Twitter'ın rakibinden kullanıcılarını "özgürleştirecek" yeni özellik

Bluesky, kullanıcıların verilerini gelecekte istedikleri zamanda başka bir sağlayıcıya taşıyabileceğini söyledi

(Reuters)
(Reuters)
TT

Twitter'ın rakibinden kullanıcılarını "özgürleştirecek" yeni özellik

(Reuters)
(Reuters)

Jack Dorsey'in X'e rakip platformu Bluesky perşembe günü yaptığı açıklamada, kullanıcılarının verilerini barındırmak için kendi sunucularını kurmalarına izin vermeye başlayacağını duyurdu. Bu hamlenin, kullanıcılara içerikleri üzerinde daha fazla kontrol imkanı sağlayacağı umuluyor.

Normalde X (eski adıyla Twitter) gibi sosyal medya platformlarındaki kullanıcı verileri, kişinin hizmetlerini kullandığı şirket tarafından depolanır ve bu platformdan ayrılması, kişinin bağlantılarını ve içeriğini kaybetmesi anlamına gelebilir.

Dorsey de dahil birçok kişinin savunduğu bu alternatif model, platformların internetin işleyişine benzer şekilde yani merkeziyetsiz olarak çalıştırılmasını sağlıyor.

Örneğin, internette herkes kendi web sitesini kurabilir ve bunun için birçok şirket arasından seçim yapabilir; daha sonra fikirlerini değiştirdiklerinde farklı bir yer sağlayıcısına taşınabilir.

Bluesky bir blog yazısında "Sosyal medyanın da aynı şekilde çalışması gerektiğini düşünüyoruz" diye belirtti.

Sosyal ağ, "Bluesky'a kaydolduğunuzda, varsayılan olarak verilerinizi Bluesky'ın depolamasını öneriyoruz. Ancak isterseniz başka bir şirketin sunucusunda hatta kendi sunucunuzda depolanmasını tercih edebilirsiniz" açıklamasında bulundu.

Bluesky ayrıca kullanıcıların "mevcut gönderileri, beğenileri veya takip ettiklerinin hiçbirini kaybetmeden" verilerini istedikleri zaman başka bir sağlayıcıya taşıyabileceğini de sözlerine ekledi.

Kullanıcıların, verilerini kendi sunucularında barındırmasıyla sosyal medya hesapları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabileceklerini belirten şirket, ağın sorunsuz çalışmasını sağlamak için "koruma önlemleri" bulunduğunu da belirtti.

Bluesky halihazırda kullanıcıların sadece ana hesaplarını kendi sunucularında barındırmasına izin veriyor.

Şirket, bir sonraki aşamada kendi sunucularını barındıranların her birinin 10 hesapla sınırlandırılacağını ve daha sonra bunların arasında "güven ve itibar sağlandıkça" bu kullanım limitinin başlangıç seviyesinin artırılacağını söyledi.

Şirket ayrıca platformdaki bu özelliğin kötüye kullanımına karşı mücadele etmek için bağımsız moderasyon hizmetlerine yeni araçlar sunmayı planlıyor.

Bluesky'nin bu hamlesi, önceki haftalarda herkesin bir hesap oluşturmasına ve hizmete katılmasına izin vermeye başlamasıyla geldi. Daha önce platforma katılmak isteyen herkes bir davetiyeye ihtiyaç duyuyordu. 

Platformun kurucusu Dorsey başından beri Bluesky'nin tek bir şirket tarafından kontrol edilmeyen yeni bir tür "açık ve merkeziyetsiz" sosyal medya biçimi olmasını öngördüğünü söylüyor. 

Bluesky, kullanıcılarının arkadaş, takipçi ve veri koleksiyonlarını diğer sosyal ağlara taşımalarına izin vererek daha özgür olmalarını sağlamayı planlıyor.

Sosyal ağların birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışabilmesini sağlamaya yönelik teknik terime "federasyon" deniyor.

Önceki haftalarda internet sitesinde yer alan bir karikatür sayfasında Bluesky, "oluşturmanız gereken tek sosyal hesap" olmayı hedeflediğini söylemişti

Independent Türkçe



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour