Çinli bilim insanları Mars yüzeyinin altında çokgenler keşfetti

Zhurong uzay aracı, Adını Çin mitolojisindeki ateş ve savaş tanrısından alıyor

Zhurong, Çin'in Mars'taki ilk uzay aracı (Çin Uzay Ajansı)
Zhurong, Çin'in Mars'taki ilk uzay aracı (Çin Uzay Ajansı)
TT

Çinli bilim insanları Mars yüzeyinin altında çokgenler keşfetti

Zhurong, Çin'in Mars'taki ilk uzay aracı (Çin Uzay Ajansı)
Zhurong, Çin'in Mars'taki ilk uzay aracı (Çin Uzay Ajansı)

Çin'in Mars'taki uzay aracı, Kızıl Gezegen yüzeyinin altına çokgen yapılar keşfetti.

Zhurong uzay aracının yeraltına nüfuz eden radar cihazı, yaklaşık 10 metre derinlikteki şekilleri ortaya çıkardı.

Bu yapıların muhtemelen buzdan oluştuğu belirtiliyor. Bunlar Mars'ın uzun süredir kayıp olan suyuna dair önemli ipuçları sunabilir.

Aracın yüksek teknolojili radarı, aşağıda neler olduğunu saptamak için gezegenin kuzey yarımküresindeki geniş Utopia Planitia ovasını taradı.

Hakemli bilimsel dergi Nature Astronomy'de yayımlanan araştırma makalesinde toplamda 16 çokgen şekil bulunduğu belirtildi.

Araştırmacılar, çokgenlerin nasıl oluştuğunu henüz kesin olarak söyleyemiyor.

Ancak bunların Dünya'daki kış ve ilkbahar aylarında meydana geldiği gibi donma-çözülme döngüleri sonucunda ortaya çıkmış olabileceği tahmin ediliyor.

Makalede ayrıca, çokgenlerin Mars tarihindeki Geç Hesperian ve Erken Amazon dönemlerinde oluştuğu ifade edildi. Bu dönem, yaklaşık 3,7 ila 2,9 milyar yıl öncesine denk geliyor.

Bu da söz konusu dönemde bölgede su kütlelerinin yer aldığı anlamına geliyor.

Zhurong'un önceki keşifleri, Mars'ın eskiden bol miktarda su kütlesine ev sahipliği yaptığını göstermişti.

Bu kütlelerin 400 bin yıl öncesine kadar varlığını koruduğu ileri sürülmüştü.

Adını Çin mitolojisindeki ateş ve savaş tanrısından alan Zhurong, 15 Mayıs 2021'de Mars'ın Utopia Planitia ovasına inmişti.

Üç aylık görev süresi biçilen uzay aracı, gezegenin yüzey toprağını ve atmosferini inceledi.

Son dönemde kış uykusuna yatan araç, Güneş panellerini kaplayan toz nedeniyle hareket edemez halde.

Independent Türkçe



Türkiye'de bulunan kafatasının Kleopatra'nın kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı

1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
TT

Türkiye'de bulunan kafatasının Kleopatra'nın kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı

1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)
1929'da bulunan kafatasının yanındaki kağıtta "Efes'teki kafatası" yazıyor (Gerhard Weber/Viyana Üniversitesi)

1929'da Türkiye'de keşfedilen kafatasının Kleopatra'nın kız kardeşine ait olmadığı ortaya çıktı. 

İzmir'deki Efes Antik Kenti'nde yer alan Oktagon adlı yapıda yaklaşık 100 yıl önce bir kafatası bulunmuştu. Mezarda herhangi bir eşya yoktu ancak arkeologlar burada önemli bir genç kadının yattığını düşünmüştü.

Daha sonra 1982'de antik kentin başka bir kısmında iskeletin geri kalanı ortaya çıkmıştı. Bilim insanları, kafatası ve iskeletin VII. Kleopatra'nın üvey kız kardeşi IV. Arsinoe'ye ait olduğunu öne sürmüştü. 

Aynı babayı paylaşan kız kardeşlerden küçüğü Arsinoe, MÖ 48-47'de ablası Kleopatra ve Jül Sezar'a karşı İskenderiye Kuşatması'nı yürütmüştü. Muharebeyi kaybeden Arsinoe ve birlikleri Efes'teki Artemis Tapınağı'na sığınmıştı. 

Romalı general Marcus Antonius'un emriyle idam edilen Arsinoe, MÖ 41'de hayatını kaybetmişti. 

Yeni bir çalışmada bir grup bilim insanı, 1929'da keşfedilen kafatasını tekrar incelemeye karar verdi.

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta dün (10 Ocak) yayımlanan çalışmada, radyokarbon tarihleme yöntemi kullanılarak kafatasının MÖ 205-36'dan kaldığı saptandı. Ayrıca kafatası ve daha sonra bulunan iskeletin aynı kişiye ait olduğu da belirlendi. 

Bu bulgular mezarda yatan kişinin gerçekten Arsinoe olabileceğine işaret etse de çalışmanın devamında şaşırtıcı bilgiler ortaya çıktı. 

Bilim insanları kafatasının gelişim seviyesine bakararak bunun 11-14 yaşında birine ait olduğu sonucuna vardı.

Viyana Üniversitesi'nden Gerhard Weber, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Ama sonra büyük sürpriz geldi" diyerek ekliyor: 

Kafatası ve uyluk kemiği üzerinde tekrar tekrar yapılan testler, Y kromozomunun varlığını açıkça gösterdi; başka bir deyişle bu kişi erkekti.

Araştırmacılar erkek çocuğun kafatasında bazı anomaliler de gözlemledi. Örneğin normalde 65 yaşından önce kaynaşmayan kafatası çizgileri birleşmiş ve çocuğun kafası asimetrik bir hal almıştı.

Ekibe göre en ilginç bulguysa üst çenesinin yeterince gelişmemiş olmasıydı. Çenedeki eklemleri ve geriye kalan iki dişi inceleyen ekip, çocuğun ciddi çiğneme sorunları yaşadığını düşünüyor. Özellikle azı dişlerinden birinde yüklenme sonucu çatlaklar oluşmuştu.

Bu bozukluklara neyin yol açtığı tespit edilemedi. Bilim insanları D vitamini eksikliği veya genetik bir rahatsızlıktan şüphelense de bu teorileri test etmek için ellerinde yeterince DNA kalıntısı yok.

Araştırmacılar, bu çocuğun neden Oktagon kadar önemli bir yere gömüldüğünün gizemini koruduğunu söyleyerek makalede şöyle yazıyor:

Oktagon'a gömülen kişinin IV. Arsinoe olmadığını ve kalıntılarını aramaya devam etmemiz gerektiğini kesin bir şekilde söyleyebiliriz.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Scientific Reports