Dünya'ya yakın bir asteroidin Ay'dan kopmuş olabileceği keşfedildi

Nesne, Dünya'nın "yarı uydusu" olarak görülüyor

Gökbilimcilere göre Kamo'oalewa tipik bir asteroit değil (Arizona Üniversitesi)
Gökbilimcilere göre Kamo'oalewa tipik bir asteroit değil (Arizona Üniversitesi)
TT

Dünya'ya yakın bir asteroidin Ay'dan kopmuş olabileceği keşfedildi

Gökbilimcilere göre Kamo'oalewa tipik bir asteroit değil (Arizona Üniversitesi)
Gökbilimcilere göre Kamo'oalewa tipik bir asteroit değil (Arizona Üniversitesi)

Gökbilimciler, Dünya'ya yakın bir asteroidin aslında Ay'dan kopan bir parça olduğuna dair kanıtlar buldu.

Kamo'oalewa adlı göktaşı, her nisan ayında gezegenin 14,4 milyon kilometre yakınına geliyor. Bu ilk bakışta epey fazla bir mesafe gibi görünse de asteroit, "Dünya'ya yakın nesne" diye sınıflandırılıyor.

Hawaii dilinde "salınımlı parça" anlamına gelen Kamo'oalewa, ilk kez 2016'da tespit edilmişti.

Bilim insanları o zamandan beri bu nesnenin kökenine dair kafa yoruyor. 

2021'de yapılan bir analiz, Kamo'oalewa'nın bileşiminin Ay'ınkine benzer olduğunu ortaya çıkarmış ve bu bulgu gökbilimciler arasında yankı uyandırmıştı.

Communications Earth & Environment adlı bilimsel dergide 23 Ekim'de yayımlanan yeni çalışmaysa bu nesnenin Ay'dan kopmuş olma ihtimalini güçlendiren bir hesaplamayı ortaya koydu.

Bilim insanları, Ay'a geçmişte çarpmış bir göktaşının Kamo'oalewa'yı meydana getirip, bugünkü sıradışı yörüngeye yerleştirmiş olabileceğini tespit etti.

Gökbilimcilerin Kamo'oalewa üzerine bu denli eğilmesinin en önemli nedeni nesnenin şaşırtıcı yörüngesi.

Dünya'nın "yarı uydusu" olarak görülen bu nesne, diğer birçok asteroide kıyasla gezegene o kadar yakın ki gerçekte Güneş'in etrafında dönüyor olmasına rağmen Dünya'nın yörüngesindeymiş gibi görünüyor.

Bunun yanı sıra asteroidin milyonlarca yıl boyunca Dünya'nın yakınında kalacağı tahmin ediliyor. Gezegenin yakınında yer alan diğer birçok nesneninse çok daha kısa süre içinde uzaklaşması bekleniyor.

Bu anormallikler gökbilimcileri 2021'de asteroidin spektrumu üzerinde bir analiz yapmaya yöneltti. Kamo'oalewa'dan yayılan ve emilen ışığın analizi, nesnenin Ay'la örtüşen bir bileşime sahip olduğunu göstermişti.

Arizona Üniversitesi'nden gezegenbilimci ve yeni araştırmanaın başyazarı RenuMalhotra, "Kamo'oalewa'nın spektrumuna yalnızca olağandışı bir yörüngede olduğu için baktık" dedi:

Eğer Dünya'ya yakın tipik bir asteroit olsaydı, hiç kimse onun spektrumunu düşünmezdi. Dolayısıyla Kamo'oalewa'nın bir Ay parçası olabileceğini de bilemezdik.

Son araştırmada asteroitlerin Ay'a çarpması ve fırlatılan parçaların maruz kalacağı kütleçekim kuvvetleri simüle edildi.

Sonuçlar, parçalardan bazılarının Dünya'ya yakın bir yörünge tutturabileceğine dair bir olasılık ortaya koydu.

Araştırma ekibi bulguların, Dünya'ya yakın tehlikeli asteroitler hakkında daha iyi bilgiler sağlayabileceğini düşünüyor.

Bulgular ayrıca Güneş Sistemi'nde Ay'dan kopmuş daha fazla parça olabileceği düşüncesini gündeme getiriyor.

Bir sonraki adım, Ay'da meydana gelen bu olası çarpışmanın tam olarak ne zaman gerçekleştiğini bulmak olacak.

Malhotra, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

Böylece Kamo'oalewa'nın Ay kaynaklı olmasının daha muhtemel görüldüğünü tespit ettik.

Independent Türkçe



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news