90'ların köşede kalmış korku filmi, sinema tarihinin en rahatsız edici anlarından birini içeriyor

Ölüm Provası'nın başrollerini Ryo Ishibashi, Eihi Shiina ve Tetsu Sawaki paylaşıyor (IMDb)
Ölüm Provası'nın başrollerini Ryo Ishibashi, Eihi Shiina ve Tetsu Sawaki paylaşıyor (IMDb)
TT

90'ların köşede kalmış korku filmi, sinema tarihinin en rahatsız edici anlarından birini içeriyor

Ölüm Provası'nın başrollerini Ryo Ishibashi, Eihi Shiina ve Tetsu Sawaki paylaşıyor (IMDb)
Ölüm Provası'nın başrollerini Ryo Ishibashi, Eihi Shiina ve Tetsu Sawaki paylaşıyor (IMDb)

Bir korku filmindeki en korkunç anın ne olduğu düşünüldüğünde, akla pek çok unutulmaz sahne gelebilir. 

Kuzuların Sessizliği (The Silence of the Lambs) ya da Şeytan (The Exorcist) gibi korku klasiklerinde yer alan dehşet sahneleri birçok neslin zihninde izler bırakırken, Ayin (Hereditary) ve Karabasan (The Babadook) gibi yakın tarihli klasikler de yatak odanızın ışığını haftalarca açık tutmak istemenize neden olacaktır. 

Ancak en rahatsız edici korku sahnesi, aslında sizi geceleri ışık açıkken uyumaya iten değildir.

Takashi Miike'nin 1999 tarihli Ölüm Provası'ndaki (Audition) birçok sahne, filmdeki rahatsız edici görüntüleri gözünüzde canlandırmaktan bile korkmanıza neden oluyor. 

Genç bir kadının travmatik çocukluğuna dair görüntülerden, bir kase kusmuğu çaresizce yiyen bir adama kadar pek çok rahatsız edici sahne içeren filmin en zorlayıcı kısmıysa sonu. 

Kusursuz gelini aramak

Japon yönetmen Miike'nin Ölüm Provası, 7 yıl önce eşini kaybeden ve o zamandan beri kendine gelemeyen Shigeharu'yu merkezine alıyor. 

Yakın bir arkadaşının tavsiyesine uyan adam, televizyon şovu için seçme düzenliyor gibi davranarak kendine yeni bir eş bulmaya çalışıyor. Ancak kusursuz gelini bulmak için yapılan bu plan, zaman içinde bir ölüm provasına dönüşüyor.

Son sahneden önceki tedirgin edici atmosferine rağmen Ölüm Provası, izleyicisini sonundaki şoke edici anlara hazırlamıyor. 

Roman uyarlaması

62 yaşındaki Miike'nin günümüz yönetmenleri ve korku filmleri üzerinde güçlü bir etkiye sahip olmasını sağlayarak korku tarihine geçen son sahne, filmin gösterime girdiği 1999'dan günümüze kadar sarsıcılığından hiçbir şey yitirmedi.

Miike, acımasız sahneleri filmin başına yerleştirerek izleyicileri hemen korkutmamanın çok önemli olduğunu söylemişti. Ryu Murakami'nin aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan film, sık sık tüm zamanların en rahatsız edici filmlerinden biri olarak gösterilmişti.

Ölüm Provası'nın IMDb puanı 7.1 olan filmin eleştirmenlerinin yorumlarının ortalamasıyla elde edilen Metascore puanı 70. Film, Rotten Tomatoes'dansa 100 üzerinden 83 puan almıştı.

Film, her ne kadar rahatsız edici konuları ele alsa da geri dönmek için çok geç olana kadar nereye gittiğine dair neredeyse hiç ipucu vermiyor. 

Bundan sonrası, Ölüm Provası'nın sonu hakkında spoiler içerir, bizden uyarması... 

Filmin sarsıcı sonuna yaklaşırken Eihi Shiina'nın canlandırdığı Asami, Shigeharu'nun ölen karısının fotoğrafını görüp ölümcül bir kıskançlığa kapılıyor. Asami'nin içkiye koyduğu ilaçlardan etkilenen adam felç oluyor ve oturma odasının zemininde yatarken, Miike'nin sinema tarihine damga vuran işkence sahnesi başlıyor.

Independent Türkçe, Collider, Movieweb



Meditasyon ağrıyı plasebo etkisinden farklı bir yolla dindiriyor

Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)
TT

Meditasyon ağrıyı plasebo etkisinden farklı bir yolla dindiriyor

Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)

Farkındalık meditasyonunun ağrıyı dindirebildiği ve bunu plasebo etkisinden farklı bir şekilde yaptığı tespit edildi. 

Uzun yıllardır çeşitli kültürlerde ağrıyı azaltma yöntemi olarak kullanılan farkındalık meditasyonu, kişinin kendini yargılamadan bulunduğu ana odaklanmasını amaçlıyor. 

Kişinin kendi duygu ve düşüncelerine nesnel bir gözle yaklaşması ilkesine dayanan bu pratiğin stres ve kaygıyı da azalttığı belirtiliyor.

Öte yandan bazı bilim insanları, farkındalık meditasyonunun ağrıyı dindirmesinin plasebo etkisi olduğunu düşünüyordu.

Plasebo etkisi, hastaya tamamen etksiz bir tedavi uygulandığında bile görülebilen iyileşme belirtilerini ifade ediyor. 

Biological Psychiatry adlı hakemli dergide 29 Ağustos'ta yayımlanan bir çalışmada bu olgu ve farkındalık meditasyonunun etkileri karşılaştırıldı. 

Araştırmacılar, sağlıklı 115 katılımcıyı 4 gruba ayırdı: rehberli farkındalık meditasyonu, sahte farkındalık meditasyonu (sadece derin nefes alıp verme), ağrıyı azalttığı söylenen plasebo krem (vazelin) ve sesli kitap dinleyen kontrol grubu.

Ardından katılımcıların baldırına, izinleri dahilinde ağrılı ancak zararsız bir ısı uyaranı verilerek hissettikleri ağrının derecesi soruldu. Ayrıca katılımcıların beyni, ağrı verilmesinden önce ve sonra fonksiyonel MR'la izlendi. 

Plasebo krem ve sahte farkındalık meditasyonu ağrıyı azaltsa da asıl farkındalık meditasyonu, diğer tüm müdahalelere kıyasla kişinin ağrısını kayda değer derecede daha fazla düşürdü.

Kaliforniya Üniversitesi San Diego kampüsünden anesteziyoloji hocası ve çalışmanın sorumlu yazarı Fadel Zeidan "Zihin son derece güçlü ve onu, ağrı yönetiminde nasıl kullanabileceğimizi hâlâ anlamaya çalışıyoruz" diyerek ekliyor:

Farkındalık meditasyonu, ağrıyı benlikten ayırarak ve eleştirel yargılardan vazgeçerek hiçbir ilaç kullanmadan, hiçbir maliyeti olmadan ve her yerde uygulanabilecek bir şekilde ağrıyı nasıl deneyimlediğimizi doğrudan değiştirebilir.

Araştırmacılar ayrıca beyin taramalarında farkındalık meditasyonu ve plasebonun ağrıyı farklı yollarla düşürdüğünü kaydetti. 

Yeni çalışma, farkındalık meditasyonunun kronik ağrılardan muzdarip kişilere yardım etme potansiyeli taşıdığına işaret ediyor.

Ancak bulguların, kronik ağrıyı tamamen giderip gidermediğini anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. 

Zeidan, "Milyonlarca kişi her gün kronik ağrıyla yaşıyor ve daha önce anladıklarımızın ötesindeki şeyler bu insanların ağrılarını azaltıp yaşam kalitelerini artırabilir" ifadelerini kullanıyor:

Farkındalığın nörobiyolojisini ve klinik ortamda bu kadim uygulamadan nasıl yararlanabileceğimizi araştırmaya devam etmekten heyecan duyuyoruz.

Independent Türkçe, New Atlas, Live Science, Biological Psychiatry