Çay içenler neden uzun yaşıyor?

Bilim insanları sevilen içeceğin faydalarını saymakla bitiremiyor

Uzmanlar günde 5 bardaktan fazla çayın zararlı sonuçlar doğurabileceğini söylüyor (Unsplash)
Uzmanlar günde 5 bardaktan fazla çayın zararlı sonuçlar doğurabileceğini söylüyor (Unsplash)
TT

Çay içenler neden uzun yaşıyor?

Uzmanlar günde 5 bardaktan fazla çayın zararlı sonuçlar doğurabileceğini söylüyor (Unsplash)
Uzmanlar günde 5 bardaktan fazla çayın zararlı sonuçlar doğurabileceğini söylüyor (Unsplash)

Dünyanın ve Türkiye'nin en sevilen içeceklerinden biri olan çayın sağlığa pek çok faydası var.

2022'de yapılan bir araştırmada günde iki veya daha fazla fincan çay içmenin, herhangi bir sebepten ölme riskini yüzde 9 ila 13 oranında düşürebileceği bulunmuştu.

Britanya Kalp Vakfı, bu çalışmanın çay içmekle uzun ömür arasında neden-sonuç ilişkisi kurmadığını belirtse de uzmanlar çayın çeşitli faydaları olduğunu ifade ediyor.

Hastalıkları önlüyor

Bilim insanları, siyah çayın antioksidan maddeler içermesi sayesinde çeşitli hastalıkların önüne geçebileceğini söylüyor.

Özellikle flavonoid grubundaki antioksidanlar, kalp hastalıkları, kanser ve tip 2 diyabet riskini düşürebiliyor.

Bilim insanları siyah çayın kolesterole ve tansiyona iyi geldiğini söyleyerek kalp sağlığına fayda sağladığını ifade ediyor.

Her gün çay içenlerin, son 12 ayda içmeyenlere kıyasla kalp hastalığı riskinin yüzde 8, kalp krizi gibi sorunlar yaşama riskininse yüzde 10 azaldığı 2017 tarihli bir araştırmada saptanmıştı.

Uzmanlar ayrıca yeşil çayın iltihaplanma ve kanser riskini düşürebilecek antioksidanlar içerdiğini belirtiyor.

Avustralya'daki Newcastle Üniversitesi'nden beslenme uzmanı Quan Vuong, kateşin adlı antioksidanın en çok yeşil çayda bulunduğunu ancak siyah çayın kateşin seviyesini azaltan süreçlerden geçmesine rağmen antioksidan özelliklerini koruduğunu söylüyor. 

Bağırsaklara iyi geliyor

Siyah çaydaki polifenol adlı bileşiklerin, iyi bakterilerin çoğalmasını ve zararlı olanların azalmasını sağlayarak bağırsağın sağlıklı kalmasına katkı sunduğu tahmin ediliyor.

Ayrıca pek çok araştırma yeşil çayın kilo vermeye yardımcı olduğuna işaret ediyor.

Bununla beraber, 2017'de siyah çayın da bağırsaklara iyi gelerek zayıflamaya katkı sağladığı bulunmuştu.

Hidrasyona katkı sağlıyor

Vücutta yeterli su bulunmasını ifade eden hidrasyon, kalbin düzgün çalışmasından sindirime kadar pek çok sürecin işlemesinde kritik önem taşıyor.

Uzmanlar bunun için genellikle su içilmesini tavsiye ediyor fakat çay gibi içeceklerin de yardımcı olacağını belirtiyorlar.

Diyetisyen Caroline Thomason "Çaydaki kafein ve diğer bileşikler idrar söktürücü işlevi görebilir, yani idrara çıkmamıza neden olabilir" diyerek ekliyor:

Fakat bunların dehidrasyona yol açan içecekler olmadığını unutmayın.

Newcastle Üniversitesi'nden Emma Beckett da "Hidrasyon sadece vücudunuzda ne kaldığıyla ilgili değil" diye açıklıyor: 

Hidrasyon vücudunuzda hareket eden suyla ilgili ve vücudunuzda gezinirken toksinleri atma ve tuzları dengeleme fırsatı veriyor.

Uzmanlar bu nedenle günlük su ihtiyacının tamamen su içerek karşılanmak zorunda olmadığını ifade ediyor. Çayın yanı sıra sebze-meyvelerden gelen su da hidrasyona fayda sağlıyor.

Odaklanmayı artırıyor ve stresi azaltıyor

Diyetisyen Jennie Norton, siyah ve yeşil çaydaki L-theanine adlı amino asit ve kafeinin, dikkati toplamaya yardım ettiğini söylüyor. 

Kahveden farklı olarak çaydaki kafein, daha yavaş emildiği için daha uzun süre enerji sağlıyor.

Bilim insanları L-theanine'in odaklanmayı artırdığını, rahatlamayı sağladığını, hafızayı geliştirdiğini ve stresi azalttığını da belirtiyor.

Çalışmalar ayrıca çeşitli çayların sadece kimyasal bileşenleriyle değil aromasıyla da insanları rahatlattığını gösteriyor. Çay içerken yaşanan duyusal deneyimlerin, stres hormunu kortizol seviyelerini düşürme ve kaygıyı azaltma gibi etkiler yaratabileceği öne sürülüyor.

2018 tarihli bir çalışmada, siyah çay aromasını solumanın bilişsel görevler sırasında stresi azalttığı görülmüştü. 

Papatya çayı özellikle rahatlama için etkiliyken, nane çayının ferahlatıcı kokusu dikkati artırabiliyor.

Kalpten bağırsaklara kadar pek çok organa iyi gelen çayın, uzun ömürle arasındaki ilişkinin bu sebeplerden kaynaklandığı tahmin ediliyor. 

Ancak burada bir neden-sonuç ilişkisi olmadığını ve uzun bir yaşam için sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma ve yeterli gece uykusunu alma gibi faktörlerin kritik rol oynadığını belirtmek gerekiyor.

Independent Türkçe, National Geographic, Healthline, USA Today, Britanya Kalp Vakfı, UCLA, National Library of Medicine, Journal of Physiological Anthropology



Kedi ve köpekler rüyasında ne görüyor?

Kedi ve köpeklerin iyi bir uyku çekmesi, sağlıklı yaşamaları ve öğrenme becerilerinin gelişmesi açısından kritik önem taşıyor (Unsplash)
Kedi ve köpeklerin iyi bir uyku çekmesi, sağlıklı yaşamaları ve öğrenme becerilerinin gelişmesi açısından kritik önem taşıyor (Unsplash)
TT

Kedi ve köpekler rüyasında ne görüyor?

Kedi ve köpeklerin iyi bir uyku çekmesi, sağlıklı yaşamaları ve öğrenme becerilerinin gelişmesi açısından kritik önem taşıyor (Unsplash)
Kedi ve köpeklerin iyi bir uyku çekmesi, sağlıklı yaşamaları ve öğrenme becerilerinin gelişmesi açısından kritik önem taşıyor (Unsplash)

Sokakta bir köşeye veya evdeki koltuğa kıvrılıp yatan kedi ve köpekler, tıpkı insanlar gibi rüya görüyor. 

Hayvanların uyurken ne gördüğünü anlatma imkanı olmasa da bilim insanlarının elinde bazı yöntemler var. 

Rüya görürken insanların gözleri hareket ediyor ve uykunun bu evresi hızlı göz hareketi (rapid eye movement / REM) diye biliniyor. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda kedi ve köpekler de REM belirtileri sergiliyor.

Ancak araştırmacılar, hayvanların tam olarak insanlar gibi rüya görmediğini düşünüyor. 

San Francisco Eyalet Üniversitesi'nden David Peña-Guzmán, "Diğer hayvanların insan olmayan zihinleri ve bedenleriyle, bizimle aynı şekilde rüya gördüğünü varsaymak hata olur" diyor. 

Yine de uzmanlara göre bu hayvanların rüyaları, günlük hayattaki deneyimlerinin bir yansıması. 

Pek çok araştırmacı, insanların bu şekilde rüya gördüğünü düşünürken bazıları, kişinin yaşantısında eksik olan şeylerin rüyasını gördüğünü öne sürüyor.

Harvard Üniversitesi'nde rüyalar üzerine çalışan Deirdre Barrett, hayvanların rüyalarının içeriğine dair yeterince araştırma yapılmadığını söyleyerek ekliyor:

Muhtemelen köpekler gün içinde neyle ilgileniyorsa, rüyalarında da onlar ortaya çıkıyor.

Barrett'a göre evcil köpekler muhtemelen yemek, oyun ve sahipleri hakkında rüya görüyor. 

1970'lerde yapılan bir araştırmada kedilerin REM uykusu sırasında hareket ettiği görülmüştü. Bilim insanları hayvanın bu sırada rüyasında avlandığını gördüğünü düşünüyor. 

Barrett, "Kedilerin avlarını takip etmek veya onlara saldırmakla ilgili rüya gördüğü çok güçlü bir varsayım" diyor. 

Ayrıca bazı kedilerin, güneşte uzandıklarını veya esnediklerini görmesi de muhtemel. 

Madrid'deki Montepríncipe Kliniği'nde veteriner olan Juan Antonio Aguado da "Köpekler; sahipleri, yürüyüşleri ya da oynadıkları oyunlar hakkında rüya görebilir" diyerek ekliyor: 

Kedilerse kanepede kucaklaşma, avlanma ve hatta diğer hayvanlarla kavga etme anlarını yeniden yaşayabilir. Bu rüyalar uyku sırasında ağız seğirmesi, bacak hareketleri, hırlama ve havlama gibi fiziksel davranışlarla kendini gösterir.

Barrett kedilerin de sahiplerini rüyasında görebileceğini ancak bunun köpeklerde daha sık yaşandığını tahmin ediyor.

Aguado ayrıca köpek büyüklüğünün de rüyaları etkilediğini öne sürüyor:

Büyük köpekler her 60 ila 90 dakikada bir rüya görürken, küçük köpekler uyurken daha fazla beyin aktivitesine sahip olduğu için bunu yaklaşık 10 dakikada bir yapar.

Hayvanlar rüya görebildikleri gibi bunlar kabusa da dönüşebiliyor. Genellikle kabus görünce uykularında hırlamaya veya havlamaya başlayabiliyorlar.

Aguado, derin uykudaki hayvanların gerçekliğe dair farkındalığı azaldığı için onları uyandırmamayı tavsiye ediyor.

Veteriner "Köpek veya kedi olumsuz tepki verebilir ve saldırgan davranabilir" diyerek ekliyor: 

Dikkatini çekmek için ismiyle seslenmek ya da yatağını hafifçe hareket ettirmek tercih edilmeli.

Independent Türkçe, El País, Scientific American