Microsoft yeni oyun ve konsollarını tanıttı

Fotoğraf: Microsoft
Fotoğraf: Microsoft
TT

Microsoft yeni oyun ve konsollarını tanıttı

Fotoğraf: Microsoft
Fotoğraf: Microsoft

Microsoft bir dizi yeni oyunun yanı sıra bunların oynanabileceği yeni konsolları da tanıttı.

Şirket Call of Duty'nin bir sonraki versiyonu Black Ops 6'i gösterdi. Bu yıl piyasaya sürülecek oyun, Microsoft'un yalnızca çevrimiçi oynamanın mümkün olacağını açıklamasıyla şimdiden bazı tartışmalara yol açtı.

Games Showcase, oyun endüstrisinin gerileme yaşadığı ve yayıncıların daha düşük satışlar, işten çıkarmalar ve stüdyo kapatmalarla boğuştuğu bir dönemde Xbox ve Microsoft için çok önemli bir zamanda gerçekleşti.

Microsoft, Xbox Series X ve S konsollarının disksiz versiyonu ve Series X'in 2 terabayt depolama alanına sahip özel bir sürümü dahil üç oyun konsolunu sergiledi.

Donanım yenilemesi, Xbox'ın Sony'nin PlayStation 5'iyle rekabet eden konsollarının satışlarını artırabilir.

Sergilenen oyunlar arasında uzun süredir devam eden Doom serisinin son oyunu Doom: The Dark Ages ve Xbox'ın en popüler oyunlarından biri için 5 yıllık bekleyişi sona erdiren en yeni Gears of War'un ön gösterimi de yer aldı.

Yeni Doom ve Call of Duty de dahil çok sayıda oyun lansman gününde Xbox Game Pass'te mevcut olacak ve bu, Microsoft'un nispeten daha yumuşak bir ekonomiyle boğuşan tüketicileri cezbetmeye çalışırken abonelik hizmetine büyük yatırım yaptığını gösteriyor.

Games Showcase'i ekimde piyasaya sürülmesi planlanan yeni Call of Duty: Black Ops 6'in özelliklerini, karakterlerini ve oynanışını vurgulayan, Activision Blizzard'ın stüdyolarından özel bir tanıtım izledi.

Geliştiriciler Treyarch ve Raven software, 1990'ların başında geçen oyunun senaryo bölümünden kısa videolar göstererek oyuncuların her yöne depar atabilmesine olanak tanıyan yeni hareket sistemi gibi özellikleri tanıttı ve hayranların çok sevdiği "Zombi" moduna bir bakış sundu.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

Independent Türkçe



Kuyudan çıkan insan kemikleri, 800 yıllık destandaki olayı doğruladı

Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
TT

Kuyudan çıkan insan kemikleri, 800 yıllık destandaki olayı doğruladı

Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)

Norveç'teki bir kuyuda bulunan insan kemiklerinin, 800 yıllık bir destanda adı geçen bir kişiye ait olduğu saptandı. Yeni çalışma, suyu kirletmek için kuyuya atıldığı söylenen adam hakkında beklenmedik bir gerçeği ortaya çıkardı. 

1184'ten 1202'ye kadar bugünkü Norveç'in büyük bir kısmına hükmeden Kral Sverre Sigurdsson'un hayatını anlatan Sverris Destanı'nda ülkenin iç kesimindeki bir kaleye yapılan baskından söz ediliyor. 

Kralın, Roma Katolik Kilisesi'yle bağlantılı karşıtları olan Bagler grubu, Sverresborg Kalesi'ne 1197'de düzenledikleri baskında evleri yakıp yıkıyor ve bölgenin sularını zehirlemek için ölü bir adamı kuyuya atıyor. Destana göre daha sonra kuyu taşlarla dolduruluyor. 

Özellikle kralın gözetiminde yazılmasından dolayı uzmanlar bu destanın ne kadar güvenilir olduğundan emin değildi. 

Fakat hakemli dergi iScience'ta dün (25 Ekim) yayımlanan çalışma, en azından "Kuyudaki Adam" hikayesinin doğru olduğuna işaret ediyor. 

Arkeologlar 1938'de Sverresborg Kalesi harabelerinde terk edilmiş bir kuyuda, büyük taşların altında insan kemikleri bulmuştu. Ancak bilimsel araştırma tekniklerinin yetersiz kalmasından dolayı kemiklerin detaylıca incelenmesi mümkün olmamıştı. 

2014 ve 2016'daki kazılardaysa adamın sol elinin parçaları ve bedeninden koparılmış kafatası çıkarılmıştı.

Bilim insanları yeni çalışmada genom dizileme ve radyokarbon tarihleme yönteminden yararlanarak Kuyudaki Adam'ın gizemini aydınlattı.
 

Araştırmacılar, adamın kafatasındaki darbelere dayanarak kuyuya atılmadan önce ciddi seviyede yaralandığını tahmin ediyor (Åge Hojem/NTNU Üniversite Müzesi)Araştırmacılar, adamın kafatasındaki darbelere dayanarak kuyuya atılmadan önce ciddi seviyede yaralandığını tahmin ediyor (Åge Hojem/NTNU Üniversite Müzesi)

Analizler, kemiklerin yaklaşık 800 yıl önce yaşayan ve 30-40 yaşlarında ölen bir erkeğe ait olduğunu ortaya koydu. 

Ekip, bu tarihin destandaki zamanlamayla örtüşmesinden dolayı kemiklerin baskını düzenleyenler tarafından kuyuya atılan adama ait olduğunu söylüyor. 

Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Michael Martin, "İlk kez bir Norveç destanında anlatılan bir kişinin ya da karakterin kalıntılarının sahibi kesin bir şekilde tespit edildi" diyerek ekliyor: 

Bu aynı zamanda bir Ortaçağ metninde adı geçen belirli bir kişinin tüm genom dizisini elde ettiğimiz en eski vaka.

Bilim insanlarının yaptığı DNA analizi, Kuyudaki Adam'ın mavi gözlü, açık tenli, sarışın veya açık kahverengi saçlı olduğuna işaret ediyor. Bu pek ilginç olmasa da genetik bilgilerinin Norveç'in güneyindeki kişilerle yakından eşleşmesi araştırmacıları şoke etti. 

Daha önce kuyuya atılan kişinin baskına uğrayan iç kesimden biri olduğu düşünülüyordu. Ancak saldırıyı düzenleyen Bagler grubunun güneyli olması bu teoriye şüphe düşürüyor.

Dr. Martin "Hepimiz için en büyük sürpriz, Kuyudaki Adam'ın yerel halktan gelmemesi; aksine soyunun Norveç'in güneyindeki belirli bir bölgeye dayanmasıydı" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da kuşatma ordusunun kendi ölülerinden birini kuyuya attığına işaret ediyor. 

Norveç'teki Stavanger Üniversitesi'nden arkeolog ve tarihçi Roderick Dale, yer almadığı çalışmanın destanda anlatılan olayları doğruluyor gibi göründüğünü söylüyor. Ancak Dale bu tür destanların "tarihten çok propagandaya" daha yakın olduğunu ekliyor:

Bu nedenle günümüzdeki bir politikacının otobiyografisine yaklaştığımız şekilde yaklaşabiliriz. Yazarın yaşamı boyunca meydana gelen tarihi olayları ele almasına rağmen kendi başına bir tarih değil.

Independent Türkçe, CNN, New York Times, Live Science, iScience