NASA'nın keşif aracı Perseverance, Mars'ta mavi günbatımını görüntüledi

Görüntüler, bilim insanlarının Mars atmosferinin bileşimini incelemesine katkı sağlıyor

Perseverance keşif aracının elde ettiği Mars'taki günbatımı görüntüsü (NASA/Jet İtki Laboratuvarı/Caltech)
Perseverance keşif aracının elde ettiği Mars'taki günbatımı görüntüsü (NASA/Jet İtki Laboratuvarı/Caltech)
TT

NASA'nın keşif aracı Perseverance, Mars'ta mavi günbatımını görüntüledi

Perseverance keşif aracının elde ettiği Mars'taki günbatımı görüntüsü (NASA/Jet İtki Laboratuvarı/Caltech)
Perseverance keşif aracının elde ettiği Mars'taki günbatımı görüntüsü (NASA/Jet İtki Laboratuvarı/Caltech)

NASA'nın Mars keşif aracı Perseverance, Kızıl Gezegen'in ufkunda nadir görülen ilginç bir "mavi günbatımı" yakaladı. Bu görüntü, yabancı bir günbatımının ardındaki fizik kurallarına daha fazla ışık tutuyor.

Keşif aracı Mars'taki 933. gününde, Kızıl Gezegen'in göğü kararmaya başlarken navigasyon kamerasıyla fotoğrafı çekti.

Perseverance'ın çektiği görüntü, Güneş'in batarken Mars ufkunda ilginç, soğuk mavimsi bir yeşil renkte parladığını gösteriyor.

NASA, ABD Uzay Ajansı'nın perşembe günü elde ettiği görüntünün keşif aracının sürüşe yardım eden direğindeki navigasyon kamerasının çektiğini belirtti.

Günbatımı görüntüsünün dünya dışı doğası, Kızıl Gezegen'deki ışık saçılımının fizik kurallarına ve Dünya'daki benzer olguyla nasıl tezat oluşturduğuna da ışık tutuyor.

Dünya'da, Güneş'ten gelen farklı dalga boylarındaki ışık atmosfere girdiğinde oksijen, azot, karbondioksit ve su buharı gibi gazların yanı sıra diğer partikül maddeler de dahil küçük parçacıklar tarafından yayılır.

Gezegenin bir tarafının Güneş'e daha yakın olduğu gün ortasında, daha kısa dalgalarla hareket eden mavi ışık geniş bir alana yayılarak bu süre zarfında gökyüzünün mavi görünmesine neden olur.

Öte yandan gün doğumu ve günbatımı sırasında Güneş ışığı atmosferde daha fazla mesafe kat eder.

Bu durum, menekşe ve mavi renkleri de dahil daha kısa dalga boylarına sahip ışığın dağılmasına ve göze sadece turuncu ve kırmızı ışığın ulaşmasına neden olur.

Dünya'nın atmosferinin yaklaşık yüzde 1'i kadar olan Mars'ın atmosferi çok incedir ve Kızıl Gezegen, Güneş'e Dünya'dan yüzde 50 daha uzaktır.

Güneş'ten gelen ışık Dünya'da oksijen, azot ve karbondioksitle etkileşime girerken Mars'ta büyük boyuttaki, demir açısından zengin toz parçacıklarıyla etkileşime girer.

Bu toz gün boyunca daha düşük frekanslı kırmızı ışığı dağıtarak Kızıl Gezegen'in göğüne kendine özgü kırmızı rengini verir.

Işığın daha uzun bir mesafe kat etmesi gerektiği günbatımındaysa, kırmızı ışık dağılarak gökyüzünü soğuk mavi bir renge boyar.

Kızıl Gezegen'deki keşif araçlarının çektiği gün doğumu ve günbatımı görüntüleri sadece yabancı gezegenin ilginçliğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bilim insanlarının Mars atmosferinin bileşimini incelemesine de katkı sağlıyor.

ABD'deki Teksas A&M Üniversitesi'nden atmosfer bilimci Mark Lemmon daha önce, "Renkler, ince tozun doğru boyutta olmasından kaynaklanıyor; böylece mavi ışık atmosfere biraz daha verimli bir şekilde nüfuz ediyor" açıklamasını yapmıştı.

Mavi ışık tozdan saçıldığında, diğer renklerin ışığına kıyasla Güneş yönüne daha yakın kalıyor. Sarı ve kırmızı ışık emilmek ya da Güneş'e yakın kalmak yerine gökyüzünün her tarafına dağıldığı için gökyüzünün geri kalanı sarıyla turuncu arasında değişiyor.

Independent Türkçe



Dünya'nın bir uydusu daha oluyor

Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)
Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)
TT

Dünya'nın bir uydusu daha oluyor

Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)
Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)

Dünya, uzaydaki bir göktaşını yakalayarak iki ay boyunca uydusu yapmaya hazırlanıyor. 

Gezegene yaklaşan asteroitler bazen atmosfere girmeden uzaklaşıp gidiyor, bazen de Dünya'ya çarparak yanıyor.

Fakat bazen de gezegenin yörüngesine takılıp kısa süreliğine Ay'a eşlik ediyorlar. 

NASA'nın fonladığı Asteroit Karasal Etkili Son Uyarı Sistemi (ATLAS) teleskoplarını kullanan gökbilimciler son sınıfta yer alan bir asteroit keşfetti. 

7 Ağustos'ta gözlemlenen gökcismine 2024 PT5 adı verildi. 

Madrid Complutense Üniversitesi'nden Carlos de la Fuente Marcos ve Raúl de la Fuente Marcos, 2024 PT5'in 29 Eylül'den 25 Kasım'a kadar Dünya'nın yörüngesinde döneceğini tespit etti. 

Research Notes of the American Astronomical Society adlı hakemli dergide yayımladıkları çalışmada, yaklaşık 10 metre çapındaki asteroidin 56,6 günün ardından tekrar Güneş'in yörüngesine girerek yolculuğuna devam edeceğini aktardılar. 

Dünya'nın yörüngesine bu şekilde giren asteroitlere mini uydu adı veriliyor. Ancak zaman zaman uzay çöpleri gibi yapay cisimler de mini uydu sanılabiliyor.

Raúl de la Fuente Marcos "Ne zaman yörüngesi Dünya'ya bu kadar benzeyen bir cisim keşfedilse, onun aslında bir uzay enkazı olma ihtimali var" diyor. 

Fakat yapılan gözlemlerin 2024 PT5'in doğallığına "şüphe bırakmadığını" ekliyor. 

Diğer yandan bazı bilim insanları, bu küçük asteroidin aslında mini uydu olmadığını savunuyor. Mini uyduların Dünya'nın çevresinde en az bir tam tur atması gerekiyor ve 2024 PT5, tam bir daire çizmeden yörüngeden ayrılacak.

İlginç bir şekilde Ay'ın kısa süreli yoldaşının kendisinden kopmuş olma ihtimali de var. 

NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı'ndan Paul Chodas, asteroidin geçmiş hareketlerinin, Ay'ın geçirdiği bir çarpışmadan kopmuş bir parça olabileceğine işaret ettiğini söylüyor. Fakat bu kesin bir şekilde doğrulanmadı.

Kasımda Dünya'nın yörüngesini terk edecek 2024 PT5'in Ocak 2025'te geri dönmesi bekleniyor. Bu ziyaretini daha kısa tutacak asteroit, muhtemelen 2055'te tekrar gelecek.

2024 PT5, küçüklüğü ve pek ışık yaymaması nedeniyle muhtemelen amatör teleskoplarla gözlemlenemeyecek. 

Independent Türkçe, IFL Science, New York Times, Research Notes of the American Astronomical Society