NSA ifşacısı Edward Snowden: "2013'teki gözetleme sistemleri, bugünkülere kıyasla çocuk oyuncağı"

"Yaptıklarımdan pişman değilim"

Snowden, WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın serbest bırakılması için de kampanya yürütüyor (Reuters)
Snowden, WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın serbest bırakılması için de kampanya yürütüyor (Reuters)
TT

NSA ifşacısı Edward Snowden: "2013'teki gözetleme sistemleri, bugünkülere kıyasla çocuk oyuncağı"

Snowden, WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın serbest bırakılması için de kampanya yürütüyor (Reuters)
Snowden, WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın serbest bırakılması için de kampanya yürütüyor (Reuters)

ABD'nin ülke dışındaki gizli dinleme ve izleme faaliyetleriyle ilgili bilgileri kamuoyuna sızdıran eski Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) çalışanı Edward Snowden, gözetleme sistemlerinin gelişimini değerlendirdi.

Birleşik Krallık'ın (BK) önde gelen gazetelerinden Guardian'a konuşan Snowden, devletlerin elindeki takip ve dinleme teknolojilerinin korkunç şekilde ileri seviyeye ulaştığını söyledi.

Snowden, şu ifadeleri kullandı:

Bu teknolojiler son derece etkili hale geldi. 2013'te gördüklerimizi ve bugün hükümetlerin elindeki kapasiteyi düşünürsek, 2013'teki teknolojiler çocuk oyuncağı gibi görünüyor.

Büyük teknoloji firmalarının ve hükümetlerin gizli dinleme faaliyetleri nedeniyle halkın güvenini kaybettiğini savunan Snowden, şöyle devam etti: 

Hükümetin bizi mahvetmeyeceğine güveniyorduk. Ama onlar tam da bunu yaptı. Teknoloji şirketlerinin bizden faydalanmayacağına güvendik. Onlar da bunu boşa çıkardı. Bunlar tekrar yaşanacak çünkü bu, iktidarın doğasında var.

39 yaşındaki eski NSA çalışanı, son dönemde popülerleşen uçtan uca şifreleme sisteminin, dünyadaki istihbarat servislerinin gizli dinleme ve casusluk faaliyetleriyle ilgili sızıntılar neticesinde ortaya çıkan olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. 

Snowden, 2013'te gizli istihbarat bilgilerini paylaşarak ABD tarihindeki en büyük sızıntılardan birine imza atmıştı.

Belgelerde, NSA'in ABD merkezli internet şirketlerinin topladığı tüm özel iletişim verilerine erişebildiği ve yabancı ülke vatandaşlarına ait tüm internet yazışmalarını bilgi toplamak için kullanılabildiği ortaya çıkmıştı.

Ayrıca sızıntılarda NSA'in BK istihbarat kurumu GCHQ'yla (Government Communications Headquarters) dünya genelinde gizli dinleme faaliyetleri yürüttüğü de ortaya konmuştu. 

ABD'de 30 yıla kadar hapis istemiyle aranan Snowden, 2013'te Rusya'ya kaçarak geçici oturma izni almıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, eylülde Snowden'a yurttaşlık verilmesini de onaylamıştı.

Snowden, ifşaların ardından çok zorluk yaşadığını belirterek, buna rağmen "hiçbir pişmanlık duymadığını" söyledi. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature