12 bin simülasyon yapıldı: Haydut yıldız, Dünya'nın sonunu getirebilir

İhtimaller arasında Dünya'nın başka bir gezegen veya Güneş'le çarpışması da var

Güneş Sistemi'nde halihazırda varlığı kanıtlanan 8 gezegen var. Ancak bazı bilim insanları, sistemin uzak noktalarında bir gezegen daha olabileceğini düşünüyor (NASA)
Güneş Sistemi'nde halihazırda varlığı kanıtlanan 8 gezegen var. Ancak bazı bilim insanları, sistemin uzak noktalarında bir gezegen daha olabileceğini düşünüyor (NASA)
TT

12 bin simülasyon yapıldı: Haydut yıldız, Dünya'nın sonunu getirebilir

Güneş Sistemi'nde halihazırda varlığı kanıtlanan 8 gezegen var. Ancak bazı bilim insanları, sistemin uzak noktalarında bir gezegen daha olabileceğini düşünüyor (NASA)
Güneş Sistemi'nde halihazırda varlığı kanıtlanan 8 gezegen var. Ancak bazı bilim insanları, sistemin uzak noktalarında bir gezegen daha olabileceğini düşünüyor (NASA)

Fransız gökbilimciler, başıboş bir yıldızın Güneş Sistemi'ne tehlikeli derecede yaklaşması durumunda Dünya'ya ne olacağını araştırdı.

Yıldızlar genellikle içinde yer aldıkları galaksilere kütleçekim kuvvetleri sayesinde bağlı kalıyor ve çevreleriyle uyum içinde hareket ediyor. Ancak bazen bu bağı bozulabiliyor. Örneğin bir yıldız süper kütleli bir kara deliğe çok yaklaşırsa uyumunu kaybederek uzayda başıboş dolaşmaya başlıyor.

Bu tür yıldızlara "haydut yıldız" adı veriliyor. Bilim insanlarına göre bir haydut yıldızın Güneş Sistemi'ne ve Dünya'ya tehlikeli derecede yaklaşması çok muhtemel bir hadise değil. Ancak küçük de olsa bir ihtimal var.

Bu ihtimal gerçeğe dönüşürse Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin uyum içinde hareket etmesini sağlayan kütleçekim bağları kırılabilir.

Monthly Notices of the Royal Astronomical Society adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan yeni bir araştırma makalesinde bu ihtimal ele alındı.

Araştırmacılar, bir haydut yıldızın Güneş Sistemi'nin 100 astronomik birim (AU / Dünya'nın Güneş'e uzaklığını temel alan uzunluk birimi) yakınına gelmesi halinde neler olacağını görmek istedi.

Gezegenlerin sistemde kalma şansı yüksek

Bu amaçla toplamda 12 bin simülasyon çalıştırıldı.

Makalede, "Bir yıldız Güneş'in 100 AU yakınından geçerse, sistemdeki 8 gezegenin tamamının yerinde kalma şansı hâlâ çok yüksek" ifadeleri yer aldı

Bulgulara göre bu ihtimal yüzde 95'in üzerinde.

Kıyamet senaryoları

Öte yandan simülasyondan çıkan daha olumsuz sonuçlar da oldu.

Söz konusu senaryolar, Merkür'ün en savunmasız gezegen olduğunu gösterdi. Birçok senaryoda gezegenin Güneş'le çarpışarak yok olduğu görüldü.

Diğer sonuçlar arasında Dünya'nın Venüs'le çarpışması, Uranüs ve Neptün'ün sistemden fırlatılması, yalnızca Dünya ve Jüpiter'in hayatta kalması veya yalnızca Jüpiter'in hayatta kalması ihtimalleri göze çarptı.

Simülasyonlar, 8 gezegenin tamamının sistemden çıkabileceğini de ortaya koydu.

Simülasyonların çoğunda 8 gezegenin tamamı sistemde kalsa da yörüngelerinde değişimler olabileceği tespit edildi.

Örneğin bazı gezegenler, Güneş'e bağlı kalmalarına rağmen Oort Bulutu'na kadar itildi. Oort Bulutu, Güneş Sistemi'ni küresel biçimde çepeçevre saran ve milyonlarca kuyrukluyıldızdan oluştuğu düşünülen küresel bir kuşak.

Araştırmacılar ayrıca gezegenlerin yok olmasıyla sonuçlanabilecek en muhtemel 10 sonucu da sıraladı:

1. Merkür Güneş'le çarpışacak (yüzde 2,54 olasılık).

2. Mars Güneş'le çarpışacak (yüzde 1,21).

3. Venüs başka bir gezegene çarpacak (yüzde 1,17).

4. Uranüs dışarı atılacak (yüzde 1,06).

5. Neptün dışarı atılacak (yüzde 0,81).

6. Merkür başka bir gezegene çarpacak (yüzde 0,80).

7. Dünya başka bir gezegene çarpacak (yüzde 0,48).

8. Satürn dışarı atılacak (yüzde 0,32).

9. Mars başka bir gezegene çarpacak (yüzde 0,27).

10. Dünya Güneş'le çarpışacak (yüzde 0,24).

Independent Türkçe



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news