Neandertallerle Homo sapiens aslında 250 bin yıl önce çiftleşmiş

Şimdiye kadarki varsayımları yerle bir eden genler bulundu

Neandertal kalıntıları yaklaşık 40 bin yıl öncesine kadar Avrasya'da yaşadıklarını gösteriyor (AP)
Neandertal kalıntıları yaklaşık 40 bin yıl öncesine kadar Avrasya'da yaşadıklarını gösteriyor (AP)
TT

Neandertallerle Homo sapiens aslında 250 bin yıl önce çiftleşmiş

Neandertal kalıntıları yaklaşık 40 bin yıl öncesine kadar Avrasya'da yaşadıklarını gösteriyor (AP)
Neandertal kalıntıları yaklaşık 40 bin yıl öncesine kadar Avrasya'da yaşadıklarını gösteriyor (AP)

Yeni bir araştırmaya göre Neandertaller, modern insan türü diye anılan Homo sapiens'le ilk olarak 250 bin yıl önce çiftleşti. Bu tarih, şimdiye dek düşünüldüğünden çok daha eskiye işaret ediyor.

Bir zamanlar Homo sapienslerle Neandertallerin melezleştiği ve Neandertallerin bu sayede genlerini modern insanlara aktarabildiği uzun süredir biliniyor.

Öte yandan bilim insanları, şimdiye kadar Neandertaller ve Homo sapienslerin ilk kez 75 bin yıl önce çiftleştiğine inanıyordu.

Ancak uluslararası bir araştırma ekibinin yürüttüğü yeni çalışmada bu melezleşmenin çok daha önce başladığı öne sürüldü.

Hakemli bilimsel dergi Current Biology'de 13 Ekim'de yayınlanan çalışma, Afrika'dan çıkan bir grup Homo sapiens'in yaklaşık 250 bin yıl önce Avrasya'daki Neandertallerle çiftleştiğini ortaya çıkardı.

Bu Homo sapiens grubu melezleşmenin ardından yok oldu. Ancak çiftleşme, Neandertallerin DNA'sında genetik bir iz bıraktı. Buna göre Sibirya'da keşfedilen Neandertal genomunun yüzde 6'sı Homo sapiens DNA'sı içeriyor.

Neandertallerle çiftleşen insan grubu Afrika'ya geri göç ettiğinde, bazı Sahra altı popülasyonlarına da Neandertal DNA'sını miras bıraktı.

Estonya'daki Tartu Üniversitesi'nden Michael Dannemann, "Bu araştırmadan elde edilen gelişkin anlayış, hem modern insan genomlarındaki Neandertal DNA'sını hem de bunun tersini daha doğru açıklamamıza olanak tanıyacaktır" dedi.

Bulgular, bilim insanlarının melezleşme olaylarının her iki grubun fiziksel özelliklerini nasıl etkilediğini görmesini ve modern insanlarla Neandertaller arasındaki göç kalıpları ve etkileşimlere ilişkin bilgi dağarcığını genişletmesini sağlayacak.

2020'de bir araştırma, Sahra altı Afrikasındaki insan genomlarında Neandertal DNA'sına rastlamıştı. Bu keşif, Homo sapiens-Neandertal çiftleşmelerinin sadece Avrasya'da gerçekleştiği fikrini tartışmaya açmıştı.

Yeni çalışmadaysa Sibirya'daki 122 bin yıllık "Altay Neandertalinin" genomu, 12 modern Sahra altı popülasyonundan 180 kişinin genetiğiyle karşılaştırıldu.

Daha sonra araştırmacılar, modern insan genomundaki Neandertal DNA'sının kökenlerini ortaya çıkarmak için istatistiksel bir araç geliştirdi.

Ekip, incelenen tüm Sahra altı genomlarının, esas olarak bu 250 bin yıllık Homo sapiens-Neandertal melezleşmesinden gelen Neandertal DNA'sını içerdiğini buldu.

Bazı Sahra altı popülasyonlarındaki genomun yüzde 1,5 kadarı, Afrika'ya geri göç eden insanlardan miras kalan Neandertal DNA'sına sahipti.

ABD'deki Pensilvanya Üniversitesi'nde genetik ve biyoloji profesörü Sarah Tishkoff, "250 bin yıl önce var olan bu popülasyonun genomuna dair daha fazla bilgi edinmek ve bunu modern insanların genomlarıyla karşılaştırmak gerçekten harika olurdu" diye konuştu:

Belki bu bize insanın evrim tarihi veya adaptasyonu hakkında ilginç bir şeyler anlatır.

Independent Türkçe



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news