NASA astronotunun 8 ay önce uzayda kaybettiği minik domates bulundu

"Uzun süredir bu domatesi yemekle suçlanıyor"

Rubio, Ekim 2022'de Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki domates filizlerini kontrol edderken görüntülenmişti (NASA)
Rubio, Ekim 2022'de Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki domates filizlerini kontrol edderken görüntülenmişti (NASA)
TT

NASA astronotunun 8 ay önce uzayda kaybettiği minik domates bulundu

Rubio, Ekim 2022'de Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki domates filizlerini kontrol edderken görüntülenmişti (NASA)
Rubio, Ekim 2022'de Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki domates filizlerini kontrol edderken görüntülenmişti (NASA)

NASA astronotu Frank Rubio'nun mart ayında Dünya yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) kaybettiği minik domates 8 ay sonra bulundu.

Astronot o tarihte deney kapsamında hasat ettiği domatesi kaybetmiş ve bu durum istasyonda espri konusu olmuştu.

Yine NASA astronotu Jasmin Moghbeli, çarşamba günü canlı yayımlanan etkinlikte, "Evine dönen yakın dostumuz Frank Rubio, uzun süredir bu domatesi yemekle suçlanıyor. Ama artık onu temize çıkarabiliriz. Domatesi bulduk" diye konuştu.

Söz konusu etkinlik, 6 Aralık'te UUİ'nin 25. yıldönümü kapsamında düzenlendi. Moghbeli domatesin nerede bulunduğunu veya ne durumda olduğunu açıklamadı.

Yaklaşık 2,5 santimetre çapındaki Red Robin türü cüce domates, Veg-05 deneyi için yetiştirilmişti. Rubio bu sebzelerle bizzat ilgileniyor ve onları hasat ediyordu.

29 Mart 2023'te hasat edilen numuneler istasyondaki astronotlar arasında pay edildi. Öte yandan Rubio domatesten bir ısırık bile alamadı.

Eylül ayında UUİ'nin canlı yayınında konuşan Rubio, "O şeyi aramak için çok saatlerimi harcadım" demişti.

"18 ila 20 saatimi onu aramakla geçirdim" diyen astronot, şöyle eklemişti:

Onu yemedim. Bir noktada ortaya çıkacağından ve yıllar sonra beni haklı çıkaracağından eminim.

UUİ kabaca 6 yatak odalı bir evden daha büyük. Burada mikro yerçekiminde küçük nesneler kolayca beklenmedik köşelere uçup gidebilir.

Rubio, uzayda geçirdiği 371 günün ardından eylülde güvenli bir şekilde Dünya'ya dönmüştü.

Independent Türkçe, Livescience, CNN International



Kambur balinaların insanların konuştuğu gibi şarkı söylediği bulundu

Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)
Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)
TT

Kambur balinaların insanların konuştuğu gibi şarkı söylediği bulundu

Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)
Kambur balina şarkılarının yapısı, bunları öğrenmelerini kolaylaştırıyor (Reuters)

Kambur balinaların söylediği şarkıların, insan dillerine çarpıcı bir benzerlik gösterdiği bulundu. 

Eş bulma amacı taşıdığı düşünülen şarkıları, kambur balinaların sadece erkekleri söylüyor. Bu uzun ve ayrıntılı şarkılardaki çeşitli sesler kalıplar halinde tekrar ediyor. 

Bilim insanları bu şarkıların zaman içinde yavaş yavaş değiştiğini biliyor. Şarkılara yeni kalıplar girmeye başlıyor ve bir süre sonra parçanın ilk halinden eser kalmıyor.

Ancak bu öğrenme sürecinin tam olarak nasıl gerçekleştiği bilinmiyordu. 

Uluslararası bir araştırma ekibi bu gizemi gidermek adına Büyük Okyanus'taki Yeni Kaledonya'nın çevresinde 8 yıl boyunca kaydedilen balina şarkılarını analiz etti.

Araştırmacılar işe şarkılardaki sesleri harflerle kodlayarak başladı. Hakemli dergi Science'ta 6 Şubat Perşembe günü yayımlanan makalenin yazarlarından Jenny Allen, "Seslerin farklı şekilde gruplanması sözkonusu" diye açıklıyor:

Mesela bir yıl homurtu, homurtu, ciyaklama diye gidiyor ve elimizde AAB grubu oluyor, başka bir yıl inleme, ciyaklama, homurtu oluyor ve buna da CBA diyoruz. 

Ardından şarkıların yapısını çözmek isteyen ekip, insan bebeklerin kelimeleri öğrenme yöntemine başvurdu. 

Bebeklerin, etraflarında duyduğu konuşmalar kesintisiz ilerlediği için kelimeler arasındaki "bariyerleri" fark etmeleri gerekiyor. Makalenin bir diğer yazarı Inbal Arnon "Sesler aynı kelimenin parçasıysa bir arada bulunma olasılıkları daha yüksektir. Bebekler, kelime sınırlarını keşfetmek için bir sesin diğerini takip etme ihtimalindeki bu dalgalanmaları kullanır" diyor.

Örneğin "güzel çiçekler" ifadesinde "gü" ve "zel" seslerinin peşpeşe olması ihtimalinin, "zel" ve "çi"den daha yüksek olduğunu anlayarak kelimeler arasındaki sınırları öğreniyorlar.

Harflerle kodladıkları şarkıları analiz eden ekip, sık sık birbirini takip eden sesleri kelime benzeri alt gruplara ayırdılar. Örneğin kısa bir ıslığın ardından gelen ciyaklama bunlardan biriydi.

Bilim insanları bu alt grupların şarkılara, tıpkı insan dillerindeki kelimeler gibi dağıldığını buldu: Zipf yasası diye bilinen kurala göre bir dildeki en yaygın kelime, ikinci sıradakinden iki kat daha sık kullanılıyor.

Bir diğer çarpıcı bulguysa en yaygın balina seslerinin, tıpkı en yaygın insan kelimeleri gibi kısa olmasıydı. 

Araştırma ekibinden Simon Kirby "Grafiğin ortaya çıktığı anı asla unutmayacağım; tıpkı insan dilinden çok iyi tanıdığımız bir grafik gibiydi" diyerek ekliyor: 

Onlarca milyon yıllık evrimle birbirinden ayrılmış bu iki tür arasında derin bir ortaklığı ortaya çıkardığımızı fark ettik.

Bulgular, balina şarkılarının insan dillerindeki cümleler gibi karmaşık anlamlar taşıdığını anlamına gelmiyor. Ancak kambur balinaların bu şarkıları, bebeklere benzer bir süreçle öğrendiğine işaret ediyor. 

Science Advances adlı hakemli dergide 5 Şubat'ta yayımlanan başka bir çalışmada, başka deniz memelileriyle ilgili benzer bulgular edinildi.

16 yunus ve balina türünün 11'inde, insan dillerinde geçerli olan Menzerath yasasının izleri bulundu. Bu kurala göre daha fazla sözcük içeren cümleler, genellikle daha kısa kelimelerden oluşuyor.

Araştırmacılar Zipf yasasının da 5 türden ikisinde mevcut olduğunu kaydetti.

Makalenin yazarlarından Mason Youngblood, "Çalışmalarımız birlikte ele alındığında, kambur balina şarkılarının daha verimli ve daha kolay öğrenilecek şekilde evrimleştiğini gösteriyor" diyor.

Independent Türkçe, New York Times, New Scientist, Science, Science Advances