Deneyler sonuç verdi: "Mars'ın böceklere ihtiyacı var"

Mars toprağında yetişen bezelyeler filizlendi

Britanya menşeli bezelyeler, Mars toprağıyla aynı özelliklere sahip kızıl toprakta filizlenebildi (Emmanuel Mendoza)
Britanya menşeli bezelyeler, Mars toprağıyla aynı özelliklere sahip kızıl toprakta filizlenebildi (Emmanuel Mendoza)
TT

Deneyler sonuç verdi: "Mars'ın böceklere ihtiyacı var"

Britanya menşeli bezelyeler, Mars toprağıyla aynı özelliklere sahip kızıl toprakta filizlenebildi (Emmanuel Mendoza)
Britanya menşeli bezelyeler, Mars toprağıyla aynı özelliklere sahip kızıl toprakta filizlenebildi (Emmanuel Mendoza)

ABD'li bilim insanları Mars koşullarının taklit edildiği bir ortamda ve Kızıl Gezegen'inkine çok benzeyen bir toprakta bezelye yetiştirmeyi başardı.

Texas A&M Üniversitesi'nde görev alan araştırma ekibi, bu deneyin gelecekte gerçekten Mars toprağında bitki yetiştirebilmek için önemli ipuçları sunduğu görüşünde.

Ekibe liderlik eden Emmanuel Mendoza'ya göre bezelyelerin filizlenmesini sağlayan en önemli şey "frass" adı verilen gübre oldu. Bu gübre siyah asker sineği larvalarının atıklarından oluşuyor.

Mendoza, deneyden elde edilen bulguların Mars'ta böceklere duyulacak ihtiyacı gözler önüne serdiğini vurguluyor.

Nitekim sadece bir parça arazi, bir miktar su ve Güneş ışığıyla tarım yapmak mümkün değil. Çeşitli canlı bileşenlere de ihtiyaç var. Kara asker sinekleri ve diğer böcekler, bu ekolojik sistemleri çalışır durumda tutuyor.

Bu yüzden bilim insanları, uzun süreli kalmak için Mars'a yapılacak bir yolculukta insanlara böceklerin de eşlik etmesi gerektiğini belirtiyor.

Larvalar Mars'ta ne yapacak?

Son 5-10 yılda bilim insanları nitrojen, potasyum, fosfor ve bakteriler açısından zengin bu atıkları gübre olarak kullanmaya başladı. Gübre, böceklerin vücutlarından gelen kitin ve diğer organik maddeleri de içeriyor.

Texas A&M Üniversitesi'nden böcek bilimi profesörü Jeffery Tomberlin, 25 yıl boyunca kara asker sinekleri üzerinde çalıştı. Bilim insanı yakın zamanda Mendoza'yla birlikte bir proje geliştirmeye başladı.

Mendoza, "Proje başlığı şuydu: Siyah asker sinekleri Dünya'yı besleyebilir ve onlardan daha fazlasına ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı:

O anda 'Peki, bunu uzay tarımına ilgimi geliştirmek için katalizör olarak kullanmamı ne engelleyebilir?' diye düşündüm.

Çok geçmeden siyah asker sineklerinin başrolde olduğu bir sistem fikri ortaya çıktı. Mars'a gidecek larvalar astronotların yiyecek atıklarını yiyebilir ve toprağı gübrelemek için küf üretebilir.

Aynı zamanda bu larvalar, astronotların ve yanlarında getirebildikleri hayvanların tüketebileceği protein kaynaklarına da dönüştürülebilir.

Mendoza, "İnsanların sinekleri beslediği, sineklerin bitki ve hayvanları beslediği, bitki ve hayvanların da insanları beslediği bir sisteminiz oluyor" diye konuştu.

O ve meslektaşları, gübrenin Mars toprağında işe yarayıp yaramayacağını görmek için bezelye deneyini tasarladı. Bezelyelerin filizlenmesi bu sistemin hayata geçirilmesi için de umut oldu.

Mendoza kısa süre önce Amerika Entomoloji Derneği konferansında deneyin sonuçlarını açıkladı. 

Ekip halihazırda tasarladıkları sistemi, Dünya'dan kontrol edilebilecek fiziksel bir mekanizmaya dönüştürmek için çalışıyor.

Independent Türkçe



Modern tarihte kaydedilen en büyük kuş felaketi: 4 milyon kayıp

Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
TT

Modern tarihte kaydedilen en büyük kuş felaketi: 4 milyon kayıp

Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)
Okyanustaki 2,5-3 derecelik sıcaklık farkı, bölgedeki kuşların yarısını öldürmüş (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

Heather Renner ve çalışma arkadaşları yaklaşık 10 yıl önce Alaska sahillerine vuran binlerce bayağı dalıcı martıyı fark ettiğinde bir şeylerin fena halde yanlış gittiğini düşündü. 

Seneler süren araştırmalar sonucunda dün Science adlı bilimsel dergide yayımladıkları makale, acı gerçeği ortaya koydu: Bu, modern tarihte en fazla sayıda kuşun öldüğü kayıtlı olay. 

2014-2016'da Pasifik Okyanusu'nun kuzeyindeki suları sıradışı bir sıcak hava dalgasının etkilediği ve bunun sonucunda balık popülasyonunun büyük ölçüde düştüğü bildirildi. 

Balıklarla beslenen çeşitli türlerle birlikte milyonlarca kuşun açlıktan öldüğü vurgulandı. 

Ulusal Alaska Deniz Yaban Hayatı Barınağı'ndan biyolog Heather Renner, Alaska'daki bayağı dalıcı martıların yarısından fazlasının, yani 4 milyon tanesinin öldüğünü buldu.

Diğer yandan çok benzer bir tür olan ince gagalı dalıcı martının bu olaydan ciddi bir şekilde etkilenmemesi de kafa karıştırdı. Araştırmacılar bunun sebebini inceliyor.

Renner, 7 yıldır yürüttükleri çalışmanın ardından "Düşündüğümüzden çok daha kötüymüş" diyor.

Bu felaketin balıklar haricinde en fazla sayıda omurgalının öldüğü olay olarak modern tarih kayıtlarına geçtiğini söylüyor. 

1989'da Alaska'da meydana gelerek tüm dünyada gündem olan Exxon Valdez petrol sızıntısında dahi ölen bayağı dalıcı martı sayısının yüzbinlerle ifade edildiğini belirtiyor. 

2014 ve 2021 arasındaki fark böyle görüntülendi (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

2014 ve 2021 arasındaki fark böyle görüntülendi (ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi)

Makalenin yazarlarından Brie Drummond da başta bu kuşların çiftleşmek için kayalık bölgelere gitmemesine şaşırdıklarını, ancak sonra trajediyle yüzleştiklerini ifade etti:

Geri gelmiyorlar çünkü öldüler.

Sıcak dalgasının öncesi ve sonrası incelendiğinde 2016-2022'de Bering Denizi ve Alaska Körfezi'ndeki bayağı dalıcı martı sayısının 2008-2014'e göre yüzde 52 ila 78 düştüğü görüldü. 

Bu popülasyonun yeniden aynı rakamlara ulaşması beklenmiyor. 

Washington merkezli sivil toplum kuruluşu Ocean Conservancy'den (Okyanus Koruma) Megan Williams, dahil olmadığı araştırmayı överek çıkarılacak önemli dersler olduğunu vurguluyor:

Bering Denizi ve Alaska Körfezi'nin son 50-100 yılda olduğu kadar üretken kalmasını bekleyemezsiniz. Artık bu türlerin bazıları deniz ekosistemi tarafından desteklenmiyor. Bu gerçekten trajik.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times