Washington savaşın süresine ilişkin tutumunu değiştiriyor, Filistin Otoritesi'ni "ertesi gün"e dahil etmekte ısrar ediyor

Sullivan, Lübnan'la kuzey sınırında barışçıl bir çözüm konusunda iyimser, ancak İsrailliler başka bir yolu tercih ediyor

(AA)
(AA)
TT

Washington savaşın süresine ilişkin tutumunu değiştiriyor, Filistin Otoritesi'ni "ertesi gün"e dahil etmekte ısrar ediyor

(AA)
(AA)

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın, Gazze'deki savaşın zaman dilimine ilişkin Washington ile İsrail arasında mutabakata varıldığını ifade etmesine, zaman diliminin ayrıntılarını ve kararda üzerinde mutabakata varılan hususları açıklamayı reddetmesine rağmen, İsrail'deki karar vericiler, bunun Hamas hareketinin yararına olduğunu iddia ederek, İsrail'in Gazze'de uzun süre savaşması gerektiğine ilişkin derin anlaşmazlıkların ortasında İsrail'deki toplantılarını sonlandırdı.

İsrail güvenlik yetkilileri, Amerika'nın Gazze Şeridi'ne yönelik gelecekteki çözümlere ilişkin planlar geliştirme talebini kabul ederken, Başbakan Binyamin Netanyahu hâlâ savaşın "ertesi günü"ne ilişkin herhangi bir müzakere yapmayı reddediyor.

Bazıları, Amerikalılar İsrail'in yararına olacak değişiklikler ve başarılarla ilgili bir soruşturma başlatsa bile Netanyahu'nun onları engellemeye çalışacağına inanıyor.

Sullivan'ın askeri kabine ile yaptığı görüşmeler ve Hamas'ın ortadan kaldırılmasının gerekliliği konusunda Washington'la aynı fikirde olduklarını öne sürmek isteyen kabine üçlüsü Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Galant ve kabine üyesi Benny Gantz'ın yaptığı açıklamalar sonrasında bu durum netleşti. Bu daha sonra Sullivan tarafından da doğrulandı. 

Ancak ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı, Gantz'ın durumun sadece aylar değil yıllar alacağını açıklamasının ardından Gazze'deki kara operasyonunun gidişatına açıklık getirdi.

Sullivan, Tel Aviv'deki karar vericilere, yoğun çatışmalarla devam eden ve aynı zamanda sivilleri de hedef alan çatışmaların mevcut aşamasını sona erdirmek için hızlı bir şekilde çalışmaya çağrıda bulundu.

Sullivan, şu sözleri dile getirdi:

Şu anda Gazze'nin kuzey yarısı ve güney yarısında askeri kara operasyonlarının devam ettiği yüksek yoğunluklu bir aşamanın ortasındayız. Bu savaşın, daha kesin yollarla liderliği hedef almaya ve Hamas'ın oluşturduğu süregelen tehditle mücadele etmeye devam eden istihbarat operasyonlarına odaklanan başka bir aşamasına geçiş olacak.

Farklı bir pozisyon

Bu bağlamda Sullivan, ABD'nin daha önceki açıklamalarının aksine, savaşın aylarca sürmesi konusunda hemfikir olunduğunu açıkladı.

"Ertesi gün" konusuna gelince Sullivan, "Filistin Yönetimi'nin merkezi bir rolü olmadan çözüm olmayacağını" vurguladı.

Sullivan sözlerini şöyle sürdürdü:

Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin yönetiminin, Filistin yönetimi altında köklü bir reform sürecinden geçtikten sonra bağlanmasına acil ihtiyaç var. Nihayetinde Batı Şeria ve Gazze yönetiminin yenilenmiş ve canlandırılmış bir Filistin Yönetimi altında birbirine bağlanması gerekiyor. Böyle bir konu öncelikle Filistinlilerle ve İsrail hükümetiyle kapsamlı istişareleri gerektirir. Ancak bu, reform gerektirecek ve Filistin Yönetimi'nin yönetişimle nasıl ilgilendiğine ilişkin bir güncellemenin yanı sıra, bölgedeki diğer ülkelerin mali kaynaklara ve diğer destek biçimlerine katkıda bulunmak üzere katılımını gerektirecek.

Gantz yıllar süren savaş bekliyor

Askeri kabineye katıldığından bu yana her görünümünde İsrail'de özellikle rehine dosyasında kamuoyunun ve çoğunluğun arzusu doğrultusunda dengeli bir duruş sergilemeye özen gösteren ve rehinelerin bir an önce geri getirilmesi konusunda büyük bir istek gösteren Gantz'a gelince, askeri personelin kendisinin çizdiği kırmızı çizgileri aştığını ifade ettiği açıklamalarda bulunarak, İsrail'in Gazze'de bir bölge üzerinde güvenlik kontrolünü garanti altına alacağını duyurdu ve savaşın uzun bir süre daha devam edeceğini değerlendirdi.

Gantz, yaptığı açıklamada şu sözlere dikkat çekti:

Bu savaş uzun sürecek ve devam edecek. İsrail, Hamas'ın liderliğini ortadan kaldırmadan ve kendi uygun göreceği şekilde güvenliğini sağlamadan Gazze'den çekilmeyi kabul etmeyecektir. Mücadele etmeye devam edeceğiz ve aynı zamanda mücadelenin meşruiyetini ve hareket özgürlüğünü koruyacağız ve bu savaşın amacına ulaşana kadar devam etmesini planlayacağız.

Öncekinin aksine, savaşı sükunet-sakinlik denklemiyle bitirmeyeceğiz ve ertesi gün de olmayacak, aksine değişen güçlerle uygulanması gereken uzun ve zorlu bir yol olacak.

Günlere, aylara ve yıllara ihtiyacımız olabilir ve Gazze'nin güneyindeki mevcut misyonun tamamlanmasının ardından, savaşı sürdürmemize yardımcı olacak bir alanın muhafaza edilmesi de dahil olmak üzere bölge üzerinde tam bir güvenlik kontrolü sağlayacağız.

İsrail bunu güvenlik açısından kontrol edecek, ordusunun hareket özgürlüğünü koruyacak ve gerektiğinde bunu bölge genelinde uygulayacaktır.

Güneyde güvenliği ve sivil istikrarı sağlayacak çerçevenin temeli, İsrail toplumunun çoğu kesiminin yanı sıra Amerikalı ortaklarımızın büyük bir kısmı tarafından da kabul ediliyor.

Otoriteyi dahil etmeyi reddetme

Filistin Yönetimi'nin hükümeti yönettiği veya Sullivan'ın söylediği gibi, "Batı Şeria ile Gazze arasında bir birleşme olacağı" herhangi bir çözümü reddetmesine atıfta bulunan Gantz, şöyle konuştu:

İsrail güvenlik durumunu kontrol edecek, hareket özgürlüğünü koruyacak ve bunu tüm bölgelerde (Batı Şeria ve Kudüs) uygulayacak. Han Yunus ve Şucaiya'nın durumu Nablus'taki Kasbah'ın durumu gibi olacak. Oradaki durumu yönetmeye yönelik planımız şudur: Sivil düzeyde çoğunlukla ılımlı Arap ülkelerinden oluşan ve bazıları bu çabalara katılmaya istekli olduklarını zaten göstermiş olan bir yönetimin desteğiyle, sanitasyon, sağlık durumu ve sivil konularla ilgilenecek yerel birimleri belirlemek için çalışacağız. Hepsinden önemlisi normalleşme süreçlerini ileriye taşımak ve bunları uzun vadede Gazze'deki gerçekliği değiştirecek şekilde kullanmak istiyoruz.

Lübnan'a yönelik durum

Kuzeydeki Lübnan bölgesine gelince Sullivan, İsrail'in askeri operasyonla ilgili konuşmalarına değinmedi.

Bunun yerine, diplomatik bir çözüm sağlamak için yürütülen müzakerelerdeki ilerlemenin kendisini kuzey sınırlarında sükuneti ve kuzeydeki yerleşim yerlerinde yaşayanların kasabalarına dönüşünü garanti altına alacak bir anlaşmaya varılması konusunda iyimser kıldığını vurguladı.

Sullivan, "Mümkün olduğu kadar çabuk bir anlaşmaya varılmasını sağlamak için çabaların devam ettiğini ve yoğun olduğunu" ifade etti.

Tünellere su pompalama

İsrail'in geri dönüp Gazze tünellerini deniz suyuyla doldurma planını uygulamaya başladığını doğrulaması dikkat çekici.

İsrail radyosu da ordunun gerçekleştirdiği girişimleri başarılı olarak nitelendirdi.

Rehine ailelerinin protestosu ve tünellerde İsrailli rehinelerin bulunduğu yönündeki korkuları üzerine İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari, ordunun rehine dosyasından sorumlu merkezden aldığı istihbarat bilgilerine dayanarak çalıştığını dile getirdi:

Elimizde istihbarat bilgileri var ve mümkün olduğu kadar yerlerini biliyoruz. Rehinelerin zarar görmemesi için elimizden geleni yapıyoruz ama bu çok önemli bir operasyon, çünkü Hamas'a aralarında hiç kimsenin, hatta yeraltında bulunanların bile güvende olmayacağına dair açık bir mesaj veriyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Kallas: Avrupa Birliği, Rusya'yı yargılama konusunda özel bir mahkeme kurulması için fon sağlıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)
TT

Kallas: Avrupa Birliği, Rusya'yı yargılama konusunda özel bir mahkeme kurulması için fon sağlıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 13 Ekim 2025'te Ukrayna'nın başkenti Kiev'de gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. (Reuters)

Avrupa Birliği Dış Politika Şefi Kaja Kallas, dün yaptığı açıklamada, bloğun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve diğer üst düzey Rus yetkililerin Ukrayna'ya karşı saldırganlık suçu işledikleri iddiasıyla yargılanması için özel bir mahkeme kurulması konusunda fon sağlamaya başladığını söyledi ve diğer ülkeleri de buna katılmaya çağırdı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Callas, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile birlikte Kiev'de düzenlediği basın toplantısında, "Saldırı suçları için bu özel mahkemeyi kurduk, ancak şimdi bu mahkemeye fon da sağlıyoruz" dedi. Ayrıca, diğer üye devletleri, ülkeleri ve katılımcıları, mahkemenin tam anlamıyla faaliyete geçebilmesi için mahkemeye fon sağlamaya çağırıyoruz, çünkü hesap verebilirlik olmadan adil ve kalıcı bir barış olamaz" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yakın zamanda savaş çözülmezse Ukrayna'ya gönderebileceğini söylediği Tomahawk füzeleriyle ilgili bir soruya yanıt olarak Kallas, füzelere kendi savunması için ihtiyaç duyup duymadığına Kiev'in karar vereceğini söyledi.

 Kallas, "Ukrayna'nın gerçekten neye ihtiyaç duyduğuna karar vermek bizim işimiz değil. Neye ihtiyaç duyduklarını belirlemek onların sorumluluğundadır" dedi.

Avrupalı ​​yetkili, "Ukrayna'nın yanındayız ve daha fazla destek sağlamaya hazırız" diyerek, "Ukrayna'nın askeri ihtiyaçlarını karşılamak için yeni destek paketleri hazırlamak üzere çalıştıklarını" belirtti.


İsrail'in seküler politikacıları, Tevrat’tan alıntılar yaparak dindar seçmenlerin oylarını kazanmaya çalışıyor

Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)
Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)
TT

İsrail'in seküler politikacıları, Tevrat’tan alıntılar yaparak dindar seçmenlerin oylarını kazanmaya çalışıyor

Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)
Trump dün Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset’te, yanında Knesset Başkanı Amir Ohana otururken Netanyahu'nun konuşmasını dinliyor (AFP)

İsrailli üç liderin ABD Başkanı Donald Trump'ın ziyaretini memnuniyetle karşıladıkları konuşmalarda Tevrat'tan alıntılar yapmaları dikkati çekti. Zira bu üç lider de radikal sekülerler ve dinden uzak kişiler olarak biliniyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Tevrat’tan ‘savaş zamanında savaş, barış zamanında barış’ pasajını alıntılarken, Knesset (İsrail Meclisi) Başkanı Amir Ohana, savaşçıların eve dönüşüne dair Tevrat’taki bir pasajı alıntıladı.

Muhalefet lideri Yair Lapid ise Talmud'dan “Bir canı öldüren, sanki bütün dünyayı öldürmüş gibidir. Bir canı kurtaran ise, sanki bütün dünyayı kurtarmış gibidir” alıntısını yaptı.

Peki, bu liderlerin sözlerinin ardındaki sır ne?

Genel olarak hepsinin siyasi ve askeri alanda artan rollerinin yanı sıra şu anda hükümet koalisyonunda belirleyici faktör olarak görülen dindar partilere yaklaşmaya çalıştıkları değerlendirmesi yapıldı. Çünkü yaklaşan seçimler için onlara ihtiyaçları var. Knesset’te Haredi dini partilerini temsil eden 18 milletvekilinin yanı sıra, aşırı sağcı bakanlar Bezalel Smotrich’in Dini Siyonizm Partisi’nden 14 ve Itamar Ben-Gvir'in liderliğindeki Otzma Yehudit Partisi’nden 18 dindar milletvekili olduğu biliniyor.

Yahudi dindarların orduda, eğitimde ve hükümet çevrelerinde artan etkisi dikkat çekerken bu kişiler, İsrail'deki Yahudi nüfusunun üçte birini oluşturuyor. İsrail'in 33 bakanlığından dokuzunu kontrol ediyorlar.

Netanyahu, Şarm eş-Şeyh zirvesine katılımını, ultra-Ortodoks partilerin, Sukot bayramı arifesinde bayramın kutsallığına bir hareket olarak gördükleri için kendisini eleştirdikleri gerekçesiyle iptal etmişti.

Ancak bahsi geçen partiler, Netanyahu’dan zirveye katılımını iptal etmesini istemediklerini, ancak barışı sağlama konusundaki ulusal görevini anladıklarını belirten bir açıklama yaptılar. Açıklamada, “Netanyahu zirveye katılımını iptal ettiği için bizi suçluyor, ancak asıl nedeni, Şarm eş-Şeyh’teki zirvenin içeriğini reddeden dindar Siyonist partilerin öfkesiyle yüzleşmeye cesaret edememesi” ifadeleri yer aldı. Uzmanlara ve analistlere göre Netanyahu, hükümetindeki aşırı sağcıların baskısı altında.


İran: Trump'ın barış çağrısı ABD'nin eylemleriyle çelişiyor

ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)
TT

İran: Trump'ın barış çağrısı ABD'nin eylemleriyle çelişiyor

ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump dün İsrail Knesset'inde konuşuyor (AP)

İran bugün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu'da barış çağrısının ABD'nin eylemleriyle çeliştiğini ifade etti.

Trump, dün İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmada, İran'ın "teröristleri terk etmesinin, komşularını tehdit etmeyi bırakmasının, silahlı vekillerini finanse etmeyi bırakmasının ve İsrail'in var olma hakkını tanımasının" bölgenin çıkarına olduğunu belirtmiş ve ülkesinin İran ile "barışa hazır" olduğunu vurgulamıştı.

İran Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "ABD başkanının dile getirdiği barış ve diyalog arzusu, ABD'nin İran halkına yönelik saldırgan ve suç teşkil eden eylemleriyle çelişmektedir" ifadelerini kullandı.

İsrail haziran ortasında, nükleer ve askeri tesislerin yanı sıra yerleşim alanlarını da hedef alarak İran'a karşı eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlattı ve 1000'den fazla kişinin ölümüne neden oldu. ABD'nin İran'daki önemli nükleer tesisleri bombaladığı 12 günlük savaş, Tahran ve Washington arasındaki üst düzey görüşmeleri durdurdu.

İran, füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla karşılık vererek İsrail'de onlarca kişiyi öldürdü. 24 Haziran'da İsrail ve İran arasında ateşkes sağlandı.

Batılı ülkeler, İran'ı nükleer silah edinmeye çalışmakla suçluyor; Tahran ise nükleer programının yalnızca sivil amaçlı olduğunu savunarak bu suçlamayı reddediyor.

İran Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Bir taraf, siyasi müzakerelerin sürdüğü bir ülkede yerleşim bölgelerini ve nükleer tesisleri bombalayarak binlerce masum kadın ve çocuğu öldürdükten sonra nasıl barış ve dostluk çağrısında bulunabilir?” diye sordu.

Bakanlık, Trump'ın sözlerini “sorumsuz ve utanç verici” olarak nitelendirerek, ABD'yi “terörizmin en büyük üreticisi ve soykırım yapan Siyonist varlığın en büyük destekçisi” olmakla suçladı.

Dışişleri Bakanlığı, “ABD'nin başkalarını suçlayacak ahlaki otoritesi yoktur” ifadesini kullandı.