"Çatık kaşlı" yeni bir mosazor türü keşfedildi

"Başka bir canlı tarafından yenilmiş olabilir"

Kavga eden iki mosazorun canlandırılması (Bulletin of American Museum of Natural History/Henry Sharpe)
Kavga eden iki mosazorun canlandırılması (Bulletin of American Museum of Natural History/Henry Sharpe)
TT

"Çatık kaşlı" yeni bir mosazor türü keşfedildi

Kavga eden iki mosazorun canlandırılması (Bulletin of American Museum of Natural History/Henry Sharpe)
Kavga eden iki mosazorun canlandırılması (Bulletin of American Museum of Natural History/Henry Sharpe)

ABD'de dinozorlarla aynı dönem denizde yaşayan, "çatık kaşlı" yeni bir mosazor türü keşfedildi.

Hakemli bilimsel dergi Bulletin of American Museum of Natural History'de eylülde yayımlanan araştırmaya göre bu yeni tür, 2015'te Kuzey Dakota'daki Walhalla kasabası yakınlarında yapılan kazılar sırasında ortaya çıktı.

Bilim insanları keşfettikleri bu yeni türe, Jormungandr walhallaensis adını verdiler.

Bu isim, İskandinav mitolojisindeki dünyanın etrafını saran deniz yılanı  Jormungandr ve savaşçıların öldükten sonra gittiğine inandıkları cennet Walhalla'dan geliyor.

Araştırmaya göre bu sürüngen, yaklaşık 80 milyon önce dinozorların yeryüzünde yürüdüğü dönemde denizde yaşayan mosazorların bir üyesi.

Başka bir mosazor tarafından saldırıya uğramış olabilir

2015'te yapılan kazılar sırasında bilim insanları, neredeyse eksiksiz sayılabilecek kafatası, çene ve omurga fosili buldular.

Ekip, ellerinde sadece bu üç fosil olmasına rağmen yaptıkları araştırmalarda onun yaşamına ve ölümüne dair bazı fikirler öne sürdü.

Buna göre araştırmacılar, yaklaşık 7 metre uzunluğunda olduğunu tahmin ettikleri bu türün yüzgeçleri ve köpekbalığını andıran kısa kuyruğunu olduğunu söylüyor.

Kafatasındaki kemikli çıkıntı nedeniyle çatık kaşları olduğu tahmin ediliyor (Bulletin of American Museum of Natural History/Henry Sharpe)
Kafatasındaki kemikli çıkıntı nedeniyle çatık kaşları olduğu tahmin ediliyor (Bulletin of American Museum of Natural History/Henry Sharpe)

İncelemelere göre dişleri, balıkları ve diğer küçük canlıları avladığını gösteriyor.

Araştırmanın yazarlarından Amelia Zietlow, "Fosilin omurgasında görülen iyileşmemiş diş izleri, ölmeden kısa bir süre önce hatta bir mosazor tarafından saldırıya uğramış olabileceğini gösteriyor" dedi.

Aynı zamanda çalışmada, vücudunun diğer parçalarının ortada olmaması nedeniyle yenilmiş olabileceği öne sürüldü.

İlk mosazor bu çalışmadan yaklaşık 300 yıl önce Fransa'da keşfedilmişti.

Geç Kretase Devri’nde soyu tükendiği bilinen mosazorlar denizde yaşayabilmelerini sağlayan yüzgeçlere sahip dev kertenkelelerdi ve bazılarının boyu 60 metreye kadar çıkabiliyordu.

Independent Türkçe



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space