Ebu Muhammed el-Cevlani kimdir? Nasıl düşünüyor?

Heyetu Tahriru’ş Şam Lideri Halep ve Hama'nın kontrol altına alındığını ilan etti

Heyetu Tahriru’ş Şam Lideri Ebu Muhammed el-Cevlani (Ahmed Hüseyin el-Şara)
Heyetu Tahriru’ş Şam Lideri Ebu Muhammed el-Cevlani (Ahmed Hüseyin el-Şara)
TT

Ebu Muhammed el-Cevlani kimdir? Nasıl düşünüyor?

Heyetu Tahriru’ş Şam Lideri Ebu Muhammed el-Cevlani (Ahmed Hüseyin el-Şara)
Heyetu Tahriru’ş Şam Lideri Ebu Muhammed el-Cevlani (Ahmed Hüseyin el-Şara)

Suriye iç savaşı sırasında el-Kaide’nin Suriye kolunun lideri olan Ebu Muhammed Cevlani'nin gizemli kişiliği çok bilinmiyordu. Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre örgütü, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e karşı mücadelede en güçlü örgüt haline geldiğinde bile gözlerden ve spotlardan uzak kaldı.

2016'da el-Kaide ile olan bağlarını koparmasından itibaren yavaş yavaş spotların altına girdi ve bugün, Suriye'deki silahlı muhalefetin en önde gelen lideri oldu. Bağını kopardıktan sonra örgütünün adını ve yönelimini değiştirerek kuzeybatı Suriye'de silahlı muhalefetin kontrolü altındaki bir bölgenin fiili yöneticisi oldu.

Bu dönüşüm, Cevlani liderliğindeki Heyetu Tahriru’ş Şam'ın geçtiğimiz hafta Halep'in kontrolünü ele geçirmesiyle netleşti. Cevlani, birden fazla video yayınlayarak, Suriye'de uzun süredir aşırılık yanlısı gruplardan korkan azınlıklara güven vermeyi amaçlayan mesajlar gönderdi. Heyetu Tahriru’ş Şam, eskiden el-Kaide'nin Suriye'deki bir kolu iken Nusra Cephesi adıyla biliniyordu.

Suriyeli muhalif savaşçılar savaştan önce Suriye'nin en büyük şehri olan Halep'e girdiğinde, yayınlanan bir videoda askeri üniformalı Cevlani; telefonla emirler verirken, savaşçılara insanları koruma talimatlarını hatırlatırken ve evlere girmelerini engellerken görüldü.

Başka bir videoda Cevlani, çarşamba günü Halep Kalesi'ne bir ziyarette bulunuyordu. Kendisine eşlik eden savaşçı, Nusra Cephesi tarafından dinsiz bir sembol sayılarak reddedilen, ancak Cevlani’nin yakın zamanda geniş Suriye muhalefetine bir jest olarak kabul ettiği Suriye devriminin bayrağını sallıyordu.

Cevlani, saldırının başından bu yana gerçek adı olan Ahmed el-Şara'yı kullanarak açıklamalarda bulunuyor.

Xkkxkx
Heyetu Tahriru’ş Şam, Ebu Muhammed Cevlani'yi gerçek adı olan Ahmed el-Şara ile anıyor.

Oklahoma Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Başkanı ve Suriye uzmanı Joshua Landis, “Cevlani Esed'den daha akıllı. Araçlarını değiştirdi, genel görünümünü değiştirdi, yeni ittifaklar kurdu ve azınlıklara kur yapan mesajlar yayınladı” diyor.

Century Uluslararası Araştırma Merkezi'nden araştırmacı Aaron Lund, Cevlani ve Heyetu Tahriru’ş Şam’ın önemli ölçüde değiştiğini söylüyor, ancak kendisinin ve grubunun “bir dereceye kadar radikal” kaldığını kaydediyor.

Lund sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu bir halkla ilişkiler kampanyası ama bu kadar çaba sarf etmeleri artık eskisi kadar katı olmadıklarını gösteriyor. El-Kaide'nin ya da DEAŞ’ın eski muhafızları bunu asla yapmazdı.”

Cevlani ve Nusra Cephesi, çoğu on yıldan fazla bir süre önce Esed'e karşı protestoların ilk günlerinde ortaya çıkan muhalif örgütlerin en güçlüsü olarak öne çıktı.

Nusra Cephesi kurulmadan önce Cevlani, beş yılını bir Amerikan hapishanesinde geçirdiği Irak'ta el-Kaide ile birlikte savaştı. O dönemde “Irak'taki İslam Devleti”nin lideri Ebu Ömer el-Bağdadi, ayaklanma başlar başlamaz örgüte orada bir tutunma noktası oluşturması için onu Suriye'ye gönderdi.

ABD, 2013 yılında Cevlani'yi terörist listesine aldı. El-Kaide'nin Irak kolunun kendisini Esed rejimini devirmek ve Suriye'de İslam şeriatını uygulamakla görevlendirdiğini söyledi. Nusra Cephesi’nin sivilleri öldüren intihar saldırıları gerçekleştirdiğini ve şiddet içeren mezhepçi bir vizyon benimsediğini belirtti.

Suriye muhalefetinin ana dış destekçisi olan Türkiye, Suriye'nin kuzeybatısında savaşan diğer bazı örgütleri desteklemesine rağmen, Heyetu Tahriru’ş Şam'ı terörist grup olarak sınıflandırıyor.

Nusra Cephesi bir yıl içinde Irak'tan Cevlani ile birlikte gelen altı kişiden 5 bin kişiye nasıl ulaştı?

Cevlani medyaya ilk röportajını 2013 yılında sırtı kameraya dönük, başının ve yüzünün görünen kısmını kapatan siyah bir başlıkla verdi. Bu televizyon röportajında ​​Suriye'nin İslam şeriatına göre yönetilmesi çağrısında bulundu.

Yaklaşık sekiz yıl sonra, Amerikan televizyon kanalı PBS’nin Front Line programına gömlek ve ceketle ve yüzü kameraya dönük bir şekilde röportaj verdi. Kendisini terörist olarak sınıflandırmanın haksızlık olduğunu ve masum insanların öldürülmesine karşı olduğunu söyledi.

Nusra Cephesi'nin, Irak'tan kendisine eşlik eden altı kişiden bir yıl içinde nasıl 5 bin kişiye ulaştığını ayrıntılı olarak anlattı. Ancak örgütünün Batı'ya hiçbir zaman tehdit oluşturmadığını da söyledi. “Tekrar ediyorum, el-Kaide ile bağımız kopmuştur, el-Kaide ile birlikte iken bile Suriye dışında eylem düzenlemeye karşıydık, çünkü yurt dışında eylem yapmak bizim politikamıza tamamen aykırıdır”dedi.

Xnjxjx
Heyetu Tahriru’ş Şam Lideri Ebu Muhammed Cevlani (Ahmed Hüseyin el-Şara) Reuters

DEAŞ’ın 2013'te Nusra Cephesi üzerinde kontrol sağlamaya çalışmasının ardından eski müttefiki Ebu Ömer el-Bağdadi'ye karşı kanlı bir savaş verdi. El-Kaide ile olan ilişkisine rağmen Nusra Cephesi'nin sivillere ve diğer muhalif gruplara karşı İslam Devleti'ne (DEAŞ) kıyasla daha hoşgörülü ve daha az sert olduğu düşünülüyor. Daha sonra DEAŞ örgütü hem Suriye hem de Irak'ta işgal ettiği topraklardan, aralarında ABD liderliğindeki askeri koalisyonun da bulunduğu bir grup düşman tarafından kovuldu.

Şimdi Sünni muhalif güçler ilerlerken, Heyetu Tahriru’ş Şam liderliği Şii Alevilere ve diğer Suriyeli azınlıklara güven vermek amacıyla çeşitli açıklamalar yaptı

DEAŞ’ın çökmesiyle birlikte Cevlani, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib şehrinde Heyetu Tahriru’ş Şam'ın kontrolünü güçlendirdi ve Kurtuluş Hükümeti adında bir sivil yönetim kurdu.

Suriye hükümeti, Heyetu Tahriru’ş Şam'ı bir terör örgütü olarak tanımlıyor ki bu, Şam hükümetinin kendisine karşı ayaklanan diğer muhalif cepheler için de kullandığı tanımla aynı.

Şimdi Sünni muhalif güçler ilerlerken, Heyetu Tahriru’ş Şam liderliği Şii Alevilere ve diğer Suriyeli azınlıklara güven vermek amacıyla çeşitli açıklamalar yaptı. Bir açıklamada Alevilere hükümetten uzaklaşmaları ve “mezhepçiliğin olmadığı” geleceğin Suriyesi'nin bir parçası olmaları çağrısında bulunuldu.

Djjdhd
5 Aralık'ta Halep Kalesi yakınındaki Suriyeli muhalifler, AFP

Halep'in güneyindeki bir Hıristiyan kasabasının sakinlerine çarşamba günü gönderdiği mesajdaysa Cevlani, onların güvende olduğunu ve mülklerinin korunacağını söyledi. Onları evlerinde kalmaya ve Suriye hükümetinin yürüttüğü “psikolojik savaşa” karşı çıkmaya çağırdı.

Lund, “Bu gerçekten önemli. Çünkü o, Suriye'deki isyancıların ana lideri ve en önde gelen İslamcı lider” diyor. Heyetu Tahriru’ş Şam'ın İdlib'de kontrol ettiği bölgeleri yıllarca yöneterek “lojistik ve idari bir yetenek” gösterdiğini belirtiyor.

Lund şunu da ilave ediyor: “Suriye devriminin sloganlarını benimsediler ve şimdi bunları kullanıyorlar. Kendileri ile devrim mirası arasında bağ kurmaya çalışarak şöyle diyorlar; Esed'e karşı ayaklanan 2011 hareketinin bir parçasıyız ama aynı zamanda İslamcıyız.”



Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde ‘kıtlık’ olduğunu resmi olarak doğruladı

Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
TT

Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde ‘kıtlık’ olduğunu resmi olarak doğruladı

Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)

Birleşmiş Milletler Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insanın ‘aşırı açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölüm’ ile karakterize edilen kıtlık koşullarında yaşadığını doğruladı. Bu, Ortadoğu'da kıtlığın resmi olarak doğrulandığı ilk durum. Raporda, bu koşulların önümüzdeki haftalarda Gazze şehrinden Deyr el-Belah ve Han Yunus'a yayılmasının beklendiği belirtildi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hayatları kurtarmak için acil ateşkes ve tam, engelsiz insani yardım erişiminin gerekli olduğunu vurgulayan ortak bir bildiri yayınladı. Şarku’l Avsat'ın ulaştığı bildiride kuruluşlar, kıtlığın her ne pahasına olursa olsun durdurulması gerektiğini vurguladı. Bildiride, özellikle sivillerin zorlu koşullarda yaşadığı Gazze Şeridi'nde askeri gerginliğin daha da şiddetlenmesinin, kaçamayan çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler için korkunç sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuldu.

Şok edici rakamlar

Raporda, eylül ayı sonuna kadar 640 bin kişinin felaket düzeyinde gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalacağı ve açlık endeksinin 5. aşamasına gireceği belirtildi. Bu arada, 1,14 milyon kişi endeksin 4. aşamasında, 396 bin kişi ise üçüncü aşamada (kriz) olacak. Raporda, Gazze Şeridi'ndeki tarım arazilerinin yüzde 98'inin hasar gördüğü veya erişilemez durumda olduğu ve her on kişiden dokuzunun defalarca yerinden edildiği vurgulandı. Raporda, gıda fiyatlarının rekor seviyelere ulaştığı, yemek pişirmek için gerekli yakıt ve suyun kıt olduğu ve pazar ve hizmet sisteminin çöktüğü ifade edildi.

Çocukların ve kadınların çektiği acılar

BM raporuna göre, geçtiğimiz temmuz ayına ait veriler, Gazze Şeridi'nde 12 binden fazla çocuğun akut yetersiz beslenmeden mustarip olduğunu, bu sayının şimdiye kadarki en yüksek rakam olduğunu ve yıl başından bu yana altı kat arttığını gösteriyor... Bunların yaklaşık yüzde 25'i, en tehlikeli ve ölümcül olan ‘şiddetli akut yetersiz beslenmeden’ mustarip. Hayati tehlike arz eden yetersiz beslenmeden mustarip hamile ve emziren kadınların sayısı mayıs ayında 17 bin iken, bu sayının 2026 ortasına kadar 55 bine çıkması bekleniyor. Raporda, her beş çocuktan birinin erken doğduğu veya düşük doğum ağırlığıyla doğduğu ve bağışıklık sisteminin zayıflığı nedeniyle ishal ve solunum yolu enfeksiyonları gibi yaygın hastalıkların ölümcül hale geldiği belirtildi.

Trajik koşullar

Rapora ilişkin yorumda bulunan FAO Genel Direktörü Qu Dongyu, “Gazze halkı hayatta kalmak için tüm imkanlarını tüketti. Açlık ve yetersiz beslenme her gün can almakta. Gıdaya erişim lüks değil, temel bir insan hakkıdır” ifadelerini kullandı.

WFP İcra Direktörü Cindy McCain ise şunları söyledi: “Kıtlık uyarıları aylardır açıkça ortada. Şu anda ihtiyaç duyulan şey, yardımı büyük ölçüde artırmak ve gıdanın en çok ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlamak için daha güvenli koşullar yaratmak.”

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, “Kıtlık Gazze’de trajik bir gerçeklik ve Deyr el-Belah ile Han Yunus'ta yakın bir tehdit. Kaybedecek zaman yok; çocuklar gözlerimizin önünde açlık ve hastalıktan ölüyor” şeklinde konuştu.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, ‘ateşkesin artık ahlaki ve insani bir zorunluluk olduğunu’ vurguladı. Ghebreyesus, “Basit hastalıklar açlık nedeniyle ölümcül hale geliyor ve çökmüş sağlık sistemi acil desteğe ihtiyaç duyuyor” dedi.

Dört kuruluş, acil bir çağrıda bulunarak, kıtlığın daha da kötüye gitmesini önlemek için derhal ve kalıcı bir ateşkes, yardımların engelsiz ulaştırılması, gıda tedarikinin önemli ölçüde artırılması, dağıtım mekanizmalarının iyileştirilmesi, sağlık, su ve sanitasyon sektörlerine acil destek sağlanması ve ticaret akışlarının, temel hizmetlerin ve yerel gıda üretiminin yeniden sağlanması çağrısında bulundu.


Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, dün NEOM Sarayı'nda düzenlenen görüşmede, ikili ilişkileri ve uluslararası gelişmeleri ele aldı. İki lider, başta Filistin'deki gelişmeler olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri görüştü.

Toplantıya Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Devlet Bakanı, Kabine Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Suudi Arabistan Genel İstihbarat Servisi Direktörü Halid el-Humeydan ve ilgili yetkililer katıldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Muhammed el-Şenavi yaptığı açıklamada, toplantıda bir dizi ikili iş birliği konusunun yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda karşılıklı ilgi duyulan konulardaki gelişmelerin derinlemesine ele alındığını belirtti. Toplantıda ayrıca, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde çeşitli taraflarla koordinasyon halinde ateşkes sağlama çabaları da ele alındı.

El-Şenavi, Sisi'nin, son olarak Riyad ve Paris'in ortak liderliğinde New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen "İki Devletli Çözüm" konferansının sonuçları olmak üzere, Suudi Arabistan'ın Filistin sorununa ilişkin girişimlerine Mısır'ın verdiği desteği teyit ettiğini belirtti.


Yeni Suriye Süveyda sınavıyla karşı karşıya

19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)
19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)
TT

Yeni Suriye Süveyda sınavıyla karşı karşıya

19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)
19 Temmuz 2025'te çekilen bir hava fotoğrafı, Dürziler ve Bedeviler arasındaki çatışmalar sırasında Süveyda üzerinde yükselen dumanı gösteriyor (DPA)

Suriye'nin yeni yönetimi, güneydeki Süveyda vilayetinde, artan özyönetim girişimleri ve bağımsızlık taleplerinin yükselişiyle gerçek bir sınavla karşı karşıya. Temmuz ortasında patlak veren durum, Dürzi grupları ile hükümet kurumları arasındaki çizgiyi yeniden çizerken, İsrail, vilayetteki çalkantılı durumdan faydalanma girişimlerinde bulundu.

Dürzi liderler, eyaletin güvenlik ve hukuk işlerini yönetmek üzere yeni kurulan komitelerin "geçici devlet boşluğunu doldurduğunu" vurgulasa da Dürzi toplumu arasında Suriye'den ayrılma çağrıları nedeniyle bu hamleye dair şüpheler devam ediyor.

Süveyda'daki Yüksek Hukuk Komitesi sözcüsü Safa Cudya, "Komite, bu birliği güvence altına alan kapsamlı bir anayasa aracılığıyla ülkenin birliğini korumayı amaçlıyor" dedi.

Ancak araştırmacı Mustafa Naimi'ye göre Suriye hükümeti, “gerginlik odaklarını kontrol altına almaya ve ortadan kaldırmaya çalışıyor”. Naimi, “iç bölünmeyi pekiştiren hareketlerin sadece Süveyda ile sınırlı kalmayacağını, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve ABD'nin etkisi altındaki diğer illere de sıçrayacağı” uyarısında bulundu. El-Naimi, “silahlı grupların siyasi ve askeri kararları kontrol etmeye devam etmesine rağmen, hükümetin Süveyda'yı devlete entegre etme konusunda ciddi olduğunu” vurguladı.