Doktorlar, hep aynı günü yaşadığını söyleyen hastayı inceledi

"Her gün bir öncekinin tekrarı. Her televizyon programı aynı. Yolun kenarında aynı insanlar duruyor"

1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)
1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)
TT

Doktorlar, hep aynı günü yaşadığını söyleyen hastayı inceledi

1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)
1993 yapımı Bugün Aslında Dündü filminde hava durumu sunucusu Phil Connors'ın bir büyü sonucu hep aynı günü yaşaması konu ediliyor (Columbia Pictures)

Doktorlar, hayatındaki yeni gelişmelerin aslında önceki deneyimlerin tekrarı olduğu hissine kapılan ve şiddetli deja vu'dan mustarip bir vakayı kayda geçirdi.

Yeni bir olayı daha önceden yaşamış veya yeni bir yeri daha önceden görmüş gibi hissetmeye deja vu adı veriliyor. Bu terim, Fransızca deja (daha önceden) ve voir (görmek) kelimelerinden oluşuyor. Herkesin arada sırada deneyimlediği bu his, bazı kişilerde anormal seviyelere ulaşabiliyor.

Bu vakada 80'li yaşlarındaki erkek hasta, alışılmadık davranışlar sergilemeye başladıktan sonra hastaneye müracaat etti. Örneğin e-kitap cihazının arızalı olduğuna ve ona aynı metinleri defalarca okuttuğuna inanıyordu.

Ayrıca televizyonunun aynı haberleri tekrar tekrar gösterdiğini düşünüyordu. Yaşlı adam bu nedenle cihazları için teknisyenleri de aradığını ve cihazların düzgün çalıştığı cevabını aldığını bildirdi.

IFL Science'ın aktardığına göre ailesi, tüm bunların bir hayal ürünü olduğuna hastayı ikna edemedi.

Vaka, Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day), Küçük Ama Mükemmel Şeylerin Haritası (The Map of Tiny Perfect Things) ve Palm Springs gibi popüler filmleri akla getiriyor. Bu filmlerin baş karakterleri de aynı günü veya aynı olayı tekrar tekrar yaşıyordu.

Hakemli bilimsel dergi BMJ Case Report'ta yayımlanan vaka raporunda hastanın doktorlara söylediği sözler yer alıyor:

Her gün bir önceki günün tekrarı. Her televizyon programı aynı. Nereye gidersem gideyim, yolun kenarında aynı insanlar duruyor. Arkamda aynı insanlar var. Arabalardan aynı kişiler iniyor, aynı kıyafetleri giyiyor, aynı çantaları taşıyor, aynı şeyleri söylüyor.

Hastayı değerlendiren ekip, yaşlı adamın sözel hafızayla ilgili güçlükler yaşadığını tespit etti. Bilişsel testler ve beyin taramalarının ardından hastaya Alzheimer teşhisi kondu.

Durum, nadir görülse de tıp literatüründe daha önce de kayda geçmişti.

"Deja vu'nun patolojik formu" diye nitelendiren bu vakalardan ilki 1896'da yayımlanan bir raporda kayda geçmişti.

Bu durum her zaman Alzheimer veya diğer bunama biçimlerinin belirtisi olmuyor. Ancak genellikle hastaların hayatını zorlaştırıyor.

Örneğin benzer semptomlara sahip bir hastayla ilgili başka bir raporda, "Bugün Aslında Dündü'nün aksine, deja vu'nun sonu mutlu bitmeyebilir" ifadeleri yer alıyor:

Kişinin kendi hayatını daha önce gerçekten yaşadığına dair sanrılı inancı, mantıklı açıklamalar bulmak için hikayeler uydurma eğilimiyle daha da karmaşık hale gelir. Depresif bozukluk veya psikoz gibi ikincil patolojilere yol açabilir.

 

Independent Türkçe, IFL Science, BMJ Case Report



Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Çin’de bunama vakaları neden daha hızlı artıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Çin'de Alzheimer hastalığıyla diğer demans türlerinin orantısız bir sağlık yükü oluşturduğu ve vaka oranlarının küresel ortalamadan daha hızlı arttığı uyarısını yaptı.

Çarşamba günü PLOS One adlı akademik dergide yayımlanan yeni araştırma, ülkede demansı mümkün olduğunca erken önlemek için acil ve etkili müdahalelerin uygulanması çağrısında bulunuyor.

Alzheimer ve diğer demans türleri, (ADD; Alzheimer Dissease and Demantia / Alzheimer Hastalığı ve Demans), dünya çapında artan oranlarla giderek daha ciddi bir nörolojik sağlık sorunu haline geliyor.

Ancak bilim insanları, özellikle Çin'deki bunamaların gerçek hastalık yükü ve risk faktörlerinin yeterince anlaşılmadığını söylüyor.

Mevcut çalışmada araştırmacılar, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlar tarafından başlatılan halka açık veri tabanı Küresel Hastalık Yükü'nden (GBD) alınan, 30 yıldan uzun süreye yayılan küresel sağlık verilerini analiz etti.

Veri tabanı, 204 ülke ve bölgede 370’in üzerinde hastalık ve sağlık sorunuyla bunlara karşılık gelen 88 risk faktörü hakkında veri içeriyor.

1990'la 2021 arasındaki son analizlere dayanarak bilim insanları, Çin'de demans vakalarının üç katına, küresel vakalarınsa iki katına çıktığını tespit etti.

"ADD, küresel hastalık yükü en ağır hastalıklardan biri. Çin'de ve küresel olarak ADD'nin hastalık yükü 1990'dan 2021'e kadar yıldan yıla arttı" diye yazdılar.

Çalışmada, "2021'e gelindiğinde, Çin'in hastalık yükü üç kat artarken, küresel hastalık yükü iki katına çıktı" dendi.

y6u78ı9
ADD'nin 1990-2021 küresel hastalık yükü haritası. İki cinsiyet ve tüm yaşlar için 100 bin kişi başına düşen ölümlerdeki yıllık değişim (Liu, Geng., 2025, PLOS One)

Kısmen daha uzun yaşam süreleri nedeniyle kadınların erkeklere kıyasla demansın genel yükünü daha fazla taşıdığı tespit edildi.

Ancak araştırmacılar, erkeklerin bu hastalıktan ölüm oranlarının biraz daha yüksek olduğunu söylüyor.

Gelecek 15 yıl için eğilimleri tahmin eden bilim insanları, daha etkili müdahaleler yapılmadığı takdirde demans oranlarının özellikle Çin'de artmaya devam edeceği uyarısını yapıyor.

Araştırmacılar, diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanan yüksek kan şekerinin Çin de dahil dünya genelinde demans için önde gelen risk faktörü olduğunu, bunu sigara ve yüksek vücut ağırlığının izlediğini söylüyor.

"Sigara, yüksek açlık kan şekeri düzeyleri ve yüksek vücut kitle indeksi, aralarında yüksek açlık plazma glukozunun baskın konuma sahip olduğu üç ana risk faktörü" diye yazdılar.

Bilim insanları Çin'de demans vakalarındaki artışın büyük ölçüde nüfus artışı ve değişen yaş demografisine bağlı olabileceğinden şüpheleniyor.

"Gelişen bir ülke olarak Çin, ekonomik dönüşüm ve yaşam tarzındaki büyük değişiklikler nedeniyle diyabet hastalarının sayısında önemli bir artış yaşadı" diye yazdılar.

Araştırmacılar, demans vakalarındaki artışı yavaşlatmak adına özellikle yaşlı yetişkinler arasında yüksek kan şekeri ve sigara kullanımının azaltılması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

Erken müdahalenin klinik hedeflerine ulaşmak için cinsiyete özgü risk faktörlerini hedef alan müdahalelere ihtiyaç duyulacağını belirtiyorlar.

Independent Türkçe