Fransa: Yeni bir Lübnan'ın ortaya çıkmasına katkıda bulunmak istiyoruz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un egemenliğin yeniden tesis edilmesi, refahın sağlanması ve Lübnanlıların birliğinin korunmasına ilişkin üç ana mesajı var

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)
TT

Fransa: Yeni bir Lübnan'ın ortaya çıkmasına katkıda bulunmak istiyoruz

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün (Çarşamba) Baabda Sarayı'nda Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lökke Rasmussen ile bir araya geldi. (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 2020 yazındaki liman patlaması olayının ardından gerçekleştirdiği iki ziyaretten sonra yarın (Cuma) Lübnan'a yapacağı üçüncü kısa ziyaretin ‘egemenliğin yeniden tesis edilmesi, refahın sağlanması ve Lübnanlıların birliğinin korunmasına’ ilişkin üç ana mesajı var.

Macron, Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, Lübnan Özel Temsilcisi Jean-Yves Le Drian, birkaç milletvekili ve Macron'un kişisel davetlisi olan Lübnan'la ‘özel’ bağları bulunan bir grup şahsiyetin de aralarında bulunduğu küçük bir resmi heyetle yarın Beyrut'ta olacak.

Mevcut programa göre Macron, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Baabda Sarayı'nda bir araya gelecek ve ardından iki cumhurbaşkanı ortak basın toplantısı düzenleyecek. Macron ayrıca, Meclis Başkanı Nebih Berri, eski Başbakan Necib Mikati ve hükümeti kurmakla görevlendirilen Nevvaf Selam ile de bir araya gelecek. Macron, temasları kapsamında Beyrut'taki Fransız Büyükelçiliği karargâhında ateşkes izleme grubu başkanları olan ABD'li ve Fransız generallerle bir araya gelerek anlaşmanın nasıl uygulanacağını gözden geçirecek ve İsrail güçlerinin Güney Lübnan'dan çekilmesini ve Lübnan ordusunun konuşlanmasını hızlandırmak için çalışacak.

Paris dün olduğu gibi bugün ve yarın da Lübnan'ın yanında olmak istiyor. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre Paris, Lübnan'ın ‘boyutundan büyük bir ülke’ olduğunu ve ‘bugün Ortadoğu'da siyasi, sembolik ve stratejik değerlere sahip olduğunu’ düşünüyor. Bu kaynaklar ‘Fransa'nın bugün Lübnan'la olan ilişkilerinin, Avn'ın seçilmesi ve Selam'ın atanmasından sonra ve bölgede meydana gelen gelişmeler nedeniyle gelişebileceğine’ inanıyor. Paris, ‘yeni bir Lübnan'ın ortaya çıkmasına katkıda bulunmak’ istiyor.

Fransız yaklaşımında ‘egemenlik’ konusu ön planda tutuluyor. Kaynaklar Paris'in Lübnan ordusunu donatmak, eğitmek ya da ateşkes anlaşmasına varmak ve izleme komitesini kurmak için neler yaptığını ve yapmakta olduğunu hatırlatıyor.

Fransa, ‘1701 sayılı kararın uygulanmasının ayrılmaz bir parçası’ olduğu düşüncesiyle, Lübnan devletinin sınırlarını izlemesi ve tüm topraklarını kontrol etmesi için güçlendirilmesinin önemini vurguluyor. Kaynaklar, “Lübnanlıların egemenliklerini yeniden tesis edebileceklerini göstermeleri için bir fırsat var” dedi. İsrail'in güneyden çekilmesine gelince, Cumhurbaşkanlığı kaynakları Paris'in bunun belirlenen programa göre gerçekleşmesini istediğini ve İsrail'in yanı sıra Hizbullah'ı da buna uymaya çağırdığını ifade etti.

Elysee Sarayı'nın Lübnan'ın egemenliği için çalışma bağlamında dikkat çektiği bir diğer unsur da Fransa Dışişleri Bakanı'nın Şam'ı ziyareti ve Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile görüşmesi sırasında ‘Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmesi, sınırların kontrol edilmesi, kaçakçılığın önlenmesi ve Suriye'nin komşuları için bir tehdit oluşturmamasının sağlanması’ gerektiğine yaptığı vurgu. Mikati'nin Suriye'ye yaptığı son ziyarette de aynı konulara değinildi.

Paris, egemenliğin iadesi ile Hizbullah'ın Lübnan'da faaliyet gösteren diğer partiler gibi bir siyasi partiye dönüşme çağrısı arasında bir çizgi çekiyor ve bu dönüşümü Lübnan'ın birliğinin korunması çerçevesine dahil ediyor. Fransa'nın okuması, Hizbullah'ın askeri yeteneklerinin ve liderliğinin çoğunu kaybettiği, Esed rejiminin düşmesi nedeniyle stratejik olarak zayıfladığı ve artık eskisi gibi silah tedarik edemediği yönünde.

Tüm bu değişimler göz önüne alındığında Elysee kaynakları, Cumhurbaşkanı Macron'un ‘Hizbullah'ı her zaman siyasi bir parti olmaya teşvik ettiğini ve bunun yolunun da silahlarını bırakıp Lübnan siyasi oyununa tam olarak girmekten geçtiğini’ belirtti. Paris, ‘Hizbullah'ın geçmişte hâkim olan güç dengesi yerine, kurumların normal işleyişine dönmesini sağlayacak ve tüm Lübnanlıların birliğini koruyacak bir hükümet siyasi sözleşmesine girmesi gerektiğine’ inanıyor.

Macron'un üçüncü mesajı ise ‘Paris'in Lübnanlılara eşlik etmeye devam etme ve kendilerinden beklenen yapısal reformları gerçekleştirmelerine yardımcı olma arzusudur.’ Bu da öncelikle Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir anlaşma imzalanmasından geçmektedir.

Fransa, ‘uluslararası güven yeniden tesis edilmeden’ Lübnan'a yardım yapılamayacağını, bunun da şeffaflık ve ekonominin ‘temizlenmesini’ gerektirdiğini düşünüyor. Daha da önemlisi, Lübnan ekonomisini canlandırmak için çalışmak isteyen Paris, uluslararası toplumu Lübnan'a yardım için harekete geçirebilecek reformlarda ısrar ediyor. Fransa'nın geçen sonbaharda orduyu ve Lübnanlıları desteklemek için düzenlediği konferansa benzer bir uluslararası konferansa hazırlanıp hazırlanmadığı sorulduğunda net bir yanıt verilmedi, ancak Fransa'nın Lübnan'a yardım etmek için ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyeceği belirtildi.

Fransız kaynaklar, Paris'in Suudi Arabistan'ın yanı sıra Donald Trump'ın ‘çantasında’ Beyaz Saray'a ulaşacak olan görev gücü de dahil olmak üzere ABD ile istişare ve koordinasyon halinde yürüttüğü ortak çalışmalara birden fazla kez atıfta bulundu. Kaynaklar, Washington ile istişarelerin ‘devam ettiğini’ ve iki tarafın Lübnan için ‘ortak bir vizyona ulaştığını’ vurguladılar.



Gazze Şeridi'nin güneyinde 4 İsrail askeri öldürüldü

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde 4 İsrail askeri öldürüldü

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün Gazze'de dört askerin öldürüldüğünü duyurdu. Olayı takip eden gazeteciler, hepsinin tuzaklanmış bir binada öldürüldüğünü bildirdi.

Netanyahu, "Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehinelerimizi kurtarmak için Gazze'de savaşta şehit düşen dört kahramanımızın ailelerine" başsağlığı dileklerini iletti ve askerlerden ikisinin adını duyurdu: Başçavuş Yoav Raver ve Yedek Çavuş Chen Gross.

Netanyahu, "Dört savaşçımız hepimizin güvenliği için hayatlarını feda etti" dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre ordu, diğer iki askerin isimlerinin henüz açıklanmadığını duyurdu.

Dört askerin ölümüyle birlikte Gazze'ye yönelik kara harekâtının başlamasından bu yana öldürülen İsrailli asker sayısı 429'a ulaştı.

Ordu, dördünün güney Gazze'de öldürüldüğünü duyurdu. İsrail medyası, patlama sırasında Han Yunus'taki bir evde olduklarını bildirdi.

Ordu, aynı olayda bir başka yedek subayın da ağır yaralandığını ifade etti.

Askerler öldürüldükten sonra, ordu sözcüsü Effie Defrin, askerlerin bazen Gazze Şeridi'ndeki binalara girip tünel içerip içermediklerini belirlemek için onları incelemekten başka "seçeneklerinin" olmadığını belirtti.

"Bunu patlayıcılardan zarar görmeden yapmak için çeşitli yöntemler kullanıyoruz. Bu olayı araştıracağız," diyen Defrin, basın toplantısında "Bu olaydan dersler çıkaracağız" ifadesini kullandı.

İsrail yakın zamanda Gazze'deki askeri harekatını yoğunlaştırdı.

Filistin medyası, İsrail'in dün şafak vaktinden sonra Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 35 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.