Güneş'i karartmanın sonuçları değerlendirildi: Bin yıl sürecek

Plan, hava araçlarıyla stratosfere sis yayıp Güneş ışığını engellemeyi içeriyor

Bong Joon-ho'nun 2013 yapımı Snowpiercer filminde insanlar Güneş'i kararttığı için Dünya soğumuş ve yaşanılmaz bir hal almıştı (CJ Entertainment)
Bong Joon-ho'nun 2013 yapımı Snowpiercer filminde insanlar Güneş'i kararttığı için Dünya soğumuş ve yaşanılmaz bir hal almıştı (CJ Entertainment)
TT

Güneş'i karartmanın sonuçları değerlendirildi: Bin yıl sürecek

Bong Joon-ho'nun 2013 yapımı Snowpiercer filminde insanlar Güneş'i kararttığı için Dünya soğumuş ve yaşanılmaz bir hal almıştı (CJ Entertainment)
Bong Joon-ho'nun 2013 yapımı Snowpiercer filminde insanlar Güneş'i kararttığı için Dünya soğumuş ve yaşanılmaz bir hal almıştı (CJ Entertainment)

Yeni bir araştırma iklim krizine çözüm olarak sunulan son derece tartışmalı "Güneş'i karartma" projesinin Antarktika'yı kurtarmaya yetmeyeceğini ortaya koydu.

Buna göre projenin işe yaraması için Güneş'in bin yıl boyunca karartılması gerekecek. Bu da Dünya üzerindeki canlıları krizden korumak için çok geç kalınacağı anlamına geliyor.

Bern Üniversitesi'nden buzulbilimci Johannes Sutter ve meslektaşları, Güneş'in karartılmasının Antarktika'da endişe verici derecede hızla eriyen buzullar üzerindeki etkisini araştırdı.

Zira Antarktika buzullarının kaybedilmesi iklim krizi açısından en önemli dönüm noktası olarak görülüyor.

Öte yandan hakemli bilimsel dergi Nature Climate Change'de yayımlanan bulgular, bölgedeki buzulları korumak için gereken eşiklerin çoktan aşıldığını ortaya koydu.

Sutter, "Batı Antarktika'daki buz akışlarına ilişkin gözlemler, devrilme noktasına çok yakın olduğumuzu veya bu noktayı çoktan geçtiğimizi gösteriyor" dedi.

Bilim insanı, "Bu nedenle çalışmamızda Güneş radyasyonunu engelleme yönetimiyle buz tabakasının çökmesinin teorik olarak önlenip önlenemeyeceğini bulmak istedik" diye ekledi.

Bölgede halihazırda kış ortası olmasına rağmen ciddi oranda buz eksikliği yaşanıyor. Batı Antarktika'daki buzullara karada baraj oluşturan deniz buzu da azaldı.

Bu durum, deniz seviyesinin metrelerce yükselmesine yol açacak ve okyanusa karışacak ekstra tatlı su, halihazırda yavaşlayan okyanus akıntılarını bozacak.

Erime beklenenden daha hızlı gerçekleşiyor ve yaban hayatı şimdiden yok oluyor.

Güneş'i karartmak ne demek?

Bu etkileri önlemeye yönelik en popüler planlardan biri Güneş'i karartmak. Planı, Güneş ışığını uzaya geri yansıtmak için atmosfere partiküller püskürtmeyi ve bunun Dünya üzerindeki olası sonuçlarını değerlendirmeyi içeriyor.

Halihazırda Beyaz Saray ve çeşitli araştırma kurumları bu plan üzerinde çalışıyor.

Bu yöntem hava araçlarıyla atmosferin stratosfer katmanına çeşitli gaz ve partiküllerden oluşan ince bir sis yaymak demek. Bazı bilim insanları bu sayede Güneş ışığının bir kısmının uzaya geri yansıyacağına ve gezegenin soğuyacağına inanıyor.

Ancak böyle bir senaryoda hangi gaz ve partiküllerin kullanılması gerektiği yıllardır tartışma konusu.

Söz konusu fikir ilk kez 1989'da Harvard Üniversitesi'nde görev alan Prof. David Keith tarafından incelenmişti. O zamandan beri zaman zaman dile getirilse de birçok uzman bu fikre şüpheyle yaklaşıyor.

Örneğin Carnegie İklim Yönetişim Girişimi'nin yöneticisi Janos Pasztor, "Bir ülkenin önce emisyon azaltımlarında ne yaptığına bakılmalı. Buna bakmadan diğer adımlarını değerlendiremezsiniz" ifadelerini kullanıyor:

Güneş radyasyonunu değiştirmek asla iklim krizine çözüm olmayacak.

"Antarktika'yı kurtaramaz"

Sutter ve meslektaşları da planın Antarktika'daki erimeyi durdurup durdurmayacağını görmek için 4 farklı senaryoyu analiz etti.

Simülasyonlar, 2050'ye kadar stratosfere milyonlarca ton kükürt dioksit püskürterek Güneş'i karartmanın buzun çökmesini geciktirebileceğini gösterdi. Ancak bunun yalnızca karbondan arındırmayla birlikte işe yarayabileceği anlaşıldı.

Diğer bir deyişle bu planın işe yaraması için de insanların fosil yakıtlardan vazgeçmesi ve atmosfere çok daha az sera gazı salması gerekiyor.

Araştırma makalesinde, "Atmosferdeki sera gazı yoğunluğu yüksek kaldığı sürece, Güneş radyasyonu yönetiminin büyük olasılıkla yüzyıllar, hatta belki de bin yıl boyunca sürdürülmesi gerekecek" ifadeleri yer aldı.

Araştırmacılar ayrıca, bu planın henüz bilinmeyen etkilere sahip olabileceğini ve okyanuslarda biriken karbon sorununa da herhangi bir çözüm sunmadığını vurguladı.

Dahası, Batı Antarktik buz tabakasının çöküşünü durdurma ihtimalini ortaya koyan tek senaryo, karbon emisyonlarının azaltılmasını içeriyordu.

Sutter, "Simülasyonlarımız, Batı Antarktika buz tabakasının uzun vadeli çöküşünü önlemenin en etkili yolunun hızlıca karbondan arınma olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

Independent Türkçe



Yeni araştırma, Silikon 6'lısının 300 milyar dolarlık vergi vurgununu ortaya koydu

Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)
Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)
TT

Yeni araştırma, Silikon 6'lısının 300 milyar dolarlık vergi vurgununu ortaya koydu

Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)
Amerika'nın dev teknoloji şirketleri (AP)

Amerika'nın teknoloji devleri, son 10 yılda önceki 10 yıla kıyasla yaklaşık 278 milyar dolar daha az kurumlar vergisi ödemekle suçlanıyor.

Kâr amacı gütmeyen Fair Tax Foundation'ın (FTF) yeni araştırması, "Silikon 6'lısı" diye adlandırılan Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft ve Netflix'in bu sürede toplam 11 trilyon dolar gelir ve 2,5 trilyon dolar kâr elde ettiğini hesaplıyor.

Ancak aynı 6'lı, Birleşik Devletler'de faaliyet gösteren şirketler için ortalama oran olan yüzde 29,7'ye kıyasla, toplamda ortalama yüzde 18,8 ulusal ve federal kurumlar vergisi ödedi.

ABD'de geçmişte vergiden kaçınmayla bağlantılı bir defaya mahsus geri dönüş ödemeleri hariç tutulduğunda, bu oran daha da düşerek sadece yüzde 16,1'e iniyor.

FTF'nin CEO'su Paul Monaghan, "Analizimiz vergiden kaçınmanın hâlâ kurumsal yapılarla bütünleşik olduğunu gösteriyor" dedi.

Silikon 6'lısının kurumlar vergisi katkıları, yüzde olarak, bankacılık ve enerji gibi sektörlerin dünyanın pek çok yerinde ödediğinin çok altında.

Vakfın analizine göre, Netflix yüzde 14,7'yle elde edilen kâra kıyasla ödenen en düşük vergi oranını kaydederken, onu yüzde 15,4'le Meta, yüzde 19,6'yla Amazon ve yüzde 20,4'le Microsoft izledi.

Monaghan, Jeff Bezos, Mark Zuckerberg ve Tim Cook gibi isimlerin ocak ayında Donald Trump'ın yemin törenine katılması ve kasımdaki seçim zaferinden bu yana başkana dostane yaklaşımlarda bulunmasıyla ortaya konan, teknoloji devi şirketlerin artık sahip olduğu "ekonomik gücün yanı sıra muazzam siyasi etki" konusunda uyarıda bulundu.

Tesla CEO'su Elon Musk'ın Başkan'a yakınlığıysa iyi belgelenmiş durumda.

frgty
Mark Zuckerberg, Jeff Bezos ve Elon Musk'ın da aralarında bulunduğu teknoloji patronları yeni Trump yönetiminin yanında yer aldı (Julia Demaree Nikhinson/AP)

Monaghan, 6'lının yurtdışı gelirlerinin çoğunun, yabancı kaynaklı maddi olmayan gelirlerdeki vergi indirimi nedeniyle Amerika'da daha düşük kurumlar vergisi oranlarına tabi tutulduğunu açıkladı.

Monaghan, yurtdışı satışlarının da daha düşük kâr marjları ve Lüksemburg gibi düşük vergili yerlerde kâr elde etmelerinin bir kombinasyonu olarak erişilen düşük oranlardan yararlandığını sözlerine ekledi.

The Independent'a konuşan Meta sözcüsü, "Uluslararası ve yerel vergi kurallarına uyuyor, faaliyet gösterdiğimiz her ülkede gereken tüm vergileri ödediğimizden emin oluyoruz" dedi.

Amazon sözcüsü The Independent'a "Bu rapordaki öneriler son derece yanıltıcı" diye konuştu.

Vergi gelir üzerinden değil kâr üzerinden ödenir. Amazon öncelikle düşük kâr marjlarına sahip bir perakendeci, bu nedenle çok daha yüksek işletme kâr marjlarına sahip teknoloji şirketleriyle yapılan karşılaştırmalar son derece kusurlu.

Vergi kanunlarını hükümetler yazıyor ve Amazon da bu kanunların şirketleri teşvik ettiği şeyi yapıyor. Ödenmesi gereken tüm vergileri öderken aynı zamanda istihdam ve altyapı yaratmak için milyarlarca yatırım yapıyor. 2010'dan bu yana ABD'de 1,2 milyar dolardan fazla, Avrupa'da ise 250 milyar euronun üzerinde yatırım yaptık. Düşük marjlarla birleştiğinde, bu yatırım doğal olarak, özellikle de gelirin bir yüzdesi olarak ölçüldüğünde, daha düşük bir nakit vergi oranıyla sonuçlanacaktır.

Bir Netflix sözcüsü şunları söyledi:

Vergi kurallarını ve oranlarını hükümetler belirler ve şirketler de bunlara uyar. Netflix olarak faaliyet gösterdiğimiz her ülkede ilgili vergi kurallarına ve düzenlemelerine uyuyoruz.

The Independent daha fazla yorum için Alphabet, Apple ve Microsoft'la iletişime geçti.

Independent Türkçe