Uydu görüntüleri, Antarktika'daki "çarpıcı" renk değişimini gözler önüne serdi

İstilacı türlerin tehdidiyle karşı karşıya

Antarktika Yarımadası'nda yer alan Robert Adası'ndaki bitki örtüsü, parlak yeşil renkle gösteriliyor (WorldView-2/DigitalGlobe)
Antarktika Yarımadası'nda yer alan Robert Adası'ndaki bitki örtüsü, parlak yeşil renkle gösteriliyor (WorldView-2/DigitalGlobe)
TT
20

Uydu görüntüleri, Antarktika'daki "çarpıcı" renk değişimini gözler önüne serdi

Antarktika Yarımadası'nda yer alan Robert Adası'ndaki bitki örtüsü, parlak yeşil renkle gösteriliyor (WorldView-2/DigitalGlobe)
Antarktika Yarımadası'nda yer alan Robert Adası'ndaki bitki örtüsü, parlak yeşil renkle gösteriliyor (WorldView-2/DigitalGlobe)

Yükselen sıcaklıkların etkisindeki Antarktika Yarımadası'nın "çarpıcı bir hızda" yeşil bir örtüyle kaplandığı ortaya kondu. 

Yeryüzünün en soğuk bölgesi olan Antarktika da iklim krizinden nasibini alıyor. Büyük ölçüde kar, buz ve kayadan oluşan kıta, dünyanın geri kalanı gibi son yıllarda rekor sıcaklıklara sahne oluyor. 

Bu türden değişimler Antarktika'nın beyaz görünümüne yeşil rengini eklerken, yeni bir çalışmada sözkonusu etkinin boyutları gözler önüne serildi.

Bilim insanları, NASA ve ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'nun Landsat programının uydu görüntülerinden yararlanarak Antarktika Yarımadası'ndaki bitki örtüsünün 1986-2021 döneminde geçirdiği değişimleri analiz etti. 

Güney Kutbu'ndaki kıtanın en kuzeyindeki Antarktika Yarımadası, küresel ortalamadan 5 kat daha hızlı ısınıyor. 

Nature Geoscience adlı hakemli dergide dün (4 Ekim) yayımlanan araştırmada, çoğunluğu yosunlardan oluşan bitki habitatının son 40 yılda 10 kattan fazla arttığı saptandı. 

Uydu verileri, 1986'da 1 kilometrekareden daha az alanı kaplayan bitki örtüsünün 2021'de 12 kilometrekareye yayıldığını gösterdi. 

Antarktika Yarımadası, dünya ortalamasından çok daha hızlı ısınıyor (Matt Amesbury)

Antarktika Yarımadası, dünya ortalamasından çok daha hızlı ısınıyor (Matt Amesbury)

Araştırmacılar ayrıca bölgenin yeşile dönme hızının 2016-2021 döneminde yüzde 30 arttığını da kaydetti. 

Yaklaşık 522 bin kilometrekarelik Antarktika Yarımadası'nın 12 kilometrekaresinin yeşile dönmesi ciddi bir sorun gibi görünmeyebilir. Fakat yeni çalışmanın ortak yürütücüsü çevre uzmanı Dr. Thomas Roland, "bu küçük alanın çarpıcı bi̇r hızda genişlediğini" belirtiyor.

Exeter Üniversitesi'nden Dr. Roland, "Bulgularımız, insan kaynaklı iklim değişikliğinin etkisinin sınırı olmadığını doğruluyor" ifadelerini kullanıyor: 

Antarktika Yarımadası'nda; bu en sert, ücra ve izole 'vahşi doğa'da bile manzara değişirken, bu etkiler uzaydan görülebiliyor.

Bilim insanları iklim krizine bağladıkları bu renk değişiminin gittikçe artacağını öngörüyor. Bitki örtüsünün daha geniş alanlar kaplamasının, toprak oluşumunu artırarak istilacı türlerin bölgeye girmesine yol açması ve doğal yaşamı tehlikeye sokması bekleniyor.

Çalışmaya liderlik eden bilim insanlarından Dr. Olly Bartlett "Antarktika'da toprak çoğunlukla ya azdır ya da hiç yoktur ancak bitki yaşamındaki bu artış bölgeye organik madde ekleyerek toprak oluşumunu kolaylaştırıyor" diyerek ekliyor: 

Bu da muhtemelen ekoturistler, bilim insanları ya da kıtaya giden diğer ziyaretçilerin bölgeye yabancı ve istilacı türler taşıma riskini artırıyor.

Koyu renkli yüzeyler ısıyı daha çok hapsettiği için Antarktika Yarımadası'ndaki renk değişimi, bölgenin güneş ışınlarını uzaya gönderme becerisinde de gerilemeye yol açabilir. Bu durum her ne kadar yerel bir etki yaratsa da bitki örtüsünün daha geniş alanlara yayılmasına katkı sağlayabilir. 

Bilim insanları bundan sonra Antarktika'daki buzulların erimesiyle gün yüzüne çıkan alanlarda bitkilerin nasıl yaygınlaştığını araştırmayı planlıyor. 

Independent Türkçe, Guardian, CNN, Nature Geoscience



Patlayarak gezegeni soğutan yanardağ 200 yıl sonra bulundu

 200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)
200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)
TT
20

Patlayarak gezegeni soğutan yanardağ 200 yıl sonra bulundu

 200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)
200 yıl önceki patlamanın Simuşir Adası'nda yaşandığı saptandı (Oleg Dirksen)

1831'de patlayarak gezegenin soğumasına yol açan yanardağ nihayet bulundu. 

19. yüzyılın en büyük volkanik patlamaları arasında sayılan bu olay, Kuzey Yarımküre'deki sıcaklıkların 1 derece düşmesine neden olmuştu. İklimin soğuması sonucu ekinler ölmüş ve çeşitli yerlerde kıtlıklar patlak vermişti. 

Ancak patlamanın hangi yanardağda gerçekleştiği bugüne kadar bilinmiyordu. 

Birleşik Krallık'taki Saint Andrews Üniversitesi'nden Dr. William Hutchison liderliğindeki araştırmacılar, Grönland buz örtüsüne hapsolan külleri analiz ederek yanardağı saptadı.

Bulguları hakemli dergi PNAS'te yayımlanan çalışmada yıkıcı olay, Rusya ve Japonya arasındaki Kuril Adaları'nda yer alan Zavaritski Yanardağı'yla ilişkilendirildi. 

Sismik faaliyetleri takip eden cihazlar ve alçak yörüngedeki uydular sayesinde bugün Dünya'nın herhangi bir yerinde yaşanan bir volkanik patlamayı tespit etmemek neredeyse imkansız.

Ancak yaklaşık 200 yıl önce, yerleşimin olmadığı uzak bir adadaki bu tür bir olayı saptamak epey zorlu bir iş olurdu. 

1831'deki patlama daha önce Filipinler'deki Babuyan Claro veya Akdeniz'deki Ferdinandea'yla ilişkilendirilmiş ancak bu teoriler, çalışmalarla desteklenememişti. 

Yeni araştırmayı yürüten ekip Grönland'daki buz çekirdeklerini inceleyerek sülfür miktarının, 1831'de Kuzey Yarımküre'de bir patlama yaşandığına işaret ettiğini buldu.
 

Görsel kaldırıldı.Zavaritski Kalderası muhtemelen 1831'deki patlamadan sonra oluştu (NASA)


Bilim insanları ayrıca kül ve 0,02 milimetreyi aşmayan uzunluktaki volkanik cam parçalarını analiz etti. 

Rusya ve Japonya'daki meslektaşlarıyla işbirliği yapan ekip, örneklerin Simuşir Adası'ndaki Zavaritski Kalderası'ndan alınanlarla eşleştiğini ortaya koydu. 

Dr. Hutchison "Laboratuvarda biri volkandan diğeri buz çekirdeğinden gelen iki kül örneğini analiz ettiğimiz an, gerçek bir eureka anıydı" diyerek ekliyor: 

Rakamların birebir eşleştiğine inanamadım. Daha sonra eşleşmenin gerçek olduğuna kendimi ikna etmek için uzun bir süre Kuril kayıtlarındaki patlamanın tarihini ve boyutunu araştırdım.

Adadaki kalderanın 1700'le 1900 arasında oluştuğu tespit edildi. Bilim insanları bu volkanik çöküntüye 1831'deki olayın yol açtığını düşünüyor. 

Yeni bulgularından önce Zavaritski'de bilinen son patlama MÖ 800'de gerçekleşmişti.

Çalışma, ücra bölgelerdeki yanardağların yakından takip edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor.

Dr. Hutchison, "Bunun gibi çok sayıda yanardağ var ve bu da bir sonraki büyük patlamanın ne zaman veya nerede meydana gelebileceğini tahmin etmenin ne kadar zor olacağını vurguluyor" diyerek ekliyor:

Bilim insanları ve toplum olarak 1831'deki gibi büyük bir patlama gerçekleştiğinde uluslararası yanıtı nasıl koordine edeceğimizi düşünmemiz gerekiyor.

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, PNAS