Yapay et üretimi, çevreye 25 kat daha zararlı olabilir

Araştırmacılar, mevcut yöntemle yapılan üretimin artırılmasının risklerine dikkat çekti

Veganların önemli bir kısmı yapay et üretimini desteklese de çoğunluğu bu ürünü tüketmeye sıcak bakmıyor (Reuters)
Veganların önemli bir kısmı yapay et üretimini desteklese de çoğunluğu bu ürünü tüketmeye sıcak bakmıyor (Reuters)
TT

Yapay et üretimi, çevreye 25 kat daha zararlı olabilir

Veganların önemli bir kısmı yapay et üretimini desteklese de çoğunluğu bu ürünü tüketmeye sıcak bakmıyor (Reuters)
Veganların önemli bir kısmı yapay et üretimini desteklese de çoğunluğu bu ürünü tüketmeye sıcak bakmıyor (Reuters)

Yeni bir analiz, laboratuvarda hücre kültürlerinden üretilen ve halk arasında "yapay et" diye bilinen ürünlerin, seri üretime geçtiği durumda çevreye geleneksel et endüstrisinden daha büyük zarar vereceğini ileri sürdü.

Yapay etler üzerinde yapılan çalışmaların arkasındaki kişiler, bu teknolojinin iklimi sığır çiftliklerinin ve genel olarak hayvancılığın verdiği zarardan korumayı amaçlıyor.

Zira küresel et endüstrisinin yaydığı sera gazları, atmosferde birikerek iklim krizinin daha da kötüleşmesine neden olabiliyor. 

Laboratuarda yetiştirilen etler, besin açısından zengin bir sıvı içinde hayvan kök hücrelerinin büyütülmesiyle üretiliyor. Burada geleneksel hayvan çiftliklerine göre daha az toprak, yem, su ve antibiyotik kullanılıyor. Ayrıca çiftlik hayvanlarını yetiştirme ve kesme ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

Yine de halihazırda yapay et üreten kurum ve kuruluşlar bu faaliyeti çok küçük bir ölçekte yürütüyor. Maliyeti pahalıya geldiği için yapay etlerin market raflarını doldurması ve popülerleşmesi henüz zor.

Öte yandan henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen analize göre yapay etlerin bu denli popülerleşememesi aslında çevre için iyi olabilir.

Zira mevcut yöntemlerle yapılan yapay et üretimini artırmak, küresel sığır eti endüstrisinden 4 ila 25 kat daha fazla emisyona neden olabilir.

ABD'deki Gıda ve Sağlık İnovasyon Enstitüsü'nden Derrick Risner'ın liderliğindeki araştırma ekibi, laboratuvarda yetiştirilen etin toprak, su ve antibiyotik gereksinimlerini ortadan kaldırdığını kabul etse de yapay ete yönelik ilginin, karbon emisyonuyla ilgili yanlış analizler tarafından beslendiğini ileri sürdü.

Ancak ekibe göre, bu analizlerin birçoğunda, yapay etin iklim üzerindeki etkisi, var olmayan veya geliştirilmesi muhtemel olmayan teknolojileri göz önüne alarak değerlendirildi.

Örneğin sık sık atıfta bulunulan bir çalışma, yetiştirilen hayvan hücrelerine besin sağlamak için siyanobakteri hidrolizatı adı verilen bir kimyasal sürece başvuran yapay et üretim yönteminin olası karbon emisyonlarını ele almıştı.

Ancak bu son analizin yazarları, "bunun, şu anda hayvan hücrelerinin çoğalması için kullanılan bir teknoloji veya hammadde olmadığını ve ayrıca yakın zamanda hayata geçirilmesinin mümkün görünmediğini" ifade etti.

Yazarlar, "Milyarlarca dolarlık yatırım, bu ürünün sığır etinden daha çevre dostu olacağı teziyle yönlendirildi" diye de ekledi.

 

Independent Türkçe, IFL Science, New Scientist



3 milimetrelik sanat eseri: Yeni keşfedilen salyangoza Picasso adı verildi

Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)
Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)
TT

3 milimetrelik sanat eseri: Yeni keşfedilen salyangoza Picasso adı verildi

Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)
Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Tayland'da keşfedilen yeni ve küçük bir salyangoz türüne, kabuğunda görülen tuhaf ve karmaşık geometrik desenler nedeniyle efsanevi ressam Pablo Picasso'nun adı verildi.

Sadece 3 milimetre büyüklüğündeki türe, kabuğundaki dikdörtgen açılı kıvrımlar nedeniyle Anauchen picasso adı verildi.

"'Normal' kabuk şekillerine sahip diğer salyangozların kübist bir yorumuna benzeyen" bu kıvrım örüntüleri, araştırmacıları salyangoza Picasso'nun adını vermeye sevk etti.

ZooKeys adlı akademik dergide yayımlanan çalışmada bilim insanları, "Bu tür, Kübizm diye bilinen sanat akımını andıran, Pablo Picasso tarzında boyanmış yuvarlak kıvrımlara sahip bir Anauchen'e benziyor" diye yazdı.

Bilim insanları, kahverengi, konik kabuğunun derin bir birleşme noktasıyla ayrılmış 4,5-5 kıvrımdan oluştuğunu söylüyor.

Kabuğun spiralini kesen birkaç düzensiz aralıklı beyazımsı çizgi var.

Araştırmada Kamboçya, Myanmar, Laos, Tayland ve Vietnam'dan 46 yeni mikro salyangoz türünü tanımlanıyor.

Bunlar, kabuk boyutları 5 mm'den küçük olan ve çoğunlukla Güneydoğu Asya'da, eski Hindiçin, Endonezya ve Filipinler'in yanı sıra Çin'in bazı bölgelerinde bulunan küçük kara salyangozları.

Dağılımları daha batıya, Hindistan üzerinden Pakistan'a kadar uzanıyor ve çeşitlilikleri önemli ölçüde azalmış durumda.

Araştırmacılar ayrıca salyangozları genel kabuk şekli, kabuk yüzey dokusu ve duvar aralıklarının düzenine göre benzer gruplara ayırarak sınıflandırmak için yeni bir yöntem öneriyor.

Yeni türlerin birçoğu yakın zamanda toplanırken, diğerleri 1980'lerde biriktirilmiş olan Florida Doğa Tarihi Müzesi koleksiyonunda keşfedildi.

Bilim insanları, "Kabuklarının boyu 5 mm'den küçük olsa da bu salyangozlar gerçek birer güzellik! Kabukları olağanüstü bir karmaşıklık sergiliyor" diyor.

"Örneğin, açıklığı (kabuğun "açıklığı"), büyük olasılıkla yırtıcılara karşı yararlı olan çok sayıda diş benzeri bariyerle donatılmış" diye açıkladılar.

Yeni türlerin birçoğunun yukarı veya aşağı doğru dönen bir açıklığa sahip olduğu bulundu, bu da bazı türlerin kabuklarını ters taşıdığı anlamına geliyor.

Araştırmacılar, farklı salyangozları duvar açıklıkarına ve kabuktaki son kıvrımın yönüne göre ayırt edebildi.

Bilim insanları, 1980'lerde bazı salyangozların bulunduğu yerlerin ormansızlaşma ve kireçtaşı ocakları nedeniyle çoktan tahrip edilmiş olabileceği uyarısını yapıyor.

Çalışma, Güneydoğu Asya'da yerel olarak endemik kara salyangozlarının karşı karşıya kaldığı bu büyük tehditlerin altını çiziyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news/science