Bilim insanları Merkür'de yaşam olabileceğini ileri sürdü

"Gezegen yüzeyinin altında tuz dağları var"

Merkür'de bir gün, 88 Dünya gününe eşit (NASA)
Merkür'de bir gün, 88 Dünya gününe eşit (NASA)
TT

Bilim insanları Merkür'de yaşam olabileceğini ileri sürdü

Merkür'de bir gün, 88 Dünya gününe eşit (NASA)
Merkür'de bir gün, 88 Dünya gününe eşit (NASA)

Güneş'e son derece yakın olan Merkür, yüzey sıcaklıklarının 400 dereceye çıkması nedeniyle yaşama elverişsiz görünüyor.

Ancan yeni bir araştırmanın ardındaki bilim insanları, aynı zamanda Güneş Sistemi'nin en küçük gezegeni olan Merkür'de yaşam formlarının hayatta kalması için gerekli koşulları sağlayabilecek bölgeler tespit ettiklerini söylüyor.

ABD'nin Arizona eyaletindeki Gezegen Bilimi Enstitüsü'nden bir ekip, Merkür'ün yüzeyinde tuz dağları olduğunu ileri sürdü. Dünya'da tuz açısından zengin ekstrem ortamlara benzetilen bu bölgelerde yaşam bir şekilde varlığını koruyabilir.

Hakemli bilimsel dergi Planetary Science Journal'da yayımlanan araştırmanın başyazarı Alexis Rodriguez, "Dünya'daki belirli tuz bileşikleri, Şili'deki kurak Atacama Çölü gibi en zorlu ortamlarda bile yaşanabilir alanlar yaratıyor" dedi. 

Bilim insanı, "Bu düşünce tarzı bizi Merkür'ün sert yüzeyinden daha misafirperver olabilecek yeraltı bölgelerinin varlığını düşünmeye itiyor" diye ekledi.

NASA'nın Merkür'ü inceleyen uzay aracı Messenger, daha önce gezegenin sodyum, potasyum, kükürt ve klor gibi uçucu bileşiklere ev sahipliği yaptığını ortaya çıkarmıştı.

Gökbilimciler gezegenin Güneş'e yakınlığı ve atmosferi olmaması nedeniyle bu türden bileşiklerin uzun zaman önce ortadan kalktığına inanıyordu.

Messenger'ın keşfi gökbilimcileri bu yüzden şaşkınlığa uğratmıştı.

Yeni araştırmada gezegenin iki bölgesine, Raditladi adlı çarpma krateri ve kuzey kutbundaki Borealis Kaos adı verilen alana odaklanıldı.

Bu bölgeleri inceleyen araştırmacılar, söz konusu uçucu bileşiklerin önemli miktarının, yer altındaki buzul benzeri yapılarda saklandığı sonucuna vardı. 

Bilim insanları, söz konusu tuz katmanlarının, uzak geçmişte volkanların sodyum içeren su buharları yaydığı ve bu buharların yoğunlaşarak geçici su havuzlarına dönüştüğü dönemde oluştuğunu öne sürüyor.

Hipoteze göre Güneş daha sonra suyu buharlaştırdı ve milyarlarca yıl boyunca katmanlar halinde biriken sodyumu geride bıraktı.

Ekip, Dünya'da mikrobiyal yaşamı barındırabilen sert tuz havuzlarına benzer şekilde, bu katmanların yaşamın kanıtlarını içerebileceğini söylüyor.

Avrupa ve Japonya'nın ortak çalışması olan BepiColombo misyonunun 2025'te gezegene ulaşıp veri toplamaya başlamasıyla bu gizem de aydınlatılabilir.

Independent Türkçe



Yanmalı motorlu arabaların satışları her yıl düşüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yanmalı motorlu arabaların satışları her yıl düşüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yakın zamanda açıklanan rakamlara göre, yanmalı motorlu arabaların küresel satışları çoktan zirveye ulaşmış görünüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve OurWorldinData'dan alınan veriler, elektrikli olmayan araba satışlarının 2018'de 83,7 milyonla rekor seviyeye ulaştığını ve o zamandan beri düşüşte olduğunu gösteriyor.

Elektrikli arabalar, 2023'te dünya çapında satılan tüm yeni otomobillerin yüzde 18'ini oluşturdu. Bu rakam 2022'de yüzde 14'tü.

2018 ve 2023 arasında, yanmalı motorlu arabaların küresel satışları dörtte bir oranında düşerek 83,7 milyondan 62,8 milyona geriledi.

Veriler aynı zamanda toplam araba satışlarının da son yıllarda genel bir düşüş yaşadığını gösteriyor.
 

efrtg

En yüksek elektrikli araç oranına sahip ülke, sektörü büyük ölçüde sübvanse eden Norveç.

İskandinav ülkesinde satılan her 10 yeni araçtan 9'undan fazlası elektrikliyken, bu oran Birleşik Krallık'ta sadece yüzde 20.

Otomobil pazarı Auto Trader'ın aralık ayında yayımladığı raporda, elektrikli araçlara doğru "büyük değişim" sonucunda gelecek 10 yılda Britanya yollarındaki kirletici araç sayısının yüzde 40'tan fazla azalacağı öngörüldü.

frevg

En son IEA rakamları, Çin'in dünya çapında elektrikli otomobillerin benimsenmesinde en büyük itici güç olduğunu ve artık bataryayla çalışan 20 milyondan fazla otomobilin yollarda olduğunu gösteriyor.

Elektrikli araçlara geçiş trendi, nükleer ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi daha temiz enerji kaynaklarına doğru daha büyük bir değişimi takip ediyor.

Geçen yıl yayımlanan bir araştırma, bataryaların ve diğer yenilenebilir teknolojilerin düşen maliyetlerinin son yıllarda fosil yakıtlardan uzaklaşmayı hızlandırdığını ortaya koydu.

Berlin merkezli Mercator Küresel Müşterekler ve İklim Değişikliği Araştırma Enstitüsü (MCC) tarafından yapılan hesaplamalar, fosil yakıtla üretilen enerjinin yakında ekonomik açıdan uygulanabilir olmaktan çıkacağını ortaya koydu.

Araştırmayı yöneten Felix Creutzig, "2050'de dünyanın tüm enerji tüketimi tamamen ve uygun maliyetle güneş teknolojisi ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları tarafından karşılanabilir" dedi.

Enerji analiz firması Benchmark Mineral Intelligence'ın ayrı bir araştırması, elektrikli araç bataryalarının maliyetinin, bunları üretmeyi fosil yakıt yakan araçlardan daha ucuz hale getiren "kritik eşiği" geçtiğini ortaya koydu.

Independent Türkçe