1538'de patlayan yanardağ uyanıyor: "İki olasılık var"

1984'te zemin 3,5 metre yükselmişti

Dünya tarihi boyunca yanardağ patlamaları kitlesel yok oluşlarda da büyük rol oynadı. Endonezya'daki Toba Gölü’nün yakınlarındaki Anak Krakatau, 2018’de patlarken böyle görüntülenmişti (AFP)
Dünya tarihi boyunca yanardağ patlamaları kitlesel yok oluşlarda da büyük rol oynadı. Endonezya'daki Toba Gölü’nün yakınlarındaki Anak Krakatau, 2018’de patlarken böyle görüntülenmişti (AFP)
TT

1538'de patlayan yanardağ uyanıyor: "İki olasılık var"

Dünya tarihi boyunca yanardağ patlamaları kitlesel yok oluşlarda da büyük rol oynadı. Endonezya'daki Toba Gölü’nün yakınlarındaki Anak Krakatau, 2018’de patlarken böyle görüntülenmişti (AFP)
Dünya tarihi boyunca yanardağ patlamaları kitlesel yok oluşlarda da büyük rol oynadı. Endonezya'daki Toba Gölü’nün yakınlarındaki Anak Krakatau, 2018’de patlarken böyle görüntülenmişti (AFP)

Dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan pek çok kişinin muhtemelen adını hiç duymadığı Campi Flegrei tehdidi İtalya'da giderek büyüyor.

Capri ve Ischia adalarının altından Napoli şehrinin eteklerine kadar 200 kilometre boyunca uzanan bu ova, yaklaşık 2 milyon yıl önce bir süper volkanın patlamasıyla oluşmuş dev bir çöküntü.

Kaldera diye de bilinen bu yer şekli, volkanik patlama sonucu toprağın çökmesiyle oluştu. Bugünse çoğu su altında kalan ve 39 bin yıldır aktif olan çok sayıda volkana ev sahipliği yapıyor.

Aynı zamanda 800 bin kişiye ev sahipliği yapan bölge, 18 kasabayı kapsıyor. Yerel halk olası bir patlama durumunda en yüksek risk altındaki alanlarda yaşamını sürdürüyor.

Campi Flegrei'nin son büyük patlaması 1538'de gerçekleşti ve körfezde yeni bir dağ yarattı. İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü'ne (INGV) göre bölgedeki sismik aktivite Aralık 2022'den bu yana yoğunlaşıyor ve uzmanlar, yanardağın nesiller süren uykusundan uyanabileceğini söylüyor.

Bölgenin durumu, yaklaşık 2 bin yıl önce Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucu yok olan antik Pompeii kentini hatırlatıyor. Üstelik burada yerel halkın önemli bir kısmı, Vezüv'e de 50 kilometreden yakın oturuyor.

Vezüv'e yakın bölgelerde zemin devamlı yükselme ve alçalma eğiliminde. Son olarak 1984'te zemin 3,5 metre yükselmişti. Şimdilerde yavaşça alçalıyor.

Campi Flegrei bu yıl 3 bin 450'den fazla deprem kaydetti. Bunların 1118'i ağustos ayında meydana geldi. Verilerine göre bu rakam, bir önceki yılın toplamının üç katından fazla.

Ekimde ise en güçlüsü 4,0 büyüklüğünde 500'den fazla deprem meydana geldi ve bunu bir düzine artçı sarsıntı izledi.

Pek çok uzman, yerel halkın sismik aktivite ve patlama olasılığına karşı daha hazırlıklı olması gerektiğini düşünüyor. Bu doğrultuda tahliye planları hazırlanıyor.

INGV başkanı Carlo Doglioni, 28 Eylül'de yaptığı açıklamada, "Campi Flegrei'deki durumun gelişimiyle ilgili iki olası senaryo var" dedi:

En iyisi, devam eden yükselip alçalma krizinin 1983-1984 döneminde olduğu gibi sona ermesi. En kötüsüyse 1538'dekine benzer bir patlama.

İzlanda'da da acil durum var

Bu arada bugün (11 Kasım) İzlanda'da da yanardağ patlaması endişesiyle acil durum ilan edildi. Ülkede art arda yaşanan depremlerin ardından yanardağ patlaması endişesi arttı.

Yetkililer ülkenin güneybatısındaki Grindavik kasabasında önlem olarak tahliye kararı aldı.

İzlanda Meteoroloji Ofisinden (IMO) yapılan açıklamada, son haftalarda çevresinde binlerce sarsıntı yaşanan Fagradalsfjall Yanardağı'nın patlamasından endişe edildiği bildirildi.

Açıklamada, "Yakın bir tehlike söz konusu değil, tahliye kararı, Grindavik sakinlerinin güvenliğini sağlamaya yönelik önleyici bir tedbirdir" ifadeleri kullanıldı.

Yaklaşık 4 bin kişinin yaşadığı kasabaya giden tüm yollar, trafiğin giriş ve çıkışını sağlamak için acil durumlar dışında kapatıldı.

Ekim sonundan bu yana İzlanda'nın güneybatısında 20 binden fazla sarsıntı yaşandığı kaydedildi.

Bölge 2021, 2022 ve 2023'teki patlamalara kadar 8 yüzyıl boyunca hareketsiz kalmıştı.

Independent Türkçe



Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)

Mars'ta bir zamanlar yağmur ve kar yağdığına dair bulgular ortaya çıktı. 

Bilim insanları Mars'ta bir zamanlar büyük miktarda su bulunduğunu ve çarpıcı yüzey şekillerinin bu şekilde oluştuğunu gösteren kanıtlar keşfediyor. 

Özellikle 4,1 milyar ila 3,7 milyar yıl önce Kızıl Gezegen'de su olduğu üzerinde büyük ölçüde fikir birliği sağlanmış durumda.

Ancak bu suyun nereden geldiği ayrı bir tartışma konusu. Bazı bilim insanları gezegenin her zaman soğuk ve kuru olduğunu, suyu da buz tabakalarının sağladığını savunuyor.

Öte yandan diğer uzmanlar, gezegenin yağışları mümkün kılacak kadar ılıman bir iklime sahip olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Bilim insanları bu soruya cevap vermek adına gezegenin bugünkü jeolojik yapısının nasıl meydana geldiğini anlamalarını sağlayacak bir bilgisayar modeli kullandı. 

Dünya'da yağışla şekillendiği bilinen bölgelerin Mars'ın bazı kısımlarına benzerliğinden yola çıkan ekip, yerbilimleri için geliştirilmiş bir modelden yararlandı.

Araştırmacılar yağışa dair en güçlü kanıtların bulunduğu ekvator bölgesine odaklanarak Mars arazisinin bir simülasyonunu oluşturdu. Ardından suyun birinde yağış, diğerinde buz tabaklarından geldiği iki ayrı senaryoyu yüzbinlerce yıl boyunca simüle ettiler.

Bulguları hakemli dergi Journal of Geophysical Research: Planets'ta 21 Nisan Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre iki senaryoda ortaya çok farklı iki gezegen çıktı.

Suyun buzullardan geldiği simülasyonda vadilerin en üst kısımları, buz tabakalarının yakınında, çok yüksek rakımlarda oluştu. Yağış senaryosundaysa su kaynakları çok daha geniş bir alana yayıldı. 

Colorado Boulder Üniversitesi'ne doktorasını tamamlayan Amanda Steckel, liderliğini üstlendiği çalışmayı "Buz tabakalarından gelen su, yalnızca dar bir yükseklik şeridinde vadi oluşumunu başlatıyor" diye açıklıyor: 

Oysa yağışlar geniş bir alana dağılmışsa, her yerde vadi başları oluşabiliyor.

Bilim insanları daha sonra NASA'nın Mars Global Surveyor ve Mars Odyssey araçlarının verilerini, elde ettikleri bulgularla karşılaştırdı. Buz tabakası senaryosu, bugünkü Mars'tan çok farklı bir manzara ortaya çıkarırken, yağış modeli çok daha yakın bir sonuç verdi.

Ekip bu nedenle Kızıl Gezegen'de bir zamanlar kar ve yağmur yağdığından şüpheleniyor. Steckel, "Kesin bir sonuca varmak çok zor" diyerek ekliyor: 

Ancak bu vadilerin çok farklı yüksekliklerde başladığını görüyoruz. Bunu sadece buzla açıklamak zor.

Ancak araştırmacılar, gezegende bu yüzey şekillerini oluşturacak yağışın nasıl gerçekleştiğini henüz bilmiyor.

Bulgular Mars'ın geçmişteki iklimine dair tartışmaya son noktayı koymuyor. Ancak ekip, yeni çalışmanın Dünya'nın geçmişi hakkında da fikir verebileceğini söylüyor.

Makalenin bir diğer yazarı Brian Hynek "Akan suyun yol açtığı erozyon durduğunda Mars adeta zamanda dondu ve muhtemelen 3,5 milyar yıl önceki Dünya'ya çok benziyor" diyor.

Independent Türkçe, Debrief, Phys.org, Journal of Geophysical Research: Planets