İran’da Heniyye suikastının ardından aralarında üst düzey subayların da olduğu onlarca kişi gözaltına alındı

İranlı bir kadın, İslami Cihad Hareketi’nin merhum Genel Sekreteri Fethi Şikaki, İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade, Iraklı komutan Ebu Mehdi el-Mühendis, Hamas lideri İsmail Heniyye, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah lideri İmad Muğniye'yi gösteren bir poster tutuyor. (AFP)
İranlı bir kadın, İslami Cihad Hareketi’nin merhum Genel Sekreteri Fethi Şikaki, İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade, Iraklı komutan Ebu Mehdi el-Mühendis, Hamas lideri İsmail Heniyye, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah lideri İmad Muğniye'yi gösteren bir poster tutuyor. (AFP)
TT

İran’da Heniyye suikastının ardından aralarında üst düzey subayların da olduğu onlarca kişi gözaltına alındı

İranlı bir kadın, İslami Cihad Hareketi’nin merhum Genel Sekreteri Fethi Şikaki, İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade, Iraklı komutan Ebu Mehdi el-Mühendis, Hamas lideri İsmail Heniyye, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah lideri İmad Muğniye'yi gösteren bir poster tutuyor. (AFP)
İranlı bir kadın, İslami Cihad Hareketi’nin merhum Genel Sekreteri Fethi Şikaki, İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade, Iraklı komutan Ebu Mehdi el-Mühendis, Hamas lideri İsmail Heniyye, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah lideri İmad Muğniye'yi gösteren bir poster tutuyor. (AFP)

Soruşturma hakkında bilgi sahibi İranlıların The New York Times'a (NYT) verdiği bilgilere göre, Hamas lideri İsmail Heniyye'nin öldürülmesine yol açan küçük düşürücü güvenlik ihlaline karşılık olarak İran yönetimi, aralarında üst düzey istihbarat görevlileri, askeri yetkililer ve ordu tarafından Tahran'da kullanılan bir misafirhanenin çalışanlarının da bulunduğu onlarca kişiyi gözaltına aldı.

Uluslararası Kriz Grubu’nda İran Çalışmaları Müdürü olan Ali Fayiz NYT’ye yaptığı açıklamada, “Anavatanını ya da kilit müttefiklerini koruyamayacağı algısı, İran rejimi için ölümcül olabilir. Çünkü bu algı İran'ın düşmanlarına onu deviremezlerse kellesini uçurabileceklerini söyler” dedi.

Ortadoğu'daki ve İran'daki yetkililer, ölümcül patlamanın Heniyye'nin odasına iki ay önce yerleştirilen bir bombadan kaynaklandığını söyledi.

Soruşturmanın hassasiyeti nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemeyen iki İranlı yetkiliye göre Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) istihbarat birimi soruşturmayı devraldı. DMO, cinayeti planlayan, yardım eden ve gerçekleştiren suikast timinin üyelerine ulaşma umuduyla şüphelilerin peşine düştü.

DMO'nun yaptığı açıklamada, ‘bu olayın kapsamının ve ayrıntılarının soruşturma altında olduğu ve zamanı geldiğinde açıklanacağı’ bilgisi verildikten sonra, kapsamlı gözaltı haberleri geldi.

DMO henüz tutuklamalar ya da patlamanın nedeni de dahil olmak üzere soruşturmayla ilgili herhangi bir ayrıntı vermedi. Ancak NYT’ye konuşan üç İranlı yetkiliye göre İran Dini Lideri Ali Hamaney, İsrail'e karşılık olarak saldırı emri ve şiddetli bir intikam sözü verdi.

Siyasi analist Sasan Kerimi, NYT’ye verdiği demeçte, “Bu güvenlik ihlali, farklı politikalar ve stratejiler gerektiriyor. Casuslar sızma yoluyla bu işi yapmış olabilir. Operasyon, sınırların dışından yapıldıysa bir intikam suikastı düzenlemiş olabilirler. Ya da bu yaşananlar ikisinin bir kombinasyonudur” değerlendirmesinde bulundu.

Heniyye'nin İran Dini Lideri’ne olan yakınlığı da -suikasttan bir süre önce Hamaney'in konutunda bir araya gelmişlerdi- endişeleri arttırdı.

Heniyye'nin dün (Cuma) Tahran'da düzenlenen cenaze töreninde Hamaney'in etrafı her zamankinden daha sıkı bir koruma çemberi ile sarılmıştı. Hamaney, Heniyye'nin naaşı başında dua ettikten sonra Heniyye'nin oğlunu selamlamak için kısa bir süre duraklayarak hemen oradan ayrıldı.

İran ve İsrail yıllardır gizli bir savaşın içinde. İsrail, 2020 yılında uzaktan kumandalı yapay zekâ destekli bir katil robot kullanarak, İran'ın en üst düzey nükleer bilimcisi Muhsin Fahrizade de dâhil olmak üzere ondan fazla nükleer bilimci ve askeri komutana suikast düzenledi. İsrail ayrıca şubat ayında gaz boru hatlarını havaya uçurarak, askeri ve nükleer tesislere saldırılar düzenleyerek altyapıyı sabote etti.

İran her saldırıdan sonra sendeledi, suçluları bulma sözü verdi, üst düzey bir istihbarat şefini kovdu, bir askeri komutanı tutukladı ve defalarca İsrail casus ağını ortaya çıkardığını duyurdu.

Heniyye'nin öldürülmesinden sadece dört gün önce İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatip yerel medyaya verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “İran, her gün bazı bilim adamlarımıza suikast düzenleyen ve kilit tesislerimizi sabote eden Mossad sızıntıları ağını dağıtma ve yok etme noktasında mesafe kat ediyor.” Bu sözlerin ardından, Heniyye suikastının şoku geldi.

Saldırının ardından İranlı güvenlik görevlileri Heniyye'nin Tahran ziyaretleri sırasında sık sık aynı odada kaldığı DMO misafirhanesine baskın düzenledi.

NYT’ye konuşan İranlılar, ajanların tüm misafirhane personelini gözaltına aldığını, bazılarını tutukladığını ve kişisel telefonlar da dahil olmak üzere tüm elektronik cihazlara el koyduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın NYT’den aktardığına göre İranlılar, ajanlardan oluşan ayrı bir ekibin başkent Tahran'ın korunmasından sorumlu üst düzey askeri ve istihbarat yetkililerini sorguladığını ve soruşturmanın tamamlanması beklenirken, birkaçının gözaltına alındığını söylediler.

İki İranlı yetkili, güvenlik görevlilerinin konukevini bastıklarında, her santimetrekaresini taradıklarını, aylar öncesine ait güvenlik kameralarını ve konuk listelerini incelediklerini söyledi. Ayrıca, işe alım öncesi sıkı bir taramadan geçirilerek gönüllü paramiliter bir görev gücü olan Besic'den seçilen personelin giriş ve çıkışlarını da kontrol ettiklerini belirttiler. (Besic, DMO'nun alt kademelerinden bir gruptur.)

İki İranlı yetkili soruşturmanın, Tahran'ın uluslararası ve yerel havaalanlarına da odaklandığını, geliş ve gidişlere ilişkin aylarca süren kamera görüntülerinin incelendiğini ve uçuş listelerinin kontrol edildiğini söyledi. Yetkililer, “İran yönetimi, Mossad suikast timi üyelerinin halen ülkede olduğuna inanıyor ve amacı onları yakalamak” dedi.

Konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmasını istemeyen İranlı bir DMO mensubu, tutuklamalardan haberi olmadığını, ancak son iki gün içinde üst düzey yetkililer için güvenlik protokollerinin tamamen elden geçirildiğini söyledi.

DMO mensubu, üst düzey yetkililerin güvenlik bilgilerinin, cep telefonları gibi elektronik ekipmanlarının değiştirildiğini ve bazı üst düzey yetkililerin farklı bir yere taşındığını ifade etti.



Trump ya da şanslı Lazarus

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
TT

Trump ya da şanslı Lazarus

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)
Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında en yakın danışmanları tarafından kendisine verilen Obama'nın reçetelerini uygulamaya yaklaşıyor (AFP)

Refik Huri

ABD'de başlangıçtan beri süregelen bir gelenek vardır, görev süresinin son gününe kadar tek bir başkan vardır. Seçilen başkan geleneğe saygı duyar ve Kasım 2024'teki zaferinden 20 Ocak'ta göreve gelmesine kadarki süreyi, yönetimini, önceliklerini ve görev süresinin ilk 100 gününde neler yapacağını düzenleyerek geçirir.

Ancak Başkan Donald Trump acele ediyor, iktidarı ele geçirmeden önce onu kullanmak istiyor. ABD ve dünyada onun görevine başlamasını bekleyenler de, kendilerini neyin beklediğini bilmek için acele ediyorlar. Trump şanslı bir adam, 2016'da başkan Barack Obama ve politikalarına karşı beyazların başlattığı protesto dalgasıyla ilk başkanlığını kazandı. Başkan Joe Biden'ın politikalarına karşı başlatılan protesto kampanyasının ardından da 2024'te ikinci kez seçildi. Şansı katıldığı iki seçimde de bir kadına karşı yarışmasıyla zirveye çıktı. İlk seferinde Hillary Clinton, ikinci seferinde ise Kamala Harris’e karşı yarıştı. Kesin olan bir şey var ki, o da Amerikan toplumunun henüz Beyaz Saray'da bir kadının başkanlık mührüne sahip olmasına hazır olmadığı. Nitekim Obama'nın iki dönemlik başarısının arkasındaki Demokrat stratejist David Axelrod, Time dergisine verdiği demeçte, “Trump’a karşı siyah bir kadının yarışması, yutulması zor güçlü bir ilaçtır” demişti.

Trump'ın tercihlerine gelince bir sürpriz yok. Birinci dönemden birikmiş politikalarının yanı sıra Heritage Kuruluşu’nun 2025 Projesi ve ABD’yi Yenileme Merkezi projesi var. Trump’ın öncelikleri çatışma için bir davet niteliğinde. Sadece Çin değil, aynı zamanda Avrupalı müttefikleri için de gümrük vergilerinin artırılması, Çin'in geniş çaplı bir tepkisine yol açacaktır. The Economist'ten Patrick Foulis'a göre Trump'ın “izolasyonist ve korumacı eğilimi ABD’nin ittifaklarını tahrip edecek.” Edward Carr'ın görüşüne göre ise Avrupa, “Rusya'ya Ukrayna'da üstünlük sağlayabilecek değişken bir başkanın yönetimi altında 1930'lardan beri görülmemiş zorluklarla, NATO’nun ABD'nin korumasına olan güveni sarsacak şekilde daha agresif bir şekilde test edilmesiyle karşı karşıya kalacak.” Her ne kadar Obama bir yılda 400 bin göçmeni, Eisenhower da 1954'te 1 milyon kişiyi sınır dışı etmiş olsa bile, milyonlarca göçmenin hızla sınır dışı edilmesinin de sonuçları olacaktır. Ek olarak Trump her yerde savaşları sona erdireceğinde ısrar ediyor.

Güçlü bir şahin rolü oynamasına rağmen, aslında Obama'nın en yakın danışmanı Ben Rhodes'un kendisine verdiği reçeteleri uygulamaya yaklaşıyor. ABD'nin “Uzak Doğu, Avrupa ve Ortadoğu'daki üç alanda güç oluşturması” çağrısında bulunan 2024 tarihli bir RAND Corporation raporuna yanıt olarak, Ben Rhodes, maksimalist hedefler peşinde koşmaktan ve “Rusya'nın Ukrayna ile savaşına karışmaktan, İran ile çatışmaktan ve Çin-Tayvan çatışmasına” bulaşmaktan kaçınılması gerektiği konusunda uyarmış ve “Bunlar ABD'nin doğrudan askeri müdahalesi için uygun alanlar değil, çünkü Rusya'nın tamamen yenilmesi, İran rejiminin değişmesi ve Tayvan'ın bağımsızlığına bahis oynamanın riskleri arasında bir halk desteği veya yasal yükümlülükler yoktur” demişti.

Ortadoğu'ya gelince, Trump'ın fikirlerinin koşullara, olgulara, bölgedeki çatışmaların karmaşıklığına ve savaşları sona erdirmenin zorluğuna göre değişebileceği görülüyor. İlk dönemde damadı Jared Kushner'in Ortadoğu'da serbestçe çalışmasını sağlamıştı. Kushner, bölgede Netanyahu'nun ve ABD’nin yararına hareket etti. Bunun için öncelikle Arap ülkelerini Filistin devleti için müzakerelere yönelik hiçbir adım atmadan İsrail ile İbrahim Anlaşmaları imzalamaya teşvik etti. İkincisi, Trump'ın açıkladığı ve Filistinlilere birkaç kırıntı sunan, İsrail’e ise toprağın büyük bir kısmını veren ve tanıyan, ekonomik bir anlaşmadan ibaret olduğu için ölü doğan “Yüzyılın Anlaşması”nı sundu.

İkinci dönemde Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı ise Trump'ın Lübnan asıllı damadının babası Massad Boulos olacak. Kendisi hâlâ istişarelerde bulunuyor ve Arap-İsrail ihtilafını çözmek için nasıl bir plan önerdiği bilinmiyor. Ama Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un İran'a daha fazla baskı yapılmasından, İran'ın bölgesel oyundan çıkarılmasından ve böylece onu, Esed rejiminin devrilmesi, Tahran'ın Suriye coğrafyasından çekilmesi, Gazze ve Lübnan'ın bazı kesimlerinin harap olması, Hamas ve Hizbullah'ın zayıflamasıyla ciddi yara alan bölgesel projesinden soyutlamaktan bahsettiğini herkes biliyor. Esasen İsrail ile yaşanan ihtilafta her türlü çözümü reddeden ve Filistin'i özgürleştirme sloganını öne süren İran, yokluğunun veya nüfuzunun zayıflamasının bir uzlaşıya varılmasını kolaylaştırmasına olanak tanımayacaktır.

Trump'ın Körfez ülkeleriyle ilişkilerinin iyi olduğu bir sır değil ancak The Economist, ikinci dönemde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının Körfez'e de yansıyacağını tahmin ediyor. Körfez ülkelerinin Çin ile teknolojik alanda ilişkilerini genişlettiğini bilen Trump, Körfez ülkelerinin istemediği ve çıkarına olmayan bir şey yapabilir. Körfez'i zor bir tercihle karşı karşıya bırakabilir; teknolojik iş birliğinde ABD ya da Çin’i seçmek.

Ama Trump’ın şanslı olduğunu tekrarlayalım, çünkü bütün güç onun elinde; Beyaz Saray, Senato ve Temsilciler Meclisi. Cleveland (1822) ve şimdi Trump (2024) dışında hiçbir başkan seçim kaybettikten sonra ikinci dönem yeniden seçilerek Beyaz Saray'a dönmedi. Tarihçiler buna “Lazarus Mucizesi” adını veriyorlar; Lazarus mezarından mucizevi bir şekilde dirilen ölü bir adamdır. Avrupa'da başkanların ve başbakanların birkaç kez göreve gelmesi sıkça görülen bir durumken, ABD'de bu enderdir. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva’ya göre ise küresel ekonomi gelecekteki şoklara hazır değil.

*Bu makale Şarku’l Avsat  tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.