuşan kaynaklar, aralarında Sullivan'ın da bulunduğu bazı isimlerin İran'ın hava savunma ve füze kabiliyetlerini zayıflatmanın yanı sıra Tahran'ın bölgedeki vekil güçlerinin kabiliyetlerini azaltmanın başarılı bir saldırı ihtimalini güçlendireceğine ve İran'ın misilleme riskini azaltacağına inandıklarını söyledi.

ABD'li bir yetkili Sullivan'ın Biden'a konuyla ilgili herhangi bir tavsiyede bulunmadığını, sadece senaryo planlamasını görüştüğünü bildirdi. Beyaz Saray konu hakkında yorum yapmayı reddetti.