Serdal Adalı: Geldiğimiz nokta çok acıdır, Beşiktaş başkanlığına aday olmamın ilk ve en önemli sebebi buna 'Yeter artık' demektirhttps://turkish.aawsat.com/spor/4663366-serdal-adal%C4%B1-geldi%C4%9Fimiz-nokta-%C3%A7ok-ac%C4%B1d%C4%B1r-be%C5%9Fikta%C5%9F-ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1na-aday-olmam%C4%B1n-ilk-ve-en
Serdal Adalı: Geldiğimiz nokta çok acıdır, Beşiktaş başkanlığına aday olmamın ilk ve en önemli sebebi buna 'Yeter artık' demektir
Serdal Adalı (AA)
Beşiktaş Kulübünün 3 Aralık'ta gerçekleştirilecek olağanüstü seçimli genel kurulu öncesi eski yöneticilerden Serdal Adalı, başkan adayı olduğunu açıkladı.
Serdal Adalı, Conrad İstanbul Bosphorus Otel'de düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Beşiktaş'ın çok zor bir süreçten geçtiğini belirten Adalı, "Beşiktaş'ımız, tarihinde hiçbir dönemde eşi benzeri görülmemiş bir duruma sokulmuştur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün o eşsiz tespiti adeta bugün Beşiktaş'ımızın da sınavına dönüşmüştür. Dahili ve harici düşmanlarının bugün Beşiktaş'ı düşürdüğü duruma hiçbir Beşiktaşlı kayıtsız kalmamalıdır. Ben ki bu camia için en ağır bedeli ödemiş Beşiktaşlılardan biriyim. Benim buna seyirci kalmam söz konusu bile olamaz." ifadelerini kullandı.
Başkan adaylığıyla ilgili camiadan önemli bir destek gördüğünü aktaran Adalı, "Bu süreçte adaylığımızı destekleyen isimlerden 'Camianın size vefa borcu var' söylemlerini çok duyuyorum. Yapmaya çalıştıklarımızın Beşiktaş camiasında karşılık bulduğunu görmek bizi hem mutlu etti hem de cesaret verdi. Yine de büyük Beşiktaş camiasının bana bir vefa borcu bulunduğunun dillendirilmesinden ar ederim. Beşiktaş için ne yaptıysam, bundan sonraki süreçte görev verilmesi halinde daha fazlasını da yapmaya hazırım." diye konuştu.
"Çok büyük ümitlerim ve hayallerim var"
Beşiktaş'ın yaşadığı adaletsizliklere son verebilmek için başkanlığa aday olduğunu vurgulayan Serdal Adalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Geldiğimiz noktada çok acıdır ki Beşiktaş Başkanı'na İnönü Stadı'nda parmak sallanır hale gelmiş, saha içinde ve saha dışında Beşiktaş'ımız her türlü adaletsizliğin fütursuzca muhatabı konumuna getirilmiştir. Beşiktaş başkanlığına aday olmamın ilk ve en önemli sebebi buna 'Yeter artık' demektir. Beşiktaş'ımıza dair çok büyük ümitlerim ve hayallerim var. Bu kulübün sağlam bir vizyonla sımsıkı kenetlendiğinde çok kısa süreler içerisinde nerelere gelebileceğini görüyorum ve heyecanlanıyorum. Bu inanç, bugün başkan adayı olarak huzurunuzda olmamın sebebidir. Profesyonel kadromuzla ve hiç tükenmeyen inancımızla her kulvarda başarılı olmayı, en önemlisi sürdürülebilir başarıyı birinci hedefimiz olarak belirledik. Çok uzun zamanlardan bahsetmiyorum, bir bakacağız, bir anda her şey değişmiş ve ayağa kalkmışız.
Başkanlığa seçilmesi halinde kısa sürede atacakları adımlarla siyah-beyazlı futbol takımını hak ettiği yere getireceklerini kaydeden Adalı, "Rakiplerimiz lehine makas açılıyor. Ama kimsenin şüphesi olmasın, Beşiktaş en büyüktür ve öyle kalacaktır, boşuna uğraşmasınlar. Benden enkaz devraldık cümlesini duymayacaksınız. Sizden sabır ve sakinlik beklemiyorum. En kısa zamanda, hep beraber doğru adımları atarak hak ettiğimiz noktaya ulaşacağız. Guti'leri ve Quaresma'ları getirdiğimiz yıllardan sonra oluşan bir üstünlüğümüz vardı. Sokakta formalı gördüğünüz gençlerin, kadınların ve çocukların çoğunluğu Beşiktaşlıydı. Şimdi de halkın takımı Beşiktaş'ın sokaklarda en önde olması gerekir." şeklinde görüş belirtti.
"Kaybedecek bir dakikamız bile kalmamıştır"
Kongre üyelerine ve taraftarlara çağrıda bulunarak "Beşiktaş'ın geleceği elinizde. Kimse ümitsizliğe kapılmasın." diyen Serdal Adalı, şunları kaydetti:
Daha önceki seçimde huzurunuza geldiğimde; şunun adamı, bunun devamı diye algı operasyon yapıp yönetime gelenlerin durumu bugün ortadadır. Dolayısıyla zarar gören de Beşiktaş'ımız olmuştur. Unuttukları şey, ben her iki iktidara da rakip olup aday oldum ve yarıştım, o zaman hür ve bağımsızdım, bugün de bir kartal gibi hür ve bağımsızım. Rahmetli başkanımız Süleyman Seba'nın dediği gibi hiçbir zaman hiç kimsenin adamı olmadım. Onun oyu, şunun oyu, bindirilmiş kıtalar, birbirinin devamı yönetimler, sendikalar, gruplar hiçbiri Beşiktaş'ın sahibi değildir. Beşiktaş'ın sahibi Beşiktaşlılardır. Lütfen gelin, oyunuzu kullanın, iradenizi sandığa yansıtın. Kaybedecek bir dakikamız bile kalmamıştır. Gün, ayakları yere basan, gerçekçi adımlar atıp 'Kara Kartal'ı ayağa kaldırma ve güneşe yürütme günüdür. Beşiktaş'ımız için en iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Hız peşinde: Formula 1 şampiyonu McLaren'ın hikayesihttps://turkish.aawsat.com/spor/5091434-h%C4%B1z-pe%C5%9Finde-formula-1-%C5%9Fampiyonu-mclaren%C4%B1n-hikayesi
Hız peşinde: Formula 1 şampiyonu McLaren'ın hikayesi
Fotoğraf: McLaren
McLaren, Britanyalı pilotu Lando Norris'in Abu Dabi Grand Prix'sinde elde ettiği zaferin ardından 2024 Formula 1 Takımlar Şampiyonu oldu.
Bu sporun en köklü ve başarılı takımlarından birine sahip Britanya merkezli marka, böylece 26 yıllık hasrete de son verdi. McLaren en son 1998'de takımlar şampiyonu olmuştu.
Adrenalin'de bu hafta McLaren markasının ortaya çıkışı ve Formula 1 macerası var.
Bruce McLaren
Yeni Zelanda'nın Auckland kentinde dünyaya gelen Bruce'a 9 yaşında Perthes hastalığı teşhisi kondu. Kendisini 2 yıldan fazla süre yatağa bağlayan bu hastalık, sol bacağının sağ bacağından kısa kalmasına yol açsa da efsane ismin yarış pilotu olmasını engelleyemedi.
Araba merakı çocuk yaşta başlayan Bruce, tüm boş vakitlerini eski yarış pilotu babasının atölyesinde geçiriyordu. İlk yarışına 15 yaşında çıktı.
Hem sürüş kabiliyeti hem de arabaları kendi mekanik bilgisiyle daha iyi hale getirme becerisiyle Yeni Zelanda'nın Formula 2 serisinde dikkat çekti. Ülkesinin Avrupa'ya yarış pilotu gönderme programına seçilen isim oldu.
1959 sezonunda Cooper Formula 1 takımı için yarışmaya başlayan çaylak pilot, ilk podyumuna Britanya Grand Prix'sinde çıktı.
Sezonun son yarışı olan ABD Grand Prix'sinde zafere ulaşarak en genç yarış kazanan pilot rekorunu kırdı. 22 yaşında bu başarıyı elde eden Bruce'un rekoru 2003'e kadar kırılamayacaktı.
1963'e kadar geçen sürede Bruce üç yarış kazanmış, pilotlar şampiyonasında ikinci olmuş ve Formula 1'in ünlü yüzlerinden biri haline gelmişti.
Evinden bu kadar uzakta ve bu kadar genç yaşta başarı elde eden Bruce'un hayalleri aslında daha da büyüktü. 29 yaşındayken kendi yarış takımını kurdu: Bruce McLaren Motor Racing.
1966'da ilk Formula 1 arabasını üreten McLaren takımı, M2B'yle Monako Grand Prix'sine katıldı. Takım beklediği başlangıcı yapamasa da yavaş yavaş toparlandı ve ilk galibiyet 1968 Belçika Grand Prix'sinde geldi.
1970'te McLaren doğru yolda emin adımlarla ilerlerken, Bruce McLaren başka bir seri için ürettikleri aracın test sürüşünde geçirdiği kaza sonucunda hayatını kaybetti. Bruce, 1970 sezonu başlamadan önce arkadaşlarına sezon sonunda yarışmayı bırakacağını söylemişti.
İlk şampiyonluk
Motor yarışları dünyası bir ikonu kaybetmişti fakat McLaren, yükselişini sürdürecekti. Takımın başına Bruce'un ortağı Teddy Mayer geçti. Şampiyonluğu hedefleyen Mayer önderliğindeki McLaren, 1973 sezonuna M23 aracıyla başladı.
M23, McLaren'ı sadece mücadele eden değil, aynı zamanda şampiyon olan bir takım haline getirecekti. Aerodinamiği ve hızıyla öne çıkan araç, geliştirilme potansiyeline de sahipti.
Bu potansiyeli gerçeğe dönüştüren McLaren Formula 1 Takımı, 1974'te Brezilyalı pilot Emerson Fitipaldi'yle pilotlar şampiyonluğuna ulaşırken, aynı zamanda takımlar şampiyonluğunu da elde etti.
2 yıl sonra, 1976 sezonunda Britanyalı pilot James Hunt, M23'ün güncellenmiş haliyle pilotlar şampiyonası sıralamasında sezonu ilk sırada bitiren isimdi. Teddy Mayer, McLaren'ın adına yakışanı yapmış ve takımı zirveye taşımıştı.
Ancak 1970'in son yıllarından itibaren McLaren her sezon daha kötüye gitti. Ta ki Ron Dennis'in Project Four takımıyla birleşene kadar.
McLaren büyük takım oluyor
1984 sezonunda MP4/2 aracı ve efsane pilotlar Alain Prost ve Niki Lauda'yla sezonun 16 yarışından 12'sini kazanan McLaren takımlar şampiyonasında 10 yıl sonra yeniden zafere ulaştı. Pilotlar şampiyonasını kazanan isim de takım arkadaşı Prost'u yarım puanla geçen Avusturyalı Niki Lauda'ydı.
Alain Prost, 1985 ve 1986'da arka arkaya iki şampiyonluk elde ederken McLaren, 1985'te takımların hepsini geride bırakma başarısını tekrarladı.
Brezilyalı efsane Ayrton Senna'nın takıma katılmasıyla 1988'den itibaren iyice etkisini gösteren McLaren dominasyonu, beraberinde yeni bir rekor getirdi. Britanya ekibi, 4 kez üst üste şampiyonluk kazanan ilk takım oldu.
Senna 1988, 1990 ve 1991'de şampiyon olurken, Prost da üçüncü şampiyonluğunu 1989'da elde etti. McLaren, bu sezonların hepsinde zirvedeki takımdı. Ron Dennis, başına geçtiği takımda görülmemiş bir işe imza atmıştı.
McLaren-Mercedes dönemi
Honda'nın Formula 1'den çekilmesiyle yeni bir motor sağlayıcısı arayışına giren McLaren, 1993'te Ford ve 1994'te Peugot'yla kurduğu ortaklıklardan memnun kalmayınca 1995'te Mercedes'e yöneldi. McLaren-Mercedes işbirliği, takımı yeniden zirveye taşıyacaktı.
Finlandiyalı pilot Mika Hakkinen,1998'de MP4/13, 1999'daysa MP4/14'le şampiyonluğa ulaşırken McLaren de 1998'de takımlar şampiyonasında zirveye döndü.
2000'lerin başındaki Ferrari ve Michael Schumacher dominasyonunda rekabetin içinde kalmayı başarsa da takım, şampiyonluk yaşamak için 2008'i beklemek zorunda kalacaktı.
Kimi Raikonen ve Fernando Alonso, Hakkinen'in başarısını tekrarlamaya yaklaşsa da bunu, 23 yaşındaki Lewis Hamilton başardı.
Eski günlerin arandığı yıllar
Ron Dennis, 2009'da McLaren'ın CEO'luğu görevini bıraktı ve Mercedes'in Formula 1'e girmesiyle McLaren, alman otomotiv devinin ortağı değil müşterisi haline geldi.
Sonraki sezonlarda yarış galibiyetleri elde etse de McLaren, 2010'la 2013 arasında 4 kez üst üste takımlar şampiyonu olan Red Bull'un hakimiyetini kırmayı başaramadı.
2014'te takıma geri dönen Ron Dennis, 2015'ten itibaren motor sağlayıcısı olarak Honda'yla çalışma kararı aldı. Ancak bu adım takımı epey geriye götürecekti.
2015 ve 2016 sezonlarında McLaren pilotları Fernando Alonso ve Jenson Button, şampiyonluk değil puan alma mücadelesi veriyordu. İki eski şampiyon, yarışları ilk 10'da bitirmeye çalışıyordu ve takım iki sene üst üste sezonu sondan ikinci bitirdi.
Yeniden yapılanma
McLaren, 2017'de CEO'sunu, motor sağlayıcısını ve imajını değiştirdi. Ron Dennis yerine Zak Brown, Honda yerine Renault'la sezona başlayan takım, yeni aracının dış görünüşünde Bruce McLaren'ın 1968'de kullandığı turuncu M7A'dan ilham aldı.
Takip eden sezonlarda podyuma geri dönen McLaren'a 2012'den sonra yarış galibiyeti getiren isimse 2021 İtalya Grand Prix'sinde Daniel Ricciardo'ydu. Takım arkadaşı Lando Norris de yarışı ikinci sırada bitirmişti.
Takımlar şampiyonasında yıllarca alt sıralarda yer alan ve 2021'de yeniden Mercedes müşterisi olan McLaren için bu, eski günlere dönüşün işaretiydi.
Zirveye dönüş
Sonraki sezonlarda daha istikrarlı sonuçlarla takımlar şampiyonasında orta sıralara yükselen McLaren, 2023'ü 4. sırada bitirdi. 2024'ün ilk yarısındaki Red Bull dominasyonuna rağmen sezon içinde araca getirdiği güncellemeler ve pilotlarının yüksek performansıyla başarı yakalayan ekip, bu yıl kupayı kaldırmayı başardı. Lando Norris ise pilotlar şampiyonasını Max Verstappen'in ardından ikinci bitirdi ve seneye şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunu kanıtladı.
Formula 1'de 50'den fazla yıldır yarışan McLaren, motor sporlarının zirvesinin en önemli takımlarından biri. 248 zafere sahip Ferrari'den sonra 189 galibiyetle en çok yarış kazanan ikinci takım.
12 pilotlar şampiyonluğu bulunan ekip, 26 yıl sonra elde ettiği takımlar şampiyonluğuyla bu başarıya 9. kez ulaştı ve gelecek sezon da hem pilotlar hem de takımlar şampiyonasında zirveye oynayacağa benziyor.
Yararlanılan kaynaklar: McLaren, Formula 1, TopSpeed