Google’dan kullanıcının sesiyle konuşan çeviri modeli

Google logosu (AFP)
Google logosu (AFP)
TT

Google’dan kullanıcının sesiyle konuşan çeviri modeli

Google logosu (AFP)
Google logosu (AFP)

Yapay zeka teknolojisi, yeni nesil çeviri uygulamalarına kapı aralarken, ABD merkezli internet ve teknoloji hizmetleri şirketi Google, kullanıcının sesiyle yabancı dile çeviri yapan yeni bir yapay zeka modeli aracılığıyla dil engellerini yıktı.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığı habere göre, Google çeviri için yazılı veya sözlü tümceleri tanımlayabilen, işleyebilen ve çevirisini üretebilen ‘AudioPaLM AI’ modelini sundu. Bu modelin en dikkat çeken özelliği, yabancı dile çevrilmiş cümleleri telaffuz ederken kullanıcının sesini kullanabilmesi oldu.

Google uzmanları, projenin sonuçlarını farklı dilleri konuşan bir grup insan arasındaki diyalogu gösteren bir videoya ile sundu. Videoda gruptaki kişilerin konuşmaları, kendi sesleriyle sorunsuz bir şekilde İngilizce’ye çevriliyordu.

Şirket yeni adımını, ‘Google Çeviri’ hizmetinin popülaritesinin, çeviri kalitesi açısından ‘DeepL’ gibi rakip çeviri araçlarının karşısında düşüş yaşadığı bir zamanda atıyor. Bununla birlikte geliştiriciler, Google’ın geliştirmekte olduğu yeni modelin ‘sesli çeviri için mevcut sistemlerden çok daha üstün olduğunu’ belirtti.

Kullanıcının, AI tercümanını kendi sesiyle konuşturmak üzere hazırlamak ve eğitmek için uzun zaman ayırmasına gerekmiyor. Hizmeti kullanmaya başlamak için kısa bir sesli rehberlik süreci yeterli oluyor.

Yeni çeviri uygulaması AudioPaLM, PAL olarak bilinen yapay zeka dil modelini yapay zeka ses üreteci Audio-LM ile birleştiriyor. PaLM modeli ayrıca Google’ın Cool AI sohbet uygulamasını da kullanıyor.

Yeni çeviri hizmeti, herhangi bir toplantıdaki kişilerin konuştukları dillerinden bağımsız olarak zahmetsizce iletişim kurmalarına olanak tanıyor ancak her cümleden sonra duraklamaları ve cümlenin geri kalanının çevrilmesini beklemeleri gerekiyor. Ayrıca AudioPaLM teknolojisinin, şu anda mevcut olan ‘Google Translate’ hizmetinde kullanılıp kullanılamayacağı henüz bilinmiyor.



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news