Bilim insanları kadim gezegenden kalanların ayaklarımızın altında olabileceğini açıkladı

Yeni bilgisayar simülasyonları, "Theia"nın milyarlarca yıl önce Dünya'yla çarpışıp Ay'ı oluşturduğunu gösteriyor ama hepsi bununla sınırlı değil

NASA
NASA
TT

Bilim insanları kadim gezegenden kalanların ayaklarımızın altında olabileceğini açıkladı

NASA
NASA

Yeni bir araştırmada kadim bir gezegene ait kalıntıların ayaklarımızın altında saklanıyor olabileceği belirtildi.

Bazı bilim insanları 4,5 milyar yıl önce Theia adlı "öngezegenin" Dünya'yla çarpıştığını düşünüyor. Bu çarpışmanın gezegenimizin bir parçasını kopararak Ay'ı oluşturduğuna inanıyorlar.

Ama hepsi bu kadarla sınırlı değil. Araştırmacılar, Theia'nın bazı parçalarının geride kaldığını ve Dünya'nın mantosunun derinliklerine gömülmüş olabileceğini düşünüyor.

Bu bulgu, bugün yayımlanan bir bilimsel dergi makalesinde bildirilen çarpışmanın yeni bilgisayar simülasyonlarına dayanıyor.

Araştırmacılar bunun, Dünya'nın mantosunun yaklaşık 2 bin 900 kilometre aşağısında yer alan ve diğerleri kadar hızlı hareket etmiyor gibi görünen iki büyük parçasını açıkladığına inanıyor. Bu bölgeler onları çevreleyen alanlardan yüzde 2 ila 3,5 daha yoğun görünüyor ve bilim insanları bu bölgeleri "düşük kesme hızlı büyük bölgeler" ya da LLVP'ler diye adlandırıyor.

Araştırmacılar, bu yoğun parçaların, çarpışmadan sonra Dünyamızın derinliklerinde korunmuş Theia'nın mantosunun parçaları olduğuna inanıyor. Yabancı gezegenin muazzam büyüklükteki parçaları onlarca kilometreye uzanıyordu ve bu devasa kütleleri oluşturmak için Dünyamızın derinliklerine battı.

Araştırmacılar, diğer gezegenlerin de mantolarında aynı karışık maddelerin yer alabileceğine inanıyor çünkü Dünyamıza çarpan türden dev darbeler genellikle gezegenler büyüdükçe gerçekleşiyor.

Bulgular, Nature'da yayımlanan "Dünya'nın bazal manto anomalilerinin Ay'ı oluşturan darbeden kaynaklanması" başlıklı yeni bir makalede bildirildi.

Ay'ın kadim bir gezegenle çarpışarak oluştuğu fikri biraz tartışmalı: Bunun için çok az doğrudan kanıt var ve Ay'dan alınan bazı maddeler bu fikre meydan okuyor. Fakat Dünya ve Ay'ın merkezindeki nispeten küçük çekirdek gibi bazı kilit parçalarını açıklıyor.

Independent Türkçe



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space