Merkür çevresinde "ıslık çalan" dalgalar keşfedildi

Son keşif, gizemlerle dolu gezegen hakkında daha fazla şey öğrenilmesine olanak sağlayabilir

Merkür, 88 Dünya gününe eşit süresi ile yörüngesinde Güneş Sistemi'ndeki diğer tüm gezegenlerden daha hızlı deviniyor (Wikipedia)
Merkür, 88 Dünya gününe eşit süresi ile yörüngesinde Güneş Sistemi'ndeki diğer tüm gezegenlerden daha hızlı deviniyor (Wikipedia)
TT

Merkür çevresinde "ıslık çalan" dalgalar keşfedildi

Merkür, 88 Dünya gününe eşit süresi ile yörüngesinde Güneş Sistemi'ndeki diğer tüm gezegenlerden daha hızlı deviniyor (Wikipedia)
Merkür, 88 Dünya gününe eşit süresi ile yörüngesinde Güneş Sistemi'ndeki diğer tüm gezegenlerden daha hızlı deviniyor (Wikipedia)

Bilim insanları, güneşe en yakın, neredeyse hiç atmosferi olmayan, kraterlerle kaplı Merkür'ün etrafında "Whistler" (ıslık) koro dalgaları keşfetti.

Japonya Kanazawa Üniversitesi'nden gökbilimci Mitsunori Ozaki ve ekibinin yaptığı araştırma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlandı.

Tıpkı okyanustaki dalgalar ya da atmosferdeki fırtınalar gibi, elektrik ve manyetik alan bozuklukları da uzayda dalgalanmaya neden olabilir. Bu dalgalar, iyon ve elektron kümelerinin ivmeli hızlarla hareket etmesine neden olur. 

Uzayda rastlanan bu tür dalgalardan biri de temel bir tür plazma dalgası olan Whistler-mode (ıslık çalan modu) dalgalardır. Bu dalgalar, içerdikleri plazmaya bağlı olarak farklı sesler oluşturur. Bunlar içinde gürültülü bir kuş sürüsü gibi ses üreten bu dalga türü koro olarak da adlandırılır.

Bu sesler daha önce Dünya, Jüpiter ve Satürn çevresinde de duyulmuş, Uranüs ve Neptün'de de gözlemlenmişti.

Fakat Merkür'ün bu gezegenlerle arasında bazı farklar var. Merkür, diğerlerinin aksine kalın bir atmosfer ve güneşten yayılan yüksek enerjili parçacıkların manyetik alanda tutulmasını sağlayan radyasyon kuşaklarına sahip değil.

Merkür diğerlerinden farklı 

Bilim insanları, Merkür'deki koro dalgalarını, gezegeni araştırmak üzere 2018'de yörüngeye gönderilen BepiColombo misyonunun parçası MIO adlı uzay aracından gelen verileri incelediklerinde keşfetti.

Araştırmacıları en çok şaşırtan, Merkür'de koro dalgalarının sadece manyetosferin küçük bölümünde, şafak kısmı diye bilinen bir dilimde ortaya çıkması oldu.

Merkür'ün manyetosferinin sadece bu bölümünde koro dalgalarının oluşmasını sağlayan fiziksel nedenlerin olabileceğini öne süren bilim insanları, modelleme ve simülasyon yöntemleri kullandı.

Deneylerin sonunda enerjinin, elektronlardan elektromanyetik dalgalara aktarımının şafak kısmında daha verimli olduğunu ve bunun da ıslık sesinin oluşmasına yol açtığını belirlendi.

Merkür'le ilgili ilk araştırmalar, 1974 ve 1975'te Mariner 10 uzay aracı tarafından gerçekleştirilmiş, bu küçük gezegenin Dünya’ya benzer bir manyetik alana ve dolayısıyla bir manyetosfere sahip olduğu ortaya çıkmıştı.

Bu küçük gezegenle ilgili 3. dönem araştırmalar, Avrupa Uzay Ajansı ve Japon Uzay Araştırma Ajansı ortaklığındaki "BepiColombo" misyonu tarafından gerçekleştiriliyor.

Bilim insanları koro dalgalarının iyi anlaşılması için daha fazla gözlem ve analize ihtiyaç duyduklarının da altını çiziyor.

NASA, 2018'de Dünya çevresindeki koro dalgalarının seslerini paylaşmıştı:

Independent Türkçe



Kuantum ağları için ilk işletim sistemi geliştirildi

QNodeOS, farklı kuantum bilgisayar türlerini birbirine bağlayarak önemli bir engeli aşıyor (QuTech)
QNodeOS, farklı kuantum bilgisayar türlerini birbirine bağlayarak önemli bir engeli aşıyor (QuTech)
TT

Kuantum ağları için ilk işletim sistemi geliştirildi

QNodeOS, farklı kuantum bilgisayar türlerini birbirine bağlayarak önemli bir engeli aşıyor (QuTech)
QNodeOS, farklı kuantum bilgisayar türlerini birbirine bağlayarak önemli bir engeli aşıyor (QuTech)

Araştırmacılar, kuantum ağlarında kullanılacak ilk işletim sistemini geliştirdi. Yeni sistemin, kuantum internetin gerçek hayata taşınmasını hızlandırması bekleniyor.

Bilim insanları kuantum bilgisayarları bir ağda birbirine bağlayacak yöntemler üzerine uzun süredir çalışıyor. Böyle bir gelişme, bu cihazların arasındaki bilgi aktarımının hem hızını hem de güvenliğini artıracağı için önem arz ediyor.

Ancak sistemin, her bir kuantum bilgisayarın donanımına uyum sağlamasının gerekmesi, bu teknolojinin geliştirilmesi önünde ciddi bir engeldi. Tek bir program çalıştıran kuantum bilgisayarların aksine, kuantum ağ uygulamaları farklı ağ düğümlerinde bağımsız bir şekilde yürütülen ayrı programlar gerektiriyor.

Avrupa'nın çeşitli üniversite ve enstitülerinden araştırmacıları bir araya getiren Quantum Internet Alliance (Kuantum İnternet İttifakı), QNodeOS adlı yeni işletim sistemiyle bu sorunun üstesinden gelmeyi başardı. 

İşletim sistemi, kuantum ağı içindeki cihazları, bünyesinde bulunan kübitlerin türü fark etmeksizin kontrol edebiliyor. Kübitler veya kuantum bitleri, klasik bilgisayarlardaki temel veri birimi olan bitlere karşılık geliyor. 

Bulguları hakemli dergi Nature'da dün (12 Mart) yayımlanan çalışmada, özel olarak işlenmiş elmaslardan ve elektrik yüklü atomlardan yapılmış iki tür kuantum bilgisayarla QNodeOS test edildi.

Donanımları farklı olan cihazlarda, dizüstü bilgisayarla bulutta işlem yapmaya benzer bir işlem yürütüldü. Ekip ayrıca aynı anda iki program çalıştırarak QNodeOS'un birden fazla görevi yerine getirme becerisini de ölçtü.

Bulgular, yeni işletim sisteminin iki tür kuantum donanımıyla düzgün bir şekilde çalışabildiğini gösteriyor.

Çalışmaya liderlik eden Prof. Dr. Stephanie Wehner "Araştırmamızın amacı kuantum ağ teknolojisini herkese ulaştırmak. QNodeOS'la ileriye doğru büyük bir adım atıyoruz" diyerek ekliyor: 

İlk kez bir kuantum ağında uygulamaları kolayca programlamayı ve yürütmeyi mümkün kılıyoruz.

Bilim insanları yeni sistemin sağladığı kolaylığın, çok daha güvenli kuantum internet yolunda önemli bir adım olduğunu belirtiyor.

Makalenin yazarlarından Bart van der Vecht, "Daha önce kuantum ağları için hiç oluşturulmamış böyle bir yapı, geliştiricilerin donanım ayrıntılarından ziyade uygulama mantığına odaklanmasını sağlıyor" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da bazılarını bugün hayal bile edemeyeceğimiz yeni uygulama türlerinin ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor.

Ekip, QNodeOS'u diğer araştırmacıların erişimine açarak teknolojinin geliştirilmesini hızlandırmayı planlıyor.

Independent Türkçe, New Scientist, Phys.org, Nature