Hollywood'un rock yıldızı: İkonik oyuncu Val Kilmer hayatını kaybetti

2014'te gırtlak kanserine yakalanmış ve sonrasında iyileşmişti

The Doors, gişede başarı yakalayamasa da eleştirmenler, Val Kilmer'ın rock dünyasının en kışkırtıcı figürlerinden biri olan Jim Morrison'ı başarıyla canlandırmasından övgüyle bahsetmişti (TriStar Pictures)
The Doors, gişede başarı yakalayamasa da eleştirmenler, Val Kilmer'ın rock dünyasının en kışkırtıcı figürlerinden biri olan Jim Morrison'ı başarıyla canlandırmasından övgüyle bahsetmişti (TriStar Pictures)
TT

Hollywood'un rock yıldızı: İkonik oyuncu Val Kilmer hayatını kaybetti

The Doors, gişede başarı yakalayamasa da eleştirmenler, Val Kilmer'ın rock dünyasının en kışkırtıcı figürlerinden biri olan Jim Morrison'ı başarıyla canlandırmasından övgüyle bahsetmişti (TriStar Pictures)
The Doors, gişede başarı yakalayamasa da eleştirmenler, Val Kilmer'ın rock dünyasının en kışkırtıcı figürlerinden biri olan Jim Morrison'ı başarıyla canlandırmasından övgüyle bahsetmişti (TriStar Pictures)

Jim Morrison ve Batman gibi ikonik rollerle başrol yıldızlığını tatmış ancak çok yönlü yetenekleri ve esrarengiz kişiliğiyle aynı zamanda dikkat çekici bir yardımcı oyuncu da olan Val Kilmer, Salı günü Los Angeles'ta hayatını kaybetti. Kızı Mercedes Kilmer'a göre ölüm sebebi zatürreydi. 

Hollywood'un en tanınmış oyuncularından Val Kilmer, 2014'te gırtlak kanserine yakalanmış ve sonrasında iyileşmişti.

Rock yıldızı havasına sahip, uzun boylu ve yakışıklı bir aktör olan Kilmer, kariyerinin ilk dönemlerinde birkaç kez gerçekten de bir rock yıldızını canlandırmıştı.

Hollywood kariyeri rock yıldızı rolüyle başladı

Sinema kariyerine, 1984 yapımı Top Secret! adlı Soğuk Savaş parodisinde Berlin'de sahne alan, farkında olmadan Doğu Almanya'nın birleşme planlarına dahil olan Amerikalı bir şarkıcı rolüyle başladı.

Oliver Stone'un yönettiği 1991 tarihli kült film The Doors'da, psikedelik cazibenin sembolü Jim Morrison'ı canlandırarak unutulmaz bir performans sergiledi. 1993'teki Çılgın Romantik'teyse (True Romance) Quentin Tarantino'nun yazdığı hikayede, Christian Slater'ın oynadığı baş karakterin hayalindeki Elvis Presley olarak kısa ama etkileyici bir rol üstlendi.

Kilmer, 1992 yapımı Şimşek Yürek (Thunderheart) filminde Güney Dakota'daki bir Kızılderili bölgesinde cinayet soruşturması yürüten acemi bir FBI ajanını, 1997 tarihli Aziz'de (The Saint) ise Rus mafyasıyla kedi-fare oyunu oynayan usta bir hırsızı canlandırdı. En çok bilinen rollerinden biriyse 1995 yapımı Batman Daima'da (Batman Forever) Gotham'ı İki-Yüz ve Bilmececi gibi kötü adamlara karşı savunan Batman karakteriydi. Ancak hem film hem de Kilmer'ın performansı, Batman serisinin en güçlü temsilcileri arasında görülmedi.

"Hollywood'un nefret etmeyi sevdiği adam"

1996'da Entertainment Weekly dergisi, Kilmer hakkında "Hollywood'un nefret etmeyi sevdiği adam" başlıklı bir kapak haberi yayımlamıştı. 

Kilmer, özellikle kariyerinin başlarında zor bir insan olduğu yönündeki söylentilerle tanınıyordu. Ancak Oliver Stone yıllar sonra onun yanlış anlaşıldığını savunarak, "İnsanları rahatsız etmesinin sebebi, anlaşılması zor biri olmasıydı" demişti.

zsdfrgt
Kilmer, kariyeri boyunca hem izleyiciler hem de yönetmenler tarafından genellikle öngörülemez biri olarak görülmüştü (AP)

Robert Downey Jr. da 2005 tarihli Kiss Kiss Bang Bang'de Kilmer'la çalışmadan önce, ondan hiç hoşlanmadığını ancak sonrasında çok yakın dost olduklarını söylemişti: 

Bunun haber niteliğinde olduğunu sanmıyorum ama Val kronik olarak eksantrik biri.

Kilmer, 1986 yapımı Top Gun'da Tom Cruise'un kendini beğenmiş ve havalı rakibi Iceman rolüyle büyük çıkış yaptı ve bu rolü 2022'deki Top Gun: Maverick'te yeniden canlandırdı. 1993'te Kasabanın Namusu'nda (Tombstone) Wyatt Earp'ün yakın arkadaşı silahşor Doc Holliday'yi canlandırdı. 1995 yapımı Büyük Hesaplaşma'da (Heat) ise Robert De Niro ve Al Pacino gibi usta oyuncularla birlikte bir soygun çetesinin üyesi olarak yer aldı.

"Her zaman hayran kaldım"

Kilmer, kariyeri boyunca karizmatik ve merak uyandıran bir oyuncu olarak anıldı. Yönetmen Michael Mann, onunla Büyük Hesaplaşma üzerinde çalışırken, şöyle demişti: 

Val'in karakterleri içselleştirme biçimine ve oyunculuktaki değişkenliğine her zaman hayran kaldım.

2007'de Oliver Stone, "Çoğu oyuncu, Val'de görünenin ötesinde bir şeyler olduğunu fark eder" demişti. Senarist ve yönetmen David Mamet ise 2004 yapımı Spartan'da Kilmer'la çalıştıktan sonra, "Gerçekten harika aktörlerde olan bir şeye sahip: Her şeyi doğaçlama gibi hissettirme yeteneği" diyordu.

Peşini bırakmayan trajedi

Val Edward Kilmer, 31 Aralık 1959'da Los Angeles'ta dünyaya geldi ve şehrin kuzeybatısındaki Chatsworth semtinde büyüdü. Babası Eugene bir emlak geliştiricisiydi, annesi Gladys Ekstadt ise ev hanımıydı. Kilmer 9 yaşındayken ebeveynleri boşandı. 1977'de küçük kardeşi Wesley havuzda boğularak hayatını kaybetti. Bu trajedi, Kilmer'ın peşini yıllarca bırakmadı.

fdvgbhy
Val Kilmer, canlandırdığı karakterlerin duygularını kolayca ele vermeyen biri olarak biliniyordu (AFP)

Kilmer, Juilliard Sanat Okulu'na başvurdu 17 yaşında kabul edilerek tarihte okula giren en genç öğrencilerden biri oldu. Tiyatroya büyük ilgi duyuyordu. 1981'de mezun olduktan sonra New York'ta sahnelenen How It All Began adlı oyunda rol aldı. 1983'te Broadway'de The Slab Boys adlı oyunda Sean Penn ve Kevin Bacon'la oynadı, 1988'de Hamlet'i canlandırdı ve 1992'de 'Tis Pity She's a Whore oyununda Jeanne Tripplehorn'la başrolleri paylaştı.

Mark Twain hayranı

1988 yapımı Willow filminin setinde Joanne Whalley'yle tanışıp evlenen Kilmer'ın bu ilişkisi boşanmayla sonuçlandı. Mercedes ve Jack adında iki çocuğu bulunan aktör, uzun yıllar Santa Fe'de bir çiftlikte yaşadı. Hatta bir dönem New Mexico valiliğine aday olmayı bile düşünmüştü.

Val Kilmer, Mark Twain'e duyduğu büyük ilgiyi bir tiyatro oyununa dönüştürerek Citizen Twain adlı tek kişilik gösteriyi sahneledi. Aynı zamanda, Twain'i 2014 yapımı Tom Sawyer & Huckleberry Finn filminde de canlandırdı.

2021'de, hayatı ve kariyeri hakkında yıllar boyunca biriktirdiği arşiv görüntülerinden oluşan Val adlı belgesel yayımlandı. Çocuklarının yapımcılığını üstlendiği ve oğlu Jack'in seslendirdiği bu belgesel, En İyi Biyografik Belgesel dalında Eleştirmenlerin Seçimi Ödülü kazandı.

"Gerçek bir ikon oldun"

Josh Brolin, Josh Gad ve Bill Simmons gibi isimler, Kilmer'ın ölümünün ardından üzüntülerini dile getiren taziye mesajları paylaştı. 

Brolin, "Akıllı, cesur, yaratıcı ve deli doluydu. Onu çok özleyeceğim" derken 44 yaşındaki Amerikalı aktör Josh Gad, şu ifadeleri kullandı:

Çocukluğumun en önemli filmlerinden bazılarında yer aldığın için teşekkürler, Val. Gerçek bir ikon oldun.

Popüler kültür sitesi The Ringer'ın sahibi Bill Simmons X'teki paylaşımında, "Val Kilmer gibisi yoktu. Çalışmalarından gerçekten keyif aldım" diye yazdı.

Senarist-yönetmen Dylan Park-Pettiford, "Artık onun gibi fazla insan çıkmıyor" dedi. 

"Tek bir pişmanlığım var"

Kariyerinde her zaman kalıpların dışına çıkmayı tercih eden Kilmer, 2012'de Hollywood Reporter'a verdiği röportajda şunları söylemişti: 

Hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum. Bu bir klişe ama bir bakıma doğru: Bir kez yıldız olduğunuzda, hep yıldızsınızdır; sadece hangi seviyede olduğunuz değişir.

Aynı söyleşide Kilmer, 10 yıldan uzun süredir ana akım Hollywood'dan uzak kalması hakkında konuşmuş ve kariyerinin alışılmışın dışında bir seyir izlediğini kabul etmişti. Başka ilgi alanları olduğunu belirterek, "Çocuklarımla vakit geçirmek istiyordum" demişti.

Vanity Fair'a verdiği başka bir röportajda ise Kilmer, "aslında tek bir pişmanlığı" olduğunu söyleyerek, Hollywood'da "son derece sağlam bir kimlik" geliştiren Johnny Depp, Nicolas Cage, Tom Hanks ve Sean Penn gibi isimlere atıfta bulunmuştu:

Yıllar önce tüm akıllı meslektaşlarım gibi bir imaj oluşturmadığım için pişmanım.

Kaynaklar: New York Times, Hollywood Reporter, Vanity Fair, Far Out Magazine



Aspirinin tahtı sallantıda: Daha etkilisi bulundu

Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)
Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)
TT

Aspirinin tahtı sallantıda: Daha etkilisi bulundu

Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)
Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)

Kanı sulandırıcı etkisi nedeniyle onlarca yıldır düşük dozlarda tüketilmesi tavsiye edilen asprinin tahtı sallantıda.

Yaygın kullanılan bir başka ilacın kalp krizi ve felce karşı aspirinden daha etkili olduğu tespit edildi. Klopidogrel adlı bu ilaç, ek bir risk de taşımıyor.

Araştırmanın sonuçları hem hakemli tıp dergisi Lancet'te yayımlanan makalede hem de Madrid'de düzenlenen Avrupa Kardiyoloji Derneği kongresinde açıklandı.  

ABD, Avustralya, Birleşik Krallık, İsviçre ve Japonya gibi farklı ülkelerden bilim insanları, klopidogrelin asprinden "üstün" olduğu sonucuna vardıklarını ve daha geniş çapta kullanılması gerektiğini bildirdi. 

Guardian, bu keşfin dünyadaki sağlık yönergelerinin değişmesine neden olabileceğini belirtti.

Yeni bulgulara göre, klopidogrel kullananların beyne ve kalbe giden damarlarla ilgili büyük bir sorun yaşama riski yüzde 14 daha az.

29 bine yakın koroner arter hastasının yer aldığı 7 farklı deneyin verilerinin kullanıldığı kapsamlı analiz, bu ilacın ciddi kanama riskini artırmadığını da ortaya koydu. 

Dünya çapında 300 milyonu aşkın kişinin muzdarip olduğu koroner arter hastalığı, en yaygın kalp rahatsızlığı konumunda. 

Bu hastalık, kalp kasını besleyen koroner damarlarda kolesterol birikintileri ya da plakların yol açtığı daralma ve tıkanmadan kaynaklanıyor. 

Koroner arter daraldığında ya da tıkandığında bu damarlar kalbe yeterli kan, oksijen ve besin sağlayamıyor ve bunun sonucunda kan akımı azalıyor ya da tamamen kesiliyor.

Independent Türkçe, Guardian, Newsweek


Yarım asır sonra yeniden: 50 yıllık başyapıt yeni filmlere diş geçirdi

1976'da üç dalda Oscar kazanan Jaws'ın başrolünde, polis şefi Martin Brody'yi canlandıran Roy Scheider yer alıyor (Universal Pictures)
1976'da üç dalda Oscar kazanan Jaws'ın başrolünde, polis şefi Martin Brody'yi canlandıran Roy Scheider yer alıyor (Universal Pictures)
TT

Yarım asır sonra yeniden: 50 yıllık başyapıt yeni filmlere diş geçirdi

1976'da üç dalda Oscar kazanan Jaws'ın başrolünde, polis şefi Martin Brody'yi canlandıran Roy Scheider yer alıyor (Universal Pictures)
1976'da üç dalda Oscar kazanan Jaws'ın başrolünde, polis şefi Martin Brody'yi canlandıran Roy Scheider yer alıyor (Universal Pictures)

Steven Spielberg'ün kült klasiği Jaws, 50. yıldönümü kutlamaları kapsamında sinemalara geri döndü. Oscar ödüllü yönetmeni kariyerinin zirvesine taşıyan film, 1975'te vizyona girdiğinde hem yaz dönemine damgasını vurmuş hem de tüm zamanların en büyük gişe başarılarından biri haline gelmişti.

"Ötesine geçilemez"

Aradan yarım asır geçmesine rağmen Jaws'ın sinema üzerindeki etkisi hâlâ tartışılmaz. Denis Villeneuve ve M. Night Shyamalan gibi pek çok çağdaş yönetmene ilham veren yapım, sinemaseverlerin de favorisi olmaya devam ediyor. Quentin Tarantino da yıllar boyunca Jaws'a olan hayranlığını defalarca dile getirdi. 2022'de katıldığı ReelBlend podcast'inde, "Tüm zamanların en iyi filmi" sorulduğunda şu yanıtı vermişti:

Bence Jaws şimdiye kadar yapılmış en iyi film. Belki en iyi 'sinema eseri' değil ama kesinlikle en iyi film. Yanına yaklaşabilen başka yapımlar olabilir ama bir film olarak Jaws'ın ötesine geçilemez.

Aronofsky'nin yeni filmiyle başa baş

50. yıl özel gösterimleri kapsamında ABD'de 3 bin 200 salonda vizyona giren Jaws'ın, her eylülün ilk pazartesi günü kutlanan İşçi Bayramı'nın 4 günlük tatil periyodunda yaklaşık 10 milyon dolar hasılat elde etmesi bekleniyor. Bu rakamlarla Darren Aronofsky'nin beklenen yeni filmi Suçüstü'yle (Caught Stealing) başa baş bir yarış sergiledi.

Başrolünde Elvis'teki çıkışıyla dikkat çeken Oscar adayı Austin Butler'ın oynadığı Suçüstü de ilk hafta sonunda Jaws gibi 10 milyon dolara yaklaşacak. Ancak filmin 40 milyon dolarlık prodüksiyon bütçesinin yalnızca dörtte birini karşılayabildiği görülüyor.

Öte yandan, yaz gişe sezonu genel olarak güçlü ama "mütevazı" bir şekilde kapandı. Geçen yılki 3,6 milyar dolarlık toplam gelire yakın bir rakama ulaşıldı. Hiçbir film bu yaz ABD'de 500 milyon dolar barajını aşamadı. 

Sezonun öne çıkan yapımlarından biri, yönetmen Zach Cregger'ın imzasını taşıyan korku filmi Silahlar (Weapons) oldu. Film, 4. haftasında 12 milyon dolar hasılat elde ederek yeniden zirveye oturdu. ABD'deki toplam gişesi ise yaklaşık 135 milyon dolara ulaştı.

Jaws, 1975'te gösterime girdiğinde 480 milyon dolarlık küresel gişeyle hasılat rekortmeni olmuş, bu unvanı 1977'de 775 milyon dolar kazanan Yıldız Savaşları'na (Star Wars) bırakmıştı.

Independent Türkçe, Variety, Collider, Forbes, CBR.com, ReelBlend


Jude Law, Putin rolünde: 11 dakika 42 saniyelik alkış tufanı

The Wizard of the Kremlin'de Jude Law'a (solda), Küçük Gün Işığım (Little Miss Sunshine), The Batman ve Tutsak'la (Prisoners) tanınan 41 yaşındaki Paul Dano (sağda) eşlik ediyor (Gaumont)
The Wizard of the Kremlin'de Jude Law'a (solda), Küçük Gün Işığım (Little Miss Sunshine), The Batman ve Tutsak'la (Prisoners) tanınan 41 yaşındaki Paul Dano (sağda) eşlik ediyor (Gaumont)
TT

Jude Law, Putin rolünde: 11 dakika 42 saniyelik alkış tufanı

The Wizard of the Kremlin'de Jude Law'a (solda), Küçük Gün Işığım (Little Miss Sunshine), The Batman ve Tutsak'la (Prisoners) tanınan 41 yaşındaki Paul Dano (sağda) eşlik ediyor (Gaumont)
The Wizard of the Kremlin'de Jude Law'a (solda), Küçük Gün Işığım (Little Miss Sunshine), The Batman ve Tutsak'la (Prisoners) tanınan 41 yaşındaki Paul Dano (sağda) eşlik ediyor (Gaumont)

Fransız sinemasının usta ismi Olivier Assayas, Venedik Film Festivali'nin yarışma bölümüne The Wizard of the Kremlin'le geri döndü. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 1990'lardaki yükselişine perde arkasından yön veren kurnaz siyasi danışmanını merkezine alan film, prömiyerini Lido'da yaptı ve 11 dakika 42 saniye boyunca ayakta alkışlandı.

Yazar ve yönetmen Assayas, salondaki coşkulu alkışları başrol oyuncuları Jude Law, Paul Dano ve Alicia Vikander'la birlikte selamladı.

Filmde Paul Dano, eski sanatçı ve realite şov yapımcısı Vadim Baranov'a hayat veriyor. Baranov, sürpriz bir şekilde eski KGB ajanı Putin'in siyasi yükselişinde kilit isim haline geliyor. Jude Law, Putin'i canlandırırken Alicia Vikander, Baranov'un bohem özgürlükle güç ve zenginlik arzusu arasında gidip gelen eşi Ksenia'yı oynuyor. Oyuncu kadrosunda ayrıca Will Keen, Jeffrey Wright ve Tom Sturridge de yer alıyor.

1990'ların başında, Sovyetler Birliği'nin son yıllarında geçen film, Giuliano da Empoli'nin 2022'de yayımlanan aynı adlı romanından uyarlandı. Kurmaca bir hikayeye dayansa da Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sürerken taşıdığı güncel göndermelerle öne çıkıyor. Filmde Putin, Rusya Federasyonu'nda hızla yükselen, gelecek vaat eden bir siyasetçi olarak resmediliyor.

Assayas, filmin duyurusu sırasında şunları söylemişti:

Modern siyasetin tehlikeli akıntılarında yol alan insanların tutkularının ötesinde, tarihin şekillenişine dair güçlü bir sinemasal bakış sunuyoruz. Bu bir dram, bu bir aksiyon; aynı zamanda dünyamızı en garip ve en sarsıcı şekillerde dönüştüren kaosu anlamlandırma çabası.

Assayas en son 2019'da Penélope Cruz, Edgar Ramírez, Ana de Armas ve Gael García Bernal'ın rol aldığı casus draması Wasp Network'le Venedik'te yer almıştı. Jude Law ise geçen yıl festivalde, 1980'lerde bir FBI ajanının bir beyaz üstünlükçü örgütü soruşturmasını konu alan Düzen'le (The Order) boy göstermişti.

Independent Türkçe, Variety, Deadline