7 su samurunu çiğnemeden yutan katil balina araştırmacıları şaşırttı

Yaşadığı bölgeden çok uzaktaki bir sahile cesedi vuran katil balinanın midesinden çıkan “7 bütün su samuru”, bilim dünyasını düşündürdü

Katil balinanın içinden çıkan hayvanlar böyle görüntülendi (Sergey V. Fomin)
Katil balinanın içinden çıkan hayvanlar böyle görüntülendi (Sergey V. Fomin)
TT

7 su samurunu çiğnemeden yutan katil balina araştırmacıları şaşırttı

Katil balinanın içinden çıkan hayvanlar böyle görüntülendi (Sergey V. Fomin)
Katil balinanın içinden çıkan hayvanlar böyle görüntülendi (Sergey V. Fomin)

Rusya'da bilim insanları, cesedi sahile vuran ve midesinden "7 tam su samuru" çıkan katil balinanın “sıradışı” vakasını araştırıyor.

Vakanın gizemi, katil balinanın olması gerektiği bölgeden çok uzakta, normalde avlamayı pek tercih etmediği 7 su samurunu yemesinden geliyor.

Katil balinanın cesedi, 2020'de Rusya ve Alaska arasında yer alan Bering Denizi’ndeki Komondorski Adaları’nın sahilinde bulundu.

Bilim insanları, incelemeleri sırasında katil balinanın midesinde 6 su samuru buldu. 7. su samuru da ağız boşluğu ve yemek borusu arasında, katil balinanın boğazında sıkışmış haldeydi.

Toplam ağırlığı 117 kilogram tutan 7 su samuru dışında katil balinanın bağırsaklarındaki 256 gaga parçası çok sayıda ahtapot ya da mürekkep balığını yediğinin de göstergesi.

Su samurları, katil balinaların çok fazla tercih ettiği bir öğün değil. "Orka" diye de adlandırılan katil balinalar, su samurları yerine balık, deniz aslanı, fok, yunus ve balinaları avlamayı tercih ediyor.

"Çok hasta, aç ya da deli olabilir"

Moskova Devlet Üniversitesi’nde deniz memelileri üzerine araştırmalar yapan Dr. Olga Filatova, katil balinanın içinden çıkan su samurlarının bu nedenle epey şaşırtıcı olduğunu söylüyor:

Su samurlarını rahatsız edip öldürdüklerine dair gözlemler vardı ancak yediklerine dair kanıtlar azdı

Bununla birlikte, avlarını parçalayıp en besleyici yerlerini yeme eğiliminde olan orkaların su samurlarını bütün halde yutması da çok şaşırtıcı.

Dr. Filatova, şunları ekliyor:

Bu orkanın neden arka arkaya 7 su samurunu yuttuğundan emin değilim. Belki çok hastaydı, açtı ya da delirmişti.

Katil balina vakasındaki bir diğer dikkat çekici unsur da cesedinin bulunduğu yer.

Yapılan DNA analizlerine göre katil balinanın Aleaut Adaları ve Alaska Körfezi’nden Kaliforniya kıyı şeridine kadar  uzanan bölgede yaşayan ve “Bigg’s katil balinaları” diye bilinen popülasyonun bir parçası.

Katil balinanın Pasifik Kuzeybatısı’ndan Komondorski Adaları’na nasıl ulaştığı bilinmiyor ama su samurlarını bütün olarak yutmayı ilk geldiği yerde öğrenmiş olabilir.

Orkanın öldüğü kıyılara nasıl ulaştığı konusunda hâlâ çok fazla belirsizlik var. Öte yandan bilim insanları, 2008’den bu yana yaptıkları araştırmalarda Aleaut ve Alaska’da su samurlarının popülasyonun düştüğüne işaret ediyor.

Bazı bilim insanları, bölgede su samuru popülasyonun düşmesinin arkasında katil balinaların olduğundan şüphelendiklerini dile getiriyordu.

Ancak bu, deniz besin zincirinin en üst noktasında yer alan katil balinaların normalde tercih etmediği bir canlıyı avladığının ilk gerçek kanıtı.

Independent Türkçe



Gelişmiş kuantum sensörlerin sırrı üzümde mi saklı?

Üzümlerin büyük ölçüde sudan oluşması yeni teknolojilerin önünü açabilir (Fawaz, Nair, Volz)
Üzümlerin büyük ölçüde sudan oluşması yeni teknolojilerin önünü açabilir (Fawaz, Nair, Volz)
TT

Gelişmiş kuantum sensörlerin sırrı üzümde mi saklı?

Üzümlerin büyük ölçüde sudan oluşması yeni teknolojilerin önünü açabilir (Fawaz, Nair, Volz)
Üzümlerin büyük ölçüde sudan oluşması yeni teknolojilerin önünü açabilir (Fawaz, Nair, Volz)

Bilim insanları daha gelişmiş kuantum sensörler yapmak için üzüm kullanılabileceğini öne sürdü. 

Bir üzüm tanesini neredeyse tamamen ikiye kesip (parçaları birbirine bağlayan küçük bir kabuk parçası bırakarak) mikrodalga fırına koyunca plazma oluştuğu en az 30 yıldır biliniyor.

Bilim insanları üzümlerin boyutu ve geçirgenlikleri nedeniyle elektrik alanlarını hapsetmesi sonucu plazmanın ortaya çıktığını söylüyor. Benzer bir etki birbirine değen iki üzümle de yaratılabiliyor.

Diğer yandan evde böyle bir deney yapmanın, mikrodalga fırınları bozabileceğini eklemekte fayda var. 

Plazmayı yaratan elektriksel alanın nasıl oluştuğu daha önceki çalışmalarda incelenirken, Avustralya'daki Macquarie Üniversitesi'nden bir ekip üzümlerin manyetik alan etkisine odaklandı. 

Physical Review Applied adlı hakemli dergide yayımlanan makaleye göre üzümler, mikrodalga rezonatörü gibi davranarak daha iyi kuantum sensörlerinin önünü açabilir. 

Elektriksel alanı bir yere hapseden mikrodalga rezonatörleri, uydu teknolojisinden çeşitli kuantum sistemlerine kadar çeşitli alanlarda kullanılıyor. 

Kuantum mekaniğinin hakim olduğu kuantum sensörler, elektriksel ve manyetik alanlardaki değişimleri algılayarak çok daha isabetli hesaplamaları mümkün kılıyor.

Doktora öğrencisi Ali Fawaz liderliğindeki yeni çalışmada, deney için özel olarak üretilmiş nanoelmaslar kullanıldı.  

Nanoelmaslardaki karbon atomlarının bir kısmı değiştirilerek mıknatıs gibi davranan küçük renk merkezleri oluşturuldu. 

Bilim insanları daha sonra bir nanoelması, iki üzümün arasına koyarak ince bir lif tabakanın üstüne yerleştirdi. 

Ardından liften yeşil lazer ışığı geçirerek renk merkezlerinin kırmızı renkte parlamasını sağladılar. 

Araştırmacılar parlaklık seviyesinin manyetik alanın gücünü gösterdiğini söylüyor. Çalışmada bu alanın üzüm varken, üzüm olmayan deneye göre iki kat daha güçlü olduğu kaydedildi. 

Fawaz yaptığı açıklamada bulguları şöyle değerlendiriyor:

Önceki çalışmalar plazma etkisine neden olan elektriksel alanlara odaklanırken, biz üzüm çiftlerinin kuantum algılama uygulamaları için çok önemli olan manyetik alanları da güçlendirebileceğini gösterdik.

Fawaz bu güçlü manyetik alanın, üzümlerin yüksek oranda su içermesinden kaynaklandığını söylüyor:

Mikrodalga enerjisini yoğunlaştırmada su aslında safirden daha iyi ancak daha az kararlı ve bu süreçte daha fazla enerji kaybediyor. Çözmemiz gereken en önemli zorluk da bu.

Meyvedeki şekerin etkiyi azalttığını ekleyen araştırmacı, benzer bir zarla kaplı saf su torbalarının muhtemelen daha iyi performans sergileyeceğini düşünüyor.

Ayrıca bilim insanları 27 milimetre uzunluğundaki üzümlerin istenen sonucu verdiğini belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Interesting Engineering, Ars Technica, Physical Review Applied, BAE Systems