NASA uzay istasyonunun insanların üzerine düşmesinden korkuyor

İstasyon emekliye ayrıldığında bir dizi bilimsel ve ticari faaliyete ev sahipliği yapmış olacak (NASA)
İstasyon emekliye ayrıldığında bir dizi bilimsel ve ticari faaliyete ev sahipliği yapmış olacak (NASA)
TT

NASA uzay istasyonunun insanların üzerine düşmesinden korkuyor

İstasyon emekliye ayrıldığında bir dizi bilimsel ve ticari faaliyete ev sahipliği yapmış olacak (NASA)
İstasyon emekliye ayrıldığında bir dizi bilimsel ve ticari faaliyete ev sahipliği yapmış olacak (NASA)

1998'de inşası tamamlanan Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), beklenen çalışma süresini çoktan geçti.

Başlangıçta istasyona 15 yıllık ömür biçen NASA araştırmacıları, UUİ'yi güvenli biçimde ıskartaya çıkarmanın yollarını arıyor.

Uzay ajansına bağlı Havacılık ve Uzay Güvenliği Danışma Paneli'nin (ASAP) perşembe günü düzenlenen toplantısında yetkililer, istasyonun atmosfere kontrolsüz biçimde giriş yapması halinde insanların üzerine düşebileceğinden korktuklarını dile getirdi.

Toplantıda istasyonu yörüngesinden çıkarıp çekmek için özel bir "uzay römorkörü" inşa edilmesinin zorunluluk olduğu belirtildi.

ASAP Başkanı Patricia Sanders, "UUİ'nnin ömrünün sonuna geleceği gün kaçınılmaz. O günü biz belirleyemeyebiliriz. İstasyonun kontrolsüz şekilde yörüngeden çıkmasına izin vermemiz düşünülemez" ifadelerini kullandı.

"İstasyon çok büyük ve Dünya'nın geniş bir bölgesinde insanlar için aşırı tehlike oluşturacaktır" diyen Sanders sözlerini şöyle sürdürdü:

Bir felaketi önlemek istiyorsak, bunun için şimdi kaynak sağlanması gerekiyor.

Bir uzay aracının yörüngeden çıkması NASA için yeni bir şey değil.

Ancak UUİ'nin boyutu daha büyük bir risk oluşturuyor ve daha fazla hassasiyet gerektiriyor.

Uçtan uca 358 metrelik uzunluğuyla UUİ, düşmesi ve atmosferi tek parça halinde aşması durumunda kolaylıkla tüm bir stadyumu ezebilir.

NASA, UUİ'yi 2030'a kadar kullanımdan kaldırmak istediğini ve bunu bir çeşit römorkörle yapmayı planladığını belirtiyor.

Buna göre söz konusu römorkör, istasyonu atmosfere doğru itecek ve kendisi bu esnada yanarak yok olurken UUİ parçalarının yerleşimlere uzak bir noktaya düşmesini sağlayacak.

NASA yetkilileri, römorkörü "geliştirmeye başlamak" için yaklaşık 180 milyon dolar tahsis edildiğini açıkladı.

Ancak aslında istasyonu inşa etmenin maliyeti 1 milyar dolara kadar çıkabilir.

NASA, bu maliyetleri karşılamak için gelecek yıl için bütçenin 27,2 milyar dolara çıkarılmasını talep etti.

Öte yandan haziran ayında ABD Başkanı Joe Biden tarafından imzalanan 2023 Mali Sorumluluk Yasası, uzay ajansının muhtemelen bütçe kesintilerine maruz kalacağı anlamına geliyor.

Sanders, bu kesintiler gerçekleşirse NASA'nın "zor seçimler" yapmak zorunda kalacağını belirtiyor.

Independent Türkçe, Futurism, Space Policy Online



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging